Komisyon Adı | : | ADALET KOMİSYONU |
Konu | : | İstanbul Milletvekili Nurettin Alan ve Karaman Milletvekili Selman Oğuzhan Eser ile 39 Milletvekilinin, Noterlik Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin (2/2616) |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 3 |
Tarih | : | 22 .10.2024 |
ONUR DÜŞÜNMEZ (Hakkari) - Sayın Başkan, ben de bütün arkadaşları saygıyla selamlıyorum.
Anayasa’ya aykırılık üzerine söz almış bulunmaktayım. Daha önce burada iki torba kanun geçirdik; sekizinci ve dokuzuncu yargı paketleri. Maalesef, ikisinde de verdiğimiz Anayasa’ya aykırılık önergelerini, bu devamı niteliğindeki Noterlik Kanunu ve 12 maddede değişiklik yapılması üzerine de tekraren vermiş oluyoruz ve tekrar tekrar size Anayasa’ya aykırılığı anlatmaya çalışıyoruz.
Biz, defaaten torba yasanın bir daha Mecliste tartışılmaması, hele hele tartışılacaksa Adalet Komisyonu gibi içinde -tırnak içerisinde- “adalet” kelimesi geçen bir Komisyonda tartışılmaması gerektiğini dile getirdik. Bugün tekraren söylüyoruz: Sayın Başkan, kanun teklifimizin ismi: Noterlik Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik… Bunun içerisinde ceza yargılamasını da değiştirir bir kanun maddesi ihdasını görüyoruz. Hepimizin üzerinde ısrarla durduğu, bu getirmeye çalıştığınız etki ajanlığı maddesinin isminin değiştirilip casusluk maddesi şeklinde yeniden önümüze getirilmesi durumu…
Serap Hocam, daha önceki dokuzuncu yargı paketindeki Anayasa’ya aykırılıkta belirlilik ilkesini çok güzel tanımlamıştı, bugün, yine, o hatırlatmaya yani o dokuzuncu yargı paketinde yapmış olduğu belirlilik ilkesinin tanımının atfına yer verdi; konuşması için kendisine teşekkür ediyorum. Ben de bir avukat olarak, ceza yargılamasında çalışan bir kardeşiniz olarak şunu söyleyebilirim: Ben bu kanunu okuduğumda neyi, nasıl savunacağımı gerçekten bilmiyorum; belirlilik dediğimiz şey de tam olarak bu. Eğer biz hukuk fakültelerinde öğrenim görmüş ve bu vesileyle hem avukatlık stajı yapmış, devamında da avukatlık yapmış bireyler bu kanundan bir şey anlayamıyorsak bu suçu işleyen hukukçu olmayanlar yani hukukçular dışındaki şahıslar bu suçun kanuni tanımını nasıl intifa edecek ve neye göre kendi işlemlerini, kendi söylemlerini, kendi konfor alanını terk etmemeyi yani bu çizgileri neye göre belirleyecek? Çok merak ediyorum.
Az önce Sayın Alp da dile getirdi; bu, tamamen muhalefetin sesini bastırmaya, sizin gibi düşünmeyenlerin başka suçlardan da cezalandırılmasının yolunu açmaya yönelik bir eylem, bir işlem. Biz, bunu kesinlikle kabul etmiyoruz. Buna karşın, biz, bu konuya hem burada hem Genel Kurulda hem torba yasa mantığı itibarıyla hem belirlilik itibarıyla hem mükerrer cezalandırma itibarıyla hem aynı fiilden iki farklı cezanın olmayacağı durumuyla hem de Anayasa’ya aykırılık konularında defaaten belirttiğimiz çerçeve içinde muhalefetimizi sürdüreceğiz.
Yine, bu kanun teklifinin 9, 10 ve 11'inci maddelerinde hâkim ve savcıların yetki ve görevlerine ilişkin Cumhurbaşkanına verilen yetkinin Anayasa Mahkemesi tarafından kaldırılması durumu söz konusu. 9 ve 10’uncu maddedeki düzenleme yerinde bir düzenleme şeklinde görülüyor ancak 11'inci maddede yine Cumhurbaşkanına biz yetki veriyoruz. Anayasa’nın iptal ettiği maddeyi düzenlerken bile yine Anayasa’ya aykırılık şeklinde 11'inci maddenin devamına biz Cumhurbaşkanına yine bu yetkiyi, Anayasa’nın bozmuş olduğu yetkiyi vermeye çalışıyoruz. Bu yetki devirleri ne zaman sona erecek? Ben gerçekten merak ediyorum. Artık Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin adalet kısmının çökmesi nedeniyle, biz, burada, yargıya verilen yetkilerin, yürütmenin eliyle yargıya dokunma, yargıyı dizayn etme durumunun ortadan kalkmasını defaaten dile getirdik, yine dile getiriyoruz ve talep ediyorum.
Yine, ceza yargılamasına dönecek olursak bizim mahkemelerimizin şu anki durumu gerçekten ortada. Her koşulda, her yerde biz bunları dile getirmeye çalışıyoruz ama maalesef ki karşımızdaki iktidar bloku böyle bir düzenin olmadığını, adaletin düzgün işlediğini ve herhangi bir sıkıntının olmadığını defaaten dile getiriyor. Biz de söylüyoruz, bu yargı çürümüşlüğü içerisinde artık liyakatsizlik mi desem, rüşvet çarkları mı desem ve defaaten bu soruşturmaların üstünün kapatılması durumu göz önünde bulundurulduğunda, biz, bunlara daha fazla yetkiyi… Yani insanları cezalandırmak için özgürlükleri öne çıkarmayı bırakıp, hukuku öne çıkarmayı bırakıp, adaleti tesis etmeyi bırakıp siz insanlara bazı kanunlarda, bazı durumlarda daha az ceza veriyorsunuz. Az önce Sayın Alp’ın da belirttiği gibi, özellikle örgüt üyeliği suçunda yaptığı tanımlamaya katılıyorum; yine, ahmak davasında, yine, gezi yargılamasında… Sizler bu insanlara bir fiilden bir ceza verdiniz ama yetmiyor, daha fazla cezalandırın ve biz bunları -tırnak içerisinde- fişleyelim, diyelim ki bu insanlar aslında casus, bu insanlar… Biz, ülkenin daha müreffeh olması için, daha adilane bir sistemin gelmesi için, daha özgürlükçü, daha demokratik bir ülke olması için söz kurarken, eylem yaparken, çalışma yürütürken kendimizi bir şekilde otosansüre mi götüreceğiz, kendimizi bir şekilde sansüre mi uğratacağız? Ya da özgür basın haber yapınca bizim suç olarak tanımlayamayacağımız, yargılamanın da bu konuda söz ve eylem üretemeyeceği konularda biz onlara aman aman dezenformasyon yasası var, aman aman bu dezenformasyon yasasının devamında da etki ajanlığı var mı diyeceğiz? Etki ajanlığı olduğu için siz söz kurmayın, ülke daha demokratik olmasın, daha demokratik bir işleyişe kavuşmasın, hukuk daha da öne çıkmasın, adaleti tesis etmeyelim mi diyeceğiz?
Yine, Sayın Başkan, teklifin geneline baktığımızda hukuki güvenirlilikten eser yok ama Sayın Alan kendi sunumunda başlangıcı hukuki güvenirlilikle yaptı. Evet, biz hukuki güvenirliliği ötelemek, öncelemek zorundayız ama bu, bu yasayla yapacağımız bir şey değil, bu torba yasayla yapacağımız bir şey değil. Bizim hukuki güvenilirliği tesis edecek iş ve işlemleri ivedilikle bu Komisyona getirmemiz ve ivedilikle buradan çıkacak sonuçlara bağlı olarak bu adalet mekanizmasını işler hâle getirmemiz gerekiyor. Ne yazık ki sekizinci yargı paketinde buna ilişkin bir düzenleme yoktu, dokuzuncu yargı paketinde yoktu, dokuzuncu yargı paketinin devamında yok. Onuncu yargı paketine biz tekrar havale ediyoruz.
Sayın Başkan, bizim öncelikle yapmamız gereken, Anayasa’ya uygun iş ve işlemler yapmak. Evet, biliyorum, her zaman söylediğiniz durum, Anayasa Mahkemesi henüz bir karar vermedi. Yalnız, Anayasa Mahkemesinin vereceği karara kadar biz bunları yürürlüğe sokup insanlara buradan ceza mı verdireceğiz, casusluktan ceza mı alacaklar, sonrasında mı Anayasa’daki o tartışmalar yürüyecek? Yani demek istediğim şu: Önce ceza, sonra özgürlükler mi gelecek? Yoksa biz özgürlükleri önceleyelim, Anayasa’ya aykırılık iddialarımızı değerlendirelim eğer Anayasa’ya aykırı değilse, Anayasa’ya aykırı olmadığını düşünüyorsak, bu tartışmaları burada yapalım, daha sonra kanun maddelerinin ihdasına geçelim diyorum.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN CÜNEYT YÜKSEL - Evet, teşekkür ediyorum Sayın Düşünmez.