ÇİĞDEM ERDOĞAN (Sakarya) - Sayın Başkanım, çok teşekkür ediyorum.

Sayın Bakanım, kıymetli bürokrat arkadaşlarımız; Türkiye Büyük Millet Meclisine hoş geldiniz, bütçeniz hayırlı olsun inşallah.

Kıymetli arkadaşlar, tabii, Sayın Bakanımıza ve Bakanlığa yönelttiğiniz eleştirileri çok yakinen burada dinledim fakat şu çok dikkatimi çekiyor: Yani Sayın Bakanın uluslararası bir sempozyumda ya da uluslararası bir programda konuşmacı olmasında eleştirilecek kısmı gerçekten anlamakta zorlanıyorum, bu anlamda bence sizin de bununla gurur duymanız gerekir.

Bir ikinci şey de şu: Sayın Bakanımız bu salona girerken yüzünün gülümsemesi bir kadın olarak pozitif bir intibadır, bunu destekliyor olmanız lazım. Bu salona girerken suratı asık, nemrut, agresif bir şekilde giriyor olsa bundan daha mı mutlu olurdunuz? Dolayısıyla, Sayın Bakanımıza şartlar ne kadar zor olsa da yüzünün gülümsemesini koruyabildiği için ben çok teşekkür ediyorum.

Benim çok uzun notlarım var, burada size anlatmayı çok arzu ediyorum ama o kadar vaktimin de olmadığının farkındayım, şunu da söylemek istiyorum: Biz yirmi iki yıldır size yaptıklarımızı anlatmaya çalışıyoruz.

SERKAN SARI (Balıkesir) - Biz de yapmadıklarınızı...

ÇİĞDEM ERDOĞAN (Sakarya) - Sizler konuşuyorsunuz, sizler konuşan tarafsınız, bizler yapan tarafız ve yaptıklarımızı da anlatmaya yetiştiremeyen tarafız. Önümde çok fazla not var, anlatacak olsam burada muhtemelen üç gün Aile Bakanlığının yaptıklarını size anlatmak durumunda kalırım ama üç dört dakikaya onları sığdırmaya çalışıyorum.

AYŞE KEŞİR (Düzce) - Siz kaç kadın sığınmaevini kapattınız, onu söyleyin.

ÇİĞDEM ERDOĞAN (Sakarya) - Dolayısıyla, arkadaşlar, konuşan tarafla yapan taraf arasındaki farkı da görüyor olmanız gerekir. Aile Bakanlığının yaptığı iyi şeyler adına sizlerden bir teşekkür duymayı çok önemserdim ama maalesef, tabii ki de gelmedi. Tabii, şuna da bakmanız lazım: Sizlerin yönettiği belediyelerin konserlere verdiği paralara bakıyor musunuz, bununla ne gibi sosyal hizmet çalışmaları yapılabilirdi?

SERKAN SARI (Balıkesir) - Biz sizin belediyelerin hepsine bakıyoruz!

ÇİĞDEM ERDOĞAN (Sakarya) - Mesela Ankara Büyükşehir Belediyesi 202 milyon lira...

SERKAN SARI (Balıkesir) - Sizin belediyelerinizin yaptıklarına bakıyoruz.

ÇİĞDEM ERDOĞAN (Sakarya) - Ankara Büyükşehir Belediyesi...

SEMRA DİNÇER (Ankara) - Her seferinde konuyu değiştiriyorsunuz, her seferinde.

SERKAN SARI (Balıkesir) -

Balıkesir'de de, Ankara'da da, İstanbul'da da sizin belediyelerinizin ne yaptığını çok iyi biliyoruz!

ÇİĞDEM ERDOĞAN (Sakarya) - Arkadaşlar...

SERKAN SARI (Balıkesir) - O paraları nasıl talan ettiğinizi biliyoruz.

ÇİĞDEM ERDOĞAN (Sakarya) - Arkadaşlar, az önce siz ikiniz de konuştunuz, ikinizi de sabırla, nezaketle ve saygıyla dinledim.

SEMRA DİNÇER (Ankara) - Yok, dinlemediniz, araya girdiniz!

SERKAN SARI (Balıkesir) - Yok, dinlemediniz, böldünüz.

ÇİĞDEM ERDOĞAN (Sakarya) - Sizlerden de aynı hassasiyeti bekliyorum.

SERKAN SARI (Balıkesir) - Hayır, öyle bir şey yapmadınız.

ÇİĞDEM ERDOĞAN (Sakarya) - Ankara Büyükşehir Belediyesinin harcadığı konser paralarıyla kaç tane kadın konukevi açılırdı? Kaç tane aileye sosyal destek sağlanırdı?

SERKAN SARI (Balıkesir) - Aile Bakanlığını yönetemiyorsanız bırakın, bizim büyükşehir belediyeleri onu da yapar!

ÇİĞDEM ERDOĞAN (Sakarya) - Kaç tane çocuğa bu anlamda sosyal hizmet çalışması yapılırdı, acaba bunlara baktınız mı?

SERKAN SARI (Balıkesir) - Tamam, Bakanlığın bütçesini devredin o zaman. Bakanlığın bütçesini devredin, belediyelere, belediyelerin kaynaklarına el koyacağınıza.

ÇİĞDEM ERDOĞAN (Sakarya) - Arkadaşlar...

SERKAN SARI (Balıkesir) - Bütçelerini devredin, adaletli, vicdanlı yardımın nasıl yapıldığını görelim!

ÇİĞDEM ERDOĞAN (Sakarya) - Arkadaşlar, burada karşılıklı konuşmuyoruz. Müsaade ederseniz...

SEMRA DİNÇER (Ankara) - ANKAPARK'tan haber ver, ANKAPARK'tan!

ÇİĞDEM ERDOĞAN (Sakarya) - Sayın Başkanım, müsaade ederseniz...

OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Sayın Sarı, Sayın Dinçer, lütfen...

ÇİĞDEM ERDOĞAN (Sakarya) - Ben sizin neden bu kadar sinirlendiğinizi anlıyorum. Eyvallah, siz de haklısınız, ben de sizin yerinizde oturuyor olsam ve böyle cümleler duysam utanır ve sinirlenirdim; çok haklısınız.

SEMRA DİNÇER (Ankara) - Demin de siz öyleydiniz, demin de siz öyleydiniz.

ÇİĞDEM ERDOĞAN (Sakarya) - Evet, tabii, Sayın Bakana şunu da ifade etmek istiyorum. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının şu mottosu çok önemli: "Güçlü kadın, güçlü aile, güçlü toplum." Tabii, bunu söylediğimizde de arkadaşlar rahatsız oluyor fakat biz kadını bireyselde değerlendirdiğimiz gibi, toplumun en küçük yapı taşı olan ailenin ve sonra toplumun içinde değerlendiriyoruz, bu anlamda da özellikle güçlü kadın temalı çok önemli bir strateji belgesi var -muhtemelen okumadınız- ondan biraz bahsetmek istiyorum sizlerin de bağırmalarından artakalan vakitte.

2024-2028 Kadının Güçlenmesi Strateji Belgesi ve Eylem Planı var, lütfen alın ve okuyun. Burada çok önemli beş tane başlık var: Eğitim, sağlık, ekonomi, liderlik ve karar alma mekanizmalarına katılım, çevre ve iklim değişikliği. Dolayısıyla, bu strateji belgesi kadının güçlenmesini bu alanlarda sağlayacak, oluşturacak altyapıyı oluşturmuş bir belge. Özellikle, hep bunu ifade ettiğimiz eğitim kısmının çok önemli olduğu kanaatindeyim. Kadının eğitim kısmındaki veriler -sadece onu söyleyebileceğim, zamanım çok daraldı- 6 yaş ve üzeri nüfus içinde kadın okuryazarlık oranı 2002'de arkadaşlar, yüzde 79'ken bugün yüzde 96'ya yükselmiş. İnşallah, hep birlikte bunu yüzde 100 yapıyor olmamız lazım.

Yine, 2002-2003 eğitim öğretim yılında ortaöğretim düzeyindeki kız çocuklarının okullaşma oranı yüzde 45'ken bugün gelinen nokta yüzde 88,71; bunu yüzde 100 nasıl yapabilirizi çalışıyor olmamız lazım birbirimize bağırmak yerine.

Yine, yükseköğretimdeki oranlar da 2002'de yüzde 13'ken bugün gelinen nokta yüzde 49,03. Şimdi, Aile Bakanlığının bu strateji belgesinde bunu daha üste, yüzde 100'e nasıl tamamlayabiliriz, bunu adım adım anlatmışlar, bir bakmanızı öneriyorum.

Yine, kadın ve sağlık bölümü var ve diğer bölümler var.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ÇİĞDEM ERDOĞAN (Sakarya) - Başkanım, son bir dakika daha alayım.

OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Lütfen... Başında da söyledim.

ÇİĞDEM ERDOĞAN (Sakarya) - Toparlıyorum, hemen toparlıyorum Başkanım.

OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Sayın Erdoğan, böyle bir usulü hiç başlatmadık çünkü 40 kişi konuşuyor.

ÇİĞDEM ERDOĞAN (Sakarya) - Başkanım, arkadaşlar çok bağırdı.

OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Hemen selamlamanızı yapın.

SEMRA DİNÇER (Ankara) - Siz de bağırdınız, siz de bağırdınız.

Başkanım, demin onlar da bağırdı.

CAVİT ARI (Antalya) - Sayın Başkanım, ek süre verebilirsiniz, bizce hiçbir mahzuru yok.

OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Teşekkür ediyoruz, sağ olun.

ÇİĞDEM ERDOĞAN (Sakarya) - Bu strateji belgesini hazırladığı için teşekkür ediyorum hem Sayın Bakanımıza hem tüm heyetine.

SEVDA KARACA DEMİR (Gaziantep) - Ek süreyi artık biz de bekliyoruz Sayın Başkanım.

OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Süre vermedim.

SEMRA DİNÇER (Ankara) - Ek süre vermediniz mi?

OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Vermedim.

SEVDA KARACA DEMİR (Gaziantep) - Ek süreyi bekliyoruz biz de.

OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Sayın Karaca, hiç kimseye ek süre vermiyoruz.

BURCUGÜL ÇUBUK (İzmir) - Süremiz bittiğinde konuşmamızı tamamlamayı bekliyoruz.

OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Sizinkileri de çok bekledim selamlamada, o kadarını da yapmamı istemiyorsanız öyle davranalım.

ÇİĞDEM ERDOĞAN (Sakarya) - Bir teşekkür ettim arkadaşlar ya! O bile fazla geldi ya!