Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
Konu | : | 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/278) ve 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/277) ile Sayıştay tezkereleri a) Millî Savunma Bakanlığı b) Akaryakıt İkmal ve NATO POL Tesisleri İşletme Başkanlığı |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 3 |
Tarih | : | 26 .11.2024 |
MUSTAFA NEDİM YAMALI (Ankara) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Sayın Bakanım, Millî Savunma Bakanlığımızın değerli bürokratları, kıymetli basın mensupları, katılımcılar; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bin yıldan beri bu toprakların savunulması için emek harcayan ve can veren Silahlı Kuvvetler mensuplarımızı da şükran, minnet ve rahmetle anıyorum.
Geçen ay TUSAŞ'a gerçekleştirilen hain terör saldırısında şehit olan kardeşlerimize bir kez daha Allah'tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum ve tekrar bütün milletimize başsağlığı diliyorum.
Değerli milletvekilleri, değerli Komisyon üyeleri; hem dünyada hem de ülkemizde giderek artan sorunlara, tehditlere, risklere ve güvenlik kaygılarına her gün maalesef bir yenisi ekleniyor. Bu tür dönemlerde ülke olarak her türlü gelişmeyi mutlaka çok yakından takip edip gereken tedbirleri almamız ve sürekli değişen yeni şartlara kendimizi hazırlamamız gerekiyor. İyi yetişmiş ve donanımlı, gerekli sayıda asker ve sivil personele, yüksek teknoloji araç gerece, motivasyonu yüksek bir orduya sahip olmak her zaman ülkemizin en büyük hedefleri arasında olmalıdır.
Değerli katılımcılar, ülkeler kendi menfaatleri doğrultusunda bir bölge için birbirleriyle stratejik ortaklık kurarken dünyanın başka bir yerinde de veya olayda da karşı karşıya gelebiliyorlar. Buna, Suriye'de NATO üyesi müttefikimiz Amerika Birleşik Devletleri'ni örnek verebiliriz. Amerika Birleşik Devletleri 1952 yılından bu yana müttefikimiz olmasına rağmen, Suriye'nin kuzeyinde paravan bir devlet kurmak için müttefiklik ahlakına aykırı olarak terör örgütüne silah, mühimmat ve eğitim desteği faaliyetleriyle sınırımızda maalesef bir tehdit oluşturmaktadır. Terör örgütlerine destek bazen Suriye'den, bazen Yunanistan'dan, bazen İtalya'dan, bazen Ermenistan'dan ve bazen de Rusya'dan gelmekte. Bundan anlaşılacağı gibi, örgüt hep aynı kalırken destekçileri zaman ve mekâna göre değişmektedir. Bu mücadeleler sürerken Suriye topraklarında yürütülen Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Operasyonları'nda hedeflenen stratejik amaçların önemli bir kısmına ulaşıldığını görüyoruz. Türkiye'nin sınır hattında üslenen terör örgütlerine yönelik olarak gerçekleştirdiği operasyonlarda savunma sanayimiz tarafından üretilen yeni silah ve teçhizatların kullanımına ağırlık vermesi ve bunlardan üst düzey bir verim alması, söz konusu başarının elde edilmesinde Türk savunma sanayisinde yaşanan gelişmelerin büyük bir katkısının olduğunu göstermektedir.
Beşinci nesil savaş uçaklarıyla ilgili birkaç hususa değinmek istiyorum. Ülkemizin F-35 savaş uçağı programından çıkarılması nedenlerine değinmeyeceğim ancak sonuçlarına bir analiz yapmak istiyorum. Haziran 2022'de Yunanistan Amerika Birleşik Devletleri'ne 20 adet F-35 satın almak için resmen başvurdu, ellerindeki F-16'ların da güncellenmesi için talepte bulundu. Atina yönetimi F-35'lerin 2027 veya 2028'de ülkeye ulaşmasını bekliyor. Elbette ki bu gerçekleşecek olursa Türkiye ve Yunanistan arasındaki dengelerin önemli ölçüde bozulacağı gözüküyor. Türkiye ise 2021 sonundan bu yana F-16 modernizasyon kiti ve 40 adet yeni F-16 için yaptığı başvurunun sonucunu bekliyor. Türk Hava Kuvvetleri de bu programdan çıkarılmadan önce 100 adet F-35 almayı planlıyordu. 2018 yılında da millî muharip uçağımız KAAN'ın yapımına resmen başlandı. Şöyle gözüküyor: Eğer planlandığı gibi giderse beşinci nesil savaş uçaklarımızın Türk Hava Kuvvetlerindeki mevcut planının yerini alması 2040'ları buluyor; bu süre çok uzun. Tabii, bunun daha erkene alınması için gerekenlerin yapılması ve bütçe anlamında da gereken desteğin verilmesi gerekiyor. Bu arada, biz beşinci nesil uçağımızı yapmaya gayret ederken Amerika, İngiltere, Fransa ve Almanya ise altıncı nesil uçaklar için çalışmalara başlamış durumda. Bu açıdan, millî muharip uçak KAAN'a daha fazla yatırım yapıp bir an önce bunun faaliyete geçmesini sağlamamız gerektiği gözüküyor.
Bir başka enteresan durumdan bahsetmek istiyorum. Amerika Birleşik Devletleri'nin Yunanistan'ın Dedeağaç bölgesinde birtakım faaliyetleri gözüküyor, mekanize ve zırhlı araçlardan oluşan bir kara gücü kuruluyor Yunanistan'da. Bu birliklerin orada konuşlanmasının gerçek amacı nedir? Atina'da bulunan Pire Limanı Çin'in ticaret devi COSCO'ya, Selanik Limanı ise Rus bir oligarka ait. Amerika'nın Yunanistan'daki faaliyetleri ile Çin ve Rusya'nın Yunanistan'daki liman faaliyetleri dikkatli takip edilmesi gereken konular. Bunları elbette ki Millî Savunma Bakanlığımız dikkatle takip ediyorlardır. Bu hususla ilgili Sayın Bakanımızdan bir bilgilendirme yapmasını talep ediyorum.
Değerli katılımcılar, bir ülkenin savunma gücü, böyle güçlü bir kurum, ulusal silahlı kuvvetlerine ve bu kuvveti destekleyen güçlü bir savunma sanayisinin yetişmiş insanlarına bağlı. Ben ülkemiz adına üzüntü verici bir konudan bahsetmek istiyorum; bu, beyin göçü, özellikle savunma sanayimizdeki beyin göçü. Sadece bir Hollanda firmasından bahsedeceğim, Advanced Semiconductor Materials Lithography. 2024 itibarıyla Türkiye'den 1.300 mühendis bu Hollanda firmasında çalışıyor; bunların 437'si Orta Doğu Teknik Üniversitesi mezunu, 170'i İstanbul Teknik Üniversitesi mezunu, 111'i Bilkent Üniversitesi mezunu, 87'si Hacettepe Üniversitesi mezunu, 81'i Yıldız Teknik Üniversitesi mezunu, 60'ı Boğaziçi Üniversitesi mezunu ve 46'sı Gazi Üniversitesi mezunu. Yani, Türkiye'deki en değerli üniversitelerimizden mezun olan kişiler maalesef Hollanda'daki bir savunma sanayi şirketine hizmet ediyorlar. Daha kötü, daha üzücü bir rakam söyleyeceğim. Bu mühendisler mezun olup mu oraya gitmişler? Hayır. Bunların 284'ü ASELSAN'ı bırakıp gitmiş, 179'u TUSAŞ'ı bırakıp gitmiş, 82'si ROKETSAN'dan oraya gitmiş, 80'i TÜBİTAK'tan oraya gitmiş ve 58'i özel bir firma olan Nurol Holdinge bağlı FNSS şirketinden gitmiş. Türkiye'nin önde gelen savunma kuruluşlarında görev yaptıktan sonra bu Hollandalı firma için çalışmaya başlamış bizim bu insanlarımız. Maalesef, bu örnek de sadece 1 firmadaki rakamlar. Peki, bizim ülkemizin geleceği bu tecrübeli mühendis ve teknik personelimiz neden buraya gidiyor? Bu kişilerin hayalleri ve hedefleri neydi? Neden yurt dışına gidiyorlar? Bunlar mutlaka araştırılmalı. Demek ki bu değerli personellerimiz bir şeylerden rahatsız. Burada bilgi ve teknoloji transferi yapılıyor, aynı zamanda, bir güvenlik riski de burada elbette ki oluşuyor. Bu olayın sadece para ve maaş meselesi olmadığını da biliyoruz bir taraftan. Özellikle vakıf şirketlerindeki ehliyet ve liyakat sorunları, buradan meydana gelen problemler, kulaklarımıza gelen bazı mobbing iddiaları, tabii bunlar bu olayları arttıran problemler. Bu kıymetli insan kaynağımızın ülkemizde kalmaları için sosyal ve ekonomik ihtiyaçları mutlaka karşılanmalı, idari problemler mutlaka gecikmeden çözülmeli ve bu sorunlara mutlaka çözüm üretilmeli.
Değerli katılımcılar, 2025 bütçesinde Millî Savunma Bakanlığı için 624 milyar TL öngörülmüş. Tabii, bu ayrılan bütçe oranına ve iç ve dış şartlara bakıldığı zaman bu oranın biraz daha da yükseltilmesi gerektiği gözüküyor. Silahlı Kuvvetlerimizin ve Millî Savunma Bakanlığımızın ihtiyacı olan bütçe her zaman kendilerine mutlaka verilmeli ve takdim edilmeli.
Sonuç olarak, Millî Savunma Bakanlığımızın 2025 yılı bütçesinin kahraman ordumuza, milletimize, ülkemize hayırlı olmasını diliyorum. Vatan savunmasında hayatını kaybeden aziz şehitlerimizi rahmetle yad ediyor, kahraman gazilerimize minnetlerimi iletiyorum. Bütçe çalışmalarında başta Sayın Millî Savunma Bakanımıza, kıymetli bürokratlarına, değerli komutanlarımıza, savunma sanayisi kuruluşlarımıza, yöneticilerine ve emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Plan ve Bütçe Komisyonu üyelerine, tüm katılımcılara ve özellikle Türk Silahlı Kuvvetlerimizin subay, astsubay, uzman erbaş, sivil memur, işçi ve savunma sanayisinde çalışan resmî ve özel sektör çalışanlarına da saygı ve sevgilerimi sunuyorum.