KOMİSYON KONUŞMASI

SERAP YAZICI ÖZBUDUN (Antalya) - Teşekkür ederim söz verdiğiniz için Sayın Başkan.

HALİL ÖZTÜRK (Kırıkkale) - Başkanım, konuşmadı mı?

BAŞKAN CÜNEYT YÜKSEL - Bir şey ekleyecek herhâlde; onun için söz istediniz değil mi Sayın Özbudun?

SERAP YAZICI ÖZBUDUN (Antalya) - Evet, evet.

BAŞKAN CÜNEYT YÜKSEL - Tamam, buyurun.

HALİL ÖZTÜRK (Kırıkkale) - Kısa galiba, değil mi?

SERAP YAZICI ÖZBUDUN (Antalya) - Net, kısa mı olması gerekiyor?

BAŞKAN CÜNEYT YÜKSEL - Yok, yok, hayır.

Buyurun Sayın Özbudun.

SERAP YAZICI ÖZBUDUN (Antalya) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Ben Sayın Suiçmez’in ortaya koyduğu açıklamalar üzerine Sayın Alan’ın yaptığı bir açıklamaya istinaden söz aldım Anayasa’nın üstünlüğünün önemini vurgulamak üzere, kayıtlara geçmesini özellikle istiyorum.

Şimdi, Sayın Alan dediler ki: “Cumhurbaşkanlığı kararnameleriyle ilgili Anayasa Mahkemesinin kararları oluyor. Dolayısıyla orada ortaya çıkan iptal hükümleri neticesinde biz burada yeni kanun tekliflerini görüşmeye mecbur kalıyoruz.” Doğrudur, biçimsel olarak baktığımızda böyle fakat burada bir hususun özellikle altını çizmek istiyorum. Şimdi, genellikle Genel Kurulda Adalet ve Kalkınma Partisine mensup milletvekilleri Sayın Cumhurbaşkanına övgüler içeren sözler sarf ediyorlar onun gözünde yücelmek ve yükselebilmek için.

ŞENGÜL KARSLI (İstanbul) - Ne münasebet…

SERAP YAZICI ÖZBUDUN (Antalya) - Ama bir saniye, müsaade edin…

ŞENGÜL KARSLI (İstanbul) - Böyle bir ithamda bulunup da “bir saniye” diyemezsiniz.

SERAP YAZICI ÖZBUDUN (Antalya) - Peki, buyurun, cevabınızı verin, ben öyle devam edeyim.

ŞENGÜL KARSLI (İstanbul) - Yani niye aşağılayarak konuşuyorsunuz? Türkiye’nin Cumhurbaşkanı ve Genel Başkanımız, ona yaranmak…

SERAP YAZICI ÖZBUDUN (Antalya) - Ben “Niçin böyle dediniz?” demiyorum; bir konuşmamın devamını dinleyin.

ŞENGÜL KARSLI (İstanbul) - Hakaret edin, biz de dinleyelim!

SERAP YAZICI ÖZBUDUN (Antalya) - Hakaret etmiyorum, bir sabrederseniz…

SİBEL SUİÇMEZ (Trabzon) - Bu ara hakaret algınız da çok hassaslaştı ama yani.

ŞENGÜL KARSLI (İstanbul) - “Yaranmak” ne demek…

SERAP YAZICI ÖZBUDUN (Antalya) - Peki, Sayın Yüksel, hakemlik yapın, ben kurallara riayetkâr bir insanım.

BAŞKAN CÜNEYT YÜKSEL - Evet, buyurun.

SERAP YAZICI ÖZBUDUN (Antalya) - Şimdi, bakınız, Cumhurbaşkanlığı Ofisinde Hukuk Politikaları Kurulu var ve bu kurul Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin muhtemelen içeriğini belirleyen merci oluyor. Sayın Cumhurbaşkanının yüzlerce madde içeren metinleri bizzat kendisinin kaleme alması, bunları Anayasa’ya uygunluk yönünden analiz etmesi eşyanın tabiatına aykırı; Sayın Cumhurbaşkanı bir hukuk profesörü olsaydı dahi buna imkân yoktu. Neden yoktu? Kararnamelerin sayısal çokluğu ve içerdiği maddelerin de çok sayıda olması nedeniyle. Şimdi, çok açık bir hüküm var Anayasa’da; 104'üncü maddenin on yedinci fıkrası çok önemli, her okuyanın anlayacağı bir sınır getirmiş yürütmeye ilişkin konularda. Öbür sınır ne? Münhasıran kanunla düzenlenmesi öngörülmeyen konularda. Demek ki bu iki kriter çok önemli bir ölçüyü ifade ediyor. Şimdi, bugün görüşmekte olduğumuz teklifin çeşitli maddelerinde kendisine referans verilen Anayasa Mahkemesi kararlarını okuduğumuzda; -neleri kastediyorum? 4 Mayıs 2023, 28 Eylül 2023, 8 Kasım 2023- o kadar net ifadelerle verilmiş iptal hükümleri var ki Anayasa Mahkemesinin; aynen bunları söylüyor, diyor ki: “Yürütmeye ilişkin konularda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarılamaz.” “Münhasıran kanunla terk edilen alanda kanun çıkarılamaz.”

Şimdi asıl gelmek istediğim, Sayın Karslı’nın sabırsızlık yaptığı konuya değineyim; bakınız, hukukun bir temel prensibi var: Yetki ve sorumlulukta paralellik ilkesi. Şu anki Anayasa düzeninde Cumhurbaşkanlığı kararnamesini düzenlemeye ve imzalamaya yetkili olan kimdir? Sayın Cumhurbaşkanıdır. Öyleyse, bunun sorumluluğu kime aittir? Kendisine aittir. Oysa bu metinleri yazan hukukçular -yani Hukuk Politikaları Kurulundan bahsediyorum- eğer daha özenli bir çalışma sarf etseler, Sayın Cumhurbaşkanı yönünden gereksiz bir sorumluluk doğurmayacaklar, bu kadar çok ve sistematik Anayasa’ya aykırılık sorunu ortaya çıkmayacak. Daha önemlisi, bakınız; bu özensizlik, neticede Anayasa Mahkemesinin iş yükünü artırıyor. Anayasa Mahkemesi karar veriyor, o karara istinaden biz burada kanun yapıyoruz ve bu kanunlar yapılırken de o Anayasa Mahkemesi kararlarına gerekçe metinlerinde yeterli referans verilmediği için, o kararın hangi ifadesine uygun bir yasa yapılacağı da sarih olmuyor. Dolayısıyla benim dikkat çekmek istediğim husus şu, bakın: Anayasa’nın üstünlüğü ilkesini düzenleyen 11'inci madde “Kanunlar Anayasaya aykırı olamaz.” demekle yetinmiyor, diyor ki: “Anayasa hükümleri, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını bağlar.” Yürütme yetkisi ve görevini düzenleyen 8’inci maddede “Cumhurbaşkanı yürütme yetkisi ve görevini Anayasa’ya ve kanunlara uygun olarak yerine getirir.” deniliyor. Dolayısıyla, bu Cumhurbaşkanlığı kararnameleri kaleme alınırken eğer Hukuk Politikaları Kurulu yeterli özeni gösterirse, birçok sorun ortaya çıkmadan çözülmüş olacak; buna dikkat çekmek istedim.

Teşekkür ederim.