KOMİSYON KONUŞMASI

SALİHA SERA KADIGİL (İstanbul) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Sayın Bakan, hoşgeldiniz. Çok ağır şeyler konuşuyoruz çünkü berbat bir durumdayız ülkecek ekonomik olarak ve sizin Bakanlığınız, bu berbat ekonomik durumda yurttaşın açlığına, sefaletine bir parça merhem olsun diye kurulan, var olan bir bakanlık ama sizin bütçeniz de berbat bir durumda. Merkezî bütçeden aldığınız pay sadece son iki senede yüzde 2'ye yakın, 1,5'a yakın erimiş durumda. Yani halk hızla yoksullaştırılırken yoksullaştırılan halka yardım etmesi gereken Bakanlığın bütçesinden de çalan bir iktidarla karşı karşıyayız şu anda ve en yüksek pay Bakanlığınızın bütçesinde 220 milyarla yoksullukla mücadeleye ayrılmış durumda. Utanç verici bir rakam bu, ülkemiz adına utanç verici. Demek ki bu kadar çok yardıma muhtaç insan yaşıyor yirmi iki yıldır yönettiğiniz ülkede ve kadınlar aç, çocuklar aç, erkekler aç ama biz yatıp kalkıp "Aileyi koruyacağız..." Hangi aileyi? Sizin koruduğunuz aile kimlerden oluşuyor? Ben bunu gerçekten yıllardır merak ediyorum. Yoksullukla mücadeleye 220 milyar ayırmışsınız. En yüksek pay dediğim gibi.

Başka bir şey söyleyeceğim ben size. Garanti ödemelerine aynı saray rejimi, mensubu bulunduğunuz saray rejimi 204 milyar TL ayırmış. Yani eğer ki biz, bu yap-işlet-devretler üzerinden müteahhitlere paralar akıtmasak sizin övündüğünüz o yardımlar var ya, engellilere, şehit yakınlarına, gazilere, çocuklara, kadınlara, ailelere, yoksullara -övündüğünüz yardımlara- her birine 2 katı fazla para verebilirsiniz. Bunun yerine bunu tercih etmiyor, mensubu olduğunuz Hükûmet müteahhitlere para vermeyi tercih ediyor, Sayın Bakan. Ve arkadaşlar diyor ki: "Son yirmi yılda yaptıklarımızı anlatmaya kalksak yirmi gün sürer." Yapmadıklarınızı anlatmaya kalksak yirmi hafta sürer, emin olun bundan. Ve gelin bir bakalım, o yüzden sadece son üç aya bakacağım ben çünkü zamanımız çok az. İzmir Selçuk'ta 5 çocuk öldü. Çok utandım ben. Milletvekiliyim. Sizin de çok utandığınıza eminim. Az önce Mehmet Bey doğru bir şey söyledi; herkesin çok utanması gereken bir şeydi. Özellikle ama size çok kızdım, 18 kez ziyarete gitmiş olmanız nedeniyle ekstra sinirlendim. Sebebini de söyleyeyim: Ben avukatım Sayın Bakan, gittiniz -siz bizzat elbette gitmediniz- memurlarınız gitti, 18 kez, o barakanın içerisinde 5 yavrucağın babasız bir şekilde yaşadığı şartları gördü ve ne oldu? "Aile vermedi diye almadık bu çocukları." dediniz. Alabilirdiniz Sayın Bakan, çocuk mahkemesine başvurabilirdiniz, tedbir koydurebilirdiniz, alabilirdiniz bunları. Almadınız. Sebebini de söyleyeyim: Yer yok. Böyle, bu şartlarda yaşayan tek çocuk o İzmir'deki 5 çocuk değil, on binlerce hane var bu şekilde.

CEYDA BÖLÜNMEZ ÇANKIRI (İzmir) - Bilmediğiniz bir şeyi konuşmayın.

SALİHA SERA KADIGİL (İstanbul) - On binlerce hanede yüz binlerce çocuk derin yoksulluk içerisinde var olmaya çalışıyor. Alacak yeriniz olmadığı için alamadınız bu çocukları Sayın Bakan ve öldüler. Öldüler. Bu çocuklar neden bir barakanın içerisinde kapısının kolu çıkarılmış bir yerdeydi?

CEYDA BÖLÜNMEZ ÇANKIRI (İzmir) - Evi gördünüz mü, aileyi gördünüz mü?

SALİHA SERA KADIGİL (İstanbul) - Kreşlere geleceğim. Millî Eğitim Bakanı olacak bir zatımuhterem var, çıkmış, açıklama üstüne açıklama yapıyor. Kreşler aslen sizin sorumluluğunuz. Tek bir cümlenizi ben duyamadım. Geçen sene bir cümle duymuştum, sevinmiştim de takdir de etmiştim. Geçen sene burada bir sunum yaptınız, dediniz ki: "Mahalle tipi kreş modelimizle ilgili çalışma başlattık." Ve bunu kadın eşitliği, kadın özgürlüğü üzerinden anlattınız. Bu sene özellikle sunumunuza bu sebeple baktım, 11'inci sayfada demişsiniz ki: "Mahalle tipi kreş modelimizle ilgili çalışma devam ediyor." Rakamlarınıza bakıyorum şimdi Sayın Bakan. 2.242'den 2.880'e çıkmış ve 0-3 yaş için bile değil. Yani Türkiye Cumhuriyeti devletinin Aile Bakanlığı bu sene içerisinde yapa yapa 40 tane kreş yapmış. Kaçı 0-3 bilmiyorum. Siz, bu şekilde mahalle bazlı kreş açmaya kalksanız, 32 bin tane mahalle var bu ülkede, yedi yüz elli yıl sonra her mahallede bir kreş açmış olacaksınız. Yapamıyor musunuz, imkânınız mı yok diye düşünüyorum. Dönüyorum, İBB açıklamasına bakıyorum, mesela beş yılda 105 kreş yapmışlar. Yılda ne diyor? 25. Koskoca Türkiye Cumhuriyeti devletinin Aile Bakanlığı bir tek bir İstanbul Belediyesinin 2 katı kadar mı kreş açabiliyor? Bu mudur sizin çocuklara verdiğiniz değer ve önem?

Hadi bir şey daha sorayım ben. Az önce sordular AKP milletvekilleri, "Belediyeler neden açmıyor, Sığınmaevi açmıyor?" diye sordular mesela değil mi? Ben soruyorum arkadaşlar size: Siz iktidarsınız. Sığınmaevi zorunluluktur 100 binin üzerindeki her belediyede. Neden açmıyorlar, neden açtırmıyorsunuz? Hepinize soruyorum ben bunu. Kreş kısmına gelelim. İş yerlerinde zorunlu değil mi? 150'den fazla çalışanı olan her yerde kreş açmak zorunlu. Siz iktidar vekillerisiniz, siz söylenmek için maaş almıyorsunuz. Siz bu kanunu niye uygulatmıyorsunuz kardeşim? Hep ne yaptığınızı anlatıyorsunuz ya, ne yapmadığınızı anlatıyorum. Ne yaptınız? AKP milletvekilleri, iş yerlerindeki kreş zorunluluğu için ne yapıyorsunuz siz; neden hiç kılınızı kıpırdatmıyorsunuz?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Teşekkür ediyorum.

CEYDA BÖLÜNMEZ ÇANKIRI (İzmir) - Siz AK PARTİ'yi...

SALİHA SERA KADIGİL (İstanbul) - Ancak konuşuyorsunuz, hiçbir şey yapmıyorsunuz. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

ÇİĞDEM ERDOĞAN (Sakarya) - Bırakın anlatsın.

SALİHA SERA KADIGİL (İstanbul) - Neyi anlatsın? Neyi anlatsın?

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Değerli milletvekilleri...

Sayın Şengül Karslı...

Bitti değerli arkadaşlar, teşekkür ediyorum.

SALİHA SERA KADIGİL (İstanbul) - Bakın, iş yeri kreş açmıyor.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Değerli arkadaşlar, Sayın Sayın Kadıgil, teşekkür ediyorum.

Sayın Çankırı... Evet, teşekkür ettik değerli arkadaşlar.

(Gürültüler)

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Değerli arkadaşlar... Değerli arkadaşlar... Değerli arkadaşlar...

ASU KAYA (Osmaniye) - Koskoca Bakanlık açmamış yıllardan beri, ŞÖNİM ayrı, sığınmaevi ayrı. Bakanlığın yapmadığı şeye söyleniyorsunuz ya! Koskoca 1 milyonluk bütçeleriniz var. Açılan kreşi kapatıyorsunuz, "ŞÖNİM niye açmadınız, sığınmaevi niye açmadınız." diyor.

SALİHA SERA KADIGİL (İstanbul) - İşinizi yapın arkadaşlar, işinizi. Benim işim eleştirmek sizin işiniziİ

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Diğer arkadaşlarımızın hakkına girmeyelim lütfen. Lütfen değerli arkadaşlar... Sayın Çankırı, Sayın Kadıgil, Sayın Kaya, her biriniz kendinizi ifade etme imkânına sahipsiniz.

SALİHA SERA KADIGİL (İstanbul) - Sahip değiliz Mehmet Bey.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Bakın, arkadaşlarımız bekliyor. Bu arkadaşlarımızın...

ÇİĞDEM ERDOĞAN (Sakarya) - Sen konuştun, dinledik. Sen de dinle!

SALİHA SERA KADIGİL (İstanbul) - Seninle mi konuşuyorum ben şu an. Sen işini yap! KEFEK Başkanısın sen.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Evet değerli arkadaşlar...

ÇİĞDEM ERDOĞAN (Sakarya) - Bak orada Başkan da Başkan Vekili de. Rahatla.

SALİHA SERA KADIGİL (İstanbul) - Çiğdem Vekilim, neden gidip sen niye kreş açmıyorsun demiyorsun? İktidar vekilisiniz, soruyorum.