Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
Konu | : | 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/278) ve 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/277) ile Sayıştay tezkereleri |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 3 |
Tarih | : | 28 .11.2024 |
FETİ YILDIZ (İstanbul) - Sayın Başkan, Sayın Adalet Bakanı, Komisyonun değerli üyeleri, değerli bürokratlar; Adalet Bakanlığı, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay, Ceza İnfaz Kurumları ve Adalet Akademisi bütçeleri üzerine söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, sayın milletvekilleri; bütçe görüşmeleri sırasında bazı tatsız şeyler oluyor, bazen ortamlar geriliyor ama neticede bir medeni ortamda, bir sulh ortamında görüşmelerin devam etmesi, müzakerelerin devam etmesi bizi de ayrıca memnun ediyor. Ancak iktidar karşıtı yayın yapmak şartıyla fonlanan medya kuruluşlarının atraksiyonlarını görmezden gelemeyiz. Her iddiası gün batmadan çöpe atılan politikacıların yaptıklarını görmezden gelemeyiz. Sivil toplum örgütü maskeli yalan üretim merkezlerini görmezden gelemeyiz.
Değerli milletvekilleri, ahlak kuralları aslında bir hukuk kuralıdır çünkü ahlak ve hukuk kuralları, toplumsal düzeni sağlayan kurallar olması nedeniyle birbirinin içine geçmiş kurallardır. Birçok hukuk kuralı aslında bir ahlak kuralıdır.
Değerli milletvekilleri, terör örgütleri ve teröristler -hepimizin bildiği gibi- insanlık düşmanıdır. Bu terör yapılarına finansman sağlayan, eğitim veren, koruyup kollayan ülkeler ve karanlık güçlerle mücadele ediyoruz. Bu çetin mücadelede hakkı ve adaleti ayakta tutmak, herkesin hak ve hürriyetini korumak devletin asli görevidir.
Değerli arkadaşlar, çok kısa sürede aslında önemli şeyler yapıldı. Mesela, Anayasa değişikliğiyle Cumhurbaşkanını seçme hakkı doğrudan Türk milletine verildi; bu bir devrim niteliğindeydi. Cumhurbaşkanının tek başına yapacağı işlemlere karşı yargı yolu açıldı. İşkence suçlarında zaman aşımı, cezaların paraya çevrilmesi ve ertelenmesi kaldırıldı, bu neredeyse elli yıllık bir yaraydı, bu kapatıldı. Vatandaşın mirasçılık belgesini noterden alması sağlanarak yargının iş yükü azaltıldı. İdari yargıda ivedi yargılama, ceza muhakemesinde basit yargılama ve seri muhakeme usulleri yürürlüğe girdi ancak işimiz hâlâ çok. Hapis cezalarının infazında, mapushanelerin iyileştirilmesinde, emniyet güvenlik disiplin uygulamalarında insanlık onuru zedelenmeden toplumla yeniden bütünleşme sağlanmalıdır. Bu insani hassasiyetlere cezaevi idarelerinin duyarlı olmasına da büyük bir memnuniyetle tanık oluyoruz. Onun için, Sayın Bakana da bu konuda teşekkür ediyoruz. Yalnız, hasta tutuklu ve hükümlülerin kaldığı cezaevi revirleri de hastane şartlarına bire bir taşınmalıdır. Bu da çok önemli çünkü revire giden her tutuklu "Beni hastaneye kaldırsınlar." diye bizlere bir şekilde ulaşıyor. Hasta mahkûmlar mümkün olabildiğince, ziyaretçilerinin gelebilmesi için, sosyal rehabilitasyon ortamlarında, evlerine yakın cezaevlerinde tutulmalıdır.
Yine, bizim inancımıza göre, yaratılmışların en şereflisi insandır. Tek başına hayatını idame ettirmekten aciz hâlde bulunan yaşlı ve hasta hükümlülerin siyasi görüşüne, inancına bakılmadan ancak örgütlerin tertip ve tuzakları da gözden kaçırılmadan bilimsel veriler doğrultusunda infaz ertelemesi yapılmalı ve sağlıklarına kavuşturulmalıdır.
Değerli arkadaşlar, tam buraya gelmişken, Dante İlahi Komedya'yı yedi yüzyıl önce yazdı. Yedi yüzyıl önce Hristiyan âlemi, bugün olduğu gibi, İslam'a hem ideolojik hem de fiilen savaş açmıştı. Dante'nin, dönemin İslam düşmanlığının yoğun kültürel ideolojisi altında bu İlahi Komedya'yı yazdığını biliyoruz. Bu savaşın temelinde, İslam kültür ve medeniyetinin yeryüzüne yayılarak İslam adaletine karşı duyulan Batı'daki korku vardı. Dante'nin İlahi Komedyasındaki cehennemin kapısında "Ey oraya girenler, buradan içeri girenler, her türlü ümidi geride bırakın." yazılıdır. Bizim medeniyetimiz, hukuk sistemimiz, bu düşünceyi hiçbir dönemde alkışlamamıştır ve benimsememiştir. İnfaz Kanunu'muzda birçok değişiklik yapılmış, çok söylendiği gibi, yamalı bohçaya dönmüştür, yeniden ele almak şarttır.
Değerli milletvekilleri, yine her seçimden sonra adaylık konusunda: "Bu aday olmalıydı, olmamalıydı. Niçin aday yapıldı?" Tutuklamalar ya da son uygulamalarla kayyum atamalarının önüne geçmek için biz Seçim Kanunu'nu, Siyasi Partiler Kanunu'nu yeniden ele alıp soğukkanlılıkla, suçsuzluk karinesini unutmadan bu işi tartışmak zorundayız. Onun için de bu kanunlara ihtiyaç vardır.
Değerli arkadaşlar, tam burada yeri gelmişken söylemek lazım, herkes söylüyor: Yeni ve sivil bir anayasaya ihtiyacımız var. 12 Eylül darbecileri tarafından parlamenter sisteme göre hazırlanan 82 Anayasası'nda hukuki ve siyasi gerekçelerle 19 defa ve toplam 184 önemli değişiklik yapılmış ve bütün sistematiği bozulmuştur, dili de bozulmuştur ayrıca. Milletvekilliğinde benim ikinci dönemim, milletvekili yemininde 11 defa "ve" demek zorundayım bir paragrafın içerisinde; ve, ve, ve diye. Bazı arkadaşlarımız da ezberlemek istiyorlar, daha çok da yeni arkadaşlarımız, maalesef yemini yarıda bırakıp kâğıttan okumak, metne bakmak zorunda kalıyorlar. Yani Türkiye'mizin yepyeni, sivil nitelikli, geniş katılımlı, millî ve manevi hayatımızın esaslarını kavramış, gerekçeleriyle de gerçekleri yakalamış bir anayasaya ihtiyaç var.
Milliyetçi Hareket Partisi 100'üncü yılda 100 maddelik bir anayasa hazırlamış ve kamuoyuyla paylaşmıştı. Bunu kısaca hatırlatmak gerekirse, dört bölüm; başlangıç, genel esaslar, temel hak ve ödevler, cumhuriyetin temel organları ve son hükümler. Dört kısım 100 maddeden oluşuyor. Başlangıçlar; biliyorsunuz, Anayasa’ya dâhildir ve ruhunu da yansıtır. Başlangıca "Allah'ın lütfu, kardeşlik ruhu ve vatan sevgisiyle ağırlık bulmuş biz Türk milleti..." düsturuyla giriş yapılmıştır. Devletin şekli ve nitelikleri aynen korunarak 1'inci maddede alınmış, son fıkrasında "Bu madde değiştirilemez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez." denilmiştir. Mahmut Bey, oradan dikkatlice bu maddeye bakıyorsunuz.
Anayasa’nın ikinci kısmında temel hak ve ödevler en geniş şekilde güvenceye kavuşturulmuş, hakları düzenleyen tüm maddelerdeki sınırlama sebepleri kaldırılmıştır. Hürriyetin esas, sınırlamanın istisna olduğu yaklaşımı lafta değil gerçek anlamıyla buluşturulmuştur
Değerli arkadaşlar, süre bitti galiba.
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Başkanım, bir dakika var, bir dakika da ek süre veriyoruz.
FETİ YILDIZ (İstanbul) - Peki, teşekkür ederim.
Şimdi, burada, yine, arkadaşlarımızın belki çok dikkatini çekecek; başkanlık sisteminde başkan ve 2 yardımcısının seçilme şartı getirilmiş. Hükûmet programının Meclise sunulması getirilirken Meclis Başkanına ihtilaflarda ara buluculuk görevi verilmiştir.
Çok teşekkür ederim.
Bütçemiz hayırlı olsun.