BAŞKAN MEHMET MUŞ - Lütfen, sükûneti bir tesis edelim, birkaç şey söyleyeceğim.

Değerli milletvekilleri, Plan ve Bütçe Komisyonu üyeleriyiz. Burada pek çok müzakere yaptık. Katıldığımız veya katılmadığımız, kabul ettiğimiz veya kabul etmediğimiz pek çok görüş ortaya çıkabilir, pek çok ifade söylenebilir. Nihayetinde biz bunları kendi konuşmalarımızda... Bazen kullanılan, ortaya konulan görüşlere antigörüşler ortaya koyabiliyoruz veya söylenenlerin aslında söylenildiği gibi olmadığını burada diğer milletvekili dile getiriyor. Nihayetinde bu işin takdirini yüce milletimiz yapıyor ama bize şu yakışmıyor, değerli arkadaşlar, birbirimizi incitecek, kıracak, kaba, yaralayıcı sözler yakışmıyor. Burada herkes belli bir yaşın üstünde, birikimi olan insanlar, tecrübesi olan insanlar ve geriye dönüp baktığınız zaman, inanın -ben Parlamentoya ilk olarak 2011 yılında girdim- insan bazen söylediği sözler için hicap duyuyor, üzülüyor.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Sayın Başkan...

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Lütfen, ben tamamlayayım.

Ömür kısa, birbirimizi kırmaya, rencide etmeye, üzmeye gerçekten değmiyor. Nihayetinde, burada, iktidar da muhalefet de Türkiye'yi daha iyi yönetmek için bir iddiayla ortaya çıkmış. Milletimiz birimize memleketi idare etmeye, diğerine bunu denetleme ve muhalefet etme yetkisi vermiş. Türkiye'de, biliyorsunuz, en iyi denetim sandık yoluyla zaten yapılıyor. Sizlerden ricam, görüşlerine katılmazsınız, fikirlerine katılmazsınız ama biz birbirimize tahammül gösteren bir Komisyonduk, ilk defa benim üyeliğimden itibaren -yani burada Plan ve Bütçe Komisyonu üyeliği yaptım, 2011'den beri- hiç alışık olmadığım, bize hiç yakışmayan ve gerçekten de tutanaklara girmesini hiç arzu etmediğim, görülmesini de istemediğim ifadeler tutanaklara yansıdı. Biz, Parlamentonun en önemli görevi olan bütçeyle alakalı düzenlemeyi ve bütçe hakkının kullanılmasını sağlayan Komisyonuz, bunu onaylayan Komisyonuz. Bütün üyelerimize, bütün milletvekillerimize... Bu mübarek gün, cuma günü, cuma vakti birbirimizi incitecek ifadelerden lütfen kaçınalım. Sıramız geldiğinde biz de görüşlerimizi, kanaatlerimizi, elimizdeki belgeli raporları burada ortaya koyalım ve seviyeli bir tartışma yapalım. Buradaki arkadaşlar teknik kapasitesi gerçekten çok yüksek arkadaşlar, çok önemli değerlendirmeler yapıyorlar, çok önemli kanaatler ortaya getirebiliyorlar. Sizlerden istirhamım bu.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Sayın Başkan, hakaretlerle ilgili düşünceniz nedir?

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Ağbaba, ben kaba ve yaralayıcı sözlerle alakalı az önce hicap duyduğumu ve birbirimize yakışmayan bir görüntü verdiğimizi ifade ettim. Lütfen, sizden rica ediyorum. Burada herkes belli yaşın üstüne gelmiş, torunu olan var, çocuğu olan var ve biz buradan gittikten sonra onların yüzüne bakacağız, milletimizin yüzüne bakacağız.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Aynen.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Bizi kırmayacak, birbirimizi üzmeyecek bir usulle bu işi yönetelim. Sizden istirhamım budur. Ben en sert eleştirileri de...

VELİ AĞBABA (Malatya) - Sayın Başkan, ben...

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Ağbaba, tamamlayayım da lütfen, vakte de az kaldı.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Sayın Başkan, bu hakaretlerin bir özrü falan yok mu, olmayacak mı şimdi?

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Ağbaba, ben her iki taraf için de...

VELİ AĞBABA (Malatya) - Benden bir hakaret çıkmadı, ben hakaret etmedim; ağza alınmayacak hakaretler var.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Bakın, Sayın Ağbaba...

VELİ AĞBABA (Malatya) - Sayın Başkanım, yakışıyor mu bu Komisyona? Yakışıyor mu, yakışıyor mu bu Komisyona?

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Ağbaba...

ORHAN YEGİN (Ankara) - Sayın Ağbaba özür dilemek istiyor galiba.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Yegin, bir müsaade edin.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Allah aşkına, yakışıyor mu?

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Ağbaba, az önceki görüntü hiçbirimize yakışmadı.

Değerli arkadaşlar...

EJDER AÇIKKAPI (Elazığ) - Sayın Başkanım, tutanakları bir çıkarın, olayın başlangıcına...

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Açıkkapı...

VELİ AĞBABA (Malatya) - Ben etmişsem ben özür dileyeceğim, ben hakaret etmişsem önce ben özür dileyeceğim.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Ağbaba, bir müsaade edin.

VELİ AĞBABA (Malatya) - O "şerefsiz"i, "terbiyesiz"i, "ahlaksız"ı kim demişse o özür dileyecek!

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Sen de hakaret ettin!

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Kırkpınar, bir müsaade edin.

EJDER AÇIKKAPI (Elazığ) - Tutanakları çıkarın, nasıl ağır bir tahrik olduğunu görün!

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Açıkkapı, bir müsaade edin.

Değerli arkadaşlar, bir müsaade edin.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Çıkarın tutanağı, önce kim etmişse bakacağız!

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Ağbaba...

CAVİT ARI (Antalya) - Komisyon üyesi olarak ağzından çıkan laflara dikkat edeceksin, ne tahriki!

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Arı...

Değerli arkadaşlarım, bir müsaade edin lütfen.

Değerli arkadaşlar, ben hakikaten şaşkınlıkla izliyorum sizi ya, gelseniz, buradan görüntüyü bir görseniz... Gerçekten hepinizin bir birikimi var, lütfen...

CAVİT ARI (Antalya) - Yaşar Bey tahrik etti.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - İstirham ediyorum değerli arkadaşlar, birbirimize karşı tahammüllü olalım lütfen.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Sayın Başkanım, ben Yaşar Bey'le de tartıştım, o da bana bağırdı, ben de bağırdım ama hakaret yok. Beyefendinin ağzına yakışıyor mu, böyle bir şey olur mu?

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Değerli arkadaşlar, bakın, hiçbirimize kaba, yaralayıcı -2011 yılından beri milletvekilliği yapıyoruz- hiçbir zaman hiç kimsenin...

VELİ AĞBABA (Malatya) - Biz bir buçuk yıldan beri buradayız, kime hakaret ettik şimdiye kadar?

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Ağbaba, bakın...

VELİ AĞBABA (Malatya) - Eleştirimizi yapıyoruz.

NİLGÜN ÖK (Denizli) - Eleştiri mi?

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Değerli arkadaşlar...

Tavsiye olarak almayın lütfen, sadece bir gözlem olarak alın. Değerli arkadaşlar, Parlamento içerisinde milletvekilleriyle -herkes birbirinin arkadaşı burada- meseleleri lütfen bireyselleştirmeyelim, politikalar üzerinden gidelim. Bu çok kırıcı oluyor, sonra gittiğiniz zaman, üzerinden biraz zaman geçtiği zaman insanlar gerçekten çok üzülüyor, oturuyor... Ya, arkadaşlar, oturup burada birbirimizi bireyselleştirip tartışmaya açmanın bir manası yok, lütfen, rica ediyorum.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Sayın Başkanım, ben bir konuda...

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Ağbaba, az önce yapılan görüntünün hiçbirini tasvip etmiyorum, daha ne söyleyebilirim.

Lütfen, sizden rica ediyorum, sükûnet içerisinde şu toplantımızı yapalım ama şu dediğimi de...

VELİ AĞBABA (Malatya) - Lütfen tutanağı çıkarın Sayın Başkanım.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Tutanakları da çıkarırım.

Şu dediğimi de unutmayın: Değerli arkadaşlar, buradan gittiğimiz zaman inanın insanlar hicap duyuyor, üzülüyor. Ben bunu yaşadım, bunu bir daha bu Parlamentoda, bu Plan ve Bütçe Komisyonunda lütfen yaşamayalım.