| Komisyon Adı | : | (10/1899,1900,1901,1902,1903,1904) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
| Konu | : | Komisyonun çalışma takvimine, Komisyonda görevlendirilecek uzmanların belirlenmesine ve Komisyona davet edilecek kişi ve kurumların tespitine ilişkin görüşme |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 27 .11.2024 |
PELİN YILIK (Çankırı) - Ben, buradaki ifadenin sürecin çözümüne katkı sağlamak amacını taşıdığını ve söylendiğini biliyorum ve herkesin vicdanı aynı sorumluluğu, aynı hassasiyeti taşıyor. Dolayısıyla hiçbirimiz birbirimizden farklı düşünmüyoruz, farklı bir noktada da değiliz.
Türkiye'de sağlık hizmetleri kamu ve özel sektör eliyle veriliyor. Dolayısıyla, buradaki konuşmalarımızda da değerlendirdiğimiz süreç içinde de Sağlık Bakanlığının hizmetlerini itibarsızlaştırıcı ya da Sağlık Bakanlığı hiçbir hizmet sunmuyormuş gibi bir yargıdan kaçınmamız gerekiyor çünkü özel hastaneler yoğun bakımları anlamında, acil servis hizmetleri anlamında, ruhsata esas, hizmete esas anlamında periyodik sürelerle denetleniyorlar. Dolayısıyla, burada hastanelerin tamamen kontrol dışı çalıştığını iddia etmek çok zor ama özel sektörde de çalışan çok kıymetli hekimler, sağlık çalışanları, sağlık yöneticileri var, özellikle pandemi döneminde hepsi çok cansiperane çalışmalar ortaya sundu. Dolayısıyla bir kötü olay üzerinden bütün sektörü, bütün sağlık çalışanlarını ya da hekimleri yargılayamayız ama insanın içinde iyisi olduğu gibi kötüsü de var. Dolayısıyla "tape"leri hepiniz okudunuz, hepimiz gördük, vicdanlarımızın asla kabul etmeyeceği konuşmalar geçiyor. Ben burada birazcık da işin diğer boyutuna değinmek istiyorum. Şimdi, Sağlık Bakanlığına ait 2023 yılı verilerine göre yenidoğan yoğun bakım yatak sayısı 4.907, üniversiteye ait yenidoğan yoğun bakım yatak sayısı 1.606, özel sektörün 7.144 tane yenidoğan yoğun bakım yatak sayısı var; 2023 Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğünün verilerine göre bu bahsettiğim rakamlar. Dolayısıyla, özel sektörün yenidoğan yoğun bakım yatakları kullanılıyor sevk aşamalarında ve yenidoğan yoğun bakımının kendine özgü bir yönetmeliği var. İşte, birtakım kriterler var; iki yatağa bir hemşire bakacak, 3 vardiya şeklinde hemşire değişmesi lazım, başında yenidoğan uzmanının olması lazım gibi büyük kriterleri var. Özel hastanelerin suistimale gitmesinin sebebinin arkasında SUT fiyatlarının işte bu maliyetleri, bu hizmeti sunmayı karşılamamasının da yatıyor olduğunu göz önünde bulundurmamız gerekiyor.
Yine, biraz önce bahsettik, bizim konuşmamızın veya gelip burada bizim Komisyonumuza bilgi vermesinin uygun olacağı kişiler arasında bence neonatoloji uzmanları, anestezi ve reanimasyon uzmanları, SGK yetkilileri, Acil Sağlık Hizmetleri Genel Müdürü ve onlara bağlı olarak da 112 Acil Sağlık Hizmetleri Daire Başkanlığının da hasta sevkleri konusunda nasıl bir yöntem izlediklerine dair bence bizim Komisyonumuzu aydınlatmaları uygun olur diye düşünüyorum.
Yine, ikinci bir soru: Ben sağlık sektöründen geliyorum, aynı zamanda kendim sağlık akademisyeniyim. Yoğun bakım özel bir bakımı gerektiren süreç. Bizler, birtakım hemşire arkadaşlarla, sağlıkçılarla yoğun bakımlarda çalışıyoruz ve yoğun bakımdaki uzmanlıkları belli sertifikasyonlarla sağlanıyor bu hemşire arkadaşların ama hemşirelik haricinde yenidoğan hemşiresi olarak üniversitelerin yetiştirdiği alanlar yok. Dolayısıyla, sertifikasyon programlarıyla ya da yeni mezun arkadaşları, tecrübesi az olan arkadaşları buralarda görevlendirmek durumunda kalıyor hastaneler. Dolayısıyla, bence eğitimsel manada yenidoğan hemşirelerinin de eğitimlerine eğilmemiz gerekiyor; nasıl çalışacaklarını, yaptıkları işin sorumluluğunun ne kadar büyük olduğunu, öncelikle, mesleğe başlamadan önce kendi içlerinde de idrak etmiş ve içselleştirmiş olmaları gerektiğini düşünüyorum. Dolayısıyla, bu bakış açısı içerisinde de bizim kendi Komisyonumuzun önemli bir çalışma ortaya koyacağını düşünüyorum. Tabii, bu Komisyonda hiç kimsenin herhangi bir kurumu, herhangi bir yeri, herhangi bir kişiyi savunmak, himaye etmek, onun arkasında durmak gibi bir düşüncesi asla olamaz çünkü ben burayı siyasetin üzerinde bir komisyon olarak görüyorum. Ya, burada kim ne düşünüyorsa hepimiz aynı hassasiyeti ve vicdani sorumluluğu da paylaşıyoruz. Dolayısıyla, bu konuda bakış açımızı daha objektif ve daha şeysiz, arada bir filtre taşımadan yerleştirirsek daha sağlıklı çalışmalar ortaya koyacağız diye düşünüyorum.
Son olarak da şunu vurgulamak istiyorum: Bizlerin denetim yapma gibi bir yetkisi yok. Ayrıca, gidip bir yerlere baskın yaparak denetim yapma... Neyi denetleyeceğiz? Yani ne aşamaları, hangi konular, hangi prosesler denetlenecek? Bunlarla ilgili bizler bir yetki sahibi değiliz ama şu an, kapatılan hastaneler zaten çalışmıyor, onları denetleme gibi bir yetkimiz yok. Belki bahsettikleriniz özel hastaneler, oraları da zaten...
ŞENOL SUNAT (Manisa) - Şaibe çıkmış özel hastaneler.
PELİN YILIK (Çankırı) - Belki onlar olabilir... Ama bizlerin, buradaki hekimler haricinde ya da işte bu alanda çalışan kişiler haricinde herhangi bir yetki ya da bilgi sahibi olmadan hangi mekanizmaları, hangi prosesleri, hangi çalışma sistematiğini denetleyeceğimiz... Bizim için böyle bir şey söz konusu değil, anca bence gidip yerinde gözlemleyebiliriz.
Benim söyleyeceklerim şimdilik bu kadar.
Teşekkür ediyorum.