KOMİSYON KONUŞMASI

MURAT ÇAN (Samsun) - Ben de Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri, sevgili basın, Bakanlığımızın bürokratları, Bakan Yardımcıları; sizlere hoş geldiniz diyorum, saygılar sunuyorum.

Şimdi, İngiltere örneği verdiniz. İngiltere'de böyle bir skandal daha önceden yaşanmış mı, hiç farkında mıyız, biliyor muyuz? Yani, ben baktım yok. Dolayısıyla, hani İngiltere'de böyle bir şey olursa bu kapalı olur, basına kapalı tutulur. Yani çok çok...

AYLİN YAMAN (Ankara) - İstifa edersiniz.

MURAT ÇAN (Samsun) - Yani direkt istifa çıkar bir kere burada. İngiltere örneği direkt sizin de bir şekilde gerçek fikrinizi söylemeniz açısından, Türkiye'deki durumu hepimizin anlaması açısından cuk oturan bir şey. İngiltere'de böyle bir şey olmaz, olduğu saniyede de bütün sistemler, refleksler devreye girer ve sistem kendi kendine çözülür, çözer bu işi dolayısıyla, birincisi bu. O nedenle keşke basın çıkmasaydı.

ŞENGÜL KARSLI (İstanbul) - Basın burada.

MURAT ÇAN (Samsun) - "Görsel basın" diye düzeltiyorum. Görsel basın buradan çıktığı andan itibaren yayınlarını bu konu için durduracak mı? Tam tersine burada olsa, bu tartışmalara direkt şahit olsa, belki Sağlık Bakanlığının kendini ifade etmesine şahit olsa bu skandalın tamamı açısından çok daha iyi sonuçlar doğurur. Hakikaten dışarıda afaki, hayal ürünü olabilecek bazı şeyler de konuşulmuyor değil. O yüzden ben, sizin hem İngiltere örneğinize hem görsel basının dışarıda tutulması isteğini hayret ediyorum.

İkincisi, geçen sefer size şöyle bir şey söylemiştim: "Bizim yaptığımız itirazlar üzerine sizin bir karine ortaya koymanız gerekir. Bu Komisyon, araştırma komisyonu bundan sonra yoluna nasıl devam edecek sizin Başkanlığınızda? Yani az önce bir cümle de kurdunuz, onunla birleştireyim "Komisyon üyeleri arasında farklı fikirler var." bunlar hani... Biz duymadık, bizim dediklerimize itiraz eden hiç kimse olmadı farklı fikirler potansiyeli taşıyan diğer üyeler açısından. Demek ki siz bunları arka planda, başka bir toplantı marifetiyle birbirinizle paylaştınız. Biz nasıl devam edeceğiz? Yani önümüzde üç ay, dört ay var; hâlâ şeffaf bir şekilde sizden ya da çoğunluktan net bir şekilde bir tavır göremediğimizi düşünüyorum. Bunu net bir şekilde ortaya koyun. "Biz, bildiğimiz gibi yapacağız arkadaşlar, sizi dinleyeceğiz ama sonuçta arka tarafta biz kendi aramızda birtakım değerlendirmeler yapıp ondan sonra da yolumuza devam edeceğiz." derseniz, bu da bizim açımızdan öngörülmez bir şey değil, bunu tahmin edebiliyoruz zaten. Ama bir an önce bu başlangıcı nasıl yapacağımıza dair hem kamuoyuna hem bizlere bir rota çizmeniz açısından bir açıklama yapmanızı tavsiye ederiz. 55 kişilik liste verdik, başka partiler... Yani bunları bir ortaklaştırıp "Şu, şu, şu, şu listedeki herkesi çağıracağız, bundan sonra da akış şemamız şu şekilde olacak." demeniz lazım. İngiltere örneğiyle, başka kısıtlayıcı tavırlarla bu işi kamuoyundan uzak... "Ama canım Bakanlığın da burada gelmesine mutlu..." E, tabii ki mutluyuz, bize anlatacaklar ama sorunun zaten büyük parçası Bakanlığın burada ataletli davranması üzerinden kurulu. Yani az sonra anlatacaklardır, Teftiş Kurulu başlangıçta olumsuz bir şey öngörmemiş, kesintiye uğratmış durumu. Topluma bir şey vermek lazım, bu Komisyonun gidişinden de başlangıcından da.

Teşekkür ediyorum.