KOMİSYON KONUŞMASI

CAVİT ARI (Antalya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; biraz önceki hatip, AK PARTİ iktidarında sağlığın nereden nereye geldiğine dair kısa bir özet geçti. 2002 yılında AKP iktidara geldikten sonra, evet, sağlıkta özelleştirilme sürecine girildi; özel hastaneler desteklendi, teşvik edildi, hastalar özel hastanelere yönlendirildi, vatandaş devlet hastanesinde eğer zamanında sıkıntı yaşamışsa özel hastanelere, önce devletin tüm destekleriyle gidip tedavi oldu ama artık, bugüne gelindiğinde kapısının önünden bile geçemez duruma geldi ama ne oldu? Özel hastane alanı hâline getirildi Türkiye. İşte, bu süreç sonrasında da yeni yeni konular ortaya çıkıyor. Bunlardan son dönemde güncel olan konu yenidoğan çetesi. Şimdi, ben öyle tahmin ediyorum ki ilgililer eğer takibe alırlarsa bu ülkede başka başka çeteler de muhtemelen vardır; bunu sağlıkçıların daha iyi bileceğini tahmin ediyorum.

Şimdi, bakın arkadaşlar, bir konuda yanlışlık olabilir, hatta suç da olabilir, görevi kötüye kullanma olabilir, ihmal de olabilir, önemli olan buradaki denetimle ilgili yetkililerin bu konuların üzerine nasıl gittiğidir. Yani bu konularda yeterli denetim var mı? Denetim yeterli mi, samimi mi, yoksa görmezden mi geliniyor? Esas temel burada. Özel hastane ve tıp merkezleriyle ilgili denetimlerin düzenli yapılıp yapılmadığı çok önemli.

Şimdi, Sayın Bakan, Antalya'da bu konuyla ilgili daire başkanlığı on ay süreyle boş kaldı, zamanında atanamadı. Peki, bu neden atanamadı? Acaba, burada etkili siyasetçilerle ilgili bir durum mu vardı yani birini atamak istedi de istediği atanmayınca atama yapmak istemeyen müdür görevden mi alındı, böyle bir konu mu oldu? Bir araştırın bakalım.

Şimdi, biraz önceki Antalya Milletvekili arkadaşımız da bahsetti, Sayın Bakan, Antalya'da, eski adıyla, ilk kurulduğunda SGK Hastanesi, şimdiki Atatürk Devlet Hastanesi meselesi var. Bu mesele şudur: Bakın, burası Antalya'nın merkezinde, bütün hastaların en kolay şekilde ulaşabileceği bir devlet hastanesi. Bu hastanenin bulunduğu yere, acilen en az 400 yataklı bir devlet hastanesinin yapılması lazım. Bu hastane yapılırken bir taraftan inşaatın yürümesi, bir taraftan da o hastanenin faaliyetine devam etmesi gerekmekte Sayın Bakan, çevredeki eczaneler, esnaf, hastalar ve çalışanlar yönünden böyle bir zorunluluğa ihtiyaç var. Şimdi, o hastane yıkılıp da eğer "Sonra yaparız." denilirse başka amaçlara kurban edileceğini şimdiden size hatırlatmak istiyorum. O nedenle, bir an evvel bu hastanenin mevcut faaliyeti sürerken orada yeni bir hastanenin inşaatına başlanması ve bununla ilgili de teknik çalışmaların yapıldığını biliyorum, yeni inşaata uygun olduğunu da biliyorum. Sizlerden talebimiz buraya bir an evvel bir hastanenin inşaatının başlaması.

Şimdi, bakın, bu hastaneyle bağlantılı diğer konuya geçeceğim. Atatürk Devlet Hastanesinin içi boşaltıldı Sayın Bakan, içi boşaltıldı. Neden? Antalya'ya bir şehir hastanesi kuruldu. Şehir hastanesiyle ilgili Sayıştayın bulgularını da az sonra yine paylaşacağım. Şehir hastanesi daha faaliyete geçme aşamasındayken yeterli donanımların sağlanması adına SGK Hastanesindeki yani Atatürk Devlet Hastanesindeki neredeyse önemli alanların bir kısmı oraya aktarıldı. Gösterilen tepkiler üzerine bu geçiş durduruldu ancak, bakın, şöyle söyleyeyim: Örneğin patoloji laboratuvarı şu an şehir hastanesinde faaliyette bulunuyor yani Atatürk Devlet Hastanesinde olması gereken patoloji laboratuvarı şehir hastanesinde. Şimdi, bununla ilgili de çok sayıda sıkıntılar kendiliğinden ortaya çıkmakta, bu yanlışı da tekrar düzeltip acilen müdahale edilmesi gerekiyor.

Sayıştay bulgularında, şehir hastanesi yapımıyla ilgili suç unsurlarının olduğu açıkça tespit edilmiş durumda. Sayın Bakan, değerli arkadaşlar; bakın, şehir hastanesi yapılırken devlet tarafından ödeneğinin karşılanmış olmasından memnun olmuştuk çünkü bu ülke ne çekiyorsa kamu-özel iş birliğiyle yapılan hasta garantili, kamu-özel iş birliğiyle yapılan hastanelerden çekiyor demiştik. Neyse ki Antalya'ya kamu kaynağıyla yapıldı ama bakın, Sayıştay bulgusunu okuyorum: "Antalya Şehir Hastanesine ilişkin yapım işinde uygulama projelerinin işin niteliğine uygun hazırlanmadığı Sayıştay tarafından tespit edilmiş."

Sayın Bakan, soruyorum size: Bir hastane yapılacak ve bu hastane projesi hastane olmaya uygun değil. Nasıl olabilir böyle bir şey? Yani nasıl bir projeyle bu şehir hastanesi yapımına girişilmiş? Yani proje uygun değil, hastane yapılıyor. Böyle bir şey görülmüş, duyulmuş değil Sayın Bakan. Daha doğrusu, ancak bu sizin iktidarınız döneminde olabilir.

Bunun yanı sıra bakın, yine hastane yapımı amacıyla başlanılmış ve proje uygun olmadığı için projede bölünmeler yapılmış ve hastane bitmeden malzeme alımları gerçekleştirilmiş. İşte, aslında, bu süreçlerle ilgili birçok tartışmalar -burada zamanım kısa olduğu için özet geçiyorum- yani ortada tamamen bir görev suçu var, görevi kötüye kullanma var, suç var; ilgilisini, ilgililerini buradan ihbar ediyorum. Projeye uygunluk yok, efendim, projeye uygun hâle getirebilmek için neredeyse ilk ihalenin üzerine bir yeni ihale daha yapılmış.

Sayın Bakan, bakın, Antalya'da şöyle bir durum var: Siyasi irade, bazı siyasetçiler bir il sağlık müdürünü getiriyor, bir müddet sonra getirdiği il sağlık müdürünü götürüyor. Yani Antalya adına utanç vesikası olan bir gelişme. Dört yılda 6 il sağlık müdürü değişti, son bir yılda 3 il sağlık müdürü değişti. Antalya gibi Türkiye'nin gözde bir ilinde son dört yılda 6 müdür, son bir yılda 3 sağlık il müdürü değişiyor Sayın Bakan. Yani herhâlde bunu getirenin getirmesindeki amacını karşılayamadı, beklentisine tam anlamıyla ulaşamadı, ulaşamayan da getirdiği müdürü götürmeye çalışıyor. Böyle bir durum var.

Manavgat Hastanesiyle ilgili sadece şunu söyleyeceğim: Yoğun bir şekilde, biz buraya hastane yapılmasını defalarca söylemiştik ancak belirlenen hastane yerinin yanlış olduğunu da bu salonda dönemin Bakanına ben en az 10 kere ilk süreçten itibaren söyledim. Bakın, yapılacak olan yerin "göl tarlası" diye geçen bir yer olduğunu, burayı her an su basacağını, temelinden su çıkacağını defalarca ben söyledim. Sonunda ne oldu? İnşaat başladı, belli bir seviyeye kadar geldi ve şu an öğrendiğimiz kadarıyla hastane yapımından vazgeçildi. Biz, bu konuyu burada defalarca söylemişken, teknik birisi değilken biz bunu görebiliyorsak bu hastanenin buraya yapılmasına karar veren kimse suç işlemiştir. Buradan ihbar ediyorum, bu, bir kamu zararı oluşturmuştur, kamu zararına yol açılmıştır, kamu kaynağı heba edilmiştir; iptali doğrudur ama başlanması tamamen yanlıştı ve...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

CAVİT ARI (Antalya) - ...bitse dahi daha da büyük zararlara yol açacak bir proje olduğunu ifade ediyorum.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Arı, bir dakika daha veriyorum.

CAVİT ARI (Antalya) - Sağlıkla ilgili çok sorun var; günde en az 2 hastayla ilgili ya hastanede yer bulma ya yoğun bakımda yer bulma konularıyla uğraşmak zorunda kalıyoruz. Böyle bir sorun var Antalya'da. Konuya ilgili davranan idareciler de var veya yeterli destek sağlanmadığı için çaresiz hastaneler de var. Antalya'nın sorunları da bu anlamda ciddiye alınmalı. Mademki şehir hastanesi başta yapıldı, yeterli bir şekilde desteklenmeli ve sorunsuz hâle getirilmeli, orada da sorunlar devam ediyor.

Teşekkür ediyorum.