KOMİSYON KONUŞMASI

AYLİN YAMAN (Ankara) - Sayın Başkan, Sayın Bakan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Ben bugün dört başlıkta konuyu özetlemeye çalışacağım ama temel vurgum şu olacak: Bütçe disiplininden yine uzak bir bütçe görüyoruz. Geçen yıl da benzer şeyleri vurgulamıştım. Bazı konularda düzenlemeler yapılmış, onu fark ediyorum ama genel olarak disiplinsiz bir bütçe söz konusu. Biliyorsunuz, nüfusun yüzde 10,2'si, 65 yaş üstünde yaklaşık 9 milyon nüfusumuz var, bunun da büyük bir ağırlığı 65 ile 74 yaş arasında. Burada 75 yaşından sonra esas bakım ihtiyacı başlıyor. 100 yaşının üstünde tam 6.609 kişi var bu ülkede. Çalışma çağındaki her 100 kişiye düşen oran -ki biz buna "yaşlı bağımlılık oranı" diyoruz- oldukça yükselmeye başladı, yüzde 15 ve şehirler arasında ciddi farklılıklar var. Bunu şunun için koydum: Sinop en fazla yaşlımızın olduğu il, bizim genel ortalamamız yüzde 10,2 iken Sinop'ta yüzde 20. Oysa biz yaşlı bakım merkezi mantığında planlamayı bölgeler arası farklılıkları gözetmeksizin yapıyoruz maalesef. 25 milyon hane var ülkede, bunun dörtte 1'inde 65 yaş üstü yaşıyor ve bunun da dörtte 1'i tek başına yaşıyor yani yaklaşık 1,5 milyon yaşlı tek yaşıyor; bunun da dörtte 3'ü tek başına yaşayan kadınlar. Dolayısıyla, kadının yaşlılığı bizim için çok daha önemli, güvencesiz olduğu için çok daha önemli. Biliyorsunuz, kadınlar erkeklerden 5,3 yıl daha fazla yaşıyor.

Şimdi, sizin hedeflerinize bakacak olursak ikinci maddede "huzur evleri ve yaşlı bakım rehabilitasyon merkezlerinden hizmet alan yaşlı sayısı" demişsiniz, bir sonraki yıla sadece 50 kişi artırmışsınız ama daha garip olanı, kadın sayısına baktığınızda o da 50 kişi artmış. Bu şu mu demek oluyor: Sadece kadın mı alacaksınız acaba önümüzdeki yıl? Bence bu da özensizlikten kaynaklanıyor. Bir oran; sportif etkinliklere katılım. Ben geçen yıl da vurgulamıştım, böyle bir oran olamaz hedeflerle yönetimde. Üstelik de gördüğünüz gibi azalan bir oran yani daha mı az etkinliğe katılmasını istiyorsunuz? Bizim 461 yaşlı bakım merkezinin yaklaşık yüzde 60'ı özelde, aynen yenidoğanda olduğu gibi. Bakın, yatakların yüzde 50'si özelde. Bizim 65 yaş üstü yaşlı aylığı sadece 4.180 lira ve özeldeki yaşlı bakım merkezlerinin aylık ortalama ücreti 40 bin lira. Aslolan, yerinde yaşlanmayı destekleyecek evde bakım sistemleri ama Türkiye'de palyatif bakım çok zayıf olduğu için bizim yaşlı bakım merkezlerini de destekliyor olmamız lazım Türkiye özelinde.

Bakın, yaşlıların toplumsal hayata katılımı için koyduğunuz hedef son derece özensiz; bir araç sayısıyla toplumsal hayata katılıma bakamazsınız. Bizim bakmamız gereken hâlâ bu nüfusun yüzde 13,5'i okuma yazma bilmiyor, kadınların yüzde 21'i bilmiyor bu grupta; bizim okuma yazma seferberliği yapmamız lazım bu grup için. 65 yaşın üstünde obezite hızla artıyor; bu, yoksulluktan artıyor, başka bir şey anlaşılmasın ve kadınların da yüzde 36'sı obez; bu, hastalıkları da getiriyor ve fiziksel kısıtlılığı da getiriyor.

Dijital okuryazarlığa ağırlık vermeliyiz. Bakın, 2018'den 2023'e çok güzel artış olmuş, yüzde 40 internet kullanımı var, buna asılmalıyız çünkü dünya dijital artık. Ücretsiz ulaşım, ücretsiz sanatsal aktivitelere katılım bu grupta çok önemli. Bizim esas yapmamız gereken, orta vadeli planda da olan ama bugüne kadar hiç el değdirmediğiniz bakım güvence sistemini hayata geçirmek olmalı. Temel sorunumuz yoksullaşarak yaşlanma bizde.

Yaşlı bakım merkezlerindeki hedef şunlar olmalı: Bası yarası oranları, yaşlı düşme oranları -bunlar uluslararası kriterler- giriş çıkış arasındaki beslenme endeksi ve giriş çıkış arasındaki duygu durum skalası. Aynı zamanda evde bakım sisteminden ne kadar insan faydalanıyor, ona bakmamız lazım; yaşlı aşılamasında ne durumdayız, ona bakmalıyız ve istihdam edilen sosyal hizmet uzmanı, evde bakım ve yaşlı bakım teknikerlerinin sayısını takip ediyoruz; bu grup çok önemli çünkü.

Engellilere geleceğiz; engellilerdeki temel sorunumuz veri sistemi. Biz hâlâ 2011 yılının verileriyle çalışıyoruz. O dönemki uluslararası kriterlere dayalı yapılmış 6 farklı engellilik durumu için 3 yaş üstü ve en az bir engeli olan için 6,9'u ezberlemişiz; o dönem yaklaşık 5 milyon kişi, hâlâ onu söylüyoruz. TÜİK'in 2019 yılında yaptığı Türkiye Sağlık Araştırması'nda da yüzde 15; ikisinin ortalaması yüzde 11, yaklaşık yüzde 10 engelli nüfusumuz var diyoruz oysa bilmiyoruz bunu. Bir de Ulusal Engelli Veri Sistemi'ni kullanıyoruz Bakanlığa ait; burada da sadece 2,5 milyon engelli gözüküyor çünkü bunlar sadece başvuruları değerlendiriyor ve erkek egemen bir grup. Oysa dünyada bildiğimiz şey şu: Engellilik, kadın egemen bir gruptur ve bizim bunları raporlama sistemini ve bu süreçleri çok iyi değerlendiriyor olmamız lazım.

Önemli bir konu; 2013'te engelli aylıkları Sosyal Güvenlik Kurumundan Sosyal Yardımlaşma Vakfına aktarıldı ve bu, aynı zamanda bir muhtaçlık zemini yarattı. Bizim istediğimiz, hak temelli bir yaklaşım. Bunun derhâl Sosyal Güvenlik Kurumuna geri döndürülmesi lazım. Bakın, yüzde 40-69 engellilik için verilen rakam sadece 3.338 lira, bu utanç verici bir rakam; yüzde 70 için 5 lira, bu gerçekten kabul edilebilir bir şey değil.

Peki, buradaki hedeflerinize bakalım. Yine, ikinci maddeye bakarsanız, siz evde bakımdan yardım alacak engelli sayısını sadece bin kişi artırmışsınız, bunda kadın kısmını 1.200 artırmışsınız. Ya, bu ne demek? Toplamı bin artırmışsınız, kadınları 1.200 kişi artırmışsınız. Burada da büyük özensizlik.

Üçüncü de eğitim verilen kişi... Bu subjektif kriterler hedefte kullanılamaz ama kullansanız bile azaltmışsınız bunu, anlayamadım, daha az eğitim.

Bakın, en çarpıcı beşincisi; siz bakım ve rehabilitasyon merkez sayısını artırmıyorsunuz, hedef olarak aynı sayıyı koymuşsunuz. Esas hedefiniz bu olmalı. Oysa özel bakım merkezi bunun tam 3 katı. Bu utanç verici bir tablo.

Bakın, ekonomik ve sosyal hayata katılım... İkinci maddeyi asla anlayamadım, burada okuyamayacağım yani okudum, okudum, neyi kastettiğinizi anlayamadım.

Esas önemlisi üçüncü madde. Hibe desteği verilen engellilere, onu da artırmıyorsunuz, aynı hedefi koymuşsunuz. Hedef böyle konulmaz, bir hedef koymanız gerekiyor. İlkindekini yine azaltmışsınız, gerçekten anlaşılabilir bir şey değil. Korumalı iş yeri sayısını artırmanız gerekiyor. Sadece bir iş yeri koymuşsunuz yani buna utanmanız gerekiyor.

Tek doğru yapmanız gereken, doğru istatistiki veriyi tutsanız bile yeterli. Tek benim sizden beklentim Bakanlık olarak 6 engellilik durumuna göre kadın-erkek ayrımı yapılan bölgesel farklılıklar...

Depremde ne oldu engelli sayısı? Ben sayısız soru önergesi verdim ama doğru bir cevap alamadım çünkü protez, ortez kullanımları onu göstermiyor.

Şehit yakınlarına gelecek olursak... Bakın, burada "100" "100" "100" diye koymak bir hedef değil. İstihdam edilme oranı "100" "100" "100" Bu, takip etmiyorsunuz demek. Tamam, o sizin kuralınız, hedefte bir ilerleme kaydediyor olmanız lazım. Çok acı bu tablo.

Sosyal yardımlaşmaya... GSS primi devlet tarafından karşılanan 9 milyon vatandaş var; bu sayı da doğru değil. Bakın, Sosyal Güvenlik Kurumunun kendi internet sitesinde sadece 2,5 milyon kişi var. Bu, kurumlar arası entegrasyon probleminden kaynaklanıyor. Şimdi, yeni getirdiğiniz kanun teklifinde bunu siliyorsunuz. Bakın, yapmadığınız, aslında doğru olmayan bir şeyi sildiğinizi söylüyorsunuz. Bu bir memnuniyet yaratıyor. Arkasından farklı ek ödemeler getireceksiniz aile hekimliğinde. Bizim istediğimiz, bunu, reform yapmak istiyorsanız tümden kaldırın GSS primlerini.

Hane başı ortalama aylık 2.192'den 2.280 TL'ye çıkarmışsınız sanki çok başarı gibi ama bakın, bunu dolara vurduğunuz zaman, 2023 Kasımında 75 dolarken şimdi 65 dolara indirmişsiniz ve bunu da iyi bir şey gibi gösteriyorsunuz.

Yoksullukla mücadele... Bakın, aylık bağlanan engelli sayısı sadece yüzde 3,5. Bunlar sizin rakamlarınız, benim koyduğum bir şey değil ve onu da tablolarda azaltmışsınız giderek, anlayamadım ben ne demek. Aylık bağlanan yaşlı sayısı -zaten o kadar komik ki rakamlar- onları da azaltmışsınız, 850'den 805 bine.

Yedinci madde, Sosyal Yardımlaşma Vakfından İŞKUR'a yönlendirilen sayısı; bu, çok önemli bir veri çünkü biz ne diyoruz? "Oradan gitmesin, iş bulsun, insanlar hayata katılsın." diyoruz. Burada artırmışsınız ama Sayıştay raporu ne diyor biliyor musunuz, 2023 Sayıştay Raporu? "Sosyal Yardımlaşma Vakfından İŞKUR'a yönlendirilmediğini gördük." Tespit bu, Sayıştay raporu tespiti. Dolayısıyla bu hedefleriniz de doğru değil maalesef.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Yaman, bir dakika ekliyorum sürenize.

Buyurun lütfen.

AYLİN YAMAN (Ankara) - Son olarak, merkezî bütçenin yüzde 3,6'sına denk geliyor yaklaşık, bence Aile Bakanlığı için utanç verici bir durum. Siz yoksullukla mücadele ediyorsunuz. Temel konumuz şu anda ekonomik sıkıntı. Her ne kadar rakamları artırıyor bile olsanız oran bizim için çok önemli. Koskoca merkezî bütçenin sadece 3,6'sının Aile Bakanlığına veriliyor olması çok üzücü.

Dahası, yıldız koyduğum yerlere bakarsanız -geçen yıl da öyleydi- şehit yakını ve gaziler için verilen ödenek kullanılmıyor. Ya başka yerlere aktarıyorsunuz, bilmiyorum orada ne olduğunu... Şu andaki projeksiyona göre engelliler için de... Bakın, haziran itibarıyla 33 milyardasınız, verilen 72 milyar. Normalde biz projeksiyonu 2 katına göre ayarlarız, o da tamamlanmıyor gibi gözüküyor. Geçen yılki bütçede de böyleydi. Ben bunu görmek isterim. Mesela o rakamlar nereye aktarılıyor?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

AYLİN YAMAN (Ankara) - Ha, diyorsanız ki "Farklı bir yere aktarılıyor." O da kabulüm.

Teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)