Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
Konu | : | 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/278) ve 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/277) ile Sayıştay tezkereleri a) Millî Savunma Bakanlığı b) Akaryakıt İkmal ve NATO POL Tesisleri İşletme Başkanlığı |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 3 |
Tarih | : | 26 .11.2024 |
ONUR DÜŞÜNMEZ (Hakkâri) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Bugün Millî Savunma Bakanlığının bütçesi üzerine görüşmelerimizi gerçekleştiriyoruz. Ancak bu bütçe, yalnızca mali bir tabloyu değil, aynı zamanda ülkenin askerî ve siyasi politikalarının ahlaki, hukuki ve insani bir değerlendirmesini yapmamızı gerektiren bir vesikadır. Bu vesileyle Rojava'daki durumu, bölge halkının karşı karşıya olduğu insani trajedileri ve uluslararası hukukun ihlallerini ele almak bir zorunluluktur. Suriye'nin kuzeyi yani Rojava, yalnızca coğrafi bir alan değil, aynı zamanda uzun yıllardır baskıya, çatışmalara ve demografik değişim politikalarına direnen bir halkın vatanıdır. Rojava halkı, kendi kaderini tayin hakkını uluslararası hukuk çerçevesinde savunurken bölge, sistematik hak ihlallerinin, zorunlu yerinden etmelerin ve kültürel kimliğin yok edilmesi girişimlerinin hedefi hâline gelmiştir.
Değerli milletvekilleri, Türkiye'nin 2016 yılından bu yana gerçekleştirdiği sınır ötesi askerî operasyonlar sırasında yaşanan ihlaller, artık uluslararası raporlarla kanıtlanmış bir gerçekliktir. İnsan Hakları İzleme Örgütünün ve diğer uluslararası kuruluşların yayınladığı raporlar, askerî harekâtların yalnızca askerî hedeflere odaklanmadığını, aynı zamanda bölge halkının demografik, kültürel ve toplumsal varlığını hedef aldığını açıkça ortaya koymaktadır. Bu harekâtlar sırasında Afrin, Grisipi, Serekani gibi bölgelerde sistematik şekilde mülklere el konulmuş, zorla yerinden etme politikaları uygulanmış ve siviller uluslararası hukuka aykırı şekilde cezalandırılmıştır. Afrin örneği bu politikanın en çarpıcı tezahürlerinden biridir. Kürt halkının çoğunlukta olduğu bu bölge 2018 yılındaki Zeytin Dalı Harekâtı sonrasında zorunlu demografik değişim politikalarının merkezine dönüşmüştür. Bölgedeki Kürt nüfusunun önemli bir kısmı yerinden edilirken evlerine başka yerlerden getirilen gruplar yerleştirilmiş ve bu yerleştirme Kürtlerin tarihsel haklarına ve aidiyetine açık bir saldırı niteliği taşımıştır. Bu politikaların hedefinde yalnızca Kürt halkı değil, bölgedeki diğer azınlıklar, Ezidiler ve Hristiyan topluluklar da bulunmaktadır. Bu durum yalnızca insan hakları ihlali değil, aynı zamanda bölgede barışın ve istikrarın sağlanmasını da imkânsız hâle getirmektedir.
Değerli Komisyon üyeleri, savunma bütçesini tartışırken savunduğumuz değerlerin ve hakikatin ne olduğunu da tartışmak zorundayız. Rojava'ya yapılan operasyonların insani maliyeti büyüktür. Bu maliyet yalnızca harcanan paralarla değil, kaybolan hayatlarla, yok edilen evlerle ve parçalanan ailelerle ölçülmektedir. Türkiye'nin bu bölgelerdeki askerî varlığı ne güvenlik ne de istikrar sağlamış, aksine çatışmayı ve insani krizi derinleştirmiştir. Uluslararası hukuk, egemen bir gücün kontrol ettiği topraklarda yaşayan insanların güvenliğini, mülkiyet haklarını ve temel insan haklarını koruma yükümlülüğünü açıkça ifade etmektedir.
Sayın milletvekilleri, bu süreçte Kürt halkının kazanımları hedef alınmaktadır. Kürt halkı kuzey Suriye'de kendi kaderini tayin hakkı çerçevesinde inşa ettiği demokratik yönetim yapıları ve toplumsal düzenle bir umut ışığı yaratmıştır ancak bu kazanımlar Türkiye'nin askerî politikaları ve bölgedeki demografik mühendislik girişimleriyle ortadan kaldırılmaya çalışılmaktadır. Oysa, kuzey Suriye'de barış ve istikrarın tesisi Kürt halkının ve diğer yerel toplulukların kendi yönetimlerini oluşturma hakkına saygı göstermekten geçmektedir. Bölgede bir güvenlik politikası inşa etmek istiyorsak bunun temelinde insan haklarına, yerel halkların kültürel kimliğine ve tarihî haklara saygı bulunmalıdır. Bu vesileyle, Meclisin bu meseleye dair daha aktif bir tavır alması gerektiğini belirtmek istiyorum. Uluslararası toplumu Türkiye'nin varlığını sürdürdüğü bölgelerdeki faaliyetlerini denetlemeye çağırmak ve bölgedeki ihlallerin sona ermesi için gerekli diplomatik adımları atmak bir zorunluluktur.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; savunma bütçesi üzerinde konuşurken gerçek güvenliğin yalnızca askerî harcamalarla sağlanamayacağını unutmamalıyız. Gerçek güvenlik insan haklarının korunduğu, adaletin sağlandığı ve halkların eşit bir şekilde yaşamlarını sürdürebildiği bir düzenin inşasıyla mümkündür. Rojava'da Kürt halkının ve diğer yerel toplulukların kazanımlarını hedef alan her girişim yalnızca bölgeyi değil, Türkiye'nin de geleceğini tehlikeye atmaktadır. Bizler burada sadece bütçe rakamlarını değil, aynı zamanda insan onurunu ve geleceğimizi savunuyoruz. Gelin, bu bütçe görüşmeleri vesilesiyle halkların barış içinde bir arada yaşayabileceği bir düzenin temellerinin atıldığı bir yol haritasına dönüşmesini sağlayacak adımlar atalım. Gelin, insanlık değerlerini savunan, eşitlik ve özgürlüğü sağlayacak bir Türkiye hayali için birlikte çalışalım diyorum.
Teşekkür ediyorum.