KOMİSYON KONUŞMASI

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Teşekkür ederim Başkanım.

Sayın Başkanım, çok değerli Bakanımız, milletvekillerimiz, Bakan Yardımcılarımız, Bakanlığımızın çok değerli çalışanları ve basın mensuplarımız; ben de hepinizi saygıyla selamlıyorum. Millî Savunma Bakanlığımızın bütçesinin hayırlı uğurlu olmasını diliyorum.

Türk Silahlı Kuvvetleri her zamankinden daha güçlü ve etkindir. Güçlü Türk ordusu sadece Türk milletimizin değil aynı zamanda dost ve kardeş ülkelerin de kendilerini güven ve huzur içinde hissetmelerini sağlamaktadır.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk Kurtuluş Savaşı'nda bu millete önderlik etmiş, komutanlık yapmıştır. Bu aziz millet onu önderi olarak ve komutanı olarak bilmiş ve onun arkasında askerlik yapmıştır ve neticede ülkemiz düşmanlardan temizlemiş, ülkemiz kurtulmuştur. "Mustafa Kemal'in askerleriyiz." sözünün birilerinin tekelinde olmadığı gibi bir grubun ikbali ve çıkarları için kullanmasının da son derece yanlış olduğunu düşünmekteyim.

Tabii, bugün Antalya DEM Milletvekili Hakkı Saruhan Oluç çok farklı bir konuşma yaptı. Ben bu konuşmadaki fikirlerin kendi fikirleri mi olduğunu, partisinin fikirleri mi olduğunu bilemiyorum tabii ki. Burada, tabii, ülkemiz kırk yıldan beri terörle mücadele etmektedir. Terör yüzünden binlerce sivil ve askeri kaybetmişiz ve dolayısıyla pek çok vatandaşımız hayatını yitirmiş, aynı zamanda çok büyük ekonomik külfetlere katlanmışız. Peki, soruyorum: "Biz bu terör olayını niçin yaşıyoruz? Niçin ülkemizde terör var?" diye düşündüğümüz zaman "Bunun haklı bir gerekçesi var mı?" diye bakmak lazım tabii ki ve neticede bizim ülkemizdeki herhangi bir vatandaş vali olduğunda bu kişiye "Sen hangi etnik kökenden geliyorsun, kimin oğlusun, kimin kardeşin?" diye soran var mı? Yok. Dolayısıyla Türkiye Cumhuriyeti'nde vatandaş olan her bir kişi vali olabiliyor, doktor olabiliyor, komutan olabiliyor, milletvekili olabiliyor, bakan olabiliyor, Cumhurbaşkanı olabiliyor ve dolayısıyla da herhangi bir ayırımcılık burada yoktur.

GÜLCAN KAÇMAZ SAYYİĞİT (Van) - Ama Kürt olamıyor.

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nda da herhangi bir etnik kökeni diğer etnik kökenden ayıran herhangi bir yasal düzenleme de yoktur ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan tüm vatandaşlar eşit yurttaşlık haklarına sahiptir. Bugün Türkiye'de "Türklerin olup da Kürtlerin olamadığı herhangi bir makam var mıdır, gidemediği herhangi bir yer var mıdır, satın alamadığı herhangi bir mülk var mıdır?" diye baktığınız zaman burada hiçbir eşitsizliğin olmadığını görüyoruz.

ONUR DÜŞÜNMEZ (Hakkari) - Belediye Başkanlığı.

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Diğer taraftan, ülkemizde tam 22 tane farklı etnik köken var. Dolayısıyla da ülkemiz cumhuriyetin kurulmasıyla beraber üniter yapı ve ulus devletine geçmiş. Dolayısıyla da tüm vatandaşlarımız "Türk milleti" adı altında bir üst kimlikle tanımlanmıştır ama onun altındaki 22 etnik kökenden gelen vatandaşların hepsi aynı hakka ve hukuka sahiptir. Cumhuriyetin ilk kurulduğu yıllarda bazı antidemokratik uygulamalar olmuştur; bunu inkâr etmiyoruz. Bu antidemokratik uygulamalar sadece doğu illerinde değil batı illerinde de olmuştur. Örneğin, Şapka Kanunu yüzünden İskilipli Âtıf Hoca'nın asılması gibi pek çok olumsuz örnekler yaşanmış, aynı şekilde Batı illerinde de yerleşim yerlerinin isimleri değiştirilmiştir. Türkler ile Kürtler uzun yıllar kardeşçe yaşamışız ve birlikte mücadele etmişiz. Kız alıp kız vermişiz, birbirimize kenetlenmişiz ve kardeş olmuşuz.

Şimdi, AK PARTİ iktidarlarıyla beraber, daha önce problem olan resmî kurumlarda Kürtçe konuşamama, Kürtçe isim verememe, Kürtçe şarkı söyleyememe, yerleşim yerlerinin isminin değiştirilmesi gibi problemler ortadan kaldırıldığı gibi Kürtçe dil kursları açıldı.

GÜLCAN KAÇMAZ SAYYİĞİT (Van) - İnsanları Kürtçe şarkı söyledi diye gözaltına alıyorsunuz Sayın Güneş. Biraz gündemi takip edin.

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - TRT Kürdî kuruldu. Üniversitelerde Kürt dili edebiyatı bölümleri kuruldu, Kürtçe seçmeli ders hâline getirildi.

GÜLCAN KAÇMAZ SAYYİĞİT (Van) - Seçmeli derse karşıyız biz, kendi ana dilimizi nasıl seçmeli yapıyorsunuz?

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Kürtçe savunma hakkı verildi. Yerel yönetimlerde yerel dilde hizmet sunabilme imkânı getirildi.

GÜLCAN KAÇMAZ SAYYİĞİT (Van) - "Yerel hizmet." diyorsunuz üç dönemdir kayyum atıyorsunuz. Dersinizi iyi çalışın öyle gelin.

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Kürt kardeşlerimizin de Türk kardeşlerimizin olduğu gibi ve başka etnik kökenlerdeki kardeşlerimizin de olduğu gibi mutlaka problemleri vardır.

GÜLCAN KAÇMAZ SAYYİĞİT (Van) - Söylediğiniz her şey...

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Herkes görüşlerini ifade edecek değerli arkadaşlar.

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Bugün Kürtlerimizin bazı... Kürt kardeşlerimizin bazı sorunları vardır ama bunu "Kürt sorunu" olarak ifade etmek son derece yanlıştır.

GÜLCAN KAÇMAZ SAYYİĞİT (Van) - "Kürtlerimiz..." Bilinçaltınız açığa çıkarıyor zaten.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Sayyiğit, lütfen insicamını bozmayın.

GÜLCAN KAÇMAZ SAYYİĞİT (Van) - "Kürtlerimiz..." ne demek Sayın Başkan?

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Ya insicamını bozuyorsunuz adam ifade edemiyor kendini ya, görüyorum ben durumu.

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Bunu "Kürt sorunu" olarak ifade etmek Kürtleri problem olarak görmek demektir. Dolayısıyla Kürt kardeşlerimizin de mutlaka sorunları vardır. Bu sorunları çözmek hepimizin elindedir arkadaşlar.

Kürt kardeşlerimizin yaşadığı bazı mağduriyetleri fırsat bilerek Türkiye düşmanı bazı terör örgütleri PKK'yı kurdurarak Kürt kardeşlerimizin de milliyetçi duygularını kullanıp sanki Kürtlerin hakkını koruyormuş gibi yaparak Türkiye'ye zarar vermektedir.

Değerli milletvekilleri, bugün PKK olsun, YPG olsun, diğer terör örgütleri olsun; bunların arkasında kim var, ona bakmak lazım. Bunların arkasında Amerika vardır, İngiltere vardır, Avrupa Birliği ülkeleri vardır, emperyalist güçler vardır. Peki, bu ülkeler niçin bu terör örgütlerini desteklerler, Kürtleri çok sevdikleri için mi destekliyorlar? Hayır, özellikle Kürtlerin kahir ekseriyeti Müslüman olduğu için asla Kürtleri sevmezler ve desteklemezler. Bunlar sadece Türkiye düşmanı oldukları için, Türkiye aleyhine oldukları için onları desteklemektedirler. Dolayısıyla da bu pencereden olaylara bakmamız lazım. Şimdi, arkadaşlar, size şöyle bir örnek vereyim: Bundan aşağı yukarı 1980'li yıllarda işte Irak'ın Cumhurbaşkanı Saddam Hüseyin vardı. Amerika Birleşik Devletleri onu destekliyordu ve sonra İran'a saldırması için teşvik etti ve İran'a saldırdı. Savaş tam sekiz yıl sürdü, 1 milyon insan öldü, 2 milyon insan yaralandı ve pek çok ekonomik zayiata sebep oldu. Arkasından yine Saddam Hüseyin'in Kuveyt'e girmesine vesile oldu ve Amerika Birleşik Devletleri "Kuveyt'e girdin." diye Irak'a girdi ve tarumar etti. Size bugün "Devlet kurduracağım." diyenler bu hayalleri kurduranlar sizlerle işi bittikten sonra diğer ülkelere ne yaptılarsa aynısını size yapacaklardır; bundan hiç kuşkunuz olmasın.

Değerli milletvekilleri, şimdi, ana dilde eğitim masum bir istek gibi görünebilir ama bu birliğimizi ve bütünlüğümüzü bozabilir. Diyelim ki Kürtlere verdiğimiz ana dilde eğitimi diğer 22 etnik kökendeki kardeşlerimize nasıl vereceğiz?

GÜLCAN KAÇMAZ SAYYİĞİT (Van) - Dil nasıl birliği bozar?

ONUR DÜŞÜNMEZ (Hakkari) - Verelim, nasıl veremiyoruz?

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Dolayısıyla da diyelim ki Kızıltepe Kürt, Mardin merkez Arap; bunu nasıl sağlayacağız?

GÜLCAN KAÇMAZ SAYYİĞİT (Van) - Herkes kendi dilinde eğitim alsın diyoruz.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Değerli arkadaşlar, lütfen...

ONUR DÜŞÜNMEZ (Hakkari) - Soru soruyoruz Sayın Başkan.

MEHMET MUŞ (Samsun) - Sormayın, siz de konuşmanızda dile getirin lütfen.

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Bunu sağlamamız mümkün değildir. Diğer taraftan, yine aynı şekilde, özerklik veya diyelim ki eyalet sistemi ülkemize uygun bir yapı değildir. Bugün Amerika Birleşik Devletleri'nde olan eyalet sistemi onlar önceden beri eyalet olduğu için eyalettir. Biz bir üniter yapı kurmuşuz ve dolayısıyla da bu yönde atacağımız tüm adımlar ülkemizin bölünmesine neden olacaktır arkadaşlar.

Şimdi, değerli kardeşlerimiz, tabii Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan bu sorunun çözülmesi için, insanlarımızın ölmemesi için, kardeşliğin yeniden tesis edilmesi için "çözüm süreci" adı altında bir süreç yürüttü ve burada tüm zorluklara rağmen, tüm tehlikelere rağmen bu adımları attı ama bu dönemde o günün HDP Partisi bu süreci iyi değerlendiremedi, tercihini Türkiye'den yana kullanmak yerine gitti PKK'dan yana kullandı ve kaybeden onlar oldu. Bu süreçten sonra Türkiye Cumhuriyeti istemedikten sonra herhangi bir hak elde etmeniz mümkün mü? Mümkün değil. Ben size şunu tavsiye ediyorum: Tüm sorunlarımızı Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında görüşebilmemiz lazım, bunları konuşabilmemiz lazım ve dolayısıyla da tüm sorunlarınızı buraya yatırmanız lazım ama sizden isteğim şudur: Bir ayağı dağda bir ayağı Türkiye Büyük Millet Meclisinde siyaset yapılmaz. Sizin tercihinizi yapmanız lazım, ya dağdasınızdır ya da Türkiye Büyük Millet Meclisindesinizdir.

GÜLCAN KAÇMAZ SAYYİĞİT (Van) - Nereye oynuyorsunuz gerçekten?

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Dolayısıyla da aynı zamanda PKK'nın Türkiye'ye yönelik olan emellerini elinizin tersiyle itmeniz lazım. Demeniz lazım ki: Biz Türkiye'yle birlikteyiz, Türkiye partisi olacağız, Türkiye'yi bu dertten kurtaracağız ve diğer terör örgütlerinin etkisinden de kurtulacağız. O zaman bizim sizinle konuşabilmemiz lazım, tüm sorunlarınızı da çözebilmemiz lazım gerektiğini ben düşünüyorum.

GÜLCAN KAÇMAZ SAYYİĞİT (Van) - Biz zaten Türkiye partisiyiz de siz herhâlde takip edemiyorsunuz başka işlerle yoğunsunuz ya Sayın Güneş.

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Değerli milletvekilleri, burada samimiyet gerekli.

GÜLCAN KAÇMAZ SAYYİĞİT (Van) - Biz samimiyiz...

ONUR DÜŞÜNMEZ (Hakkari) - Sizin cümlelerinizle konuşacaksak AK PARTİ'de olalım.

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Yani sözleriniz farklı, aklınızın arkasından geçenlerin farklı olduğunu siz de biliyorsunuz, biz de biliyoruz arkadaşlar.

GÜLCAN KAÇMAZ SAYYİĞİT (Van) - Algı yaratmayın, ezberlenmiş cümlelerinizden de vazgeçin.

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Diğer taraftan, ülkemizin üniter yapısını koruyan, içten ve dıştan gelebilecek her türlü tehlikelere göğüs koyan güvenlik güçlerimizin bu mücadelesinde kendilerine Cenab-ı Allah'tan muvaffakiyetler diliyorum.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Güneş, bir dakika ekliyorum.

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Bu uğurda şahadet şerbetini içmiş şehit kardeşlerimize Cenab-ı Allah'tan rahmet diliyorum. Gazilerimize acil şifalar ve hayırlı ömürler diliyorum. Cenab-ı Allah ülkemizi her türlü beladan kazadan korusun, kardeşliğimizi daim eylesin diyorum. Bu duygu ve düşüncelerle 2025 yılı Millî Savunma Bakanlığımızın bütçesinin hayırlı uğurlu olmasını diliyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum.