KOMİSYON KONUŞMASI

RIFAT TURUNTAY NALBANTOĞLU (İzmir) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Bakan, değerli milletvekilleri, bürokratlar ve değerli basın mensupları; İnsan Hakları Komisyonu üyesi olarak sözlerime başlarken hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum.

Öncelikle, bugün vefatının 9'uncu yılı olan değerli dostumuz Tahir Elçi saygıyla anıyorum.

Sayın Bakan sunuşu sırasında helva dağıtmıştı hepimize. Ben o helvanın adaletin ruhuna gittiğini var sayıyorum, adaletin ruhuna gönderdiğini varsayıyorum ama acaba durum bir helvayla düzelebilir mi; bu konudaki görüşlerimi paylaşmak istiyorum.

Sayın Bakan geçtiğimiz hafta Bartın'da yaptığı konuşmada Türkiye'nin Hukuk Güvenliği Endeksi'nde aşağı sıralarda olduğunu söylemenin saçmalık ve kara propaganda olduğunu söylemiş ve muhalefet partilerini bu kara propagandanın sözcülüğünü yapmakla suçlamıştır. Sayın Bakan, bunu söylemek zorundayım ki siz ya bu ülkede yaşamıyorsunuz ya da düşler âleminde geziyorsunuz. Hukuk sistemine ve adalete güven yerlerde gezerken, Anayasa Mahkemesinin kararları uygulanmazken, hâkimler ya da savcılar istediğiniz kararı vermediği için tayin ya da sürgün edilirken, düşüncesi ve ifadesi hoşunuza gitmeyen herkese dava açılırken, yargı tamamen siyasallaşmışken bunları "kara propaganda" olarak ifade edip bir de bu konuda muhalefeti suçlamanız sağlıklı bir düşünce yapısı değildir. Lawrence'ın Bilgeliğin Yedi Sütunu'nda ifade ettiği gibi "Bütün insanlar düş görür ama farklı; geceleri düş görenler, sabah olup da uyanınca bunun boş bir hayalden ibaret olduğunu anlarlar; gündüz düş görenler ise tehlikeli kimselerdir çünkü gözleri açıkken bu düşlerin gerçekleşmesini isteyebilirler, bekleyebilirler." Evet, Sayın Bakan, siz güpegündüz düş görenlerdensiniz çünkü bunca haksızlığın, bunca hukuksuzluğun yaşandığı bir süreçte Türkiye'nin gözünün içine baka baka ikide bir "Türkiye bir hukuk devlettir." "Yargı bağımsızdır." gibi klasik söylemlerle gerçekleri gizlemeye çalışıyor ve ülkeyi bir uçuruma sürüklüyorsunuz. Şimdi, ben bu durumdan samimiyetle yüzünüze bakarak, gözlerinize bakarak sormak istiyorum: Türkiye bir hukuk devleti midir Sayın Bakan? Yargı bağımsız mıdır? Siz bunlara inanıyor musunuz? İnanarak mı söylüyorsunuz? "Yargı kimseden talimat almaz." derken bile yargıya talimat verdiğinizin farkında olmayacak kadar kendinizden geçtiğinizin farkında mısınız? Sayın Bakan, bu koltuğu gerçekten hak ettiğinizi düşünüyor musunuz? Siz, millet adına değil devlet adına değil, AKP adına hareket ediyorsunuz.

Yirmi iki yıllık iktidarınızın düştüğü hazin durum ortada. Bu nedenle sahneye koyduğunuz en son senaryo, ana muhalefet partisinin on dört yıl Genel Başkanlığını yapmış liderine siyasi yasak getirme projesi. Konuyla ilgili geçen hafta yaptığınız açıklamalar hafızalarımızdadır. 7'nci Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'na yönelik davayla ilgili olarak söylediklerinizle adli yargıyı etkilediğinizi, kendinizi mahkeme yerine koyup yargıladığınızı ve hatta hüküm verdiğinizi, seçilmişlere yargı sopasıyla gözdağı verdiğinizi, temel hak ve özgürlüklere müdahale ettiğinizi, demokrasinin olmazsa olmazı muhalefeti tehdit ettiğinizi bilmiyor musunuz Sayın Bakan? Tüm bunlar da yetmezmiş gibi Sayın Kemal Kılıçdaroğlu hakkında açılan davayı bir "ibret vesikası" olarak değerlendiriyorsunuz. Sayın Bakan, tekrar yüzünüze bakarak söylüyorum, asıl ibret vesikası olan sizin gibi birisinin bu koltuğu işgal ediyor olmasıdır.

İfade özgürlüğü açısından ülkemiz âdeta mayınlı bir tarlaya dönüştü. En ufak eleştirel söz, kuvvetli şüpheyle tutuklanmasıyla ve tazminat cezasıyla karşı karşıya kaldı. Nasuh Mahruki bir haftadır cezaevinde. Neymiş, YSK'ye güvenmiyormuş! Memleketin yarıdan fazlası zaten ne YSK'ye ne size ne de sizin uygulamalarınıza güveniyor. Memleketin yüzde 70'ini içeri mi atacaksınız? Bunun için, yeni açılacak 11 ceza infaz kurumunun yetmeyeceğinin hatta memleketi tamamen cezaevine çevirmeniz gerektiğinin farkındasınız umuyorum.

Cezaevleri demişken, sunuşta belirttiğiniz il ve ilçelerde açılacak cezaevleri, cezalandırmaktan çok siyasi tutukluları bedenen ve ruhen öldürmeye yönelik kuyu tipi cezaevleri mi olacak Sayın Bakan? Hükûmetinizin icadı olan, insanlık için en acımasız, en zalimce uygulamalara sahne olan bu kuyu tipi cezaevleri derhâl kapatılmalı, yenisi de açılmamalıdır.

Sayın Bakan, uygulamaya koyduğunuz kayyum sistemiyle, gözaltılarla, baskılarla, yaşattığınız haksızlıklarla ülkenin dibine dinamit yerleştiriyorsunuz. Korktukça meşruiyetten uzaklaşıyor ve acımasızlaşıyorsunuz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)