| Komisyon Adı | : | SAĞLIK, AİLE, ÇALIŞMA VE SOSYAL İŞLER KOMİSYONU |
| Konu | : | İzmir Milletvekili Ceyda Bölünmez Çankırı ve Sivas Milletvekili Hakan Aksu ile 79 Milletvekilinin Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/2717) |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 28 .11.2024 |
GAMZE AKKUŞ İLGEZDİ (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli vekiller; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Komisyonumuza gelen kanun teklifiyle ilgili olarak görüşlerimi açıklamak üzere söz almış bulunuyorum. Sözlerime CHP'nin KESK'in Komisyona çağrılma talebini reddettiğiniz bilgisini kamuoyuyla paylaşarak başlamak istiyorum. Ne acı ki sağlık sisteminde yeni özelleştirme hamleleri yaparken sağlık emekçileri sendikasının görüşünü almayı reddediyorsunuz, bunu görüyoruz tabloda. "Sağlıkta Dönüşüm" denen bir garabetle sağlık sistemini özele devreden anlayışın yeni adımlarını gördüğümüz bir teklifle karşı karşıyayız yine. Yasa teklifinde olanlardan ziyade olmayanlar önemli aslında baktığımızda. Sosyal güvenlikle ilgili çok önemli beklentilerinin olduğu bir ortamda teklifte maalesef sosyal güvenlikle ve çalışma sorunlarıyla ilgili hayati meselelerin hiçbiri yok, görünmüyor. Biz, sağlık sisteminde yaşanan aksaklıkları dile getirip çözümünün kamucu sağlık anlayışına dönmek zorunda olduğunu ifade ettikçe siz sağlığın özelleştirilmesi türküsünü tekrar tutturuyorsunuz. Sağlık hizmetlerinin özelleştirilmesinin kâr hırsıyla yaşam hakkının yok edilmesinin neden olacağını en son yenidoğan çetesiyle gördük hep birlikte ama siz "Dediğimiz dedik." diyerek aile hekimliği sistemini özelleştirecek yeni bir adım atıyorsunuz bugün. Kanun teklifi, aile sağlığı merkezlerindeki sağlık hizmetlerini ücretli olma yolunda hızla ilerleyecek ilk düzenlemeler yapılacak noktaya getiriyor. Maalesef, aile sağlığı merkezlerini ticarethaneye dönüştürmenin tek amacınız olduğunu tekrar görüyoruz, vazgeçmediğinizi görüyoruz. Teklifle aile hekimliğinde mesai sonrası verilecek yeni bazı hizmetler ile mesai içerisinde verilecek özel amaçlı raporların ücretli hâle getirilmesini öngörüyorsunuz. Buna göre, mesai sonrası yabancılara sunulan hizmetler ve bakanlıkça belirlenecek geleneksel ve tamamlayıcı tıp uygulamaları ücretli olacak yani. Böylece, aile hekimliğine ilk defa "geleneksel ve tamamlayıcı tıp uygulamaları" kavramını da getirmiş oldunuz. Bu şekilde, aile hekimliği merkezleri, başta biyoenerji olmak üzere, akupunktur gibi çeşitli tamamlayıcı tıp uygulama merkezleri hâline dönecek. Yurttaşın sağlığa erişim sorununu çözmek için adım atmayan iktidarınızın, konu geleneksel ve tamamlayıcı tıp uygulamaları olunca, her türlü değişikliği yapmak için büyük bir çabaya geçmiş olduğunu görüyoruz. Aile hekimleri, çalışmalarını engelleyen ceza yönetmeliğiyle ilgili bir düzenleme beklerken siz sağlık hizmetlerini nasıl daha ücretli hâle getiririz derdindesiniz. Kanun teklifiyle 5510 sayılı Kanun’un 68'inci maddesi değiştirilerek katılım payını 2 TL'den 20 TL'ye yükseltiyorsunuz. Böylece her türlü ayakta tedavide ve ilaç yazımında vatandaşlarımız her seferinde 20 TL katılım payı ödemek zorunda kalacak. Bu miktarın belirli oranlarda artırılması yetkisi de kuruma ve Cumhurbaşkanlığına tanınıyor; böylece canınız sıkıldıkça katılım payını artırabileceksiniz yani ucu açık bir tablo bu. Bu da yetmiyormuş gibi, birinci basamaktan yapılan sevkler için 10 TL katılım payı alacaksınız. Kanun teklifi bu hâliyle vatandaştan daha fazla katkı ve katılım payı almayı öngörmekte, aile hekimliği merkezlerinin de ücretli muayenehaneler olma yolunda emin adımlarla ilerlemekte olduğu bir tablo çıkıyor ortaya bu sonuçtan. Vatandaşımız genel sağlık sigortası primlerini ödeyemiyor. Siz de bunun farkında olduğunuz için 2015 öncesine ait sağlık sigortası primlerini ve cezalarını siliyorsunuz. 2023 sonunda getirilen yasayla 1 milyon 879 bin 401 borçlu vatandaşımızın 1 Ocak 2014 öncesine ait 1 milyar 835 milyon liralık genel sağlık sigortası borcunun silineceği açıklanmıştı. Bu yasayla kaç yurttaşımızın ne kadar borcu silinecek bunu merak ediyoruz. Neden 2015 yılı milat olarak belirlendi, bunun da yanıtı yine merak ediyoruz? İşsiz vatandaştan sağlığa erişimi için prim isteyen zihniyetinizin iflası bu maddeyle aslında her gün su yüzüne çıkıyor.
Yurttaşlarımızın beklentisi olan, 2024 sonrası emekli olacakların aylıklarındaki yüzde 30'luk kaybı giderecek bir düzenleme bu teklifte yok, görmüyoruz. Yine, emekli aylıklarındaki adaletsizliği giderecek düzenlemeler ve intibak bu teklifte yok. En düşük emekli aylığının yükseltilmesi tabii ki yok. 1999 sonrası emeklilik yaşındaki adaletsizliği giderecek kademe düzenlemesi yine yok. Aylık bağlama oranlarının yeniden düzenlenmesiyle emekli aylıklarının yükseltilmesi yine yok. BAĞ-KUR'luların yaşlılık aylığına esas prim gün sayılarının diğer sigortalılarla eşitlenmesi yok.
(Uğultular)
GAMZE AKKUŞ İLGEZDİ (İstanbul) - Rica etsem, ben kendimi duyamıyorum. Pardon... Çünkü bir süredir konuşuluyor, ben kendimi kendim dinleyemiyorum.
Çalışanların vergi yükünü azaltacak düzenlemeler yine yok. Çalışanların vergi dilimlerini düzeltecek bir düzenleme yok. Memurlara sözü verilen 3600 ek gösterge yine yok. Kamu görevlilerine yapılan ilave ödemenin yaşlılık aylığında dikkate alınması konusu, o da yok. Aslında, ne taraftan bakarsak bakalım, ekonomiyi nasıl batırdığınızın bir tablosu bu; bunların yapılamamasından bunu anlıyoruz.
2017 yılında kurulan ancak uygulanması sürekli ertelenen Esnaf Ahilik Sandığının yürürlük tarihini bu defa 2028 yılı sonuna erteliyorsunuz. Esnafın prime esas günlük kazançlarından yüzde 2 sigortalı ve yüzde 1 devlet payı olarak alınacak tutarlar 2028 sonuna kadar erteleniyor gelen teklifte. Esnaf Ahilik Sandığı uygulaması daha önce de 2021, 2023, 2024 yılları sonuna ertelenmişti, kanun çıktıktan yedi yıl sonra, bir kez daha ve bu defa 2028 sonuna dek ertelendiğine göre, bir kanunun yürürlüğünün kanun çıktıktan on bir yıl sonraya kalması esnafın durumu açısından acı tabloyu hepimize gösteriyor. Krizin boyutları ve esnafın ne hâlde olduğunun bir göstergesi bu erteleme kararı. Esnaf o kadar kötü durumdaki bu primleri ödeyemez durumda, siz de biliyorsunuz, bu konuda da ne düşündüğünüzü merak ediyorum.
Bir diğer değişiklik, SGK'ye borcu bulunmayan işverenler için uygulanan 5 puanlık sigorta primi işveren payı indirimi, 4 puana indiriliyor. Bu destekten yararlanan işletmelerin toplam işçi sayısı ne kadardır, bunu merak ediyorum? Bu desteğin indirilmesi istihdam kaybına neden bu olacak mıdır? Bunlar araştırıldı mı? Bunlarla ilgili de bilgi almak istiyorum.
Yine, üniversite hastaneleri için çözümden uzak düzenlemeler var baktığımızda. Teklifte "Üniversite sağlık hizmeti sunucularınca hizmetin sunulmasında mali güçlük yaşanmaması ve hizmetlerinin sürdürülebilirliğinin sağlanması amacıyla üniversite sağlık hizmeti sunucularına SGK tarafından destek sağlanacak." denildi. Bu da göstermektedir ki üniversitelerin, özellikle de üniversite hastanelerinin yaşadığı mali zorluklara kökten çözüm bulunması gerekiyor.
Bu yasa engelliler için ne getiriyor, yine bunu merak ediyoruz? Tabii ki hak kaybı getiriyor gene baktığımızda. 2008 öncesi sigortalı olan engellilerin aleyhine bir durum ortaya koyuyorsunuz. Getirilen teklifin maddeleri, kurum aleyhine açılan davalarda alınabilecek olumsuz dava sonuçlarını engellemek için hazırlanmış âdeta. Bu durum, engelli sigortalıların aleyhine olan bir tablo, gelen yeni çalışma. 2008 öncesi sigortalı olan engellilerin almış oldukları sakatlık raporlarının bu bağlamda yeniden değerlendirilmesi ve engellilik derecesinin yeniden belirlenmesiyle ilgili açılacak davalarda kurum lehine, engelli aleyhine çıkacak yargı kararlarının zemini hazırlanıyor. Bundan sonra vatandaşın, engelli vatandaşların haklarını vermekle ilgili ne düşünüyorsunuz, kapatmak yerine? Yine, 2008 öncesi sigortalı olan engellilerin engellilik oranları da değiştirilmek isteniyor. Değişikliklerdeki asıl sorun, engellilik raporlarının değiştirilmesi, böylece 2008 öncesi sigortalı olan engellilerin kazanılmış hak olarak tanımlanan haklarının bu değişikliklerle ellerinden alınması söz konusu tabii ki. Yeniden kurul raporu istenecek, 2008 öncesi emekli olan engellilere ilişkin kazanılmış olan haklar ortadan kaldırılıyor.
Anayasa Mahkemesi kararları hiçe sayılıyor. Teklifte Sağlık Bakanlığının sağlık hizmetleri kapsamında bilgi toplama, işleme ve paylaşma yetkisinin düzenlendiği maddeyle iş kazası, meslek hastalıkları, hastalık ve analık sigortası kapsamında verilecek ödenek veya bağlanacak gelirlerin hesabına esas olacak günlük kazancın belirlenmesinde son on iki ayın ortalamasının alınma kararının düzenlendiği maddeler Anayasa Mahkemesinin iptal kararına rağmen eski düzenlemeleri getiriyor sonucunda.
Yargı kararları yine hiçe sayılıyor bu tabloda tabii ki. SGK'nin topladığı veri paylaşımıyla ilgili değişiklik de Anayasa Mahkemesinin iptal ettiği maddenin yeni düzenlemesi de SGK veri sahibinin rızası olmaksızın bankaların, sigorta ve reasürans şirketlerinin, ticaret odalarının, sanayi odalarının, borsaların veya bunların teşkil ettikleri birliklerin personeli için kurulmuş bulunan sandıkların görevlerini yapabilmeleri için ihtiyaç duydukları sağlık verisi dışındaki kişisel veriler ile ticari sır niteliğinde veriler paylaşılabilecek görünüyor. Değişiklik sağlık sektöründe faaliyet gösteren şirketlerin lehine bir düzenleme.
Sonuç olarak, sağlık sisteminin düzelmesi, halkımızın sağlık hizmetlerine kolay ulaşımı, çalışanların haklarının iyileştirilmesi gibi konularda tek bir olumlu maddenin olmadığını bu düzenlemede görüyoruz ve görüşüyoruz ne acı ki.
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.