Komisyon Adı | : | (10/1899,1900,1901,1902,1903,1904) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
Konu | : | Sağlık Hizmetleri Genel Müdürü ile Genel Müdür Yardımcısının, Acil Sağlık Hizmetleri Genel Müdürünün ve Teftiş Kurulu Başkanının yaptıkları sunumlara ilişkin görüşme |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 3 |
Tarih | : | 05 .12.2024 |
ALİ KARAOBA (Uşak) - Öncelikle ben sunumları için teşekkür ediyorum, çok kapsamlı, geniş sunumlardı. Sunumlarda benim kafama takılan ya da öğrenmek istediğim bazı şeyler var, bunları not alırsanız sevinirim.
Birincisi, bu kapatılan hastanelerin yenidoğan yoğun bakım seviyeleri neydi yani bu saymış olduğunuz 3'üncü, 4'üncü, 4A, 4B şeklinde hangi gruba giriyor?
İkincisi, bu seviyelere uyuyorsa kaçında sözleşme var, neonatoloji uzmanı var ya da yok? Bunlara günlük ödenen miktarlar ne kadar? Yani bugün 3'üncü seviye yoğun bakım için bir yenidoğan bebeğe ödenen yoğun bakım SUT fiyatı ne kadardır; 4A, 4B fiyatı ne kadardır, 1'inci ya da 2'nci seviye fiyatı ne kadardır? Yani hani bunların bu kadar canice bu işi yapmasına değecek bir para mıdır, değil midir?
Üçüncüsü, denetimler yılda bir zaten rutin yapılıyormuş ama en yüksek ciroya sahip 10 hastane, belirlenen neonatoloji dernekleriyle birlikte yapılmış; bu hastaneler bu grubun içerisine girmemiş. Bu hastanelere olağan dışı toplam kaç denetim yapılmıştır, hangi sürelerde yapılmıştır ve raporları varsa bunlar nelerdir? Bize bildirirseniz sevinirim.
Hastane ruhsatlandırılmasıyla ilgili sunum yapılırken "Bundan sonra standart hâle getirildi, 100 yatak standardize edildi." dendi. Sorun şu: 100 yataklı bir hastane yatak sayısı yeterliyse ruhsatı alabiliyor mu herhangi bir vatandaş? Neden bunu soruyorum? Çünkü 536 tane şu an aktif, işleyen hastane olduğunu söylediniz. Hastane ruhsatı olup aktif olmayan kaç tane ruhsat var? Bunu öğrenmek istiyorum. Bunu da niye soruyorum, geçen toplantıda da söyledim, artık sağlık o kadar parasallaştırıldı ki yani biz bu sağlık emlakçılığını -Sağlık Bakanına da söyledim- bitirmediğimiz sürece ana sorunların çıkış noktası olarak her zaman olacaktır. Bakın, İstanbul için 88 yataklı bir hastane ruhsatı, 31 uzman kadrolu bir hastane ruhsatı 6 milyon dolar. Arkadaşlar, SUT fiyatına göre bugün sezaryene 4.300 lira para ödenen bir yerde -birazdan rakamını vereceksiniz- yenidoğan yoğun bakım sınıflamasına göre ödenen paraları düşünürseniz bu 6 milyon doların sadece ruhsat olduğu bir yerde bu insanları para kazanmaya, üçkâğıtçılığa hatta da canice adam öldürmeye de sevk edersiniz. Bunun sorumluları acaba kimlerdir? Kadro işine gelince işte "Bakanlık kendi aralarında devredebilir." diyorsunuz ama bir ticarethane oluşturdunuz. Bakın, patoloji ruhsatı 6,5 milyon, radyoloji ruhsatı 7 milyon; bugün kiraya dönmeye başladı. Eğer kadın doğum kadrosu arıyorsanız, varsa kadronuz birilerini arıyorsunuz, boşta kadronuz varsa aylık belli bir rakam ödeyerek kiralıyorsunuz, sanki apartman dairesi satın almış gibi kadroları ticarethaneye çevirir hâle geldiniz.
Şimdi, bu hastanelerin yenidoğan bebek ölüm oranları ne kadardır? Hani İstanbul ortalaması ve Türkiye ortalamasının içerisinde özellikle bu hastanelerin yeri nedir? 112 silsilesini çok güzel anlattınız, ben de 30 yıllık bir hekim olarak son dönem 112'nin yaptığı işleri birçok noktada takdir ediyorum ama burada kendini doktor olarak tanıtıp sevk ettiklerini söylediler. Teyitli ve teyitsiz sevkler içerisindeki teyitsiz sevklere gelince 2 tane hastane kalırsa tercih nasıl yapılıyor, hangi hastane, böyle bir arama kriteriniz var mı? Yani şimdi, burada, Avcılar Hospital var, diyelim B hastanesi var, kamuda, üniversitede yer bulamadınız, baktınız bu 2 özel hastanede yenidoğan için yer var, ikisi de 4A sınıfında; bunlardan hangisini öncelikle arıyorsunuz, neye göre arıyorsunuz? Zaten burada çıkış noktası bu; bu ticarethanenin, bu çetenin asıl noktasının 112 sevkleriyle oluştuğu öngörüm var; bununla ilgili rakamları da bilir, bize verirseniz sevinirim. Yine tekrarlıyorum, 100 yataklı hastane ruhsatı alabiliyorlar mı?
Şimdi, yatak sayınızın 1/3'ünü isterseniz yenidoğana çevirebiliyorsunuz doğru anladıysam yani başvurduğunuzda fiziksel koşulları karşıladığınızda yenidoğan alabiliyorsunuz. Peki, neden bugün özel hastanelerdeki yenidoğan yatak oranı yüzde 57'yken kamu kurumlarında daha düşük bir orana sahip? Bunun için başvurmuyorlar mı, yoksa sizin plansızlığınızın sonucu mu, yoksa gerçekten yine parasallaşmış bu sistemde aslında yandaşa bir yerde bir altyapı oluşturmak mı? Bunları siyasi soru olarak algılamayın, aklımıza takıldığı için soruyorum.
Az önce de sordum, kapatılanların olağan dışı denetlenmesi. Bu yeni denetleme modeli, doğrudur, takip edilmelidir. Bunlar daha sık yapılmalıdır ama baktığım şey şu: Bakın, ben bir kadın doğumcuyum, bir tıp merkezi ortaklarından, bizim denetime geliyorlar kadın doğuma. Arkadaşlar, geçen de söyledim, "Çekoskop var mı, yok mu?" diye soruyorlar. Denetim kriterine bakın. Yani şu an yüz binlerce dolar verilerek yapılan denetimde çekoskopu soruyor yani ben otuz yıl önce bir görmüştüm, ondan sonra şu an hiçbir kurumda çekoskop görmedim. Yani bunların güncellenmesi gerekmiyor mu?
İkincisi, sadece fatura üzerinden denetim diye bir kavram olur mu? En yüksek faturaya sahip 10 tane hastane zaten yatırımı en büyük olan hastanelerdir. En büyük, bugün kurumsallaşmış zincir hastanelerde bu olayların olma ihtimali çok daha azdır çünkü aldıkları farklar inanılmaz uç. "Sağlık Bakanlığına göre yüzde 200'den fazla fark alamayız." diyoruz ama arkadaşlar, bakın, 4.300 lira sezaryen yüzde 200, fark deseniz 8.600 lira, bugün Türkiye'de 8.500-8.600 liraya sezaryen yapılan bir merkez var mı? Beyin cerrahisi için de bu geçerli, kalp için de. Bugün Acıbadem ya da saydığınız özel hastanelerdeki sezaryen farkları 150-200 bin lira. Bu kadar parasallaşmış bir ortamda sadece bu fiziksel denetimlerle bunun gerçekten çözüleceğine inanıyor musunuz? Benim aklım almıyor.
Burada sorun, niyetin kötülüğü değil ama sistemin yanlış temeller üzerinden kurulmasına bağlı; para üzerine dayalı bir sistemde siz kişilerin açık noktası bulduğunda hırsızlığına, işte bunun gibi canilerin cinayet işlemelerine engel olamazsınız, engel olamayız. O açıdan, aslında sistemi baştan değiştirmek gerekir.
Bir şey daha vardı... Teyitli sevklerde, şimdi, ben çok yaşadım. Mesela otuz haftalık bir gebe geliyor, yenidoğan için 112'yi arıyoruz. Arkadaşlar, yatışlı gösteriliyor hasta, sevk almak istemiyorsa kamuda -yaşadığım şeyler olduğu için- 10 tane yatan hasta görülüyor, aslında gidip kuruma baktığınızda yatan hasta yok yani. Bunu test şansınız yok yani 112 diyelim, Uşak Devlet Hastanesi yenidoğanını aradınız, 10 tane bebek görülüyor. Akşamki nöbetçi girdiğinde sisteme onu göremiyordu, şu an bunu revize ettiler, birazcık düzelttiler ama yine de bunumla ilgili manipülasyonlar var yani. O açıdan bunlara da engel olmanız gerekir.
Ben yine ilerleyen zamanlarda söz alırım, verilen süreye sadık kalayım diye.
Teşekkür ediyorum şimdilik.