HAKKI SARUHAN OLUÇ (Antalya) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Yine, tatsız bir konu maalesef ama yani her gün bunlarla karşılaşıyoruz. Geçen cuma günü Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcısı buradaydık yine, bu saatlerde -aşağı yukarı yedi buçuk filandı- Dersim ve Ovacık Belediyelerine kayyım atandı. Bugün aşağı yukarı aynı saatlerde Van Bahçesaray ilçesine kayyım atandı. Yani artık, kayyımlar da piyasalar kapanınca atanıyor belli ki. Siz geçen dönem Meclisteydiniz, birlikte epey bir zaman çalışma da yaptık, çok aşina olduğunuz da bir konu ve biz bunu defalarca konuştuk ama maalesef tekrar tekrar konuşuyoruz. Bunun çok açık bir irade gasbı olduğunu net olarak ifade edeyim.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Tamamlayın.

HAKKI SARUHAN OLUÇ (Antalya) - Bu, iktidarın seçim ve sandık hukukuna yönelik ağır bir saldırısıdır yani millet iradesini yok saymaktan başka hiçbir şey değil. Teknik bir iş değil, Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcısı, bu kayyım atamaları; açıkça yerel demokrasiye ağır bir darbedir bu aslında. Ben benzetmek istemezdim ama eskiden İç Hizmet Kanunu'nun 35'inci maddesine dayanarak darbe yapardı Türk Silahlı Kuvvetleri, merkezî parlamentoya; şimdi, sizin iktidarınız, OHAL döneminden kalma bir yasaya dayanarak yerel demokrasiye darbe yapıyor. Gerçekten arasında bir fark yok ve kabul edilebilir bir durum değil. Bunu bir kere daha söyleyeyim.

Biz bunu nasıl okuyoruz, biliyor musunuz? Türk tipi başkanlık sisteminin Kürt halkının haklarını gasbetmesi olarak okuyoruz, bu gerçekten kabul edilebilir bir durum değil. Yani toplumsal barış arayışı ile her hafta kayyım atanması arasında bir ilişki kurulabilir mi acaba? Sokağa çıkıp insanlara sorsak herkes -yani normal bir vatandaş- "Alakası yoktur." der. Bunun gerçekten çok münasebetsiz bir durum olduğunu bir kez daha ifade etmek istiyorum, demokrasiye yönelik çok ağır bir hançer darbesi olduğunu... Hem de şunu söylemek istiyorum: Nasıl ceza almış bu Bahçesaray Belediye Eş Başkanımız? "Örgüt üyesi olmamakla birlikte..." maddesi var ya, Anayasa Mahkemesinin bozup Meclise gönderdiği, "Bu madde muğlak." dediği ve Meclisin maalesef o maddede düzeltme yapmadan tekrardan yasalaştırdığı maddeye dayanarak yani örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt için suç işlemekten üç yıl ceza vermişler. Yeni ceza aldı, kesinleşmemiş, daha istinafa bile gitmemiş ama kayyum atandı. Dediğim gibi, Türk tipi başkanlık sistemi işte Kürt haklarını böyle gasbediyor Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcısı. Bu konunun yürütme tarafından daha ciddiyetle ele alınmasını, değerlendirilmesini ve tartışılmasını umut ediyoruz. Geçen dönem neredeyse 3-4 belediyemiz dışında hepsine kayyım atanmıştı, bu dönem de aynı şeyi yaşayacaksak yaşarız ama karşılığında mutlaka bunun siyasi bedelini bu iktidara ödetiriz. Onu da söyleyeyim.

Teşekkür ediyorum.