Komisyon Adı | : | (10/1899,1900,1901,1902,1903,1904) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
Konu | : | Sağlık Hizmetleri Genel Müdürü ile Genel Müdür Yardımcısının, Acil Sağlık Hizmetleri Genel Müdürünün ve Teftiş Kurulu Başkanının yaptıkları sunumlara ilişkin görüşme |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 3 |
Tarih | : | 05 .12.2024 |
TURAN TAŞKIN ÖZER (İstanbul) - Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, değerli bürokratlar; hoş geldiniz ve yapmış olduğunuz sunum için teşekkür ediyoruz.
Tabii, burada, yenidoğan meselesiyle ilgili olarak biz elbette yargılama makamı değiliz, bunu en başından beri ifade ettik, söyledik ancak yapılan birtakım tespitleri, de Komisyonumuza ışık tutması açısından burada paylaşmanın doğru olacağını düşünüyorum. Bu vesileyle, bu tespitleri öncelikle sizlere sunup akabinde soru soracağım tespitlerin sonunda.
Örneğin, Özel Çorlu Reyap Hastanesi yenidoğan yoğun bakım ünitesinde 23 Kasım 2023 tarihinde olağan dışı bir denetim yapılmış, denetim saati 18.55 ve 18.55'teki tutanaktan aynen okuyorum: "Denetime giden ekip o sırada yenidoğan yoğun bakım ünitesinde hayatını kaybeden bebeklerin olduğunu öğreniyor ve bebeğin ilk görüldüğü kuvözün çalıştığı, bebeğin tek başına olduğu ve izole odada müdahale edildiğini gösteren bir ortamın olmadığı, açık damar yolunun bulunmadığı, EKG boş çizgi görüntüsünün olmadığı gibi tıbbi terimler ve eks saati sorulduğunda 18.32 olduğunun iletildiği, defin belgesinin düzenlenip düzenlenmediği" diye devam eden bir tespit var. Bu şekilde bir beyan yapmış hastane yetkilileri.
Şimdi, burada, dikkat çekmek istiyorum. Denetim bebeğin ölümünden yaklaşık kırk beş dakika sonra yapılıyor ve denetim ekibi bebeğin ölüm saatini şüpheli bularak kamera kayıtlarını inceleme talebinde bulunuyor ve gidiyorlar hastane kamera kayıtlarını inceliyorlar saat 19.30 sularında ve şunu tespit ediyorlar: Bebek belirtilen saatten yaklaşık elli beş dakika önce ölmüş ve bunun üzerine de denetim sonunda da bu tespitleri yaptıktan sonra da yaptırım talebinin olduğunu sizlere okumak istiyorum. Yani düşünün ki bir bebek ölüyor, denetim ekipleri orada, denetim ekiplerine yalan söyleniyor, bunun üzerine denetim ekipleri şüphelenip kamera görüntülerini inceliyor ve bebeğin ölüm saatinin çok daha önce, bir saat önce olduğunu tespit ediyor ve bunun üzerine de denetim ekiplerinin incelemesi neticesinde yapılan yaptırımları size okuyorum: "Doktor hakkında mesai saatlerinde orada bulunmadığı için Tekirdağ Tabip Odasına bildirim yapılmasına, mesul müdürü hakkında Özel Hastaneler Yönetmeliği'nin ilgili maddesine aykırılıktan Sağlık Hizmetleri Başkanlığına bildirilmesine, yenidoğan yoğun bakım ünitesi nöbet listesinde ismi mevcut olmasına rağmen aktif olarak çalıştığı tespit edilemeyen yaklaşık iki aylık hasta dosyası incelendiğinde sadece beş günlük hasta takip dosyasında imzası bulunduğu konusunda yine Sağlık Hizmetleri Başkanlığına bildirim yapılmasına, hastanenin yenidoğan yoğun bakım servisinde çalışmaya yetkili olmayan personeli çalıştırdığı için mevzuat kapsamında disiplin işlemi mesul müdür hakkında idari yaptırım uygulanmasına..."
Peki, şimdi, ben oraya denetime giden ekiplere burada soruyorum: Bu bebeğin ölüm saatinin neden doğru girilmemiş olduğunu, sorumlu doktorun neden sadece orada beş gün bulunduğunu, tedavilerin nasıl uygulandığını, doğru uygulanıp uygulanmadığını, bu hastanede daha önceden yapılan bir denetim olup olmadığını, o denetimlerde neler tespit edilip edilmediğini sormuşlar mı? Sormamışlar. Yaptırımı da bu şekilde uygulamışlar.
Şimdi, Sağlık Bakanlığı biraz önce bize bir veri sundu, bu veride böyle gururla "54.885 denetim yaptık." dediler, tebrik ediyoruz, doğru ama burada bakıyoruz ki özel hastanelere yapılan denetim sayısı 536 yani tüm denetimlerin sayısı sizin belgenizde 536; ağız ve diş sağlığı hastanesi özel 3, acil servis özel 535, yoğun bakım servisi özel 497. Yani evet, görüntü 55 bin olabilir ama burada aslında 2 bine yakın bir denetim yapılmış; bunu da buradan belirtmek isterim.
Şimdi, Özel Çorlu Reyap Hastanesi ne zaman kapatıldı, ruhsatı ne zaman alındı? 20 Ekim 2024 yılında yani biraz önce bahsettiğim denetimden yaklaşık on bir ay sonra, bir yıl sonra yani. Neden o zaman bu işlemler yapılmadı? Bu denetimlerde bir eksiklik mi var? Şimdi, bizim bildiğimiz, burada önümüzdeki tespitte sadece bir hastane. Bütün Türkiye'de durum nedir? Bu denetimlere ilişkin, yapılan eski denetimlerin tamamına ilişkin bilgi ve belgeleri yani bu tarz ciddi tespitlere ilişkin denetimleri Komisyonda, burada paylaşacak mısınız? Öncelikli sorumuz bu olsun çünkü siz paylaşmazsanız gördüğünüz gibi biz tespit edip, bulup burada kamuoyuyla da paylaşıyoruz, sizlerle de paylaşmış oluyoruz.
Şimdi, ikinci bir mesele: 8 Şubat 2024 tarihinde İstanbul Şafak Hastanesinde bu sefer olağan dışı bir denetim, denetimciler yenidoğan yoğun bakım ünitesi için kritik hasta takibi yapılan bir yoğun bakım ortamından ziyade -raporlarında yazıyor- mutfak benzetmesi yapmış. "Üçüncü basamak hasta nakli için uygun olmadığını" söylemişler. "Gece nöbetçisi uzman çocuk doktoru yok." demişler. "2 bebek hakkında birinci derece yenidoğan yoğun bakım olarak SGK'ye fatura edilmesi gerekirken ikinci basamak yenidoğan yoğun bakım olarak fatura edildiği tespit edilmiştir." demişler.
Şimdi, bu tespitten sonra SGK müfettiş raporunda bu bahsettiğim hastane grubuyla ilgili yapılmayan tedavileri yapılmış gibi gösterdiği, ihtiyaç olmayan tedavileri yaptığı, 2007 yılından günümüze süreklilik ve sistemli olacak şekilde, zincirleme olacak şekilde on yedi yıllık süreçte Sosyal Güvenlik Kurumunu 200 milyon dolar haksız kazanç elde ederek zarara uğrattıklarını belirtmişler. Peki, bu hastanenin ruhsatı ne zaman iptal edildi? Bakın, denetim 8 Şubat 2024 tarihinde yapılmış, hastanenin ruhsatı 18 Ekim 2024 yılında iptal ediliyor.
Şimdi, şöyle bir soru sorayım, sizi ilgilendiren kısmıyla sorayım: Sağlık Bakanlığı böyle bir tespit yaptıktan sonra bu durumu Sosyal Güvenlik Kurumuna bildiriyor mu? Eğer bildiriyorsa yani cevap "evet" ise biz bunu tabii ki Sosyal Güvenlik Kurumu yetkilileri elbette buraya gelecektir, onlara soracağız ama bildirilmemişse bu tespit, bu teftişten sonraki tespit -ki burada tutanağı vesairesi var- eğer bildirilmemişse bildirilmemesinin nedeni nedir bunu öğrenmek istiyoruz.
Üçüncü olarak ilginç bir mesele var: 7 Ağustos 2023 tarihinde -burada acil servis hizmetleri açıklama ve beyanlarda bulundu, özellikle dinlemesini rica ederim- İstanbul Reyap Hastanesinde başhekimlik ve acil hekimlik görevini yapan bir doktor CİMER üzerinden bir şikâyette bulunmuş, diyor ki: "Hastanelerde çocuk yoğun bakım ünitesi bulunmamaktadır. İki ay önce dört ay on altı günlük bir hasta servise getirildi, genel durumu ortadaydı, yanında bir tane erkek 112 çalışanı vardı; o sırada acilde durumu daha kritik, 2 kere kalp masajıyla hayata döndürülmüş başka bir hasta vardı, çocuk yoğun bakım ünitesi bekleyen acil hastalar olduğunu, bebeği başka bir yere götürmeleri gerektiğini söyledim. Bunun üzerine 112 çalışanı üzerime yürüdü, hasta yakınları da neden bu hastaneye geldiklerini bilmediklerini" söyledi. Peki, bu şikâyet üzerine CİMER ne yapmış? Sağlık Bakanlığına bildirmiş, Sağlık Bakanlığı İl Sağlık Müdürlüğüne bildirmiş, İl Sağlık Müdürlüğü İl Ambulans Kontrol Merkezi Başhekimliğine şikâyeti göndermiş, CİMER şikâyetinin üstünden üç ay geçmiş, gelen cevabı üzülerek size okuyorum: "5 Ağustos 2023 tarihinde ambulans talebi üzerine 112 Acil Sağlık Hizmetleri istasyonunun görevlendirildiği, ekibin adrese ulaştığı, hastanın değerlendirildiği ve hasta naklinin Reyap Hastanesine sağlandığı anlaşıldı. Hastanın Reyap Hastanesinde takipli olduğu acil servis doktorunun hastayı teslim almak istemediği, ekibe sorun çıkardığı, yaşanılan olumsuz olayla ilgili 112 Acil Sağlık Hizmetleri üst yetkililerine haber verildiği, Reyap Hastanesi yetkililerinin kurumu arayarak özür diledikleri anlaşılmıştır.” Özür dilemiş Reyap Hastanesi yetkilileri ve CİMER şikâyetine gelen cevap bu yani “Özür diledi, biz de bıraktık.” diyor.
Şimdi, ne oluyor? Bu doktorun yaptığı şikâyet üzerine yapılan denetim ve sonuç bu, ben size okudum. Doktor isyan ediyor ve neye isyan ediyor, onu da söyleyeyim yani acı olan diğer durumu size izah edeyim. Yenidoğan çetesi meselesi ortaya çıktıktan sonra, bakın, aynı doktor CİMER’e bu sefer ne yazmış, yazdığını aynen okuyorum: “Daha önceki başvurumda 112’den uygunsuz hasta nakilleri ve 112 personelinin davranışları hakkında şikâyette bulunmuştum, keşke o başvurum incelenseydi ve benimle görüşülseydi de basına yansıyan yenidoğan vurgunu daha önce tespit edilseydi.” açıklamasını yapmış; bunu da net olarak ortaya koyuyorum.
Şimdi, bunun üzerine, bu olaylardan önce denetimlerin ne şekilde yapıldığından, hangi birimlerde, hangi hastanelerde yapıldığından, bunlardan biz tabii ki haberdar değiliz ama biraz önce burada bir açıklama yapıldı, yine Acil Servis Hizmetleri tarafından bir açıklama yapıldı ve o açıklamada da birtakım şeyler söylendi. Ben şimdi kendilerine buradan okumak istiyorum: Konu, yenidoğan çetesi davası sanıklarından Gıyasettin Mert Özdemir hakkında bir konu. İstanbul Valiliği İl Sağlık Müdürlüğü tarafından 25/12/2023 tarihli “İnceleme ve Soruşturma Birimi” başlığıyla yazılmış bir yazı, diyor ki: “Anadolu İl Ambulans Servisi Başhekimliği bünyesinde yer alan Nakil Koordinasyon Birimi (NKB) kayıtlarında -ki biraz önce, bu kayıtların tutulduğunu şematik olarak Bakanlık yetkililerimiz bize anlattı- yapılan incelemede -tarihlere dikkat edelim- Eylül 2022 tarihinde Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanesinden “Hüseyin Gözü” adlı hasta için gelen sevk talebi sürecinde Özel Güney Hastanesi adına “Doktor Ali” ismiyle 9 Aralık 2022 günü Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesinden bebek “Berin Yöntürk” adlı hasta için gelen sevk talebine Özel Bağcılar Şafak Hastanesi adına “Doktor Ahmet” ismiyle hasta kabul ettiği…”
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN İSHAK ŞAN - Tekrar başlatıyorum Sayın Vekilim.
TURAN TAŞKIN ÖZER (İstanbul) - Ben herkesi sabırla dinledim, bir miktar daha kaldı.
BAŞKAN İSHAK ŞAN - Tabii, tabii.
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - On dakikayla sınırlı ya, herkes on dakikadan önce bitirdiği için...
TURAN TAŞKIN ÖZER (İstanbul) - Ama ben söyledim ya "Bitiremeyeceğim." diye.
ŞENGÜL KARSLI (İstanbul) - Sanığın ismi neydi?
TURAN TAŞKIN ÖZER (İstanbul) - Gıyasettin Mert Özdemir.
BAŞKAN İSHAK ŞAN - Buyurun Sayın Vekilim.
TURAN TAŞKIN ÖZER (İstanbul) - Bakın, 2022’den bahsediyorum, 2022’de bu kayıtlar dinlenmiş ve alınmış. Sormak istediğim soru şudur: Neden hiçbir müdahalede bulunmadınız? Bunun açıklamasını burada bize yaparsanız biz de çok memnun oluruz.
Şimdi, hemen diğer bir belgeden bahsedeyim, belgenin başvuru numarasını vereceğim -Teftiş Kurulu Başkanlığı yazarsa memnun olurum- 23603252 sayılı bir başvuru; bütün bilgiler gizlenmiş, ana sayfasında da bütün bilgiler gizlenmiş ki başka bir şikâyetten bahsediyorum ve birçok isim var, bu isimleri burada okumayacağım çünkü birtakım ilçe sağlık müdürleriyle ilgili de iddialardan bahsediliyor burada, bu ilçe sağlık müdürleriyle ilgili iddialar olduğu için isimleri burada okumayı doğru bulmuyorum ama ciddi anlamda bilgi almak için soruyorum. Şimdi, şikâyet içeriğine baktığımızda, Reyap Hastanesiyle ilgili, o bölgeyle ilgili birçok açıklama var. Dediğim gibi, okumayacağım ama ben bu başvuruyla ilgili -başvuru numarasını teslim etmek isterim, söyledim biraz önce- gerekiyorsa kapalı bir oturumda isimler çok geçtiği için bilgi verilmesini talep ediyorum yani bu başvurunun sonucunun ne olduğunun burada bizimle paylaşılmasını özellikle istirham ediyorum. Teftiş Kurulu Başkanımız burada, eğer talep edersiniz başvuruyu çıkışta da kendisine gösteririm, o da bize bunun sonucunun ne olduğunu bir dahaki oturumda açıklar.
Şimdi, son olarak tam bir öncü olarak Sayın Başkanım, 28 Eylül 2023 tarihinde yine İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü bünyesinde kurulan Yenidoğan Yoğun Bakım Değerlendirme Komisyonu birtakım sonuçlara varmış. Neden? Özel Hastaneler Yönetmeliği’nin açıklarının olduğunu ve usulsüzlüklere cevaz verildiğini, cezaların caydırıcı olmadığını, denetimlerin sorunlu olduğunu sadece bizim söylemediğimizi gördükleri için. Ne demişler? 14 Aralık 2023 tarihinde bir toplantı yapıyorlar ve toplantı sonunda aldığı kararlar: Yenidoğan yoğun bakım ünitelerinin denetimlerinin daha sık yapılması, denetim sonrasında yaptırım ve cezaların caydırıcılığının artırılması, sorumlu neonatologların görev ve tanımlarının belirlenmesi ve denetlenmesi.
Peki, bu kararları niye almışlar? Bazı özel hastanelerin 25 Eylül 2023 tarihinde yenidoğan yoğun bakım ünitelerine yapılan denetimler sonucunda yazılan raporlar üzerine. Yapılan denetimlerde 73 bebekle ilgili öyle tespitler var ki özel durumlarının yanı sıra 73 bebekle ilgili olarak epikriz raporları yok, hemşire notları ile doktor notları birbirini tutmuyor, bebeklerin neden entübe edildiği belirsiz, bebeklere uygulandığı belirtilen tedavilerin sonuçlarının ne olduğu bilinmiyor, tedavi yöntemi yanlış, yoğun bakımda yattığı süre gereksiz gibi tespitler yapmışlar. Şimdi, bunların hiçbiri münferit durumlar değil.
Söylemek istediğim şudur: Tabii ki burada Sağlık Bakanlığı üzerine düşeni yapmıştır. Burada hani söylüyorsunuz ya "Ortaya çıkardık, ortaya çıkardık." Bu görev zaten yani bu bir lütuf değil, tabii ki ortaya çıkaracak bunu, Sağlık Bakanlığı bunu ortaya çıkarmak durumunda, görevi bu zaten yani. Dolayısıyla, biz, hani, Emniyete bu bildirimin yapılmasının doğru bir işlem olarak zaten tespitini yapıyor ve ortaya da koyuyoruz yani ama önceki yıllarda yapılan denetimlerde ciddi eksiklikler var. Ne zaman sıklaştırılmış bu mesele, ne zaman ciddiye alınmış? CİMER başvurusu üzerine Emniyete bildirildikten sonra. Önceki yıllarda ne yapıldığını bilmiyoruz. Bazı şikâyetlere yapılan uygulamaları ben biraz önce anlattım ki iyi olmuş, bu CİMER şikâyeti üzerine, bu işleme konan şikâyet neticesinde de bu sonuçları elde etmişsiniz. Elinizdeki denetimlere geriye dönüp baktığınızda Sayın Bakanlık temsilcileri, siz de göreceksiniz ki aslında denetçilerin böyle raporları daha önceki yıllarda var ama biz bunların işleme konup konmadıklarını bilmiyoruz. Dolayısıyla bu konuda -hadi sizin döneminizi geçelim- yeni atanmış Teftiş Kurulu Başkanımızdan aldığımız bilgiye göre, sizden önceki Bakanlıklar döneminde, Sayın Müezzinoğlu'nun döneminde yönetmelik cezaları kuşa çevrilmiş. Mesela şöyle bir soru sorayım hemen: Bakanlık yetkilileriyle birlikte buraya bir daha geldiğiniz zaman -burada listeyi gördüm, Sağlık Bakanlığı Avukatı yazıyor, Hukuk Hizmetleri Genel Müdürü yazıyor- eğer buradalarsa şimdi, eğer değillerse bir dahaki geldiklerinde bize şu icraatı yapsınlar; Sayın Müezzinoğlu döneminde Özel Hastaneler Yönetmeliği'nin hangi maddeleri değişti ve ne şekilde değiştirildi? Cezaları ne kadar arttı veya ne kadar azaltıldı? Bunların biz net olarak açıklamasını burada sizlerden talep ediyoruz.
Şimdi, bugünkü soruşturmada benzer nitelikli sorular soruldu. Ben tekrara düşmeyeceğim. Çok az kaldı Başkanım. 2016 yılında yapılan bu soruşturma, şimdi bakıyoruz, ekrana yansıtıyorsunuz "Şu tespitler yapılamadığından, böyle bir aksaklık bulunmadığından kapatılmıştır." gibi. Bunun üstüne de mutlaka gidilecektir, onu söyleyeyim. Önceki Bakanlıklar döneminde bu denetlemeler mutlaka yapılmıştır. Bunların bizlerle paylaşılması gerektiğini...
ŞENGÜL KARSLI (İstanbul) - "Bunun üstüne mutlaka gidilecektir." cümlesi gereksiz bir cümle bence.
TURAN TAŞKIN ÖZER (İstanbul) - Hayır, hayır, mutlaka Sağlık Bakanlığı tarafından...
ŞENGÜL KARSLI (İstanbul) - Ha, tamam.
TURAN TAŞKIN ÖZER (İstanbul) - Yani siz de Şengül Hanım, lütfen...
Yani biz burada sayın bürokratlarımızı veya sayın milletvekillerimizi tehdit edecek haddi kendimizde bulmayız, lütfen, lütfen. Beraber Adalet Komisyonunda otuz sekiz saat çalışmışlığımız var.
BAŞKAN İSHAK ŞAN - Biz 2 avukatın arasına girmeyiz Sayın Vekilim.
TURAN TAŞKIN ÖZER (İstanbul) - "Mutlaka gidilecektir"den kastım, Sağlık Bakanlığı yetkilileridir. Neyse devam edeyim.
Bir soru sorayım size: Mesela önceki Bakanlarımızdan Sayın Fahrettin Koca döneminde -zincir bir hastane grubu var- hastane sayısı kaçtı, Bakanlıktan ayrıldığı zaman hastane sayısı kaç oldu?
MURAT ÇAN (Samsun) - Kendisine ait hastane...
TURAN TAŞKIN ÖZER (İstanbul) - Tabii.
Ve bu hastaneler Sağlık Bakanlığı tarafından kaç kez denetlendi, denetleme sonuçları da ne oldu? Bizimle paylaşmanızı ben özel olarak rica ediyorum.
Şimdi, sağlık sistemi sektörel olarak kâr amaçlı büyük şirketlere dönüşmüş müdür, dönüşmemiş midir? Bu konudaki görüşlerini de Sayın Bakan Yardımcısı bizimle paylaşırsa çok memnun olurum diyeyim.
Son olarak sizlerle şahsi olarak bir şey paylaşmak isterim. Şahsiden kastım şu: Bizim Komisyonumuz 81 ilden sorumlu bir Komisyon, sadece İstanbul'dan sorumlu değil, 81 ili kapsayan bir Komisyon. Şimdi, bunun üzerine Türkiye'deki tüm özel hastanelerin listesini ve İstanbul'daki tüm özel hastanelerin listesini Sağlık Bakanlığının internet sitesinden incelemek istedik ve baktık ki üzülerek söylüyorum -Bilgi İşlem Daire Başkanınız burada mı, değil mi bilmiyorum ama- son güncelleme tarihiniz 4 Haziran 2020 Sayın Bakan Yardımcım, not alır düzelttirirseniz çok memnun olurum ve maalesef baktık ki bu ruhsatları iptal edilen 19 hastaneye ilişkin, bu hastanelerin Sağlık Bakanlığının bilgi işlem sisteminde, internet sayfasında hâlâ aktif ve faal olarak gözüktüklerini dün aldığımız çıktılarda net olarak tespit ettik. Bakın, size faydalı olması açısından burada da bir bilgi vermiş olayım, bence bunu düzelttirin.
Şimdi ne oldu? Sağlık Bakanlığını aradım bu konuyla ilgili, bu bilgi, belgeyi talep ettim "Kurumsal olarak bize mail atın." dediler, milletvekili olarak mail attım, Komisyon üyesi olduğumu belirttim vesaire; bunların hepsini yaptım, on gün oldu henüz bir cevap almış veya alabilmiş değilim. Bu konuyla da ilgilenmenizi özellikle rica ediyorum.
Başkanım, son olarak bir şey söyleyeceğim ve kapatacağım. Bir soruyla başlayayım: Bu özel hastanelerin ruhsat iptalleri 2219 sayılı Kanun gereği mi yapıldı? Evet. Nereden anlıyoruz 2219 sayılı Kanun gereği yapılmış olduğunu? Sağlık Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığı Raporu'nun 80, 81'inci sayfasında diyor ki: "2219 sayılı Hususi Hastaneler Kanunu'nun 38'inci maddesindeki 'Aşağıdaki hallerde şahıslar tarafından açılmış olan hususi hastanelerin ruhsat kağıtları geri alınır. Ve vakıf hastaneler ile diğer hususi hastanelerin mes'ul müdürleri tebdil edilir. Mes'ul müdürü Hastanenin nezahet ve şerefini bozan yasak işler yapılmasına göz yumar veya bu işleri kendisi işlerse' hükmü gereğince işlem tesis edilmesi gerektiği..." diye Teftiş Kurulumuzun raporu var.
Bugün 5 Aralık, 1934 yılında Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk birçok Batılı ülkeden çok daha önce kadınlarımıza seçme ve seçilme hakkını tanımıştır. Bir kere onu buradan bir anmış olalım. Bugün kadın milletvekillerimiz burada oturuyorsa Mustafa Kemal Atatürk'ün büyük öngörüsündendir. Bugün bir kez daha kendisini şöyle analım: Biraz önce bahsettiğimiz 2219 sayılı Kanun 1933 yılında Mustafa Kemal Atatürk döneminde yazılmış bir kanundur. Tam doksan bir sene sonra bugün tekrar aynı kanuna dayalı olarak işte yapılan usulsüzlükler nedeniyle 19 hastanenin ruhsatını iptal edebiliyoruz. Ben burada kendisini bu büyük öngörüsünden dolayı tekrar rahmet, minnet ve saygıyla anıyorum.
Hepinize teşekkür ediyorum.