KOMİSYON KONUŞMASI

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Evet, teşekkür ediyorum.

Sayın Başkanım, çok kıymetli milletvekillerimiz, çok Saygıdeğer Bakanım, Bakan Yardımcılarımız, kıymetli bürokratlarımız, basınımızın değerli mensupları; ben de hepinizi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum.

Sayın Bakanım, bütçenizin hayırlı ve bereketli olmasını temenni ediyorum.

Yirmi iki yıllık süreç içerisinde, başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere, sağlık sektörümüzün bugünlere gelmesinde emeği geçen, hizmeti olan bütün etkili ve yetkili isimlerimize, emektarlarımıza, sağlıkçılarımıza, çalışanlarımıza ben en kalbî şükranlarımı arz ediyorum.

Tabii, konuşmamı vaktimin kaldığı ölçü içerisinde üç bölüme ayırmak istiyorum. Bir: Sağlık geçmişimizle ilgili, yirmi iki yıllık süreç ve bundan sonraki süreçte hedeflerimizle ilgili birkaç hususu burada ifade etmek istiyorum.

Tabii, hafızayıbeşer nisyanla maluldür yani yirmi iki yıl öncesine baktığımızda, daha öncelerine gittiğimizde özellikle Türkiye'de hastanelerimizde koğuşlarımız 10'ar kişilik ve üzeri hasta yatan yerlerdi. Tabii, birçok sıkıntı vardı buralarda hastaneye erişimle ilgili, oradaki muamelelerle ilgili; bunu hepimiz biliyoruz.

Yine, sağlık sistemimiz âdeta kutuplara ayrılmıştı, vatandaşlarımız sınıflara bölünmüştü; BAĞ-KUR'lular, SSK'liler, Emekli Sandığı, üniversite hastaneleri gibi. Sonra o süreçlerde -ben hatırlıyorum- böyle sağlık karnelerimiz vardı, yılda 1-2 kere onların vizesi yapılırdı; tabii, o da o sağlık karnelerine erişenlerin yani o dönem sağlık karnesi sahibi olmak Türkiye şartlarında çok büyük bir ayrıcalıktı. Bugün baktığımızda sağlık sistemimize, yüzde 100'e yakınımız bu sistem içerisinde hizmet alıyor.

Yine, o dönem, tabii, alınamayan ilaçları, ilaç kuyruklarında kaybettiğimiz hastalarımızı, rehin kalan hastaları herhâlde hiçbirimiz unutamayız. Senet imzalatılan hastalarımız o dönem hastanelerde kalıyorlardı.

Yine, hastaneye erişmek, gerçekten o dönem çok zordu. Kötü fiziki altyapılar...

Bu geri kalmışlık dönemini aslında saatlerce anlatabiliriz ama bunu en iyi anlatan, o dönem Savaş Ay vardı, rahmetli, belgeselde, televizyon programlarında çok iyi anlatıyordu.

SIRRI SAKİK (Ağrı) - Sen gel Ağrı'ya, o Savaş Ay'ı...

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Ağrı'yı da biliyorum, Türkiye'nin her yerini biliyoruz Sayın Vekilim.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Hatibin insicamını bozmayalım değerli arkadaşlar.

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Değerli arkadaşlar, tabii, sonra dünyada bir pandemi ortaya çıktı; pandemide hep birlikte hem sağlık çalışanlarımız hem sağlık altyapımız gerçekten çok ciddi anlamda büyük bir başarıya imza attı, âdeta sağlık sektörümüz tarih yazdı. O, dünyanın en anlı şanlı ülkeleri, işte İngiltere'sinden İtalya'sına kadar, Amerika'sına kadar 65 yaş ve üzerini ölüme terk ettiler, hastanelere erişemediler; en basit olarak gördüğümüz, bildiğimiz maskeleri bile dağıtamadılar. Biz, o dönemde hem sağlık çalışanlarımız hem sağlık altyapımız, şehir hastanelerimiz, fiziki altyapımız fevkalade yeterli olduğu için hiçbir vatandaşımızı, hiçbir hastamızı hastaneye erişim konusunda tedavi noktasında geri bırakmadık. Kaldı ki sadece Türkiye'deki değil, dünyanın birçok noktasındaki vatandaşlarımızı da ülkemize getirip burada şükürler olsun ki tedavi etmeyi başardık. Tabii, o süreçte hayatını kaybeden doktorlarımızı, hemşirelerimizi, sağlık çalışanlarımızı, sağlık ordumuz içerisindeki o fedakârca çalışan sağlık mensuplarımızı da ben buradan bir kere daha rahmetle anmak istiyorum.

Tabii, bunun dışında, özellikle AK PARTİ hükûmetleri döneminde yapılanlar, yaptıklarımızla ilgili de birkaç hususun yine ben burada altını çizmek istiyorum. Türkiye olarak her alanda olduğu gibi sağlıkta da büyük değişim ve dönüşüm süreci yaşadık. Türkiye Yüzyılı'nın en iddialı alanlarından biri de sağlık olarak tarafımızdan belirlenmiş oldu. Ülkemizde Covid-19 pandemisinde ve Kahramanmaraş merkezli depremlerde de görüldüğü gibi, hem insan gücü hem de altyapı olarak dünyaya örnek olabilecek bir sağlık hizmeti vermiş olduk.

Değerli arkadaşlar, bu doğrultuda, şehirlerimizin tamamı, binalarıyla, donanımlarıyla, teçhizatlarıyla, ambulanslarıyla en modern sağlık hizmetlerine bizim dönemimizde kavuşmuş oldu. İzmir'de olduğu gibi pek çok yerde de faaliyete geçen şehir hastaneleriyle sağlık hizmetlerini dünya standartlarının üstünde bir seviyeye taşımış olduk.

Yaklaşık 310 bini doktor olmak üzere 1,5 milyona yakın sağlık çalışanıyla bu alandaki insan kaynağımızı da güçlendirmiş olduk. Ülke genelinde insan kaynağımızın bu noktalara gelmiş olması... Yine 2,5 milyon kişiye evde sağlık hizmeti vererek bu süreçte hizmeti insanımızın da ayağına götürdük.

Vatandaşlarımızın sağlık hizmetlerinden en iyi şekilde yararlanmalarını sağlamak için, sağlık hizmetleri için 2025 yılında 1 trilyon 106 milyar lira kaynak ayrılmış durumda. Sağlık Bakanlığı ve yükseköğretim kurumları ile sosyal güvenlik kurumlarından yapılacak sağlık harcamaları da dikkate alındığında, sağlık alanına kamu kaynaklarından ayrılan toplam tutar 2 trilyon 435 milyar liraya ulaşmaktadır ki bu çok ciddi bir rakam. 2022 yılında, başta hekimlerimiz olmak üzere tüm sağlık personelimizin sabit ek ödemeleri merkezî yönetim bütçesine alınmış ve "taban ödeme" adıyla ilave bir ödeme unsuru getirilmiştir. Aynı zamanda, hekimlerimizin mali haklarının yanında emekli aylıkları da bu süreçte önemli oranda artırılmıştır.

Sağlık hizmetlerinde insan gücü sayımız 2002 yılında 257 bini Sağlık Bakanlığı bünyesinde olmak üzere toplam 379 bin iken 2024 yılı Ekim ayı rakamlarına baktığımızda 872 bini Sağlık Bakanlığı bünyesinde olmak üzere toplam 1 milyon 448 bin rakamına çıkmıştır. Yine, 2002 yılında 91.949 olan toplam hekim sayımız 2024 yılı Ekim ayı rakamlarına göre 221.649'a, 16.371 olan toplam diş hekimi sayımız 48.836'ya, 113.872 olan hemşire ve ebe sayımız ise 326.486'ya yükseltilmiştir. Tabii, 2-3-4 kat oranında yükseltilmiş bu sağlık çalışanlarımız.

Bu ülkenin uluslararası itibarını sağlıktan güvenliğe kadar her alanda zirveye çıkarmanın mümkün olduğunu AK PARTİ hükûmetleri sayesinde görmüş olduk. Biz tüm bunları nasıl başardıysak inşallah bundan sonraki atılımları da bu şekilde gerçekleştirmiş olacağız. AK PARTİ iktidarlarının merkeze aldığı en temel konulardan biri sağlık yatırımları oldu ve bu yatırımların karşılığı olarak küresel bir salgınla başarıyla mücadele edebildik. Elbette her büyük reformda, her büyük değişimde olduğu gibi bu alanda da ufak tefek aksilikler yaşanıyor olabilir ama artık bu gemi yükünü almış, rotasına girmiş ve menziline doğru ilerliyor.

Sağlık Bakanlığı bünyesinde yer alan nitelikli hasta yatak sayısının yoğun bakım yatakları hariç tüm yataklara oranı 2002 yılında yüzde 6,4 iken 2024 yılı Temmuz ayı itibarıyla yüzde 81,8'e ulaştı. Yine, Temmuz 2024 itibarıyla yoğun bakım yatak sayımız 48.434; Sağlık Bakanlığı bünyesinde yoğun bakım yatak sayısı 2002 yılında 869 iken 2024 Temmuz ayı itibarıyla 24.694'e ulaşmış durumda. Yoğun bakım yatak kapasitesi, OECD ülkeleri ortalamasının da oldukça üzerindedir. 2024 yılı OECD verilerine göre 2023 yılı Türkiye 100 bin kişiye düşen yoğun bakım yatak sayısı 57,4'le; 22,3 olan OECD ortalamasının 2,5 kat daha üzerinde yer almaktadır. 2023 yılı Türkiye 100 bin kişiye düşen erişkin yoğun bakım yatak sayısında ise 38,4'le... Yine OECD ülkelerine baktığımızda, orada 17,6 rakamını görüyoruz. Bu, 2 katı yaklaşık. Tüm bu çalışmalar bir plan, yoğun emek ve gayretlerin sonucunda meydana gelmiştir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Kırkpınar, bir dakika veriyorum, toparlayın.

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Teşekkür ediyorum.

Ülkemizi eğitim, sağlık, adalet, güvenlik üzerinde yükselteceğiz diyerek çıktığımız bu yolda daha sonra enerjiye, spordan desteklemelere pek çok başlıkta bunu sağlamış olduk. Bugün, yirmi iki yıl sonra geriye dönüp baktığımızda, milletimize verdiğimiz sözleri yerine getirmiş olmanın bahtiyarlığını yaşıyoruz.

Tabii, sağlık sektörü bizim için stratejik bir sektör, çok önemli bir alan. Bu konunun, bu meselenin bir siyasi polemik konusu yapılarak hem sağlık çalışanlarımıza hem sağlık ordumuza hem de ülkemize haksızlık yapmayalım diyor; Sayın Bakanım, bütçenizin tekrar hayırlı ve bereketli olmasını temenni ediyorum.