KOMİSYON KONUŞMASI

CAVİT ARI (Antalya) - Sayın Bakanım, adalet hava gibi, su gibi insanlık adına en önemli değerlerden biridir. Adalet duygusunun olmadığı yerde toplumsal barıştan, huzurdan bahsedemeyiz, ekonominin iyiliğinden bahsedemeyiz. Kısacası, adalet genel anlamda herkes için zorunlu bir ihtiyaçtır.

Sayın Bakan, öncelikle şuradan başlamak istiyorum; yakın tarihte Hukuk Mesleklerine Giriş Sınavı yapıldı ve bu sınavda gerçekten üzüntü verici sonuçlar ortaya çıktı: 9.300 hukuk mezunu avukatlık sınavı için sınava girdi ve 3.901 kişi burada başarı elde etti; idari yargı sınavında da 1.228 adaydan 14'ü başarılı olarak yüzde 1,2 oranında bir başarı sağlandı yani daha doğrusu hem avukatlık sınavındaki hem de idari yargı sınavındaki başarısızlık.

Sayın Bakan, Adalet Bakanı olarak öncelikle adaleti gerçekleştirmesi için görev alacak olan hukuk fakültesi mezunlarının kaliteli bir şekilde yetişmesini sağlama noktasında sizin de bir göreviniz var. Sunum kitapçığınızda hukuk fakültesine giriş kontenjanlarının, başarı sıralamasının daha da aşağıya doğru çekilebilmesi adına mücadele etme niyetinde olduğunuzu ifade ettiniz. Bu düşüncenizi ben de destekliyorum. Hukuk fakültesine giriş sıralamasını önemli bir seviyeye çekmek zorundayız. Ayrıca, hukuk fakültelerinin kalitesinin de yükselmesi çok önemli. Aksi hâlde, donanımı yeterli olmayan, eğitim kalitesi olmayan hukuk fakültelerinden mezun olan gençlerimiz işte maalesef ki sınavlarda dökülüyor. O nedenle de, bir, kontenjanların sınırlanması, iki, yeni fakültelerin açılmasının önüne geçilmesi öncelik olmalı.

Adliyelerin yenilendiğini, teknolojik imkânların kullanıldığını burada anlattınız. Evet, yeni binalar yapıldı, işte, teknolojik imkânlarla birtakım hızlı uygulamaların yapıldığını biliyoruz. Bu da günümüz koşulları içerisinde hem ihtiyaç hem de zorunluluk. Artı, bu uygulamalar pratik anlamda adliye içerisindeki uygulamalar açısından önemli, tabii ki bunlar olmalı. Ancak, Sayın Bakanım, bunları yaparken yani o devasa adliye binalarını yaparken bir taraftan da adliyelerin içerisinde adalet duygusunun kaybolmasının önüne geçmek zorundayız, geçmek zorundasınız. Yani sadece bina yapmak yetmiyor, sadece teknolojiyi kullanmak yetmiyor. Adliye içerisinde adalet var mı, yok mu? O mahkemelere gelen vatandaş "Evet, ben burada adil yargılandım, hâkim tarafsız bir şekilde, bağımsız bir şekilde, herhangi bir dış etkiden etkilenmeden kararını verdi. Efendim, canımız sağ olsun." diyerek çıkabiliyor mu? Önemli olan burası Sayın Bakan. Yani, binaları yapmak yetmiyor, o binaların içerisine adalet duygusunu doldurabilmek gerekiyor.

Bugün, ülkemizin en temel sorunlarından bir tanesi yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığına olan güven konusu. Vatandaşlarımızın bugün tarafsız bir yargıya, bağımsız bir yargıya, adil bir yargıya olan güveni neredeyse yerlerde sürünüyor Sayın Bakan. Son aldığımız resmî cevapta tarafsız ve bağımsız, adil yargıya güven Türk vatandaşlarında yüzde 38'ler seviyesindeydi. O süreçten bugüne eminim ki bu oran daha da düştü. İşte, sorun burada, yani bina yapacağız, doğru; uygulamaları hızlandıracağız, doğru ama tarafsız ve bağımsız yargıya olan güveni yukarılara doğru çekebiliyor muyuz; efendim, hüner burada. İşte, sorunun bu olduğunu bir kez daha ifade etmek istiyorum. Peki, buraya nereden geldik dersek... Bakanlık olarak sizin uygulamalarınız ve yargı üzerine özellikle iktidarın maalesef ki yaratmış olduğu uygulamalarla artık vatandaşın inancı kalmadı. Şimdi, bakıyoruz, işte, Anayasa Mahkemesine üye seçiliyor. İçişleri Bakanlığında görev yapmış bir kişi Sayıştay üzerinden hop, Anayasa Mahkemesine üye yapılıyor. Bir başsavcı Yargıtaya atanıyor, dosyanın kapağını daha açmadan Yargıtay kontenjanından Anayasa Mahkemesine üye yapılıyor. Ya, bunun gibi uygulamalar ve Anayasa'daki yargıyla ilgili şekillendirecek düzenlemeler, işte, adliyelerdeki hâkimler, savcılar üzerindeki baskılar, maalesef, verilen kararları, tarafsızlığını kaybetmiş bir duruma getirdi; işte, sorun burada Sayın Bakan. Yani sizin göreviniz olan... Yeni kadrolar oluştururken, yeni hâkim, savcı adayı alırken torpili en fazla kimse onu almaya eğer özen gösterirseniz, tabii ki puanı daha yüksek olan ama torpili olmadığı için seçilemeyen gençlerimiz olursa bu, toplum vicdanını zedeleyecektir. Sayın Cumhurbaşkanı kura çekimlerine katılıyor, katılabilir, tamam, Cumhurbaşkanıdır ama bir partinin Genel Başkanı sıfatıyla orada ana muhalefet partisi Genel Başkanı hakkında olmadık lafları söyleyip, bir de o hâkim, savcı adaylarına kendini alkışlattırıyor. E, şimdi, o kürsüye çıkacak olan hâkim, savcıdan bu durumda ne bekleyebiliriz. Ya, bu konularda özen göstermediğimiz müddetçe tarafsız ve bağımsız yargıdan bahsedemeyiz.

Şimdi Antalya'yla ilgili birkaç sorum var, onları hemen hızlıca değerlendireyim: Kaş, Elmalı, Manavgat adliyeleri yetersiz, Antalya adına bunlara ihtiyacımız var. Antalya Adliyesi ile Bölge Adliye Mahkemesi arası çok yakın olduğu hâlde -50 metre kadar, arada bir duvar var- tebligatlar ve dosya göndermeler hâlen posta yoluyla, tebligat yoluyla yapılıyor Sayın Bakan. Dolayısıyla hem masraf hem de işlerin gecikmesine yol açan bir durum var. İki adliye arasına yapılacak bir tüp geçit yöntemiyle hem avukatlar, çalışanlar oradan yararlanacak hem de dosya taşıma gibi konular hızlı bir şekilde çözülebilecektir. Yine, Antalya'da bölge idare mahkemesi kurulmasını istiyoruz ve bekliyoruz. Isparta, Burdur, Antalya üçlüsünde bir bölge idare mahkemesine ihtiyaç var. Yine, asliye ticaret mahkemesi Alanya'da var ama 95-100 kilometrelik Serik'te yapılacak bir işe oradan işlem yapılmak zorunda. Bu anlamda Manavgat'a bir ticaret mahkemesi ve yine Kaş, batı ilçelerine ihtiyaç olan işlemler Antalya merkezden yürütülüyor, bu anlamda da Kumluca merkezde bir ticaret mahkemesi kurulursa Antalya'da birçok sorun ticaret mahkemesi anlamında çözülecektir.

Sayın Bakan, 96.650 yardımcı adliye personeliyle, 25.500 infaz koruma memuruyla adliye çalışanlarının sorunları yani yargı çalışanlarının sorunları yine devam ediyor. Bu anlamda, yargı hizmetleri sınıfının kurulmasını bekliyor yargı çalışanları, yargı mensupları ve ayrıca yargı, adalet hizmetleri sınıfının bir an evvel gerçekleştirilmesi ve haklarına kavuşmalarını aynı şekilde bekliyorlar. Fazla mesai beklentileri yine aynı şekilde devam ediyor. Sözleşmeli mübaşirlerle ilgili sorun ve beklentiler yine aynı şekilde...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Arı, bir dakika ekliyorum.

Buyurun.

CAVİT ARI (Antalya) - Yargılama konusunda da yargılama izninde de yine diğer kamu kurumlarında olduğu gibi adliye çalışanları izinle ilgili yani yargılamaya izin konusunu talep ederler. Yeşil pasaport beklentileri var. Keşif ve icra harçlarından daha önce olduğu gibi havuz sistemiyle yine Adalet Bakanlığı personeline eşit bir şekilde dağıtılmasının uygun olacağı, yol ücretleri beklentisi var, yıpranma payı beklentisi var. Kısacası, adliyenin olmazsa olmazı olan adliye çalışanlarının içinde bulundukları sorunların çözülmesi ve beklentilerinin karşılanması gerekmektedir.

Sonuç itibarıyla adliye içerisinde hâkimiyle, savcısıyla, avukatıyla, adliye çalışanlarıyla yargı kurumunun bir bütün olduğunu ifade ediyorum.

Sizlere de başarılar diliyorum.

Teşekkür ederim.