KOMİSYON KONUŞMASI

ALİYE COŞAR (Antalya) - Teşekkür ediyorum.

Sayın Bakan, demokrasinin ve hukuk devletinin vazgeçilmezi kuvvetler ayrılığıdır; yasama, yürütme ve yargıdan oluşan kuvvetler ayrılığının tek bir kişinin egemenliğinde olmasından ise kaos doğar. AKP iktidarında yaşadığımız durumun adı "kaos"tur. Yargıda, insan haklarında, kişi hak ve özgürlüklerinde, ekonomide, eğitimde kaos hâkimdir.

Sayın Bakan, Yargı Reformu Stratejisi kapsamında 2 yasama döneminde toplam 9 yargı paketi getirdiniz; şimdi de Türkiye Yüzyılı yargı reformundan bahsetmektesiniz. Sayın Bakan, siz yargı paketleri getirdikçe hukuka güven düşmektedir. OECD ülkeleri arasında Yargıya Güven Endeksi sıralamasında Türkiye 38 ülke içinde 36'ncı sıradadır. Dünya Adalet Projesinin yayımladığı 2024 Hukukun Üstünlüğü Endeksi'nin raporuna göre Türkiye 142 ülke arasında 117'nci sırada yer aldı. Bu sonuca giden yolun taşlarını iktidarınız döşemiştir. Anayasa Mahkemesinin iptal kararları sonrası getirilen yeni yasa tekliflerinde tüm itirazlarımıza rağmen tekrar Anayasa Mahkemesi kararlarına uymayan, sadece küçük kelime oyunlarıyla aynı düzenlemeleri getiriyorsunuz. İktidarınızda, Anayasa ve Anayasa Mahkemesi kararlarına uymamak bir alışkanlık hâline geldi.

Yaşanan hukuksuzlukların hangisinden bahsedelim? Esenyurt Belediye Başkanımız şafak baskınıyla gözaltına alınıyor. Halkın oylarıyla seçilmiş Belediye Başkanımız akademisyen Ahmet Özer daha ifadesini verirken tutuklandığı haberi yandaş basına geçiliyor. Esenyurt halkının iradesini gasbederek belediyeye kayyum atandı. Belediye Meclis üyelerini dahi belediye binasına almadınız; yetmedi, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu tabelasını indirdiniz; ardından Ovacık Belediye Başkanımız Mustafa Sarıgül'ü hukuksuz bir şekilde görevden alıp kayyum atadınız. Yargı eliyle siyaseti dizayn edip halkın iradesini gasbediyorsunuz. Aynı şekilde, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız Ekrem İmamoğlu'nun yargılandığı ahmak davasında yerel mahkeme hâkiminin sizin istediğiniz kararı vermeyeceğini anladığınızda Samsun'a sürgün ettiniz. Bununla yetinmediniz, dosya istinaf mahkemesinde inceleme beklerken istinaf mahkemesi heyeti de değiştirildi. Hukuk tanımaz bir iktidarsınız. Önceki Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu hakkındaki dava için "Siyasetçilere ibret vesikasıdır." dediniz Sayın Bakan. Devam eden siyasi bir davada bu görüşün adı "hâkimlere siyasi baskı, yargıya talimat"tır.

Sayın Bakan, Anayasa Mahkemesi kararları ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kararları bağlayıcıdır. Sizin döneminizde, maalesef, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarının yok sayıldığına da şahit olduk. Anayasa Mahkemesi kararlarına rağmen Can Atalay hâlen tutsaktır. Anayasa Mahkemesinin hak ihlali kararına "Anayasa Mahkemesinin hak ihlali kararı yok." diyerek uymayan Yargıtay 3. Ceza Dairesinin hukuksuz kararına bir açıklamanız var mı? Her açıklamanızda "Türkiye Cumhuriyeti hukuk devleti." diyorsunuz; Sayın Bakan, tüm bu hukuksuzlukları nasıl açıklayacaksınız? Ayrıca, hukuksuz, siyasi davaların başında AKP'nin savcısı Akın Gürlek'i görüyoruz. Anayasa Mahkemesinin Enis Berberoğlu kararını tanımayan mahkemenin Başkanı Gürlek, Danıştay Üyeliği ve Bakan Yardımcılığıyla ödüllendirilmişti; şimdi de iktidarın yargıya müdahalesinin son kanıtı olan İstanbul Başsavcılığı görevindedir. AKP'nin savcısı Akın Gürlek pamuklara sarılırken Antalya'da genç teğmenlere destek mesajı paylaşan Cumhuriyet Savcısı Mehmet Çağlayan açığa alındı.

Yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığını yok ettiniz, hukukun üstünlüğü değil üstünlerin hukukunu adaletin kendisi yaptınız. Bir ülkede yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı yoksa, sağlıklı işleyen bir demokrasi yoksa o ülkelerde ekonomik refah olmaz; bugün yaşanan ekonomik krizin en büyük sebebi de AKP'nin adaleti askıya almasıdır.

Bu bütçe görüşmelerinde en çok söylediğimiz sözü tekrarlıyorum: AKP iktidarında bütçede adalet yok, vergide adalet yok, sokakta adalet yok; en önemlisi adalet saraylarında adalet yok.