Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
Konu | : | 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/278) ve 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/277) ile Sayıştay tezkereleri a)Sağlık Bakanlığı b)Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü c)Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu ç)Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 3 |
Tarih | : | 19 .11.2024 |
ORHAN ERDEM (Konya) - Sayın Başkanım, çok değerli Bakanım, Bakan Yardımcıları, Komisyon üyelerimiz, basın mensupları, katılan tüm heyet; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Konuşmama başlamadan önce, dünkü Bakanlık bütçesinde bazı tartışmalar oldu, CHP grubu adına bir Komisyon üyesi konuşma yaptı ve sonra tartışmalar oldu, bugün de CHP grubu adına Sayın Kayıhan Pala konuştu, kendisine teşekkür ediyorum. Sunumunu hazırlamış, konuştu; içine, içeriğine inanırım inanmam, yanlıştır doğrudur alanım da değil, Bakan Bey ona cevap verecektir ama ne bir başka kimseyi bir sıkıntıda bırakacak söz söyledi ne de bir başka kimse ona laf attı.
Şimdi, insanoğlu bu süreçte bazı etik ve ahlaki değerler geliştirmiş, ahlak felsefeleri de altın kural olarak, bizim hadislerimizde de "Sana nasıl davranılmasını istiyorsan sen de karşındakine öyle davran." demiş. Yine, "İstediğini söyleyen istemediğini işitir, duymak istemediğini başkasına söyleme." demiş. Biz bu etik kuralların dışına çıktığımızda kalbimiz kırılıyor ve karşı tarafı da kırmak durumunda kalıyoruz.
Şimdi, muhalefet istediğini söyleyecek -her zaman bununla karşılaşıyoruz- "Niye cevap veriyorsunuz?"a dönüyor. Arkadaşlar, bugün biz birbirimizi tanıyoruz, konuşuyoruz ama otuz yıl, kırk yıl, elli yıl sonra bazı araştırmacılar gelecek -biz varız, yokuz- bu tutanaklardan olanlara bakacak. Sizin burada dile getirdiğiniz bizce doğru olmayan şeylere "Ha, bunlar söyledi, kalsın." mı diyeceğiz? Her şeyde muhalefet olarak kolaylık isteyeceksiniz, size verilecek bir cevaba da darılacaksınız. Dünkü olayları hiç kabul etmiyorum, hiç insanlığa, hiç ahlaka sığmayan bir davranıştı, bunu belirterek başlamak istiyorum ve bu kurallara da şahsım olarak çok dikkat eden biri olarak.
Değerli arkadaşlar, konuya gelirsek, yine bugün denildi ki: "Siyasi olarak sorumluluğunuz var yenidoğan çetesiyle ilgili." Aynen öyle. Şimdi, bir çocuk ölecek, bir bebek ölecek, hem "İnsanı yaşat ki devlet yaşasın." diye çıkmış bir parti olacaksın hem inandığın değerler, "Haksız yere bir cana kıyarsan bütün insanları öldürmüş sayılırsın." ayetinden bahsedeceksin hem de bu olaya siyasi sorumsuz olarak bakacaksın; böyle bir şey olur mu? Ben de şahsıma konuyu inceledim. Zaten bu konuyu başlatan Sağlık Bakanlığı. Kendisine gelen bilgileri hemen teftişe veriyor, denetimler yaptırılıyor, İl Sağlık Müdürlüğü İstanbul Emniyet Müdürlüğüne iki ay içinde suç duyurusunda bulunuyor ve soruşturma başlıyor. Tabii, başlayınca, Emniyet ve savcılığa geçince bu konuda gizlilik kararı oluyor. Yani diyoruz ya, niye Sağlık Bakanlığı o süreçten bugüne konuşmadı? Konuşamıyor ki. Savcılık diyor ki: "Şurayı bir daha incele, bana belgeler ver." o da diyor ki: "Onu veremem, gizlilik var, sen git, aldığın bilgilerle gel." İnceledim, bu şekilde bir yıl süren bir süreç yaşanıyor, sonra şüpheliler tutuklanıyor, gizlilik kararı kaldırılıyor, bilgi ve belgeler Sağlık Bakanlığına o zaman teslim ediliyor. Şimdi, biz bu işi başlatan Sağlık Bakanına nasıl bu kadar ithamda bulunabiliriz ve o günkü İl Sağlık Müdürüne? Yine eksik varsa, yine yanlış varsa bakalım ama bu işi başlatan zaten Sağlık Müdürlüğü. Böyle kişiler de hangi partiden, hangi ahlak, hangi ırktan, ne, kim olursa olsun Allah onların belasını versin; hiçbirimiz arkalarında durmayız, gerekli cezaları da muhakkak alacaklardır. Bu konuda siyasi sorumluluğumuz vardır, takibini de hepimizin o vicdanla yapacağımızı bilmenizi isteriz.
Bakanlığa gelince, ben geçen yılki bütçede de dedim, her seferinde hatırlatmak istiyorum. Biz bugün gelinen sağlık konusundaki eksiklikleri konuşuyoruz, konuşacağız ama nereden geldiğimizi unutuyoruz. 2002'de vekil oldum, iki yıl hastanede rehin kalanların senetleriyle uğraştım; o günleri unuttuk. Arkadaşlar söyledi, hastane hastane dolaşan SSK'lı, BAĞ-KUR'lu ilacını alamayan kişileri unuttuk, bugün detayları konuşuyoruz. Geldiğimiz noktada dünyada örnek bir ülkeyiz; eksikliklerimizi giderelim, konuşalım. Ben yakın arkadaşımın İngiltere'deki çocuğunu çok basit bir ameliyata bir yıl sonraya gün verildiği için uçak bileti alıp Türkiye'ye getirdiğini biliyorum. Almanya'da, Avrupa'da, Amerika'da neler yaşandığını hepimiz biliyoruz.
Türkiye'de e-nabız diye bir sistem kurmuş bu Bakanlık, herkesin bilgileri orada, 24 saat, giriyor doktorunu seçiyor, geçmişteki hastalıklarını görüyor. Vakit dar, sadece bu konu için bir gündem yapmak lazım. Avrupa Birliği ülkelerinde var, yüzde 10'a erişmişler, biz yüzde 88'e gelmişiz.
Depremde bir uygulama başlatmış, deprem mağdurlarının kayıplarını anlamak için fotoğraf yüklemelerini istemiş, bir an önce cenazelere ulaşmasını sağlamış e-nabız üzerinden.
Yine, Covid-19'da "Hayat Eve Sığar" diye, hepimiz yaşadık, her şeyi bilgisayar üzerinden, telefonumuz üzerinden yaptık. Çok uzun bir konu, içinde neler var. Bir akıllı saat bağla, şekerini, tansiyonunu anında e-nabıza yüklüyor. Bunlar çok basit görünen ama dünyada örneği olmayan uygulamalar. Sağlık Bakanlığının bu konuda geldiği noktadaki çalışmalarını destekliyor, teşekkür ediyoruz.
Bu ülkenin nüfusu 2002'den bu yana yüzde 25 artmış. Doğuştan beklenen yaşam süresi, 2022 verisi 72,5'ten 77,3'e gelmiş, bugün belki, inşallah biraz daha büyüktür. Hani, yüzde 25 nüfus büyüdü diyoruz ya, bunu da eklediğinizde herhâlde 30-35'lik bir yeni büyüme var ve buna rağmen, aldığı noktadan, sağlık hizmeti sunan personel sayısını yüzde 283, hekim sayısını yüzde 141, hemşire, ebe sayısını yüzde 187 artırmış; 1,5 milyon personelle dev bir sağlık hizmeti sunmaya başlamış.
Dünya Sağlık Örgütü tarafından izlenen bir aşı planı var. Burada uygulayan ülkeler arasında birinciliklere, en önemli takibe sahip ülkeler arasına girmiş.
Çokça konu var, arkadaşlar bir kısmını söyledi, en önemlilerinden biri evde sağlık hizmetine geçilmiş. Kırsalda veya evinden çıkamayan hastalara ulaşılıyor; 2 milyon 681 hastaya ulaşmışız. Daha önce hastaneye gelip de tedavi olamayan insanlara, bugün hastaneye değil evlerine kadar Bakanlığımızın gittiği bir yapıya dönmüşüz.
Gerçekten -Sayın Temurçi de söyledi- AK PARTİ'nin belki bugünkü noktaya gelmesindeki en önemli başarısı sağlıkta gelinen nokta ama bu gelinen nokta, artık iyi var, daha iyi var, çok daha iyi var; çok daha iyi olmalı.
Randevuda eksikler varmış, var; bize de geliyor, Bakanımız açıklamalar yapıyor, inşallah çözecektir. Diğer konular da vardır. Bunların giderileceğini, bu milletin de bu sağlığın nereden alınıp nereye getirildiğini bildiğini düşünüyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ORHAN ERDEM (Konya) - Sayın Başkanım, bir dakikada bitireceğim. Sürem doldu.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Buyurun.
ORHAN ERDEM (Konya) - Sayın Bakanım, bir konuyu da size çok kısa izah edeceğim ama notu vereceğim. Siz de biliyorsunuz, bu Beyaz Reform'la birlikte sağlık çalışanlarının yeniden ücretleri artırıldı. Sağlıktaki çalışanlara da ne versek azdır, keşke daha çok verebilsek ama bundan mağdur olan yöneticileri ziyaretlerimizde görüyoruz. Çok değerli arkadaşlar başhekimlik yapıyor ama 60 bin lira ile 80 bin lira arasında düşük ücretle çalışıyor; gittikçe daha kalitesi düşük bir yönetim kadrosuna dönebiliriz. Bu konuda bilgileriniz vardır, ben de bir bilgi notu vereceğim.
Sağlık Bakanlığı bütçemizin hayırlı olmasını diliyorum. Tüm ekibinizle bu bütçeyi hayırlı kullanmanız ve ülkemize yararlı olması dileğiyle hepinize saygılarımı sunuyorum.