Komisyon Adı | : | (10/1899,1900,1901,1902,1903,1904) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
Konu | : | Sağlık Hizmetleri Genel Müdürü ile Genel Müdür Yardımcısının, Acil Sağlık Hizmetleri Genel Müdürünün ve Teftiş Kurulu Başkanının yaptıkları sunumlara ilişkin görüşme |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 3 |
Tarih | : | 05 .12.2024 |
SEVAN SIVACIOĞLU (İstanbul) - Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, çok değerli milletvekillerimiz, çok değerli bürokratlarımız; çok teşekkür ediyoruz, gerçekten güzel sunumlar dinledik.
Şimdi, bugün, burada, böyle trajik olaylar bu salonda hiç kimsenin tasvip etmediği, hekimler anlamında, bizler eğer gerçekten bir ruhsal sorunu yoksa, sağlıklı bir insansa kimsenin yapamayacağı, düşünemeyeceği şeyleri bazı kişilerin yaptıklarını görüyoruz, bunlar gerçekten çok üzücü. Özellikle özel hastanelerle geçmişte Sosyal Güvenlik Kurumunun anlaşma yapması, bu, gerçekten vatandaşlarımızın istediği bir şeydi. Şundan dolayı çünkü bir ilaç raporunu gidip yazdırması, tetkiklerini yaptırabilmesi, basit tetkiklerini, ilacının bir raporunu yazdırması, bunlar gerçekten büyük bir hizmetti. Bizim asistanlık dönemlerimizde bu anlaşmalar yoktu, "Olacak." dendiğinde bile "Olmaz." diyorduk böyle şeyler ama özel hastanelerde bu sosyal güvenliğin geçmesi özellikle vatandaşlarımıza gerçekten çok ciddi hizmetler vermiştir. Burada, hepimiz Hipokrat Yemini etmiş hekimleriz, gerçekten herkes bu yeminine sadıktır.
Şimdi, hekimler, mesleklerini yaparken aslında -hani, böyle kamuoyunda da bu ara çok şey oldu da- genelde çekinirler, gerçekten, hastalarına bir şey olacak diye, örneğin ameliyat sonrası hastalarına gider "Kanıyor mu? Drenine bakalım. Tansiyonuna bakalım, nabzına bakalım..." Gerçekten biz mesleğimizi yaparken böyle yapıyoruz, böyle de olması gerekiyor. Ben, hekimlerin mesleklerini yaparken biraz böyle endişeli olmalarını, sadece endişeli değil de titiz, biraz hafif... Bu türde çalışma yapan hekimleri ben çok takdir ediyorum.
Onun haricinde, hekimler dışında, çalıştıkları ortamlarda yardımcı olan personel, çalışan, dışarıdan gelen, işte, medikal ilaç, tıbbi mümessiller, bu tür kişilerin biraz hani hekimlere etki ettiklerini de bazen düşünebiliyoruz.
Onun haricinde, ben, özellikle doğumların çok yoğun olduğu hastanelerimizde -bunu Sağlık Bakanlığımızın bürokratlarına hani kayıtlara geçmesi açısından söylüyorum- yoğun doğumların yapıldığı yerlerde Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımızdan da örneğin bir temsilci, orada bir bürokrat ki onların da o gözden değerlendirmelerinin, bu yoğun doğum yaptırılan hastanelerde bulunmalarının ben bu tür olaylar yaşandığında onlara engel olabileceğini de düşünüyorum; özellikle Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımızdan bu tür desteklerin alınması gerekiyor hastanelerimizde.
Özel sağlık tesislerimizin soru anlamında denetiminde bu 5'inci maddede denetim türleri düzenleniyor ve bunlar üç tür; olağan denetimler, yılda bir kez haberli olanlar, olağandışı ve daha sonra, bu denetimler nasıl neticelenmiş, bunları araştırıyorsunuz. Ben bu konularda da ne tür şeylerle karşılaştınız, bunlarla ilgili sizlerin tecrübelerinizi almak istiyorum özellikle özel hastaneler konusunda.
Ben burada mesleğimle ilgili geçmişteki bazı hatıralarımızı anlatmanın çok değerli olduğunu düşünüyorum. Çapa'da acil cerrahi nöbetlerinde asistan doktorların her birinin bavulları olurdu elinde ve biz bunu çok merak ederdik, her doktor bavuluyla gelirdi. Biz talebeyken bakardık "Ya, bunlar, bu insanlar niye bavuluyla geliyor?" diye ve o bavulların içinde doktorlar hastaların acil durumunda hani bir malzeme bulunmaz edilmez, hastalarımızın hayatını kurtaralım, beklemeyelim o malzemenin bir yerden gelmesini diye... Yani bu tür nosyonlarla biz yetiştik ve hâlen de ben Türk hekimlerinin aynı nosyonda olduğunu düşünüyorum.
Çok teşekkür ediyorum.