KOMİSYON KONUŞMASI

SADULLAH ERGİN (Ankara) - Sayın Başkan, Komisyonumuzun değerli üyeleri, Sayın Bakan, değerli katılımcılar, basınımızın değerli temsilcileri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Millî Savunma Bakanlığının 2025 yılı bütçe teklifi üzerinde Demokrasi ve Atılım Partisinin görüşlerini sizlerle paylaşacağım.

Sözlerimin başında, bu bütçenin Türkiye'nin savunma kapasitesini artırmasını ve milletimizin huzuruna katkı sağlamasını temenni ediyorum.

Bütçe görüşmelerinde, ilk olarak, bütçe büyüklüklerinin mukayese edilmesi âdettendir. 2022, 2023 ve 2024 yılları ile 2025 yılı bütçesindeki artış oranları yüksek olarak nitelenebilecek olsa da aynı yıllarda enflasyon oranlarının yüzde 60-65 oranlarında gerçekleşmesi savunma bütçelerindeki artışın enflasyon farkı nedeniyle etkisini önemli ölçüde kaybettiğini göstermektedir.

Kıymetli katılımcılar, dünya çapındaki gelişmeler ve coğrafyamızda cereyan eden savaş ve çatışmalar göz önünde bulundurulduğunda, Türkiye'nin savunma kapasitesinin yükseltilmesi hayati önemdedir. DEVA Partisi olarak, Türk Silahlı Kuvvetlerinin dosta güven veren, düşmanıysa caydıracak bir noktada olmasının zaruri olduğuna inanıyoruz; Türk Silahlı Kuvvetlerinin bu seviyeye gelmesi için gerekli olan yatırımların, satın almaların ve genel olarak savunma kapasitesini arttıracak tasarrufların desteklenmesi gerektiğini düşünüyoruz ancak bahsettiğimiz harcamaların kamu kaynaklarının isabetli kullanımı ve her türlü şüpheden uzak, adil rekabet ortamının sağlayacağı uygun fiyatlamalarla yapılmasının çok önemli olduğunun altını çiziyoruz. Askerî bilgilerin mahremiyetinin önemli olduğunu belirtmekle beraber, kaynakların etkin kullanıldığının, israftan kaçınıldığının ve suistimal olup olmadığının denetiminin yapılarak sonuçlarının kamuoyuyla paylaşılmasının vatandaşlarımıza karşı sorumluluğumuzun bir gereği olduğuna inanıyoruz. Özellikle S-400'lerin satın alınması ve bununla bağlantılı olarak F-35 programından çıkarılmamız gibi geçmişte yaşanmış hadiselere baktığımızda, bu konularda alınacak kararların, her türlü duygusal reaksiyonun dışında, Türkiye'nin yararı gözetilerek, ilgili kurumların görüşleri alınarak, iyi istişare süreçlerinden süzülerek alınması gereğini özellikle vurguluyoruz. Bu noktada, dış politikada ani ve fevri kararların alınmasının ülke savunmamızın kırılganlaşmasına neden olduğunu görmek gerekiyor. Dış politika ve buna bağlı savunma refleksleri hissiyatla değil akılla, diplomasi yoluyla ve Türkiye'nin ihtiyaçları ve çıkarları gözetilerek yapılmalıdır diyoruz.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ülkemizin içinde bulunduğu coğrafyanın zorluklarını ve güvenlik tehditlerini biliyoruz. Komşu ülkelerdeki siyasi istikrarsızlık ve terör örgütlerinin faaliyetleri de Türkiye için güçlü bir savunma sistemine sahip olmanın önemini artırmaktadır. Terörle mücadelede hiçbir noktada acze düşülmemelidir, bunun için gerekli tüm adımlar tereddütsüz atılmalıdır.

Değerli katılımcılar, güçlü savunma sadece yüksek bütçeyle değil aynı zamanda doğru stratejilerle mümkündür, savunma sanayimizin de doğru stratejilerle ilerlemesi ve rekabet gücünün artırılması önem arz etmektedir. Bu çerçevede, savunma sanayimizin dışa bağımlılığını azaltma ve yerli projelerin artırılması çalışmalarının da önemli olduğunu ifade etmeliyiz.

Kıymetli katılımcılar, şunu belirtmek gerekir ki asker sayısı, teknik kapasite, hava gücü, deniz muharebe araçlarının sayısı ve niteliği, Kara Kuvvetlerinin manevra kapasitesi, istihbarat birimlerimizin kabiliyeti, lojistik ve istihkâm birliklerinin kapasitesi, taarruz ve savunma silahlarının gücü gibi unsurlar savunma gücümüzün askerî altyapısını oluşturan kavramlardır ancak "millî savunma" kavramı bundan çok daha geniştir ve millî savunmada askerî gücün yanında şu hususlar da çok önemlidir: Öncelikle, ekonomimizin güçlü olması, tabiri caizse, ülkemizin dizlerinde derman olması millî savunmamız için hayati önem taşımaktadır. Şüphesiz, ekonomik olarak güçlü olmamız savunma kapasitemizin sürdürülebilirliği ve operasyonel etkinliği açısından temel bir gerekliliktir. Bilindiği üzere, ekonomik parametreler açısından ne yazık ki iyi bir durumda olmadığımız ortadadır; bu nedenle, Türkiye'nin millî savunmasının orta ve uzun vadede güçlenmesi için ekonomimizin güçlü, dayanıklı ve sürdürülebilir bir büyümeyi içerecek şekilde geliştirilmesi şarttır. Bunun yanı sıra Türkiye'nin diplomatik gücü, dış politikadaki başarısı, uluslararası alanda dostlarını artırıp düşmanlarını...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)