| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Millî Savunma Bakanlığı ile Savunma Sanayii Müsteşarlığı bütçe kesin hesap ve Sayıştay raporları münasebetiyle |
| Dönemi | : | 24 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 13 .11.2014 |
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Sayın Başkan, Sayın Bakan, sayın milletvekilleri, Millî Savunma Bakanlığının değerli mensupları, değerli basın mensupları; hepinizi saygıyla selamlıyorum. Millî Savunma Bakanlığı bütçesinin de hayırlı uğurlu olmasını diliyorum.
Tabii, Millî Savunma Bakanlığıyla ilgili çok söylenecek hususlar var. Şimdi, konuşmaların başında bazı konuşmacı arkadaşlarımız, Sayın Ayaydın dile getirdi, bedelli askerlik konusunu. Şimdi, tabii, bunu vicdanen şahsen benim kabul etmem çok zor, mümkün de değil. Genelkurmayın, Silahlı Kuvvetlerimizin ihtiyaç çalışmaları vardır, ona göre birtakım değerlendirmeler de yapılır ama bu işi, vatan görevi diyoruz bu askerliğe, vatan görevini de paralı hâle de getirmemek lazım, kaldı ki Adalet Kalkınma Partisi Askerlik Kanun'unda yaptığı değişikliklerle askerliğin tanımını da değiştirdi, herhâlde yakında vatan tanımını da değiştirecek. Âdeta bir vatan görevi olmaktan çıkartıp sadece işi paralı askerliğe dökmeye kadar giden bir anlayışı görüyoruz, bunu kabul etmek mümkün değil, bir.
İkincisi: Hatırlıyoruz, Sayın Millî Savunma Bakanına bu bedelli askerlikle ilgili sorular sorulduğunda, Cumhurbaşkanlığı seçiminden evvel "İşte, Cumhurbaşkanı seçilecek, Başkomutan olacak, o karar verir."
ADNAN KESKİN (Denizli) - Kim dedi bunu?
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Bunu Millî Savunma Bakanı söyledi, Millî Savunma Bakanının söyleyeceği bir laf mıdır bu? Askeriye, Genelkurmay bir kurumsal yapı değil mi, bunların bir ihtiyaçları vesaireleri dikkate alınacak. Başkomutanlık falan da yapmıyor Cumhurbaşkanı, sokaklarda vatandaşa sigara cezası kesmekle meşgul ve devlet otoritesini de sıfırlamış durumdasınız. Ne Ankara'nın merkezinde kaçak mal ve illegal faaliyetlerle mücadele edebiliyorsunuz ne de askerimiz kendisini savunabilir durumda. Şimdi açtırmayın hesabı söyletmeyin kötüyü.
MUSA ÇAM (İzmir) - Aç, aç!
ADNAN KESKİN (Denizli) - Aç, ihtiyaç var.
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Şimdi, tabii bunları konuşmak gerekiyor.
BAŞKAN - Sigaralar evde kaldı galiba!
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Şimdi, evet, bazıları hâlâ bu işi alabilir ama bu bir utanç vesikasıdır bir iktidar partisi için ve Hükûmet bakımından da aynı şekildedir.
Askerlerimize sokak ortasında kalleşçe suikastların yapıldığı bir ortamda görüşüyoruz bu Millî Savunma bütçesini. Askerimizi kendini savunamaz hâle getirdiğiniz, bayrağımızı koruyamaz hâle getirdiğiniz bir ortamda bunları konuşuyoruz.
Yıllarca asker düşmanlığı yaptınız, orduya darbe yaptınız, askeri kötülediniz, "İyi ki bunlarla savaşa girmemişiz." dediniz, şehide "kelle" dediniz, utanç verici ve terörbaşına da "sayın" dediğinizi de gayet iyi hatırlıyoruz. "Darbelerle mücadele söylemi" adı altında, asıl darbeyi siz yaptınız; sonra "Biz yapmadık o yaptı." dediniz, "kumpas" dediniz. Siz nice subay, astsubay ailelerini, eşlerini, çocuklarını perişan ettiniz.
ADNAN KESKİN (Denizli) - Darbecilere mi?
BAŞKAN - Bana söylüyor zaten, siz rahat olun.
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Hükûmete söylüyorum, Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarına söylüyorum, Adalet ve Kalkınma Partisine söylüyorum, Millî Savunma Bakanına söylüyorum.
Askere darbe, polise darbe, hâkime, savcıya darbe, eğitime, okul müdürlerine darbe! Nedir? Vesayet rejimi. Yahu devleti bir parti devletine dönüştürüyorsunuz.
ADNAN KESKİN (Denizli) - Yağmurdan kaçarken doluya tutulduk yahu!
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Şimdi, "Legal görünümlü illegal örgüt." dediniz Millî Güvenlik Kurulu toplantısında, demeye çalıştınız. "Legal görünümlü illegal örgüt." diyerek bir cemaat heyulası yaratmaya çalışıyorsunuz ama şunu bize unutturamazsınız: İllegal görünümlü legal bir örgüt hâline getirdiniz PKK'yı, illegal görünümlüyü legalleştirdiniz. Şimdi, bir ülkede karışıklık çıkartan İmralı canisi, ondan rica minnet eden yine Hükûmetiniz "Aman bu olayları durdurun." diye. Bu, iktidarınızın acziyetini gösterir. Devleti devlet gibi yönetmiyorsunuz, devlet bilincinden fevkalade uzaksınız. Türk milleti, ordumillet bir millettir. "Devletiebedmüddet" kavramı vardır, bunlardan fevkalade uzak bir durumunuz var.
Şimdi, uzman erbaş ve uzman çavuşların özlük hakları çok sıkıntılı yani bu sıkıntıyı hissetmeyen milletvekili arkadaşımız da hemen hemen yoktur. Bunların belli bir görev süresini doldurduktan sonra kamu kurumlarında istihdamına artık, Hükûmet buna vaziyet etmelidir bir çare bulmalıdır, Millî Savunma Bakanlığı bulacak bu çareyi. Belediyelerde, kamu kurumlarında aşırı derecede istihdam talebi var. Oysa ben biliyorum ki bu görev yapan kişileri Genelkurmay da istihdam imkânına sahip. Bu konudaki sıkıntının... Bunları mutlaka Devlet Personel Başkanlığıyla birlikte böyle ahbap çavuş, hatır gönül işlerinden kesinlikle kurtarmak lazım.
Jandarma ve Sahil Güvenlik Komutanlıklarına atamaların doğrudan İçişleri Bakanlığına bağlanması söz konusu, Başbakan Davutoğlu 21 Ekim günü böyle bir açıklama yaptı ve bu açıklamaların Ayn El-Arap bahanesiyle 35 ilimizin sokaklarında PKK'nın başlattığı ayaklanma provası mahiyetindeki şiddet olaylarından hemen sonra gelmesi de dikkat çekicidir. Hükûmet Oslo'da terör örgütüne verdiği sözü tutmak ve terör örgütüyle pazarlık konularına bağlılığını ifade etmek için bu kararı almıştır.
Jandarma üzerinde oynadığınız oyunlar ve yapmak istedikleriniz fevkalade yanlıştır. Türkiye'nin jandarmaya ihtiyacı vardır. Bu kuvvetler zaten İçişleri Bakanlığına bağlı olarak çalışıyor, illerde valilere, ilçelerde kaymakamlara, mülki idareye bağlı olarak çalışıyor. Yani, atama ve sicil işlemlerinin de İçişlerine verilmesiyle Hükûmet ne yapmak istiyor? Niye rahatsız oluyorsunuz? Hem siz rahatsızsınız hem bölücü teröristler rahatsız, böyle bir ortaklığınızda var maalesef.
Hükûmet bölgeyi âdeta PKK'nın insafına terk etti. Başbakanın Başdanışmanı, o yeni atadığınız Başdanışman size ne akıllar verecekse 2015 yılında göreceğiz biz.
MUSA ÇAM (İzmir) - Kim o Başdanışman?
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Ermeni meselesinden Türkiye'nin başının ne kadar ağrıtılacağını... Yıllardır buradan soruyoruz, ne gibi bir hazırlığınız var Hükûmet olarak? Tın tın... Hiçbir hazırlığınız yok. "Özrü nasıl dileriz? Acaba nasıl bir geçiştirme yaparız?" diye... Ama, bu Ermeni meselesinde diaspora -âdeta bir tsunami gibi- hazırlık yapıyor, sizin hiçbir hazırlığınız yok.
PKK'lı teröristlerin sözde öz savunma gücü olarak bölgeye dönmelerine göz yumdunuz, çözüm adına göz yumdunuz; silahlanması arttı, kadrolarını artırdı, yurt dışına çıkmadı, bunları bildiğiniz hâlde halkımıza, milletimize yalan söylediniz, yalan söylediniz. Sizi, iktidarınızı bu "çözüm süreci" adı altında yalan söylemekle itham ediyorum, benim kullandığım bir kelime de değildir bu.
HÜSEYİN ŞAHİN (Bursa) - Çözemediğimiz için mi, çözmediğimiz için mi?
ADNAN KESKİN (Denizli) - Kandırdınız milleti.
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Verdiğiniz bilgiler bir kere yanlış ve yalan, söylediğiniz, verdiğiniz vaatler. Derdiniz, gününüz seçim. "Hele bu seçimleri atlatalım..." gerisi ne olursa olsun, hiç umurunuzda değil.
MUSA ÇAM (İzmir) - 2015'i mi bekliyorlar şimdi?
ERKAN AKÇAY (Manisa) - 2015 seçimlerinden sonrasına söz verip sürekli tehdit ve şantajla bu süreci götürmeye çalışıyorlar.
Savunma Sanayii Destekleme Fonu ve Sayıştay raporu var. Şimdi, Sayın Başbakan Yardımcısı Babacan "Savunma Sanayii Fonu'muz var, çok ciddi birikmiş rezervimiz var; gerektiği anda, nerede ne gerekiyorsa yapılır, bu konuda en ufak tereddüt olmaz." derken, Maliye Bakanı da "Güvenlik, savunma harcamalarında deflatör kadar bile artış öngörmüyoruz." dedi ve fondaki para Sayın Babacan'ın fondan beklentilerini karşılayacak düzeyde değil ve faaliyet raporunda fonla ilgili şu ifade bulunuyor: "Savunma Sanayii Destekleme Fonu hesaplarına giriş yapan kaynak açısından son yıllarda görülen düşmenin nedeni -yani bir kaynak düşüşü söz konusu 2008-2009'dan bu yana- fon gelirlerinin azalması değil, tahakkuk etmiş fon alacaklarının hazine tarafından aktarılmamış olmasıdır." Buna Sayın Bakanın cevap vermesi gerekir. Etkin bir nakit yönetimi gerçekleştirmek amacıyla Hazine Müsteşarlığıyla koordinasyon içerisinde çalışıldığı ifade ediliyor ve hâlihazırda fonun hazine nezdinde tahakkuk etmiş, aktarılmayı bekleyen yaklaşık 5,7 milyar dolar kaynağı olduğu ifade ediliyor ve ezcümle, fonda Türkiye'nin acil savunma ihtiyaçlarını karşılayacak kadar parası yoktur, Savunma Sanayiinin bu kaynaklarının artırılması ihtiyacı vardır.
Sayın Başkan, müsaadenizle son cümlemi de ifade ediyorum.
22 Nisan 2013 tarihinde bir kanun teklifi vermiştim. Bu kanun teklifi Er ve Erbaş Harçlıkları Kanunu ve Asker Ailelerinden Muhtaç Olanlara Yardım Hakkında Kanun'da bir değişiklik teklifidir.
Şimdi, bizim özellikle er ve erbaş olarak askerlik yapan çocuklarımızın büyük çoğunluğu çiftçi ve köylü ailelerinin evlatları ve bunlar askere gittikten sonra tabii, üretimden kopuyorlar...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından açıldı)
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Hemen toparlıyorum.
...ve pek çoğu da ailesini geçindirmek durumunda olan gençlerdir. Dolayısıyla, bu askerlik süresince hem aile hem de çocuk maddeten mağdur duruma düşüyorlar; aile para gönderemiyor çünkü geliri azalmış, e, askerin parası gelmiyor. Dolayısıyla, bu kanun teklifinde öngördüğümüz üzere, asker, er ve erbaş harçlıklarının artırılması gerekir. Günün şartlarına göre biz bunu 250 lira olarak önerdik. Bu da yetmez. Mağdur durumda, hiçbir geliri olmayan aileler var. Bu ailelerin de eğer asgari ücretin altında gelir durumu var ise gerekli gelir testi de yapılmak suretiyle en azından asgari ücret tutarında bir yardım yapılabilir. Benim yaptığım tahmini hesaplara göre de bunun bütçeye maliyeti yıllık 2 milyar, 2,5 milyar civarında olacaktır. Bu kanun teklifine de Hükûmetin dikkatini çekiyorum. İlk yapılacak düzenlemelerde gündeme alınmasını diliyorum, hepinize saygılara sunuyorum.