BAŞKAN MEHMET MUŞ - Değerli arkadaşlar, bugün salı, cuma günü bütçe müzakerelerini bitireceğiz.

VELİ AĞBABA (Malatya) - İnşallah!

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Kuralsızlığın olduğu yerde ne olur? Curcuna olur.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Anarşi...

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Karışıklık olur. Her şeyin bir usulü var.

İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ) - Ne demek istiyorsun Başkanım, bizi...

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Aygun, lütfen dinler misin. Yeter, yeter yani!

İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ) - Yeterse buyurun.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Bir şeyin bir kuralı vardır, bir kaidesi vardır, müzakere şeklinin nasıl yapılacağı belli. Burada hiç kimse ilkokul seviyesinde değil, milletvekili olmuş, belli bir eğitim seviyesinde; toplumun önünden sıyrılmış ve topluma liderlik, temsil görevi yapan insanlardan oluşuyoruz, kitlemiz bu.

Müzakerenin nasıl yapılacağı belli. Sayın Bakan sunumunu yapar, Komisyon üyesi sayın milletvekillerinden başlamak üzere müzakereler yapılır, en son soru-cevap işlemi yapılır ve görüşmeler tamamlanır. Bu süre içerisinde sürekli bir laf atma ikaz etmeme rağmen... Söz sıranız gelince görüşlerinizi ifade edersiniz; katılırsınız, katılmazsınız. Sorduğunuz sorulara cevap... Sayın Bakan "Sorulara cevap vereceğim." diyor, müzakerenin sonunda Sayın Bakan cevap otuz dakika hakkını kullanacak. "Vereceğim cevabını." diyor, beklersiniz; cevap sizi tatmin eder, etmez, o sizin bileceğiniz iş. Ama değerli arkadaşlar, yüzümüz kızarıncaya kadar, kıpkırmızı olana kadar bağırıyoruz. Oradan da çekiyorlar bizi, tamam, amacımıza ulaştık, akşam televizyonlara çıkmış olduk, büyük iş başardık! Ben Komisyon Başkanı olarak hiçbir milletvekilinin diğer milletvekilinin hakkını ve hukukunu sabote etmesine izin vermeyeceğim değerli arkadaşlar, yeter! Özellikle Komisyon üyesi olmayan milletvekili arkadaşlarımız yapıyor bunu, geliyor, orada beş dakika, on dakika bağırıyor, bağırıyor, bağırıyor, sonra çekip gidiyor. Bu Komisyon bir aydır bu müzakereleri yürütüyor. Herkes kendisine yakışanı yapar değerli arkadaşlar, ya lütfen. İkaz ediyorum "Lütfen." diyorum, rica ediyorum. Bir şey olsa sözcünüz burada "Ben bir söz istiyorum." diyor, veriyorum sözü sözcünüze, bir şey ifade edecekse ediyor, geçiyoruz.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Söz vermediğiniz için böyle oluyor.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Ağbaba, lütfen...

Ama değerli arkadaşlar ben "Milletvekilinize müdahale edin." diyorum, size de söyledim, döndüm "Sayın Türeli, lütfen ikaz edin." dedim ama yok. Değerli arkadaşlar, bize yakışan bir görüntü değil bu. Milletvekili vasfına, milletvekili sıfatına yakışan bir görüntü değil. Milletvekilliği çok önemli bir şey ya. Seçilerek gelip, burada yasama ve denetim faaliyetinde bulunuyoruz. Sorarsınız, yetkiyi alırsınız.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Sayın Başkan, bunun herkes farkında. En azından bizim grubumuz farkında Sayın Başkan.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Değerli arkadaşlar, farkında olmayanlar için bir daha söylüyorum, farkına varsınlar diye ikaz ediyorum. Dolayısıyla, lütfen, müzakereleri bu tip popüler işlere feda etmeyelim.

Sayın Türeli, şunu okuyayım önce, sonra size söz vereyim.