KOMİSYON KONUŞMASI

RADİYE SEZER KATIRCIOĞLU (Kocaeli) - Evet, ben de bir iki cümle eklemek istiyorum.

Öncelikle, hocalarımıza çok teşekkür ederim; Başkanımıza ve buradaki değerli milletvekili arkadaşlarıma çok önemli katkılarda bulundular, önemli tespitler söylediler, hepsi çok kıymetli ve çok değerliydi.

Çocuk söz konusu olduğu zaman akan suların durduğunu biliyoruz. Bu anlamda da bu toplantının, bu Komisyonun çocuklarımız için önemli sonuçlara ve çıktılara vesile olacağına inanıyorum.

Ben de Çocuk Hakları Alt Komisyonu Başkanı olarak, dün bir toplantı yaptık, Beritan Hanım da Musa Bey de Komisyonumuzun üyeleri, önemli bir çalışma yapıyoruz. Nazım Bey ona değindi, dijital mecralarda çocukları bekleyen tehditler ve riskler; işte, orada da istismar var, şiddet var, her türlü kötülük var, terör örgütleri var, LGBTİ var vesaire, orası da bir karanlık dehliz gibi gerçekten büyük bir risk altında. Hani aileyi konuşurken, aile çocuğunu yanında tutarken, "Benim evimde, yanımda." derken bu risk göstermeyen anne-baba, ebeveyn tutumlarının yanında normal bir ailenin içinde bile çocukların başka dış etkenlerle bu dijital ortamlarda çok büyük tehditler altında kaldığını dün ve ondan önce akademisyenlerimizle yaptığımız toplantılarda bunu bir kez daha gördük, bilimsel olarak da fark ettik. Bu kısım çok önemli, belki bu kısma da değinmek gerekiyor.

Sibel Hanım'ın bahsettiği, söylediği şeye, evet, ben de katılıyorum. Suça ağır cezalar verildiği zaman tam tersi bir sonuç verdiğiyle ilgili bir küçük örneği paylaşmak istiyorum. 2018'de yine böyle bir vaka üzerinden Sağlık Bakanlığının koordinasyonunda 5-6 bakanlıktan oluşan bir komisyon kurulmuştu -Cengiz Başkanımız bunu bilir- çocuklarla ilgili, bu çocuk istismarı ve tecavüzüyle ilgili ne yapılabilir diye. O çalışmanın sonucunda bir kanun tasarısı gelmişti, o dönem ben Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu Başkanı olarak Komisyonumuzdan da geçirmiştim. Notlarıma baktım, orada gerçekten çok ağır bir ceza vardı. Orada tartıştığımız konu şuydu: Bu kadar ağır bir ceza verildiği zaman hâkimler... Biliyorsunuz, çocuk istismarında ve tecavüzünde delillendirmek, şahit bulmak çok çok zor, hele aradan zaman geçtiği için. Hâkim iki karar arasında tek kararda zorlanacak yani kendi vicdanıyla kalacak, genelde beraat kararı verecek çünkü tam bir kanıt ortaya konulamadığında ya da bu suçu işleyenin suçunu ortadan kaldırmak için çocukları öldürmeye, daha ağır işkence tarzı sonuçların olabileceği tartışılmıştı. Hemen seçim arifesindeydik, kadük kalan bir yasa tasarısıydı. Pedofili olanlar tespit edildiğinde cinsel isteği azaltan kimyasal bir uygulama tekliflerin arasındaydı vesaire vesaire; notlarıma baktım, çok uzun, vaktinizi almak istemiyorum. Sibel Hanım'ı bu konuda desteklemek adına söyledim.

Bir de bu verileri paylaşmayla ilgili bir vekil arkadaşımız söyledi. Yine, Komisyon Başkanlığım döneminde, ilk dönem KEFEK'te, geçen dönem Çocuk Hakları Alt Komisyon Başkanlığım ve bu dönemde yurt dışında yaptığımız tüm temaslarımızda bakanlarla, bakan yardımcılarıyla, meclis başkanlarıyla, komisyon başkanlarıyla, muadil ekiplerle konuştuğumuzda ben de veri istiyorum yani "Sizin ülkenizde ne kadar çocuk istismarı var ya da ne kadar koruma altında çocuğunuz var?" O kadar şey olsa... Bir tek veri bile alamıyoruz. Biz devlet ilkesi olarak bu... Bütün Almanya da dâhil Fransa, İngiltere, Amerika... Biz bu verileri tabii alıp geliyoruz. Nasıl? Sivil toplum örgütlerinin yaptığı çalışmalar, büyükelçilerimizin elinde olan bilgilerle dönüyoruz. Böyle bir tutum, devlet yönetimindeki ilgili bakanlıklarda ben müşahede ettim, sizlerle de paylaşmak istedim belki böyle bir tutum içinde olunabilir diye.

Bir de çocuk istismarı olsun, kadına yönelik şiddet olsun, toplumsal meselelerde kullanılan dilin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Yine bunun siyasetüstü bir konu olmasının altını çizmemiz, Sibel Hanım, Sayın Vekilim, kullandığımız dil, siyasi kimliğimiz, ideolojimiz, aklınıza gelen her şeyden daha farklı konuyu ele almak adına "siyasetüstü" derken ben onu anlıyorum, öyle bir yaklaşımla ele almamız gerektiğini düşünüyorum. Burada da bu düşünce, bu inanç var, bu tutum var, onun da farkındayım.

Dile gelince, ikincil travmalar, maalesef, kullanılan dillerde çocuklarımız adına ikincil travmalar, yeni yaralar açıldığını da görüyoruz. Medyanın bu konuda haberleştirme dili başta olmak üzere -dizileri, reklamları falan hiç söylemiyorum bile- oradaki yeni yeni hani vakaların olmasına bile ya da ikincil travmaların yanında yeni vakaların oluşmasına bile zemin açtığını biliyoruz. Yıllardır bu konuları çalışan sivil toplum örgütünden gelmiş bir kardeşiniz olarak bunları hep gördük, sizler de zaten -sizin alanınız- bunları biliyorsunuz. Bu anlamda da kullanılan dilin çok önemli olduğunu düşünüyorum.

Ben tekrar toplantımızın hayırlara vesile olmasını, çocuklarımız için en doğru, en güzel kararların verileceğine inandığımı buradan ifade etmek istiyorum.

Çok teşekkür ederim, kısa tutmaya çalıştım mümkün olduğunca.