Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
Konu | : | 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/278) ve 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/277) ile Sayıştay tezkereleri a) Millî Savunma Bakanlığı b) Akaryakıt İkmal ve NATO POL Tesisleri İşletme Başkanlığı |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 3 |
Tarih | : | 26 .11.2024 |
AŞKIN GENÇ (Kayseri) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün milletimizin güvenliğini ve ülkemizin savunma gücünü doğrudan etkileyen 2025 yılı Millî Savunma Bakanlığı bütçesini görüşüyoruz. Ancak bu bütçe sadece rakamlardan ibaret değildir; bu rakamların arkasında Mehmetçik'in geleceği, Türk Silahlı Kuvvetlerinin kurumsal itibarı ve halkımızın güvenliği yatmaktadır. Bu nedenle bütçeyi değerlendirirken yalnızca rakamlarla sınırlı kalamayız; gerçek ihtiyaçları, mevcut sorunları ve göz ardı edilen konuların tamamını ele almak durumundayız. Öncelikle bütçedeki artış oranları dikkate alındığında görünürdeki büyüklüklerin halkımıza yanıltıcı bir tablo sunduğunu görüyoruz. Döviz kurlarındaki yükseliş ve enflasyon oranları karşısında savunma harcamalarının alım gücü ne yazık ki düşmüştür. Merkez Bankasının yüzde 44 olarak revize ettiği 2024 yılı enflasyon hedefi dahi dikkate alındığında, bu bütçe artışı enflasyon karşısında değer kaybetmektedir. Hele ki dolar kuru üzerinden yapılan hesaplamalarda savunma bütçesinin geçen yıla göre daha az bir alım gücüne sahip olduğu ortadadır. Bu tablo, stratejik savunma hedeflerimizin tehlikeye girdiğini, göstermektedir.
Savunma harcamalarının planlanmasında israfın önlenmesi ve etkinliğin sağlanması elzemdir. Bugün, askerî fabrikalarda çalışan HARB-İŞ işçileri yoksulluk sınırının altında bir gelirle çalışmakta, genç ve vasıflı işçiler başka sektörlere, hatta başka ülkelere yönelmeyi düşünmektedir. Eğer bu eğilim devam ederse askerî fabrikalarımızın kabiliyetleri ciddi şekilde zayıflayacak ve yerli savunma sanayimizin temel taşlarından biri olan bu fabrikalar yetkin iş gücünü kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya kalacaktır. Bu durum ülkemizin savunma kapasitesini doğrudan etkiler.
Bir diğer önemli meseleyse gazilerimiz ve şehit ailelerimizin karşılaştığı adaletsizliklerdir. Malul sayılmayan gazilerimiz, vücutlarında mermi ve şarapnel parçaları taşıyan, ağır ameliyatlar geçiren ancak gazilik ünvanı ve buna bağlı haklardan mahrum bırakılan kahramanlarımızdır. Yaklaşık 20 bin kişiyi bulan bu mağduriyet yalnızca bir hukuki sorun değil, aynı zamanda vicdani de bir sorumluluktur. Onların hak ettikleri onur nişanesine kavuşması için gerekli düzenlemelerin bir an önce yapılması zorunludur.
Sayın Bakan, Türk Silahlı Kuvvetlerinin temel taşını oluşturan Mehmetçik'in moralini ve millî ruhunu zayıflatmak yalnızca orduyu değil, Türkiye'nin geleceğini de zayıflatmaktır. Kara Harp Okulu mezuniyet töreninde "Mustafa Kemal'in askerleriyiz." diyerek tarihî bir yemine imza atan genç teğmenlerimiz hakkında başlatılan soruşturma milletimizin ortak vicdanında derin yaralar açmıştır. Teğmenlerimizin okuduğu metin, cumhuriyetimizin kurucu değerlerine bağlılık ve vatan sevgisinin bir ifadesiyken bazı çevreler tarafından itibarsızlaştırılmış ve siyaset malzemesi hâline ne yazık ki getirilmiştir. Türk Silahlı Kuvvetleri için Atatürkçü değerlere bağlılığını dile getiren personelin baskı ve mobbinge uğradığı, siyasi etkilerle tasfiye edilmeye çalışıldığı açıkça ortadadır. Orduda millî şuuru yok edersek o orduyu zayıflatırız. Yeri geldiğinde gözünü kırpmadan canını vatan için feda eden Mehmetçik'imizin ruhunu besleyen en büyük kaynak, Atatürk'ün çizdiği yoldan sapmadan, cumhuriyetin temel değerlerine olan inancıdır. Genç teğmenlerimizin millî şuuru disiplinsizlikle suçlanmak yerine tebrik edilmelidir çünkü bu şuur, bu azim ve kararlılık Türk Silahlı Kuvvetlerinin en güçlü silahıdır.
Savunma bütçesi kadar bu bütçenin nereye harcandığı ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin stratejik kapasitesinin nasıl korunduğu da kritik bir öneme sahiptir. Özellikle sınır ötesi operasyonlarda görev yapan birliklerimizin barınma, iaşe ve kış koşullarına hazırlık gibi konularda tam anlamıyla desteklenmesi gerekmektedir.
Son olarak GATA ve askerî hastanelerin kapatılmasının yarattığı tahribat ortadadır Sayın Bakanım. Askerî sağlık sistemi Türk Silahlı Kuvvetlerinin en önemli unsurlarından biridir ve yeniden yapılandırılması şarttır. Bu sistemin olmaması harekât bölgelerine Mehmetçik'in sağlık desteği almasını zorlaştırmakta, hatta hayatına mal olmaktadır. Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak halkımızın vergilerinin şeffaf ve etkin bir şekilde kullanılmasını, Mehmetçik'in haklarının korunmasını ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin kurumsal yapısının güçlendirilmesini savunuyoruz. Genç teğmenlerimizin haklarının korunması, gazilerimizin hak ettikleri onura kavuşması, Atatürkçü değerlere sahip çıkan personelin desteklenmesi ve milî savunma hedeflerimizin başarıya ulaşması için mücadelemizi sürdüreceğiz.