KOMİSYON KONUŞMASI

SUAT ÖZÇAĞDAŞ (İstanbul) - Kısaca bir iki şey söylemek istiyorum. Hocam dedi ki: "Çok sayıda soru var ama bunlara yanıt veremiyorum." O zaman bir şeyi eksik bırakıyoruz demektir. Hoca sunum yapıyor... Eleştirmek için söylemiyorum ama eleştiriyorum. Şimdi, yani hocaya biz soru soruyorsak, hocada sorular varsa cevap vermiyorsa burada eksik bir şey var. Yani bu oturumlar iki üç saatte bitecek oturumlar değil. Ben sizi eleştirmiyorum, usulen, bize söylüyorum bunu. Yani o zaman niye çağırdık hocayı? Yani şimdi diyor ki: "Sorular var, sorulara cevap veremiyorum." Biz de diyoruz ki: "Ha, evet." O zaman biz boşa sorduk yani siyaseten konuştuk. Şimdi, bence buna bakmalıyız Sayın Başkanım yani birinci söyleyeceğim bu.

İkinci söyleyeceğim şey; burada görevli kamu görevlileri var, onları gördüm. Onların bize tanıtılmasını yani kimdir, nerede görevlidir, onları bilmemiz çok iyi olur. Biz de kimden nasıl yararlanabileceğimizi biliriz. İkinci ricam da bu.

Üçüncüsü de kaygımı söylüyorum: Bu ritimle gidersek biz bir şey öğrenemeyiz çünkü "İki üç saat toplanalım, haftada bir toplanalım." dersek zaten üç ay artı bir zamanımız var, toplamda işte 12-13 seans demektir bu, oradan bir şey olmaz. Yani o yüzden ritmimizi de bence kontrol etmemiz lazım. O kadar seanstan bir telepatik süreç olmaz yani. Değil mi Hocam? Dolayısıyla konuşmamız gereken şeyler var diye düşünüyorum, bunu da riyasetinize sunmak istedim.