Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
Konu | : | 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/278) ve 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/277) ile Sayıştay tezkereleri a)Sağlık Bakanlığı b)Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü c)Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu ç)Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 3 |
Tarih | : | 19 .11.2024 |
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Teşekkür ederim. Başkanım.
Sayın Başkanım, Sayın Bakanım, sayın milletvekilleri, Sağlık Bakanlığımızın çok değerli çalışanları ve basın mensupları; ben de hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Sağlık Bakanlığımızın 2025 yılı bütçesinin hayırlı, uğurlu olmasını diliyorum.
Sağlıklı bireylerin ve toplumların oluşturulabilmesi ve sağlığın korunabilmesi için Anayasa'mızın 56'ncı maddesinde devletimizin görev ve yetkileri tanımlanmıştır. Bizden önceki hükûmetlerde sağlık hizmetinin daha iyi şartlara gelmesi için muhakkak ki ellerinden gelen çabayı göstermişlerdir. İktidara geldiğimiz 2002 yılında ülkemizde birinci basamak sağlık hizmetlerinde sağlık ocağı sistemi uygulanmakta, ikinci ve üçüncü basamakta o zamanki SSK'li vatandaşlarımızın gitmek zorunda olduğu SSK hastaneleri, BAĞ-KUR'lu ve Emekli Sandığına bağlı vatandaşlarımızın ve sosyal güvencesi olmayan vatandaşlarımızın gidebileceği devlet hastaneleri mevcuttu. Hastanelerimizdeki odalarımız genellikle 4-6 kişilik koğuşlardan oluşmaktaydı. Tuvaleti, banyosu içinde olan, 1 veya 2 kişilik yataklı odalardan oluşan nitelikli yatak oranı sadece yüzde 6,4 civarındaydı. SSK'li hastalar ilaçlarını SSK hastanesinden alınmak zorundaydı. Devlet hastanelerinde yatan hastaların ilaçları hasta ve hasta yakınları tarafından temin edilmekteydi. 112 ambulans hizmetleri sadece şehir merkezlerinde hizmet verilmekte olup, toplam 618 ambulansla hizmet verilmekte olup bunların da büyük bir kısmı şehirlerarası sevkte kullanılmaktaydı. Her bir vatandaşımız bizim için çok kıymetli olup tüm vatandaşlarımızın eşit ve konforlu şartlarda sağlık hizmetlerinden faydalanması idealiyle çıktığımız bu yolda AK PARTİ iktidarlarında sağlıkta büyük değişim ve dönüşüm politikaları uygulandı. En önemli adımlardan bir tanesi, vatandaşlarımızın tamamı sosyal güvenlik şemsiyesi altına alınarak vatandaşlarımız arasındaki ayrım ortadan kaldırarak sağlık hizmetlerinden eşit faydalanma imkânı sağlandı.
Sağlık Bakanlığı bünyesindeki personel sayımızı 257 binden 872 bine, uzman hekim sayımızı 109 bine, diş hekimi sayımızı 16 binden 49 bine, hemşire ve ebe sayımızı 113 binden 326 bine ve toplam sağlık personel sayımızı 379 binden 1 milyon 448 bine çıkararak insan kaynaklarımızı artırdık.
Sağlık ocağı sisteminden aile hekimliği sistemine geçilerek hekimlerin sorumlu olduğu vatandaşları daha yakından takip etmesine ve vatandaşlarımıza da kendi hekimlerini seçme hakkı verdik.
Gezici sağlık hizmetleri hayata geçirilerek kırsal kesimde her bir köy ve mahalleye hekimler giderek vatandaşların ayağında hizmet vermeye başlamışlardır.
Vatandaşlarımızın tamamına özel eczanelerden ilaç alabilme imkânı sağlandığı gibi, kırsal kesimde oturan vatandaşlarımızın ilaçları hanesine kadar götürülmeye başlanmıştır.
Gebe ve bebek izleme oranları artırılarak hastanede doğum oranları yükseltildi. Hastanede doğum yapmak isteyen ve doğum gününü bekleyen hastalar için anne oteli hizmeti hayata geçirildi. Bebeklerimize ve çocuklarımıza sağlıklı bir gelecek hazırlamak için ve hastalıklardan korumak için bağışıklamada antijen çeşitliğini 13'e çıkardığımız gibi, aşılama oranlarını yüzde 98'lere yükselttik. 100 bin canlı doğumda gerçekleşen anne ölüm oranını 13,5'lere indirdik. Yine, bin canlı doğumdaki bebek ölüm oranını 9,8'lere düşürdük.
Tedavi süreci zor olan spinal müsküler atrofi yani halk arasındaki adı SMA olan hastalığın önlenmesi için evlilik öncesi tarama testini hayata geçirerek 2023 yılında 580 bin, 2024 yılı ilk dokuz ayında 417 bin kişi taramadan geçirildi.
112 acil sağlık hizmetlerindeki ambulans sayısı 618'den 5.696'ya çıkarılmakla kalınmadı, aynı zamanda acil sağlık hizmetleri tüm yurt sathına yaygınlaştırıldı ve ücretsiz hâle getirildi. Kırsal kesimde yirmi beş-otuz dakikada, şehir merkezinde on beş dakikada vakalara ulaşır hâle geldik.
AK PARTİ iktidarlarından önce vatandaşlarımızın en büyük hayali olan helikopter ambulansı 2008'de, uçak ambulansları 2010 yılında hayata geçirilerek hava ambulansıyla yaklaşık 66 bin, deniz ambulansıyla 38 bin vatandaşımıza hizmet verdik. Kara ambulansıyla son bir yılda 5 milyondan fazla vatandaşımıza hizmet verdik.
112 çağrılarında sosyal devlet olmanın gereği hiçbir vatandaşımıza "Sosyal güvencen var mı, yok mu?" diye sormadık. Aynı hizmeti yurt dışından ülkemize gelen misafirler için de verdik.
İkinci ve üçüncü basamak sağlık kurumlarını üniversite hastaneleri hariç Sağlık Bakanlığı çatısı altında toplayarak tekli yapıya geçildiği gibi hastane standartlarına ait yeni tanımlar getirildi ve hastanelerde kalite birimleri kuruldu. Hastaneler altyapı olarak daha modern hâle getirildi. Ayrıca tıbbi cihaz yönünden en son teknolojik cihazlarla hastanelerle donatıldı.
1990'lı yıllarda Cumhurbaşkanımız rahmetli Sayın Turgut Özal'ın Amerika Birleşik Devletleri'ne gitmek zorunda kaldığı baypas ameliyatındaki gibi açık kalp ameliyatları ve anjiyo gibi girişimler yurdun pek çok yerinde yapılabilir hâle getirilerek vatandaşlarımızı büyük şehirlere gitmek mecburiyetinden kurtardık.
Hastanelerde dijital kayıt sistemine geçildiği gibi tüm vatandaşlarımızın e-nabız vasıtasıyla tüm sağlık bilgilerine ulaşma imkânı sağlandı ve tekerrür tahlil ve tetkiklerin önüne geçildi. Yoğun bakımlarda hastaları olan vatandaşlarımıza e-nabız üzerinden günlük hastalarının durumunu takip eder hâle getirdik.
Fiziki altyapıların geliştirilmesi adına 2.753 birinci basamak sağlık tesisi, 757 hastane yapılarak nitelikli yatak oranımızı -yoğun bakımlar hariç- yüzde 6,4'ten 82'lere çıkardık. Toplam yatak sayımız da 102 binden 171 bine çıkarılmıştır. Yoğun bakım yatak sayımızı kamuda 869'dan 24.700'e, ülkemizdeki toplam yoğun bakım yatak sayımızı 48 bine çıkararak OECD ortalamasının çok çok üzerine çıktık ve bunun faydalarını da Covid sürecinde gördük.
Dijital görüntüleme sistemlerine geçilerek kayıtların korunması ve tekerrürden kaçınıldı. Daha önce uygulanmayan hasta hakları birimi kuruldu. Aynı zamanda hastalara hekim seçme hakkı getirildi.
Çalışanlara yönelik sağlıkta şiddeti önlemek için beyaz kod hayata geçirildi. Sağlık çalışanlarına yapılan şiddete uygulanan cezalar yüzde 50 oranında artırıldı. Aynı zamanda bu suçlar katalog suçlara alındı.
Sadece diş çekimi uygulamasından ibaret olan ağız ve diş sağlığı hizmetleri daha kapsamlı hâle getirildiği gibi yurdumuzun her tarafında bu hizmetin yaygınlaştırılması için 14 olan ağız ve diş sağlığı 136'ya, 1 olan diş sağlığı hastanesi 41'e yükseltildi.
Vatandaşlarımızın sağlıklarını korumak için, hasta olmadan müdahale etmek için sağlıklı yaşam merkezleri sayısı hızla artırılmaktadır. 166 sağlıklı hayat merkezinde 16 türden hizmet verilmektedir.
AK PARTİ iktidarlarında sigarayla mücadelede önemli mesafeler katedilmiş olup kapalı alanlarda sigara kullanımı yasaklandığı gibi sigarayı bırakmak isteyen vatandaşlarımız için sigara bırakma poliklinikleri kuruldu. Aynı zamanda sigarayı bırakmak için kullanılan ilaçlar da devletimiz tarafından ücretsiz olarak verilmektedir. 2024 yılında sigara bırakma polikliniklerine 3 milyon 648 bin başvuru yapılmış, 1 milyon 400 bin vatandaşımıza ilaç desteği sağlanmış ve sigarayı bırakmak için polikliniklere başvuran vatandaşlarımızın yüzde 40'ı sigarayı bırakmıştır.
Uyuşturucuyla mücadele için ALO 191 Uyuşturucu ile Mücadele Danışma ve Destek Hattı hizmete girmiş, bağımlı hastalar için rehabilitasyon merkezleri sayısı her geçen gün artmaktadır.
Özellikle yatalak ve hareket etme imkânı olmayan ve tedaviye ihtiyaç duyan hastalar için 2012 yılında evde sağlık hizmetleri hayata geçirilerek şimdiye kadar 2 milyon 656 bin kez hizmete erişim sağlandı. Bu hizmetten toplamda 775 bin hasta faydalandı.
Uzun süre tedavi gerektiren ve evde bakımı zor olan hastalar için palyatif bakım yatak sayısı 38'den 7.094'e çıkarılarak bu tip hastalarımıza yurdumuzun her tarafında hizmet verilmeye başlandı.
Kanserle mücadeleye kesintisiz olarak devam ediyoruz. 2024 yılının ilk altı ayında 4,4 milyon kişi kanser taramasından geçirilmiştir.
Türkiye Kök Hücre Koordinasyon Merkezi hayata geçirilerek ülkemizde nakil olan hastaların kök hücre ürünlerinin yurt içinden karşılanma oranını yüzde 90'lara çıkardık.
On-line sağlık raporu uygulamasıyla yatağa ve cihaza bağlı hastaların uzaktan görüntülü görüşmelerle ihtiyacı olan engelli sağlık raporu, çocuklar için özel gereksinim raporu, durum bildirir raporu, tek hekim ve ilaç raporu verir hâle geldik.
Sağlık bilim ve teknolojileri alanında ülkemize ve insanlığa hizmet etmek, planlı ve sürdürülebilir kalkınmaya destek sağlamak amacıyla Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı (TÜSEB) kurulmuştur. Silah sanayisinden sonra yenilenebilir ve millîlik adımlarımızı ilaç sanayisinde de yaparak kullandığımız ilaçların kutu bazlı yüzde 90'ı, değer bazlı yüzde 57'si ülkemiz tarafından üretilmekte ve 85 ülkeye ihracat yapmaktayız.
Hükûmetlerimiz döneminde daha kapsamlı olan şehir hastaneleri sisteme geçirildi. 28.842 yataklı 18 şehir hastanesi kamu-özel iş birliğiyle hayata geçirildi. Merkezî yönetim bütçesiyle de 8 bin yataklı 7 şehir hastanesi hizmete girmiştir. Kamu-özel iş birliğiyle yapılan hastaneler için ödenen ücretlerin tamamı kira ücreti gibi gösterilerek milletimiz yanlış bilgilendirilmektedir. Oysa diğer hastanelerde olduğu gibi görüntüleme hizmetleri, temizlik hizmetleri, güvenlik hizmetleri, bilgi işlem hizmetleri, yemek hizmetleri, ısıtma ve soğutma giderleri, aydınlatma giderleri, tamirat, tadilat giderleri gibi pek çok giderler bu ödenen total ücretin içine dâhildir. Kamu-özel iş birliğiyle yapılan bu hastaneler belki yapıldığı dönemde maliyet açısından biraz daha fazla gibi görünse de bugün aynı hastaneleri döviz bazında aynı fiyatlarla yapmamız mümkün değildir.
KAYIHAN PALA (Bursa) - İddiaya girelim mi? Yaparız.
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Artan maliyetler nedeniyle Türkiye bu kamu-özel iş birliği uygulamalarından kârlı çıkmıştır. Ayrıca, hizmete daha erken ulaşılmış, vatandaşlarımızın daha konforlu hizmet alması sağlanmıştır. Ankara'da bulunan Bilkent Şehir Hastanesi ve Etlik Şehir Hastanesine belki hasta olarak belki de ziyaretçi olarak mutlaka gideniniz vardır. Son derece modern olan bu hastanelerde akciğer nakli gibi, robotik cerrahiler gibi nadir üniversitelerde yapılan özellikli ameliyatlar yapılmaktadır; bu hastaneler referans hastaneleri hâline gelmiştir.
2003 yılında yapılan sağlıkta reform neticesinde tüm vatandaşlarımıza ilk önce sevkli olarak, daha sonra yapılan düzenlemelerle doğrudan olarak özel hastanelere gidebilme imkânı sağlandı. 560 özel hastane olup 31 bin uzman burada görev yapmaktadır.
Ekim ayında basına yansıyan, yüreklerimizi sızlatan, 12 bebeğin ölümüyle sonuçlandığı iddiasıyla İstanbul'daki 19 hastanede çalışan 47 sanık hakkında iddianamenin kabul edildiğini ve davanın açıldığını öğrenmiş bulunmaktayız. Eğer bu iddialar doğruysa bunu yapanlar hekim değil, sağlık çalışanı değil insan bile olamazlar. Gözünü para hırsı bürümüş bu insanların devletimizin, insanlarımızın daha iyi hizmet alması için sunduğu bu imkânı kendi lehlerine kullanarak, sistemin açıklarından faydalanarak kazanç elde etme yoluyla yaptığı yolsuzluklarda maalesef hastaların zarar gördüğünü ve mağdur edildiğini öğrenmiş bulunmaktayız. 27/03/2023 tarihinde CİMER'e İstanbul'daki özel hastanelerle ilgili şikâyet gelir,...
MURAT ÇAN (Samsun) - Niye açık bırakıyorsunuz sistemde?
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Gelmeseydi ne olacaktı?
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Değerli milletvekilleri...
Sayın Bakırlıoğlu, hatibin insicamını bozmayalım.
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Bozulmaz onun ritmi.
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - ...Cumhurbaşkanlığımız bu şikâyeti hem Sağlık Bakanlığımıza hem de İl Sağlık Müdürlüğümüze bildirir; İl Sağlık Müdürlüğümüz bu olayın organize bir suç olabileceği düşüncesiyle İstanbul Emniyet Müdürlüğü Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünü bilgilendirdiği gibi cumhuriyet başsavcılığına suç duyurusunda bulunur.
20 Haziran 2023 tarihinde cumhuriyet başsavcılığı teknik, fiziki takip ve telefon dinlemesi için hâkimden izin alıyor, dosyada gizlilik kararı alınıyor. Bu sırada, İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü bu şüpheli hastaneleri çok kez yenidoğan uzmanlarca denetlettiriyor ama pozitif bulguya ulaşılmıyor; çete çok iyi organize olmuş. 28/9/2023 tarihinde elde edilen "tape"ler değerlendirilerek Yenidoğan Bakım Denetim Komisyonu kuruluyor ve çalışmalara başlıyor. 26/04/2024 tarihinde 47 şüpheli gözaltına alınıyor, 22'si tutuklanıyor. Yenidoğan Komisyonu, ölümleri bu kişilerin sağlık hizmetlerindeki aksaklıklarla ilişkilendiriyor ve dava açılıyor. İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü bu olayın ortaya çıkmasına vesile olmuştur. Suçlular mutlaka cezalandırmadır; bu gibi kötü niyetli insanların olabileceği hiçbir zaman unutulmamalıdır. Sadece ekonomik kaygılarla değil sağlık hizmeti kalitesinin yükseltilmesi için mutlaka denetimler sıkılaştırılmalıdır.
Yaşadığımız olay, çok kötü ve çok acı bir olaydır. 31 bin hekimimizin görev yaptığı tüm özel sağlık hizmetleri aynı kategoriye konulmamalıdır. Sağlıkta çok önemli mesafeler kat ettik, güzel sağlık hizmetleri vermekteyiz; bu kazanımlara ve ülkemize bu olay üzerinden zarar vermek doğru değildir.
Sayın Bakanım, son yıllarda sağlıkta özellikle muayene randevusu almayla ilgili bazı problemler yaşamaktayız. Adalet ve Kalkınma Partisi sağlıkta büyük bir değişim dönüşüm yapan, aynı zamanda halk nezdinde büyük teveccüh kazanan bir partidir, sağlıktaki memnuniyet oranlarını yüzde 39'dan yüzde 79'lara çıkaran bir partidir. Bugün karşılaştığımız sorunları mutlaka biz çözeceğiz. Bugün Almanya, Fransa, İngiltere, İspanya, Belçika gibi Avrupa ülkelerinde uzman hekime görünmek istediğinizde bekleme süresi yaklaşık üç aydır. Yine, bu gibi ülkelerde acilde muayene olabilmek için bekleme süresi yaklaşık beş, altı saat gibi sürelerdir. Bu gibi olumsuz örnekleri kendimize referans alamayız, "Dünyada diğer ülkelerde de benzer sorunlar var." bahanesine sığınamayız.
AK PARTİ iktidarlarında vatandaşımızın alışık olduğu bir sistem var, bunu mutlaka tekrar hayata geçirmeliyiz. 2002 yılında her bir vatandaşın yılda yaklaşık olarak sağlık hizmetine müracaat oranı 3,6'dır, bugün bu oranlar 11,7'lere çıkmıştır. 11,7 müracaatın yaklaşık 6-7'si ikinci ve üçüncü basamakta, 4-5'i birinci basamakta olmaktadır. Oysa sağlık müracaatlarının daha büyük çoğunluğunun birinci basamak hizmetlere yapılması daha sağlıklı bir yapıyı oluşturacaktır. Zorunlu sevk zincirini hayata geçirmek mümkün değildir, daha önceki dönemlerde pilot uygulama yapılmış, büyük bir izdiham olmuştur.
Sayın Bakanım, birinci basamak hizmetlerini daha etkin hâle getirmek için geçtiğimiz günlerde aile hekimleriyle ilgili bir yönetmelikte değişikliğe gittiniz. Burada sanki aile hekimlerimizin özlük haklarında kötüleşme var gibi yansıtılmaktadır. Yine, aile hekimlerimizin ilaç yazmasına müdahale ediliyormuş gibi bir algı oluşturulmak istenmektedir. Yeni yapılan yönetmelikte nüfus bazlı sistemden değer bazlı sisteme geçilmektedir. Bir aile hekiminin sorumlu olduğu nüfus 4.000'den 3.500'e indirilmektedir, günlük bakmak zorunda olduğu hasta sayısı azaltılmaktadır. Hekimlerin nüfus bazlı aldığı ücrette herhangi bir değişiklik uygulanmazken uygulamaya göre, yeni uygulamada teşvik ödemesinde 3 kat artışa gidilmektedir.
OECD ülkelerinde günlük ortalama bin kişideki antibiyotik kullanım oranı 16 iken ülkemizde bu oran 41'dir. Antibiyotiklerin yaygın kullanılması antibiyotiklere olan direncin gelişmesine neden olacaktır. Dolayısıyla da gereksiz antibiyotik kullanımından kaçınmak için burada Bakanlığımız bir ceza değil bir ödül koymuştur. Vatandaşlarımızın hastalıklarının erken tespit edilmesi için hastalık tarama sistemi hayata geçirilerek burada da yine bir ödül sistemi vardır. Bu olumlu uygulamalar ikinci ve üçüncü basamağa gidişleri bir miktar azaltsa da istediğimiz sonucu alabilmek için bu sürecin içinde mutlaka vatandaşlarımızın da yer alması gerekmektedir. Aile hekimliğine müracaat ederek oradan ikinci ve üçüncü basamağa giden hastaların ödüllendirildiği, direkt ikinci ve üçüncü basamak hastaneye gidenlerin ise bunun külfetine katlandığı bir sisteme mutlaka geçilmesi gerekmektedir.
Diğer taraftan, ikinci ve üçüncü basamaktaki 2010'lu yıllara göre uzman hekim sayımız önemli ölçüde artmış olmasına rağmen hasta muayene sayısında aynı ölçüde bir artış olmamıştır. Bunun nedenlerinden bir tanesi de Merkezî Hekim Randevu Sistemi olup küçük ölçekli il ve ilçelerde randevu sistemi mutlaka kaldırılmalı veya sayısı azaltılmalıdır, bu konudaki yetki il sağlık müdürlüklerine verilmelidir. On beş günlük randevu süreleri uzun olup eğer hekim hastalandığında veya herhangi bir nedenden dolayı izin aldığında sıkıntı oluşmakta ve randevu alan hastalar mağdur edilmektedir. Randevu süreleri üç beş günü geçmemelidir.
Geçtiğimiz yıllarda Türkiye Büyük Millet Meclisinde, özellikle hekimlerimizin ve sağlık çalışanlarımızın hem emeklilik maaşlarının yükseltilmesi hem de sabit ödemeler konusunda yaptığımız iyileştirmeler beklenen hizmet artışını sağlamamıştır. Daha önceki dönemlerde hekimlerimizin aldığı total ücretin yüzde 70'i performansa dayanırken son yaptığımız değişimle hekimlerimizin aldığı ücretin yüzde 70'i sabit ödemelerden oluşmakta, bu doğru bir karar olmasına rağmen hekimlerimizde performans azalmasına neden olmuştur.
Yine, kadın hastalıkları, doğum, çocuk, ortopedi, beyin cerrahisi hastalıkları uzmanlığı gibi branşlara genç hekimlerimizin teveccüh göstermemesinin arkasında yatan nedenler malpraktis davaları, ağır çalışma koşulları olmasına rağmen bu branşlarda diğer branşlara göre pozitif performans ayrıcalığının yapılmamış olmasıdır. Performans çalışmaları tekrar gözden geçirilmelidir. Hekimlerin mesai içindeki performansını düşürmeyecek şekilde, mesai sonrasında da çalışmaya teşvik edici, uygun koşullar geliştirilmelidir.
Diğer problemimiz de kamudan özel hastanelere düzensiz ve hızlı geçişler mutlaka bir düzene konulmalıdır. Özellikle il içi geçişlerde küçük ölçekli illerin bu geçişlerden nasıl etkileneceği irdelenmeden tüm başvurulara bu imkânlar sağlanmamalıdır. Örneğin, Uşak ilimizde devlet hastanesi olarak bir tek Uşak Eğitim Araştırma Hastanesi mevcuttur, bir tane de özel hastane mevcuttur. Geçtiğimiz temmuz ayında Uşak Eğitim ve Araştırma Hastanesinde 6 radyoloji uzmanı hizmet verirken ağustos ayında bunlardan 1 tanesinin emekli olması, 2 tanesinin de özel hastaneye geçmesiyle beraber Uşak Eğitim ve Araştırma Hastanemizde radyoloji hizmetlerinde önemli derecede aksama olmuştur. Sağlık Bakanlığımızın elinde bu gibi ani boşalmalarda bunu hemen telafi edecek yeterince uzman envanteri olmadığı için bu gibi ani şoklara asla müsaade edilmemeli, özellikle aynı il içindeki transferlerde kamu yararı gözetilmelidir.
Kamu hastanelerindeki günlük bakılan hasta sayısının dörtte 1'i, beşte 1'i oranında acil müracaatları kabul edilemez bir durumdur.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Güneş toparlayın lütfen, buyurun.
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Acillerimiz normal acil hastalara bakmak yerine, günlük rutin hasta muayene edilen yerler hâline dönüşmüştür. Acile gelen hastalara niye acile geldikleri sorulduğunda bir kısmının gündüz mesailerinden dolayı mesai sonrası başka gidebilecekleri bir yer olmadığı için, bir kısmının da gündüz hastaneden randevu alamadığı için acile müracaat etmek zorunda kaldıkları ifade edilmektedir. Aile hekimlerimizin çalışma saatleri yeniden düzenlenerek, her mahallede vatandaşlarımızın en azından gece saat 24.00'a kadar aile hekimlerimizden hizmet alabilme imkânı sağlanmalıdır. Bu imkânlar sunulmasına rağmen, keyfekeder acile gelişleri önlemek için, özellikle yeşil alan hasta müracaatlarında, hastalar bu müracaatın ekonomik külfetine katlanmalıdır. Değişim ve dönüşüm yapıldığında gerçek acil hastaların acillerimize müracaat ettiğini ve hizmetin kalitesinin arttığını göreceğiz.
Raporları olduğu hâlde bazı ilaçları branş uzmanlarının yazma zorunluluğu uzmanlarımızın zamanını almaktadır. Uzmanlarımız zorunlu görmedikçe bu ilaçlar aile hekimleri tarafından yazılabilmelidir.
Bu tedbirleri aldığımızda karşılaştığımız problemlerin pek çoğunun çözülebileceğini düşünmekteyim. Bu kutsal mesleği yapan sağlık çalışanlarımıza şükranlarımızı arz ediyorum.
2025 yılı Sağlık Bakanlığı bütçemizin hayırlı uğurlu olmasını diliyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum.