Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
Konu | : | 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/278) ve 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/277) ile Sayıştay tezkereleri a)Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 3 |
Tarih | : | 27 .11.2024 |
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Bakanım, 2022 yılında 575 bin çift evlenmiş, 2023 yılında bu rakam 565 bin çifte düşmüş; nüfus artıyor ancak evlenme sayısı azalıyor. Bu, kaba evlenme hızında da geçerli. 2023 yılında kaba evlenme hızı binde 6,63 iken, 2009 yılında bu rakam binde 9'du, 2013'te binde 8,03'tü yani çok ciddi bir azalma var. Boşanma istatistiklerine baktığımız zaman da burada çok ciddi bir artış söz konusu. 2001 yılında kaba boşanma hızı binde 1,41 iken 2023 yılında bu rakam binde 2,01'e gelmiş yani ciddi bir artış var ve bu boşanmaların yüzde 33'ü yani her 3 boşanmadan 1 tanesi beş yıllık evlilikler arasından gerçekleşiyor ve en son 2023 yılında toplam 171 bin çocuğumuz bu durumdan etkilenmiş durumda. Evlenme yaşı da artıyor, hem kadında hem erkekte evlenme yaşı artıyor. Kadınlarda ilk doğum yaşı ileri tarihlere sarkıyor. Artık bu memlekette evlenmek neredeyse imkânsız hâle gelmiş; ya, bunun içerisinde ekonomik durumların da çok ciddi payı olduğunu biz sahada görüyoruz. Çiftler evlilik hayallerini hep ötelemek zorunda kalıyorlar. Siz de bunun farkında olmalısınız ki çeşitli projeler ortaya sunuyorsunuz. Daha önce "çeyiz hesabı" diye bir hesap vardı; ben bakıyorum, çok fazla rağbet görmemiş. Bugünkü sunumunuzda da kredi veriyorsunuz, sadece 5 bin çifte kredi vermişsiniz yani benim gördüğüm manzara aile kurumu ciddi şekilde yara almakta. Ben bakıyorum, bütçemize bakıyorum, bütçemizden ailenin korunması ve güçlendirilmesine ayrılan kaynak ne kadar diye; sadece 16 milyar 666 milyon lira yani bütçemizin binde 1'i. Yani ortada böyle bir tablo var, rakamlar ortada; ailenin korunması ve güçlendirilmesine ancak bütçenin sadece binde 1'ini ayırmaktayız. Türkiye, artık genç bir ülke değil, genç nüfusa sahip bir ülke değil, hızla yaşlanıyoruz ve belki de dünya da en hızlı yaşlanan ülkelerden bir tanesiyiz. Bakın, şu anda yüzde 10,2; 2040 yılında bu yüzde 16,3 olacak yani 65 yaş üstü yurttaşlarımızın toplam içindeki oranının 2060 yılında yani otuz beş yıl sonra yüzde 22,6 olacağı tahmin ediliyor. Bugün Fransa'da bu oran yüzde 21,7. Bakın, Fransa yüzde 10'dan yüzde 22'ye yüz elli yıl içerisinde ulaştı yani yüz elli yılda, yaşlı nüfusun yüzde 10'dan yüzde 22'ye ulaşması yüz elli yılda oldu. Bizim ülkemizde bu süreç otuz beş senede olacak ve çok büyük problemimiz var. Nedir biliyor musunuz problemimiz? Biz yoksul yaşlanıyoruz, en büyük problemlerimizden bir tanesi bu. Hâl böyleyken aktif yaşlanma programına ayrılan bütçeye bakıyorum ben bütçemizde; 15 milyar 97 milyon lira yani bütçemizin binde 1'i yani böyle bir gerçeklik var. Bu durumda bizim bütçeden bu aktif yaşlanma programına daha fazla kaynak aktarmamız gerekirken sadece binde 1...
Ülkemizde en büyük problemlerden bir tanesi, ne yazık ki bağımlılık, uyuşturucu yani geçmişte uyuşturucu ticaretinde transit bir noktada bulunan ülkemizde şu anda bağımlılık oranı ne yazık ki artmakta. Bir anket yapılmış, 2019 yılında yapılan anket, algıyı ben size söylemek istiyorum: Katılımcıların yüzde 65'i bu uyuşturucu bağımlılığını toplumsal bir sorun olarak nitelendirmekte ve yüzde 23'ü çevresinde uyuşturucu kullanan insanlar olduğunu söylemekte yani neredeyse her 4 kişiden 1'i çevresinde uyuşturucu kullanan insan olduğundan bahsetmekte ve yüzde 7,2'si -katılımcıların neredeyse yüzde 8'i- hayatında en az bir kere uyuşturucu kullandığını beyan etmiş. Uyuşturucu kullanım yaşı düşmekte, yakalanan uyuşturucu miktarı artmakta ve uyuşturucu suçlarında çok ciddi artış söz konusu. Cezaevinde yatan her 3 hükümlü ve tutuklunun 1'i uyuşturucu suçundan yatmakta. Bağımlılıkla mücadeleye bütçeden ne kadar para ayrılmış diye bakıyoruz: 11 milyar 897 milyon lira; bütçemizin on binde 8'i Sayın Bakanım, on binde 8'i.
Ve Bakanlığınızda -bugün başka milletvekilleri de bahsetti- en önemli konulardan bir tanesi kadın, kadının güçlendirilmesi. Bakanlıktan kadının adını çıkartmışsınız. Bütçeye bakıyoruz -bir film vardı "Kadının Adı Yok" diye- bütçenizde de kadının adı yok yani acı bir gerçek bu. Kadının güçlenmesi programına -ki çok ciddi bir toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin olduğu bir ülkeden bahsediyoruz, her şey de görebilirsiniz- ayırdığınız rakam 5 milyar 941 milyon lira, on binde 4.
Yoksullukla mücadele en önemli görevlerinizden bir tanesi. Sosyal yardım harcamalarına baktığımız zaman, 2024 yılında 497 milyar liraymış, bütçenin yüzde 4,5'i; yıl 2025, önümüzdeki yıl 650 milyar liraya çıkacak ama bütçedeki payı azalmış, yüzde 4,4. Gayrisafi yurt içi hasılaya baktığımızda 2024'te yüzde 1,2'sini ayırmayı planlamışsınız fakat gerçekleşme yüzde 1,1; 2025'te de değişen bir şey yok, yüzde 1,1.
Sosyal koruma harcamalarını biraz evvel milletvekilimiz gayet güzel açıkladı. Şu anda Avrupa'da sosyal korumaya en düşük miktarda gayrisafi yurt içi hasılaya göre pay ayıran ülke ne yazık ki Türkiye. Şartlı eğitim yardımı veriyorsunuz; çok çeşitli yardımlar var, esasında bunlara bir çekidüzen verilmesi lazım, bu kadar dağınıklık olmaz. Şartlı eğitim yardımı veriyorsunuz çocuklarımıza; 2024 yılı Eylül ayında 127 milyon 703 bin 250 lira para dağıtmışsınız, bundan yararlanan 1 milyon 243 bin kişi. Ortalama ne kadar biliyor musunuz? 102 lira yani ayda 102 lira para dağıtmışsınız. Burada bir tuhaflık var. Aynı yardımı yabancılara da yapıyorsunuz, yabancı öğrencilere de yapıyorsunuz, çocuklara da yapıyorsunuz; oradaki ortalama 306 lira yani Türkiye Cumhuriyeti yurttaşı çocuklarımıza vermiş olduğunuz aylık miktar zaten 102 lira, siz bunun 3 katını -306 lira- veriyorsunuz yabancı çocuklarımıza.
Kadın cinayetlerinde -buradaki bütün herkes bahsetti- artış var. Benim burada esasında dikkatinizi çekmek istediğim şey kuşkulu ölümler, şüpheli kadın ölümleri; bunda çok ciddi artış var, hakikaten de ciddi artış var. Mesela, 2019 yılında 115'miş, 2023 yılında bu rakam 245'e çıkmış yani bu önemli bir sorun. Bugün bir haber var; Duygu Bölükbaş diye bir kadınımız 2022 yılında evinin banyosunda asılı şekilde bulunmuş, "intihar" denilmiş. Ailesi ısrarla devam etmiş, demiş ki: "Bu, intihar olamaz." İki yıl sürmüş mücadeleleri ve intihar olmadığı, sevgilisi tarafından öldürüldüğü, cinayete kurban gittiği tespit edilmiş. Yani bu konuda ne yapmayı düşünüyorsunuz?
Ve önemli bir soru soracağım size Sayın Bakanım: Ya, şu fotoğraf gerçek mi, hakikaten de gerçek mi? Bakın, bu, İzmir'de 5 çocuğumuza mezar olan evin fotoğrafı. Ben bunun gerçek olduğuna inanmadım; araştırdım, hakikaten de gerçek yani bu fotoğraf gerçek olamayacak kadar acı bir fotoğraf. Bu evde yaşananlar gerçek olamayacak kadar acı. Yaşları 1 ile 5 arasında değişen 5 çocuğumuz anneleri tarafından eve kilitleniyor. Anne bağımlı, baba bağımlı...
AİLE VE SOSYAL HİZMETLER BAKANI MAHİNUR ÖZDEMİR GÖKTAŞ - Anne bağımlı değil.
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Babası bağımlı o zaman. Tamam, babası bağımlı yani çok da bir şey...
AİLE VE SOSYAL HİZMETLER BAKANI MAHİNUR ÖZDEMİR GÖKTAŞ - Baba açık cezaevinde.
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Ama uyuşturucu suçundan bildiğim kadarıyla. Neyse sorun değil ya, problem değil, bağımlı değil bunlar. Bunlar bağımlı olmasınlar. 5 çocuk var, yaşları 1 ile 5 arasında. Bakın, her yıl bir çocuk doğurmuş yani bu Sağlık Bakanlığıyla aranızda çok ciddi bir sıkıntı olduğunu da ben buradan çıkarmaktayım. Yani bu çocuklarımız öldü. Bakın, bu çocuklarımız öldü ve 18 defa gitmişsiniz. Ya, Kurumunuzdan buraya 18 defa gidiliyor ve bu çocukların yaşamasını sağlayamamışız; bu, büyük bir problemdir. Bu çocukların koruma altına alınması lazımdı ama alamadık.
AİLE VE SOSYAL HİZMETLER BAKANI MAHİNUR ÖZDEMİR GÖKTAŞ - "İntihar edeceğim." diyor.
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Koruma altına alamadık ne yazık ki Sayın Bakan, bunun bir şeyi yok ya da yasalarda sıkıntı var, oturalım, konuşalım. Bir kere bu manzara, acı bir manzara, insanlar bu evlerde oturuyorlar.
Başka bir şey söyleyeyim: Hadi bunları koruma altına alamadınız, korumanız altında olan çocuğumuz Niğde'de, rehabilitasyon merkezinde işkence edilerek öldürülüyor. Kanım dondu ya, bakın o tutanaklara... Kanım dondu; ölüyor, dört saat sonra yanından insanlar geçiyor, tepikliyorlar, tekmeliyorlar, dört saat sonra öldüğünü öğreniyorlar. Bakın, koruma altına almıyoruz, koruma altına aldıklarımızı da ne yazık ki yaşatamıyoruz.
Sayın Bakanım, siz Belçika'da parlamenterlik yaptınız, Belçika'da yaşıyorsunuz; size bir sorum var: Şayet burada...
JÜLİDE SARIEROĞLU (Ankara) - Ne demek ya "Belçika'da yaşıyor."
ÇİĞDEM ERDOĞAN (Sakarya) - Burada yaşıyor ya.
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Pardon, yaşadınız, çok affedersiniz. Yaşamadınız mı? Yaşadınız.
JÜLİDE SARIEROĞLU (Ankara) - İnsaf! Çok çirkin! Bir kadınla konuşuyorsunuz.
AİLE VE SOSYAL HİZMETLER BAKANI MAHİNUR ÖZDEMİR GÖKTAŞ - Yaşıyordum.
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Çok affedersiniz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
SEMRA DİNÇER (Ankara) - Ne var, ne dedi ya şimdi?
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Sayın Vehbi Bakırlıoğlu, bir dakika ek süre...
Buyurun.
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Şayet, siz Belçika'da Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı konumunda olsanız, otursaydınız bu olaylardan bir tanesi yaşanmış olsaydı bir saat bile oturamazdınız o koltukta.
AİLE VE SOSYAL HİZMETLER BAKANI MAHİNUR ÖZDEMİR GÖKTAŞ - Oluyor Sayın Vekilim, oluyor.
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Bakın, bir saat bile oturamazdınız o koltukta. Neden istifa etmiyorsunuz?
AİLE VE SOSYAL HİZMETLER BAKANI MAHİNUR ÖZDEMİR GÖKTAŞ - Sayın Vekil, bunlar orada da oluyor ama böyle politize edilmiyor, biliyor musunuz?
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Neden istifa etmiyorsunuz Sayın Bakan?
AİLE VE SOSYAL HİZMETLER BAKANI MAHİNUR ÖZDEMİR GÖKTAŞ - Bu şekilde politize edilmiyor Sayın Vekil.
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Neden istifa etmiyorsunuz, bir saat bile duramazdınız Sayın Bakan. Sayın Bakan...
JÜLİDE SARIEROĞLU (Ankara) - 5 çocuğunu kaybetmiş anneyi, babayı siyasi istismar malzemesi yapıyorsunuz.
BURCUGÜL ÇUBUK (İzmir) - Yoksulluk siyasetin konusudur.
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Ya, ben bir şey söylüyorum, bana niye müdahale ediyorsunuz ya. Benim demokratik hakkım değil mi, bir Bakanı istifaya çağırmak bir milletvekilinin demokratik hakkı değil midir? (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
SEVDA KARACA DEMİR (Gaziantep) - Siyasi kararlar nedeniyle oluyorsa siyaseten tartışılacak tabii. Nasıl tartışılacaktı?
JÜLİDE SARIEROĞLU (Ankara) - Siyasi... Herkes üzgün.
SEVDA KARACA DEMİR (Gaziantep) - Siyaseten aldığınız kararların sorunlarını yaşıyoruz biz böyle!
BURCUGÜL ÇUBUK (İzmir) - Üzgünlükleri değil, yaklaşımları tartışıyoruz.
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Bu manzaranın yaşandığı bir ülkede, bu eylemlerin olduğu, bu ölümlerin olduğu bir ülkede, kusura bakmayın, o Bakanlık koltuğunda oturmamanız gerekliydi, istifa etmeniz gerekliydi.
AİLE VE SOSYAL HİZMETLER BAKANI MAHİNUR ÖZDEMİR GÖKTAŞ - Sayın Vekil, şu fotoğraf...
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Sayın Bakanım...
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Ben sizi bir kere daha istifaya çağırıyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
AİLE VE SOSYAL HİZMETLER BAKANI MAHİNUR ÖZDEMİR GÖKTAŞ - Sayın Vekil...
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Sayın Bakanım...
NİLGÜN ÖK (Denizli) - Hayır, sizin demenizle mi istifa edecek yani. Görevini yapıyor.
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Ben size Avrupa'da bakanların hangi gerekçelerle istifa ettiklerini tek tek sıralayacağım...(AK PARTİ sıralarından gürültüler)
JÜLİDE SARIEROĞLU (Ankara) - Cenazeye bile katılmamış...
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Sayın Bakırlıoğlu, süre doldu.
Teşekkür ederim.
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Ben size bir soru sordum.
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Sayın Bakırlıoğlu...
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Siz de cevabını bana verdiniz, istifa etmeye niyetiniz yok anladığım kadarıyla.
NİLGÜN ÖK (Denizli) - Ne demek ya "İstifaya davet ediyorum."
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Ben sizin vicdanınıza bırakıyorum Sayın Bakan.
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Sayın Bakırlıoğlu, süre bitti. Lütfen...
Sayın Bakanım, size en son vereceğimiz o sürede, bunlar not alınırsa, daha geniş anlatma imkânınız olacak inşallah.
AİLE VE SOSYAL HİZMETLER BAKANI MAHİNUR ÖZDEMİR GÖKTAŞ - Biz İzmir'de... Oradaydınız Sayın Vekil. Siz nereden bağlandınız? Barselona'dan bağlandınız, tamam mı!
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Ben bağlanmadım ya.
AİLE VE SOSYAL HİZMETLER BAKANI MAHİNUR ÖZDEMİR GÖKTAŞ - Ben anlatayım kimin bağlandığını.
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Ben sizinle konuşuyorum hanımefendi.
AİLE VE SOSYAL HİZMETLER BAKANI MAHİNUR ÖZDEMİR GÖKTAŞ - Belediye Başkanı bağlandı. Peki, Belediye Başkanı kim?
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Ben sizinle konuşuyorum, sizin muhatabınız şu anda benim.
AİLE VE SOSYAL HİZMETLER BAKANI MAHİNUR ÖZDEMİR GÖKTAŞ - Sizin Belediye Başkanınız kim?
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Ya, ben, bakın, hanımefendi, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanıyla konuşuyorum, milletvekiliyle ne alakası var?
AİLE VE SOSYAL HİZMETLER BAKANI MAHİNUR ÖZDEMİR GÖKTAŞ - Belediye Başkanınız Barselona'dan bağlandı.
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Ne alakası var milletvekiliyle?
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Sayın Bakırlıoğlu... Sayın Bakanım, bu konuyu...
SEMRA DİNÇER (Ankara) - Belediye Başkanıyla mı savunuyorsunuz kendinizi, bununla mı savunuyorsunuz!
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Belediye Başkanının sorumluluğu mu? (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Sayın Bakırlıoğlu...
AİLE VE SOSYAL HİZMETLER BAKANI MAHİNUR ÖZDEMİR GÖKTAŞ - Belediye Başkanınız...
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Sayın Bakanım...
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Ya, Belediye Başkanının sorumluluğu mu? Eğer onun sorumluluğuysa istifaya davet... (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Sayın Bakırlıoğlu...
AİLE VE SOSYAL HİZMETLER BAKANI MAHİNUR ÖZDEMİR GÖKTAŞ - Belediye Başkanınız Barselona'dan...
SEMRA DİNÇER (Ankara) - Belediye Başkanının sorumluluğu mu?
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Sayın Bakanım...
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Eğer Belediye Başkanının sorumluluğundaysa derhâl istifasını sunsun, derhâl! (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
NİLGÜN ÖK (Denizli) - Belediye Başkanınız nerede!
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Belediye Başkanının sorumluluğu mu!
NİLGÜN ÖK (Denizli) - Otur, otur! Niye ayağa kalkıyorsun!
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Ama sorumluluk sizin!
NİLGÜN ÖK (Denizli) - Bugüne kadar 18 defa ziyaret etmiş.
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Sayın Bakırlıoğlu, lütfen...
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Bunu böyle açıklayamazsınız, siz sorumlusunuz!
NİLGÜN ÖK (Denizli) - Niye ayağa kalkıyorsun!
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) -
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Sayın Bakırlıoğlu...
NİLGÜN ÖK (Denizli) - Hayır, niye ayağa kalkıyorsunuz!
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Görmüyorum ya!
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Sayın Bakırlıoğlu yani sizin konuşmalarınızı biliyoruz.
NİLGÜN ÖK (Denizli) - Öyle şey mi olur ya! Niye? Kadın diye yapıyorsun değil mi?
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Ya, üzerine mi yürüdüm? Ne yapıyorsunuz siz?
NİLGÜN ÖK (Denizli) - Zayıf gördüğün için ayağa kalkıyorsun.
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Ne alakası var! Nasıl bir cinsiyetçi yaklaşım bu ya!
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Arkadaşlar, tamam.
SEMRA DİNÇER (Ankara) - Siz kendinizle karıştırdınız, bizi kendinizle karıştırdınız!
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Kendisi zayıf bir insan mı?
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Bakın, arkadaşlar, lütfen...
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Siz şu anda Bakana hakaret ediyorsunuz.
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Sayın Bakırlıoğlu...
NİLGÜN ÖK (Denizli) - Hayır, ben hakaret etmiyorum. Diğerlerinde de böyle ayağa kalkarak...
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Bakana hakaret ediyorsunuz, cinsiyetçi bir söylemde bulunuyorsunuz.
NİLGÜN ÖK (Denizli) - Niye ayağa kalkıyorsunuz!
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Nilgün Hanım, lütfen oturur musunuz?
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Ne demek yani ben kadın olduğu için mi yükleniyorum? Bırakın bu işleri!
NİLGÜN ÖK (Denizli) - Hayır, ayağa kalkarak...
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Nilgün Hanım, lütfen oturun yerinize.
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Öyle şey olur mu?
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Arkadaşlar...
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Ben Bakanı göremediğim için ayağa kalktım.
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Ya, Bakırlıoğlu, defalarca söyledim. Sayın Bakırlıoğlu...
NİLGÜN ÖK (Denizli) - Ya, öyle bir üslup var mı ayağa kalkarak? Niye göremiyorsun?
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Sen niye ayağa kalkıyorsun, üzerime geliyorsun?
NİLGÜN ÖK (Denizli) - Hayır, ben üzerine gelmiyorum, seni oturtmak niyetim.
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Ya, Allah aşkına, ne yapacağım ben? Benden ne istiyorsunuz?
NİLGÜN ÖK (Denizli) - Diğer bütçelerde niye ayağa kalkmadınız da bugün...
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Sayın Ök, oturalım lütfen.
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Hayır, bir kadına şiddet yapacağımı mı, darbedeceğimi mi düşünüyorsunuz; ne düşünüyorsunuz? Allah Allah ya! (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Sayın Bakırlıoğlu...
Arkadaşlar, aksi takdirde ara vereceğiz. Yine, bizden gidecek süreler.
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Bana bir şey söylemeyin Sayın Başkan, lütfen bu tarafa söyleyin.
NİLGÜN ÖK (Denizli) - Diğer günler ayağa kalkmadın da bugün niye kalktın? Niye, niye?
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Ama Sayın Bakırlıoğlu yani bu işi böyle...
CEVDET AKAY (Karabük) - Öyle bir niyeti olmaz Başkanım.
JÜLİDE SARIEROĞLU (Ankara) - Üslubuna dikkat ederek konuşacak.
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Dakikanızı uzattık, söylenen söylendi ve sizi biliyoruz, her zaman makul bir konuşma tarzınız var. Lütfen...
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Bakın, ben zaten kesecektim Sayın Başkanım yani müdahale olmasaydı.
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Lütfen...
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Sayın Bakan müdahale etmemiş olsaydı... Bakan cevap verdi.