KOMİSYON KONUŞMASI

ONUR DÜŞÜNMEZ (Hakkari) - Teşekkür ederim Sayın Başkan, ben de hepinizi tekraren saygıyla selamlıyorum.

Yine ilk başta söylediğim kısmı baştan belirteyim, biz torba yasa mantığına defaatle muhalefetimizi ettik. Bugün karşımızda bulunan yasa teklifinde de bizim onaylayacağımız maddeler, olumlu anlamda düzenlemeler yer alıyor fakat biz geneli üzerinde oylamaya geçtiğimizde geneli üzerinde maalesef ki kanun teklifini reddetmek zorunda kalacağız. Bu mantık, aslında yasa yapma tekniğinin ne kadar farklı sonuçları olduğunu da gözler önüne seriyor. Gelin, bu torba yasa mantığından vazgeçelim Adalet Komisyonu olarak ve maddeleri teker teker getirip olumlu bulduklarımızı oy birliğiyle, değiştirebildiklerimizi değiştirerek, değiştiremediklerimiz hakkında muhalefetimizi yaparak bunu Genel Kurula taşıyalım diyorum. Çünkü iki yargı paketidir biz bu olanaklara sahip olmadık, bir virgülü dahi değiştirme şansımız olmadı ama arkadaşlarımızın her durumda, hem Komisyonda hem Genel Kurulda Anayasa’ya aykırılık iddialarını ve toplumun beklentileri çerçevesinde bu yasalara yaptığımız muhalefeti tekraren yapacağını da bildiriyorum.

Şimdi “Toplumun beklentileri ne düzeyde?” diye bir durum söz konusuydu. Bütün arkadaşlar burada söz kurdular, toplumun beklentilerine yönelik değinilmeyen alanlardan birine değinmek istiyorum tekrara düşmemek adına. Örneğin değinmek istediğim yer: Cezaevleri ve hasta mahpuslar, hasta mahpusların sağlığa erişim haklarının önündeki engellemeler.

Abdurrahman Gemicioğlu, 67 yaşında bir hasta mahpus. Kendisi şu an Van F Tipi Ceza İnfaz Kurumunda bulunmakta. Rektum kanseri olması nedeniyle hem kemoterapi hem radyoterapi almış bir hasta tutsak. Aynı zamanda kalp yetmezliği, hipertansiyon, şeker ve prostat büyümesi hastalıkları var. Bu hastalıklara bağlı olarak psikolojisinde de ciddi bir yıpranma söz konusu ve bu nedenlerle vücudunu kontrol edemeyecek derecede titreme var. Ayrıca, nefes almada güçlük yaşıyor ve işitmede de güçlük çekiyor. İnfaz erteleme talebi var, maalesef ki bugüne kadar aradan üç hafta geçmesine rağmen bu talebe bir yanıt söz konusu değil. Bir an önce infaz erteleme talebinin yerine getirilmesini talep ediyoruz. Bunu ben bizzat Bakan Yardımcımıza bildirmiştim, kendisi not aldığını söylemişti ama henüz hiçbir gelişme söz konusu değil.

Yine, bugün, cezaevlerindeki hasta mahpuslar sorunu kelimenin tam anlamıyla önümüzde duruyor. Hasta mahpuslar, yalnızca hasta mahpusları ve onların ailelerini, yakınlarını ilgilendiren bir sorun değil; hukuken de vicdanen de kabul edilemeyecek toplumsal bir sorundur. Bu sorunlar çözülmeden devam ettiği sürece ne modern ve demokratik bir hukuk devleti olmak mümkündür ne de sağlıklı bir toplum olarak yaşamamız mümkündür.

Bakın, size bir isim söylemek istiyorum: Abdulkadir Kuday… Yakın dönemde hayatını kaybetti, katledilen hasta tutsak diyoruz. Abdulkadir Kuday hepimizin gözleri önünde katledilmiş bir hasta tutsaktır. Nedenlerine gelince: Bizler kendilerini defaaten ziyaret ettik, Bakanlık bünyesinde görüşmeler gerçekleştirdik, bizzat Yılmaz Tunç Bakanımıza bildirimde bulunduk; hastaneye sevki konusunda kendisinin 40 kilonun altına düştüğünü hem kamuoyuyla paylaşmamıza hem bütün sürecin aktörleriyle bunu görüşmemize rağmen maalesef ki infaz erteleme talebi yerine getirilemedi. Bunun nedeni, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezalarında infaz ertelemenin söz konusu olmaması yani infazın kesintisiz olarak devam ettirilmesi durumu. Biz buna ilişkin bir yasa tasarısı önerisi de verdik Meclis Başkanlığına. Hani, toplumun beklentilerini konuşuyoruz ya, bir an önce bizim bu yasaları buradan geçirmemiz gerekiyor, bir an önce ağır hasta tutsakların yaşam hakkını güvencelemek için bu ağırlaştırılmış müebbet hapis cezaları başta olmak üzere ağır hasta tutsakların infaz erteleme taleplerini ivedilikle çözüme kavuşturulacak bir yasal düzenlemeye ihtiyacımız var. Adalet Komisyonundan beklentimiz bu yöndedir.

Yine, aslında geçtiğimiz gün tahliye olmasına rağmen -19 Ekimde- Van’a götürülüp burada tek kişilik hücreye konularak aslında katledilen bir tahliye edilmiş… Yani statüsü de belli değil; tutuklu değil, bir mahkûm değil, tahliyesi gerçekleştirilmiş; yalnız, Hakkâri’ye mahkemeye getirilmişti Serhat Temizer, Erzurum Dumlupınar Cezaevine götürülmek üzere yola çıkılmış ancak havanın kararması nedeniyle Van F Tipi cezaevine alınmış, burada tek kişilik hücreye konulmuş, tek kişilik hücreden sonra fenalaşınca oradan alınıp hastaneye sevki gerçekleştirildiğinde hayatını kaybetmiş. Aslında katledilmiş bir mahpustan bahsediyoruz. Biz tanımı “mahpus” olarak da yapmak istemiyoruz çünkü hürriyeti tahdit durumu da söz konusu; mahkemede tahliye olmasına rağmen herhangi başka bir dosyadan tutuklu olması ya da mahkûmiyeti bulunmamasına rağmen, bu şahıs cezaevine götürüldü, o gece cezaevinde kalacaktı eğer hayatını kaybetmeseydi, hürriyeti tahdit suçu oluşacaktı. Biz, bütün bunlara rağmen kendisinin ne şekilde hayatını kaybettiğini bilmiyoruz, muğlak bir durum söz konusu; kendisinin sara nöbeti geçirmesi akabinde kalp krizinden vefat ettiği ön otopside belirlenen durum bu. Ancak biz, tahliye olduktan sonra Hakkâri ve Van arasındaki yolda ne yaşadığı, Van’da cezaevine konulduğunda idarenin hangi iş ve işlemler yaptığı, niye tahliye olmuş bir tutsağın tek kişilik hücrede kaldığı sorularını cevaplandıramadığımız gibi…

Adalet Komisyonunda tekraren söylüyorum: Hem Abdulkadir Kuday hem Serhat Temizer hepimizin gözleri önünde katledilmişlerdir, bunun başka bir açıklaması yoktur. Bizim eğer Adalet Komisyonu olarak ivedilikle toplumun beklentilerini karşılayacak düzenlemeleri getirecek pozisyonumuz varsa lütfen bir an önce bu iş ve işlemlere, cezaevi idarelerinin keyfîliklerine son verecek, yasal düzenlemeleri hayata geçirecek iş ve işlemleri yapalım diyorum.

Diğer maddelere ilişkin arkadaşlarımızın hepsi söz kurdu. Ben de süresi geldiğinde, maddelere geçildiğinde söz hakkımı saklı tutarak şimdilik geneli üzerinde konuşmamı bitiriyorum. Dediğim şekliyle bu yasada olumlu bulduğumuz kanun maddeleri var ama torba yasa olduğu için geneli üzerinde bir oylamaya geçildiğinde maalesef ki “hayır” oyu vereceğimizi tekraren deklare ediyorum.

Hepinize sabrınız için teşekkür ediyorum.

BAŞKAN CÜNEYT YÜKSEL - Teşekkür ediyorum Sayın Düşünmez.