Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
Konu | : | 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/278) ve 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/277) ile Sayıştay tezkereleri a) Cumhurbaşkanlığı b) Millî İstihbarat Teşkilatı c) Millî Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği ç) İletişim Başkanlığı d) Diyanet İşleri Başkanlığı e) Devlet Arşivleri Başkanlığı f) Millî Saraylar İdaresi Başkanlığı g) Savunma Sanayii Başkanlığı ğ) Strateji ve Bütçe Başkanlığı h) Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu ı) Yatırım Ofisi Başkanlığı i) Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanlığı j) Finans Ofisi Başkanlığı k) İnsan Kaynakları Ofisi Başkanlığı |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 3 |
Tarih | : | 29 .11.2024 |
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcım, bugünkü konuşmamda Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi üzerinde durmak istiyorum. Bu nedenle, sistem değişikliğinin gerçekleştiği 2018 ile bugünü mukayese etmekti amacım ancak rakamlara, endekslere baktığım zaman, esas bozulmanın -evet, 2018'den bu zamana kadar ciddi bir bozulma var ama- 2014 tarihinden itibaren olduğunu gördüm. Mesela, Demokrasi Endeksi'ne baktım. Evet, 2018'den bugüne bozulma var ancak esas bozulma 2014'te başlamış. 2013 yılında skorumuz 5,6'ymış yani Türkiye gene "hibrit demokrasi" olarak değerlendiriliyormuş ancak demokratik ülke kategorisi sınırına çok yakınmış; 6'yı geçtiği takdirde, bu endekse göre demokratik ülke olarak değerlendiriliyor. Ancak bugünkü skorumuza bakıyoruz, 4,3 yani tam sınırdayız, biraz daha düştüğü zaman otoriter rejimlerden bir tanesi olacağız. Yani burada çok ciddi bir savrulma var, çok ciddi bir bozulma var.
Kişi başına millî gelire baktığımız zaman, IMF'e göre, 2013'te dünyada 60'ıncı sıradaymışız kişi başına millî gelir sıralamasında ve dünya ortalamasının üzerindeymişiz o gün için. 2022 yılında sıralamamız 78'inciliğe düşmüş, bugün 69'uncu sıradayız ve ortalamanın altındayız.
Yoksulluk Algı Endeksi'ne bakıyorsunuz, gerçekten felaket. 2013 yılında 53'üncü sıradaymışız, 2018'de 78'inciliğe düşmüşüz. 2018 yılından beri milletvekiliyim, yeni sistemle milletvekili oldum ve ben bu veriyi hemen hemen her bütçede ortaya koyuyorum ve bakıyorum ki artık "Herhâlde daha düşmez." diye düşünüyorum ama her sene daha fazla düştüğünü görmekteyim. 2023 yılına geldiğimizde puanımız 34, sıralamamız ise 115'incilik yani 53'üncülükten 115'inciliğe kadar gelmişiz.
Küresel Organize Suç Endeksi, 2013'te 35'inci sıradaymışız, 2018'e geldiğimizde 22'nciliğe tırmanmışız, sene 2023 sıralamamız 14. Türkiye Küresel Organize Suç Endeksi'nde yüksek riskli ülkelerden bir tanesi; ortalığı çeteler kaplamış, hatta öyle ki suç literatürüne "yenidoğan çetesi" diye yeni bir çete türü daha kazandırmışız.
Hukukun Üstünlüğü Endeksi'ne baktığımızda, 2013'te 78'inci sıradaymışız, 2018'de 101'inci sıraya düşmüşüz, "Daha da düşmez, daha da bozulmaz." demişiz ancak yıl 2024, Türkiye 117'nci sırada.
Bakın, her şeyde bir bozulma var. Gini Endeksi'ne, gelir dağılımına bakıyorsunuz, 2014'te 0,391; 2018'de 0,408; bugün için 0,420 yani gelir dağılımında bozulma var. Emeklinin gayrisafi yurt içi hasıladan aldığı pay yıl içerisinde azalmış. Asgari ücretlilerin gelirinde dolar bazında 2013'le kıyaslandığı zaman ciddi bozulma var. Gıda enflasyonunda OECD ülkeleri arasında 1'inciyiz, enerji enflasyonunda 1'inciyiz, enflasyonda 1'inciyiz yani ciddi bozulmalar var.
Uluslararası doğrudan yatırımlara bakıyorsunuz, sunumunuzda var, diyorsunuz ki "Yıllık ortalama yatırım 1 milyar dolardan 13 milyar dolara yükselmiş, küresel doğrudan yatırımlardan aldığımız pay yüzde 1'e çıkmış." 2028 yılında da hedefiniz yüzde 1,5.
Sayın Bakanım, Sayın Başkanım; 2028 yılında koyduğunuz hedefi esasında biz 2007-2015 yılları arasında zaten yakalamıştık yani o tarihlerde Türkiye dünyada en fazla doğrudan yabancı yatırım alan ilk 20 ülke arasında bir cazibe merkeziydi, bugün geldiğimiz yere baktığınız zaman bir gerileme.
Yani bir de şunu fark ettim bu çalışmam esnasında: 2028 hedefleri, 2027 hedefleri... Bizim tüm bu ileriye doğru hedeflerimiz, 2013 yılında bulunduğumuz yerden daha geride yani hedefleri bizim 2013 yılında bulunduğumuz yer. 2028'deki hedefimiz, 2013'teki hedefimizle aynı, aynı yeri hedefliyoruz; bir geriye gidiş var baktığınız zaman. O zaman sormak lazım yani ne oldu da bu 2014 yılında biz bu kadar bozulduk?
2014 yılında ne oldu? Bakıyorsunuz, Sayın Recep Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanı seçildi. Esasında, biz o seçimden sonra hibrit bir rejime geçtik. Seçilmiş başbakanların istifaya zorlandığı, yerine düşük profilli başbakanların atandığı bir dönemdi, parlamenter sistemi askıya almıştık, başkanlık sistemine de adım atmıştık. Bu sistem bizi çok bozdu Sayın Cumhurbaşkanım, bayağı bozdu yani öyle böyle değil, inanılmaz bozdu, bozdu, bozdu, bozdu, bozdu, bir yerden sonra bozmaz diye bekledik ama baktık, daha da bozdu, "Daha fazla bozulmaz." dedik, daha da bozdu, çok bozdu; buradan da sanatçımız Feyyaz Yiğit'i analım istedim.
Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcım, Savunma Sanayii Destekleme Fonu'na kaynak yaratmak için yeni vergiler içeren bir torba kanun getirmiştiniz, daha sonra geri çekildi ama önümüzdeki günlerde gelecek herhâlde değişikliklerle. Bu torbada neler vardı? 100 bin lira limitli kredi kartı sahiplerinden 750 lira vergi alınacaktı, gayrimenkul alım satımlarında alandan satandan 750'şer lira vergi alınacaktı, tapudaki her türlü işlemden 375 lira, sıfır araç satışlarından 3 bin, ikinci el araç tescillerinden 1.500 lira alınacaktı, motosikletlerde de motorlu taşıtlar vergisi kapsamı genişletilecekti. Önümüzdeki günlerde gelecek.
"Bu neden geldi?" diye sorduğumuz zaman şöyle iddialar vardı: Savunma sanayisi firmalarına son dönemlerde -çünkü siz de sunumunuzda belirtiyorsunuz, çok proje var- ödemelerde zorlanıldığı, ödemelerin aksatıldığı, bu yüzden bu Savunma Sanayii Destekleme Fonu'na kaynak arayışına girdiğiniz söyleniyordu. Hâl böyleyken ben burada bulunan Savunma Sanayii Başkanımıza bir soru sormak istiyorum. Sayın Başkanım, 11/11/2024 tarihinde özel uçak kiralayarak Katar'a gittiniz mi? Sayın Başkanım, özel VatanJet havayollarına ait bu özel yolcu uçağını sık sık kullandığınız iddia ediliyor, bu doğru mudur? Bu seyahatlerin ödemesini kim yapmaktadır? Ödemeyi HAVELSAN, ROKETSAN, ASELSAN gibi savunma sanayisi şirketlerimizin yaptığı doğru mudur?
Bir de şuna değinmek istiyorum: Savunma Sanayii Destekleme Fonu'na -biliyorsunuz- gelir ve kurumlar vergisi tahsilatının yüzde 6'sı, motorlu taşıtlar vergisi tahsilatının yüzde 20'si, veraset ve intikal vergisi tahsilatının da yüzde 25'i aktarılmakta ve bu oranların aktarılması ve azaltılması Cumhurbaşkanının yetkisinde bildiğim kadarıyla. Şimdi, önümüzdeki süreçte de gene böyle bir vergi paketiyle karşı karşıya geleceğiz. Yani biz iddia ediyoruz, "Ülkedeki vergi yükü artıyor." diyoruz biz ama siz onu inkâr ediyorsunuz, "Hayır, artmıyor." diyorsunuz, öyle bir beyanatınız da var, "Böyle bir algı yanlış." diyorsunuz. Hâlbuki kurumlar vergisini yüzde 20'den 25'e çıkarmışız, 25 olanı 30'a çıkarmışız, ÖTV oranlarını, KDV oranlarını artırmışız ve bunun üzerine bir tane de böyle sepet getiriyoruz. Yani sonuç itibarıyla vergi yükü artıyor Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcım.
Ben şunu öneriyorum, şöyle olması daha doğru olur: Madem Cumhurbaşkanımızın böyle bir yetkisi var yani bu transferi ve savunma sanayimizin de kaynağa ihtiyacı varsa -ki "Var." diyorsunuz- bunun bütçe içerisinden bu oranların artırılarak yapılmasının daha doğru olacağını, başka yerlerden tasarruf edilmesinin gerektiğini düşünüyorum ve bu sayede de vergi yükünün azaltılacağını düşünmekteyim.
Savunma Bakanımız geçtiğimiz günlerde buraya geldi, bütçesini sundu. Bütçe görüşmelerinde şöyle bir ifadede bulundu F-35'lerle ilgili: "Amerikalılar bizim beşinci nesil KAAN uçağımızı yapabildiğimizi ve uçtuğunu da gördükten sonra fikirleri değişti, F-35 verebileceklerini ifade etti." Böyle bir ifadesi vardı ancak hemen bir gün sonra Amerika Birleşik Devletleri Dışişleri Bakanlığından yapılan bir açıklamada tavırlarında herhangi bir değişiklik olmadığı, aynı şekilde devam ettiğinden bahsediyor. Bu doğru mudur? Yani burada ciddi bir çelişki vardır ve bu durum bize bir zafiyet doğuracak mıdır Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcım?
Bir de bu beşinci nesil KAAN uçağı ilk ne zaman göreve başlayacak? Bu soru çok kritik bir soru. Yani kısa bir zaman içerisinde mi başlayacak? Eğer kısa bir zaman içerisinde hizmete başlatabileceksek bu millî uçağımızı, o zaman F-35 konusundaki ısrarımız nedendir?
Bir de şunu sormak lazım: Yani İsrail ile Amerika Birleşik Devletleri'nin iş birliği hepimizin malumu, bugün el ele vermişler, Orta Doğu'yu kana buluyorlar ve bu ilişki ortadayken -İsrail'in de bize saldırma ihtimali olduğundan bahsediliyor, Cumhurbaşkanı tarafından dile getirildi bu- hâl böyleyken Amerika Birleşik Devletleri'nin bize F-35 vermesini beklemek ne kadar akılcı diyorum.
Teşekkür ediyorum.