HAKKI SARUHAN OLUÇ (Antalya) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Siz bu uyarıyı yaptıktan sonra ben de tutanaklara geçmesi için daha önce de yaptığımız gibi bir açıklama yapmak durumundayım.

Şimdi, birincisi, Anayasa’nın 3'üncü maddesiyle ilgili bir tartışmamız yok. Bunu defalarca söyledik, bir idari tartışma yapmıyoruz burada ve idari tartışma yapmadığımız için de...

ÖMER KARAKAŞ (Aydın) - Bu "kürdistan" ne oluyor, bana açıklar mısın?

HAKKI SARUHAN OLUÇ (Antalya) - Söyleyeceğim efendim. Ben uzun zamandır anlatıyorum burada, eğer oturup dinlemiş olsaydınız o zaman bu soruyu sormazdınız.

ÖMER KARAKAŞ (Aydın) - Kürdistan neresi?

HAKKI SARUHAN OLUÇ (Antalya) - Sizinle ayrıca konuşuruz, bunu anlatırım. Şimdi vakit fazla olmadığı için ben sadece tutanaklara geçmesi için söylüyorum. Şimdi, Kürdistan coğrafyası ve Kürt...

ÖMER KARAKAŞ (Aydın) - Yok, yok vakit yok da burada tutanaklara geçsin "kürdistan" diye bir yer olamaz, olamaz böyle bir şey!

OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Sayın vekilim, lütfen karşılıklı değil.

HAKKI SARUHAN OLUÇ (Antalya) - Ya, o, sizin fikriniz, sizin fikriniz, evet.

ÖMER KARAKAŞ (Aydın) - Benim fikrim değil, Türkiye Cumhuriyeti devletinde "kürdistan" diye bir yer olamaz.

HAKKI SARUHAN OLUÇ (Antalya) - Sayın Başkan, böyle bir usul var mı ya!

OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Sayın Karakaş, lütfen.

ÖMER KARAKAŞ (Aydın) - Olamaz!

HAKKI SARUHAN OLUÇ (Antalya) - Ya, bağırarak bir gerçeği ortadan kaldıramazsınız. Sizin kadar ben de bağırmayı biliyorum!

ÖMER KARAKAŞ (Aydın) - Olamaz!

HAKKI SARUHAN OLUÇ (Antalya) - İnsan gibi konuşun!

ÖMER KARAKAŞ (Aydın) - Sen insan gibi konuş!

HAKKI SARUHAN OLUÇ (Antalya) - Ben konuşuyorum dinleyin o zaman, dinleyeceksiniz!

ÖMER KARAKAŞ (Aydın) - Olamaz!

HAKKI SARUHAN OLUÇ (Antalya) - Dinleyeceksiniz!

ÖMER KARAKAŞ (Aydın) - Böyle bir söz olamaz!

OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Sayın Karakaş, lütfen.

HAKKI SARUHAN OLUÇ (Antalya) - Sana mı soracağım nasıl konuşacağımı!

ÖMER KARAKAŞ (Aydın) - Bana soracaksın.

SABAHAT ERDOĞAN SARITAŞ (Siirt) - Hadi oradan, sen kimsin!

HAKKI SARUHAN OLUÇ (Antalya) - Hayır.

OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Arkadaşlar...

MAHMUT DİNDAR (Van) - Sen istediğin kadar "Yok." de, kürdistan vardır, var olacaktır.

AYYÜCE TÜRKEŞ TAŞ (Adana) - Anayasa'ya soracaksın, bize değil.

MAHMUT DİNDAR (Van) - Ben o Anayasa'yı sizden daha iyi biliyorum.

ÖMER KARAKAŞ (Aydın) - Kürdistan olamaz!

OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Sayın vekilim, karşılıklı atışmayalım, söz aldığınızda ifade edin.

MAHMUT DİNDAR (Van) - İnsanlar yaşıyor, senin "Yok." demenle yok olmuyor bir coğrafya.

ÖMER KARAKAŞ (Aydın) - Türkiye'de yaşayan herkes, Türkiye Cumhuriyeti devletinin sınırları içerisinde Türk'tür, kürdistan diye bir bölge olamaz, bunu da kimse iddia edemez, nokta; bitti.

MAHMUT DİNDAR (Van) - Senin "Yok." demenle yok olmuyor o coğrafya.

OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Sayın Vekilim, lütfen, bunu uzatmayın, yazdırdınız, konuşmanızda da devam edin.

Sayın Oluç, buyurun, bitirin bir an önce.

HAKKI SARUHAN OLUÇ (Antalya) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Tekrar başlamak zorundayım.

Tutanaklara girmesi için bunu söylüyorum. Anayasa’nın 3'üncü maddesiyle ilgili bir tartışmamız yok, bir idari tartışma yapmıyoruz, net olarak bunu söyleyeyim.

İkincisi, "kürdistan coğrafyası" ya da "Kürt coğrafyası" gibi kavramları kullanırken bizler, tarihsel, coğrafi, sosyolojik bir gerçeklikten yola çıkarak bunu kullanıyoruz ve kullanmaya devam edeceğiz, ilk defa kullanmıyoruz çünkü baktığımızda, birçok hak açısından, uluslararası sözleşmeler açısından da Türkiye'nin imzalamış olduğu ve kabul ettiği uluslararası sözleşmeler açısından da bu kavramları kullanma hakkımız olduğunu biliyoruz. Bakın, Birleşmiş, Milletlerin yerel halkların haklarına dair ilkelerinde halkların tarihsel ve kültürel kimliklerini ifade etme özgürlüğü temel bir insan hakkı olarak tanımlanmıştır. "Kürt coğrafyası" gibi ifadeler halkların yaşadıkları bölgelerle olan tarihsel, sosyolojik bağlarını dile getirmektedir. Birleşmiş Milletlerin bu ilkelerini benimsemiş bir ülke olarak halkların kültürel ve tarihsel gerçekliklerini ifade etmesi açısından baktığımızda Anayasa'ya aykırı bir durum da yoktur. Dolayısıyla, bu tür kavramları kullanmamızın nedeni, dediğim gibi, tarihsel, coğrafi ve sosyolojik meseledir, bir idari yapı tartışması sürdürmüyoruz.

Teşekkür ediyorum.