| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/278) ve 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/277) ile Sayıştay tezkereleri a)Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı b)Karayolları Genel Müdürlüğü c)Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü ç)Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 25 .11.2024 |
ERSİN BEYAZ (İstanbul) - Sayın Başkanım, Sayın Bakanım, Değerli Komisyon üyeleri, milletvekillerimiz ve kıymetli bürokratlarımız; İYİ Parti Grubumuz adına hepinizi saygıyla selamlıyorum. Enflasyon tahmini 2022 yılında yüzde 23,2'ydi ancak yıl sonunda yüzde 64,3 olarak gerçekleşti, 2023 yılında ise yüzde 22,3 olarak belirlenen tahmini enflasyon yüzde 64,8 olarak gerçekleşti, içinde bulunduğumuz 2024 yılı sonunda yüzde 44 civarında enflasyon beklenmektedir; bu kadar öngörüsüzlüğe ne demeli bilmiyorum! Merkez Bankasının bile hesap tutturamadığı bir ülkede ekonominin istikrarından bahsetmek çok komik olacaktır. 2025 yılında enflasyonu yüzde 20'nin altına indireceklerine samimi olarak inandığını söyleyen Mehmet Şimşek'in samimiyetini sorgulamak zorundayız çünkü devlet bütçemiz yüzde 32,7 artarken, enflasyonun yüzde 20'nin altına düşeceğini söylemek inandırıcı değildir. Genel bütçeli kuruluşların 2025 yılı enflasyon hedefinin çok çok üstünde bütçe almaları enflasyonun düşeceğine halkı inandırmamakta ve vatandaşımızın güven endeksini de düşürmektedir. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığımızın bütçesiyle ilgili konulara gelecek olursak; bu güven endeksinin düşmesine ve vatandaşımızın devleti yönetenlere karşı tepkili olmasına sebep olan konuları hep beraber inceleyelim. TÜVTÜRK araç muayenesi... 214 sabit, 6 motosiklet, 75 gezici ve 18 gezici traktör istasyonunda görevli 4.500'ü aşkın çalışanıyla Türkiye'nin tamamında hizmet veren TÜVTÜRK yılda 9 milyonu aşkın aracın periyodik ve yola uygunluk muayenelerini, yaklaşık 4 milyon aracın ise egzoz gazı emisyon ölçümünü gerçekleştiriyor. Adında her ne kadar "TÜRK" olsa da üçlü bir konsorsiyumun yönettiği araç muayene istasyonları merkezi Londra'da olan Bridgepoint, Almanya Münih merkezli TÜV SÜD ve Doğuş Grubu ortaklığında faaliyet gösteriyor. Yapılan her muayeneden alınan bedelin önemli bir kısmı yirmi yıl boyunca artan oranlarda devlet kasasına gelir olarak ekleniyor; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 35'inci maddesine göre son on yıllık işletim döneminde, 2017-2027 araç muayene gelirlerinin yüzde 50'si devlete aktarılmaktadır ve ayrıca, aynı madde hükmü uyarınca muayene süresi geciktirilen her ay için tahsil edilen yüzde 5 gecikme ücretinin tamamı hazineye aktarılıyor. Vatandaşlarımız muayene ücretlerinden ciddi şekilde rahatsız durumdadır; on dakikalık bir muayenede hiçbir teknik düzeltme, mekanik bakım ya da parça değişimi olmaksızın sadece tespit için bu kadar ücret ödenmesi kabul edilebilir değildir. TÜVTÜRK verilerine göre, yıllık 4 milyon aracın egzoz muayenesi araç başı KDV dâhil 256 liradan toplam 1 milyar 24 milyon liraya tekabül etmektedir ve yine, araç muayenelerinden şirketin kasasına yaklaşık 17 milyar lira girmektedir. Toplamda 18 milyarın üzerinde yıllık ciro yapan TÜVTÜRK'ün kazancının yarısı devlete aktarılmaktadır. Her yıl muayeneye giren kamyon, kamyonet, tır ve ticari araçlar için özellikle büyük ekonomik yük hâline gelen TÜVTÜRK muayene ücretleri güncellenmelidir. Gelelim demiryollarına; 2025 bütçe gerekçesinde demir yolları hat uzunluğu planlamasının 13.919 kilometre olduğu, yıl sonunda da planın gerçekleşeceği belirtilmiştir. 2025 sonu hedefi ise 14.275 kilometre demir yoluna ulaşılacağı yani 356 kilometre daha demir yolu yapılması planlanmıştır hatta 2026'da 14.605 kilometre, 2027 yılı sonunda toplam 15.934 kilometre demir yoluna ulaşılacağı belirtilmiştir. Bu verileri neden tek tek açıkladım biliyor musunuz? Strateji ve Bütçe Başkanlığının hazırladığı bir önceki yılın bütçe gerekçesinde 2023 yılı için planlanan demir yolu hattının 15.195 kilometre olduğu görülüyor; anlayacağınız şudur ki 2027 yılına geldiğimizde, eğer yapılırsa 2023 demir yolu hedeflerine daha yeni ulaşmış olacaksınız. Kısacası, AK PARTİ iktidarı beş yıl geriden geldiğini kendi gerekçelerinde, kendi raporlarında itiraf etmiş oluyor. Gelin, 2023 bütçe gerekçelerine bakalım yani 2022 yılı verilerine. 2022'de planlanan demir yolu hat uzunluğu 13.934 kilometre; bu rakam şu an görüştüğümüz 2025 bütçesindeki verilerden daha fazla bir demir yolunu öngörüyor ve 2022 yıl sonu tahminî gerçekleşme olarak ise 14.227 kilometre olarak verilmiş. 2023 hedefi nedir? O da 15.195 kilometre. Anlaşılan odur ki iktidar her yıl kafasına göre bir hedef belirliyor, hedefi tutturmak şöyle dursun, üç dört sene gerideki hedefleri bile tutturamayıp 500 sayfalık gerekçelerle nasıl olsa anlaşılmaz diye önümüze getiriyor ama biz İYİ Parti olarak vatandaşımızın vergilerinin nereye gittiğini, bu ülkenin nasıl yönetildiğini, kamu harcamalarının nasıl yapıldığını ve ülkemizin geleceğinin nasıl heba edildiğini çok iyi biliyoruz. Karayollarıyla ilgili verilere bakacak olursak, AK PARTİ iktidarının en çok üzerinde durduğu, hatta yirmi iki yıllık iktidarlarında en çok gururlanarak anlattığı otoyol meselesini masaya yatıralım. 2024 sonu itibarıyla planlanan toplam bölünmüş yol hedefinize ulaşamadığınız raporlarda bellidir ve 2025 hedefiniz ise 30.018 kilometre olarak kaydedilmiştir, 2026 hedefiniz 30.494 kilometre, 2027 hedefiniz ise 31.148 kilometre olarak raporlanmıştır. Dikkat ederseniz, yine önümüzdeki yılları özellikle zikrediyorum. 2022 yılında yayınladığınız rapora göre, 2024 yılı sonunda 29.918 kilometre yol yapılacağı planlanırken içinde bulunduğumuz dönemde bu hedefin 250 kilometre gerisinde kalındığı görülmektedir ve yine, 2022'deki raporda 2025 hedefiniz 30.300 kilometreyken bugün elimizdeki gerekçede bu hedef 30.018 kilometreye düşmüştür. Buradan şunu anlıyoruz: AK PARTİ iktidarı üç sene önce verdiği sözü bile tutmamış, sözünü tutmadığı gibi, geldiğimiz noktada eksik iş yaparak gelecekteki yatırımları da aksatmıştır ve yine rakamlarla oynayarak hem geçmişe dönük hem de geleceğe dair verileri aldatıcı bir sistemde bilgimize sunmuştur. 2007 yılında 1.900 kilometre olan otoyol uzunluğumuz bugün 3.796'ya çıkmıştır ancak aynı dönemde bizden daha küçük alana sahip olan İspanya, İrlanda, Macaristan, hatta Türkiye'nin yarısından bile küçük olan Polonya gibi ülkelerde bizden daha çok otoyol yapılmıştır. Bu ülkelerden İrlanda yüzde 240, Romanya yüzde 194, Polonya yüzde 147 kat otoyol uzunluğu artırmıştır. Malumunuz, yirmi iki yıldır meşhur bir "Yol yaptılar." sloganı dinliyoruz ama görünen hiç de öyle değil ve Afyonkarahisar Milletvekilimiz Sayın Hakan Şeref Olgun'un sürekli dile getirdiği Çay-Dinar Kara Yolu bu konuda çok yerinde bir örnek olacaktır. Her geçen gün Çay-Dinar Kara Yolu üzerinde meydana gelen kazalar can kayıplarına yol açmaktadır ve bu durum artık dayanılmaz bir noktaya gelmiştir. Bu yolun yapılmaması ve atıl bırakılması hem trafik yoğunluğu hem de bölge halkının, özellikle tarım ve hayvancılıkla uğraşan kesimin kullanımı açısından büyük riskler taşımaktadır. Afyonkarahisar'ın diğer yolları modernize edilirken bu yol yıllardır bekletilmekte ve ihmal edilmektedir. Çay-Dinar yolunun 2025 Yatırım Programı'na alınacağı söyleniyor ancak daha önce de çok kez vaat verilmesine rağmen hiçbir adım atılmadığı da biliniyor. Bütün bu vaatler ve geçiştirilen açıklamalar halkımızı artık tatmin etmiyor ve artık vaadin değil somut icraatın zamanı gelmiştir. Bu yol bir an önce bölünmüş yol hâline getirilmelidir; aksi takdirde, bu yolu "ölüm yolu" olarak hatırlayacak ve her geçen gün yeni bir acı yaşayacağız. Yine, memleketim Gümüşhane'nin Tersun Yolu da buna benzer bir akıbet yaşamaktadır. Anadolu coğrafyasını Karadeniz'e bağlayan Gümüşhane Tersun Dağı'na yapılacak bir tünel bölge trafiğini daha güvenli hâle getirecek, kombine ulaşım konusunda ülkemizin iç ticaret hacmine de büyük katkı sağlayacaktır ve bununla birlikte, mesafeyi 19 kilometre kısaltacak olan yolun yakıt ve zaman tasarrufuyla bölge ulaşımına büyük faydası olacaktır. Gümüşhane Tersun Yolu'nu sadece şehrimiz özelinde değil Zigana Tüneli'nin de bağlantı tüneli olarak değerlendirmek gerekiyor ve bu bağlamda yapılacak Tersun Tüneli daha da önem kazanıyor. Yine, bir türlü bitirilemeyen ve ertelenen Gümüşhane Köse Havaalanı'nın yapım çalışmalarının hızlandırılması ve havaalanının Gümüşhane bağlantı yolu olan Köse Dağı Tüneli ve bu hattı besleyen bağlantı yollarının bir an önce tamamlanması gerekmektedir. Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün yap-işlet-devret projelerinin akıbeti bellidir. Malumunuz, otoyollar ve köprüler, Özelleştirme Yüksek Kurulunun 15.10.2010 tarih ve (2010/88) sayılı kararıyla özelleştirme kapsam ve programına alınmıştır. Bu çerçevede, bugün kullandığımız otoyollarda ve köprülerde geçiş ücreti ödemekteyiz. Bu geçiş ücreti tarifeleri ise sürekli zamlanmakta ve sürücülerimizin canına tak ettirmektedir. Vatandaşımız içten içe isyan etse de son on dört yıldır fahiş fiyatlarla otoyol ve köprülere geçiş ücreti ödemektedir. Daha da kötüsü ise otoyol ve köprüleri hayatında görmemiş, arabası olmayan, taşra kentlerden büyük şehirlere yolculuk etmemiş yani otoyol ve köprülerin üzerinden bir kez dahi geçmemiş vatandaşımız da bu yollara vergileriyle para ödediğini bilmelidir. AK PARTİ iktidarının mali politikaları arasında meşhur bir propaganda cümlesi vardı "Vergilendirilmiş gelir kutsaldır." deniliyordu. Bugün, gelirinin vergisini ödeyen 85 milyon vatandaşımızın cebinden çıkan paralarla geçiş garantisi ödenen bu yatırımların daha yıllarca milletimizin sırtına yük olacağı bilinmelidir. Geçiş garantili yol ve köprülerden ne kadar zarar ettiğimizi, geleceğimizin nasıl ipotek altına alındığını, milletimizin vergilerinin her yıl bu köprü ve yolların garanti geçişlerine nasıl gittiğini halkımız çok iyi biliyor. Avrasya Tüneli geçişleri geçen yıl bu zamanlar otomobil için 56 liraydı, hafif ticari araçlar 79 lira 50 kuruşa geçiyordu, motosikletler ise 10 lira 35 kuruşa geçiyordu. Bu ücretlere son bir yılda birden fazla zam geldi. Bugün otomobil için 156 lira, hafif ticari araç için 234 lira, motosiklet için 60 lira 80 kuruş ödenmektedir. Bu rakamlar otomobil için yüzde 178, hafif ticari araçlar için yüzde 194, motosiklet için yüzde 487 oranında artmıştır. Bu artış oranları insafsızlığın da ötesinde milletimize zulüm etmekten başka hiçbir şey değildir. Bu zulüm, kelime olarak yetkili mercilerin resmî Twitter hesaplarında sadece güncelleme olarak karşılık bulmaktadır. Bu güncellemeye ek olarak her yıl yüzde 5 oranında artan araç geçiş garantisiyle ödeme yükümüzün artacağını da unutmamak gerekmektedir. Sözleşmenin biteceği 2041 yılında günlük araç garantisi 77.202 olacak. Avrasya Tüneli'nin yapım maliyeti, 1 milyar 245 milyon dolar yıllık işletme maliyeti ve kredi faiz ödemeleriyle toplam 2 milyar dolar civarında maliyeti var. Hesaba göre 2041 yılında işletmeciye 4 milyar 685 milyon dolar para ödemiş olacağız. Bu para, Avrasya Tüneli'nden geçen geçmeyen tüm vatandaşlarımızın cebinden çıkacak. Emeklimize, memurumuza, çiftçimize, esnafımıza, öğrencilerimizin burs ve kredilerine ve özellikle yılda bir kez asgari ücretli vatandaşımıza yapılan sözde güncellemeler yani zamlar büyük pazarlıklarla yapılırken geçiş garantili köprülere ve yollara defalarca ve yüksek oranlarda zam yapmaktan geri durmayan iktidarın hızına yetişilmiyor. İktidar, bu gafletinden ve bu zulmünden acilen vazgeçmelidir. "Yirmi iki yıldır iktidardayız." diye övünen ve yirmi iki yıldır Türk milletinin oyunu alan AK PARTİ iktidarı halkına bu zamları, bu hayat pahalılığını, bu enflasyonu reva görerek büyük bir dalaletin içine düşmüştür. Osmangazi Köprüsü'nde de durum farklı değil. Garanti araç sayısı gerçekleşmeyen köprüde, her gün milletimizin cebinden çıkan para artarak devam etmektedir. Bu yap-işlet-devret projeleriyle iktidarın nasıl bir soygun ve vurgun düzenine çanak tuttuğunu iyi biliyoruz. İktidar, projelerin çeyreğini ve işlem şeklini de sır gibi saklıyor. Maliyet ve para konularındaki sorulara devlet sırrı gibi garip bir cevap veriyor. Osmangazi Köprüsü'ne günlük 40 bin araç geçiş garantisi verilmiştir. Geçiş ücretleri ise araç başına 35 dolar artı KDV olarak belirlenmiştir. Yani araç başına 1.400 liranın üzerinde bir ödeme yapılması gerekiyor. Bugün Osmangazi Köprüsü geçiş ücreti otomobil için 555 liradır, hafif ticari araç için 890 lira, motosiklet için 390 lira, ağır tır ve kamyonlar ise 1.400 ve 1.765 liradan geçiyorlar. Geçiş ücretini kurtaran tek sınıf beşinci sınıf araçlardır. Takdir edersiniz ki Osmangazi Köprüsü'nden günde 40 bin tır da geçmemektedir. Sayın Bakanın açıklamalarından bayram tatillerinde geçiş garantisini sağladığımızı öğreniyoruz. Ancak nedense normal günde kimse bu konuya değinmiyor. Bugün Osmangazi Köprüsü'ne günlük 57 milyon 120 bin lira, yıllık yaklaşık 21 milyar lira ödeyeceğiz. Sadece bir köprünün yıllık geçiş garantisi israfıyla ünlü Cumhurbaşkanlığı bütçesinden yüzde 30 daha büyük. Tam on iki yıl önce, bugün kullanıma açılan Kütahya Havaalanı'na 2023'te 1 milyon 317 bin 733 yolcu garantisi verildi; havaalanını sadece 43.200 yolcu kullandı. Garanti tahmininden sapma yüzde 96,7 oldu. İnanabiliyor musunuz? Yüzde 96,7 sapma olmasını nasıl açıklayacaksınız? Yapım maliyeti 50 milyon euro olan havalimanı için 2012-2023 döneminde müteahhide ödenen garanti tutarı 66 milyon euroyu geçmiş durumdadır. Projeyi yapan şirket şimdiden maliyetini karşılamış durumdadır. 2044'e kadar yılda 100 bin kişinin bile uçmadığı havalimanına her yıl milyonlarca yolcu garantisi ödemeye devam edeceğiz. Her yıl milyarlarca lira zarar eden yollar ve köprülerden bahsedecek olursak sabaha kadar görüşmelerimiz devam eder. Peki, konuşmamda özellikle üzerinde durduğum garanti ödemelerinde, müşteri garantili projelerde uyuşmazlık işlemlerini ve çözümlerini hangi mahkeme yapıyor biliyor musunuz? Türk mahkemeleri yerine Londra Uluslararası Tahkim Mahkemesi. "Osmanlı torunuyuz." diye gezen ve belli kesimin samimi duygularını suistimal eden iktidar, Osmanlı Devleti'nin dünyaya adalet dağıttığı dönemleri daha iyi okumalıdır. Gayrimüslimlerin bile Türk hukukuyla yargılanmak istediği bir devletin mirasçıları olarak bugün Londra mahkemelerinde dava görülmesi yerli ve millî olan iktidarımızın en büyük utancı olmalıdır. Esasen buradan iktidarımıza uluslararası arenada güvenilmediği sonucunu kolaylıkla çıkarabiliriz. Bu utanç da AK PARTİ iktidarına yetecektir. Sayın Başkan, Kamu İhale Kanunu'nda pazarlık usulüyle yapılan -4734 sayılı Kanun kapsamındaki- ihalelerin alt maddelerine göre dağılımına baktığımızda 2023 yılı ihale türlerinin alım tutarı 584 milyar 919 milyon olarak gerçekleşmiştir. İhalelerin 21/b kısmına baktığımızda yani istisna maddesine geldiğimizde alımların 562 milyar 130 milyon olarak yapıldığını görebiliriz yani pazarlık usulüyle kamu alımlarının yüzde 96,11'inin istisnadan yapıldığı anlaşılmaktadır. AK PARTİ iktidarında istisnaların kanun olduğuna, kanunların ise istisna hâline geldiğine şahit oluyoruz. 2020 yılında yüzde 90'ları aşan; 2021 yılında yüzde 89; 2022 yılında yüzde 91,3 olan; 2023 yılında da yüzde 96,11 olarak gerçekleşen Kamu İhale Kanunu 21/b'ye göre istisna alımlar AK PARTİ döneminde artık istisnadan kanuna dönüşmüş durumdadır. Hukukumuzu basitleştiren ve önemsizleştiren bu tutumdan iktidar vazgeçmelidir. 2024 yılının ilk altı ayına bakacak olursak 302 milyarın üzerindeki kamu alımlarının yine 283 milyara yakını 21/b üzerinden yapılmıştır. Bu oran yüzde 93,64 olarak gerçekleşmiştir. Yıl sonunda da yüzde 95 gibi bir oranla tamamlanacağını öngörmekteyiz. Kısacası, iktidar bu huyundan vazgeçmemektedir. Özellikle öğrencilerimiz ve gençlerimiz adına da önemli bir konudan bahsetmek istiyorum. İnternet, çağımızın olmazsa olmazıdır. Hemen hemen tüm işlemlerimizi artık internette yapıyoruz. Ülkemizin internet hızı dünyanın birçok ülkesinin gerisinde kalmış durumdadır. Türkiye, internet hızı açısından dünya ülkeleri arasında 59'uncu sıradadır. Bu sıralama dünya kentleri üzerinden değerlendirildiğinde Ankara 84, İstanbul 89'uncu sırada yer almaktadır. Dünyanın göz bebeği İstanbul'da ve cumhuriyetimizin payitahtı Ankara'da da ülkemizin internet kalitesinin de altında hizmet alıyoruz. Elektronik haberleşme altyapılarını iyileştirmemiz ve yeni nesil altyapılar kurmamız gerekmektedir. Zayıf internet ağı kullanımımıza veya yavaş olmasına rağmen bir de Avrupa'dan daha pahalı internet kullandığımızı ne kullanıcılara anlatabilirsiniz ne de gençlerimize. Gençlerimizin dünyanın farklı ülkelerinde kendi yaşıtlarıyla mücadele etmesi için bu internet skorları uygun olmadığı gibi bu durum ülkemize de yakışmamaktadır. İnternet altyapılarımızın güçlendirilmesi, veri indirme ve veri yükleme hızlarımızın özellikle yükseltilmesi gerekmektedir. Tüm bu konuştuğumuz eksiklikler, aksaklıklar milletin sırtına bindirilen yüke karşın yandaşın cebinin dolduğu ihaleler iktidarın yüzünü bir an olsun kızartmıyorsa söylenecek sözümüz yok. Garanti ödemelerini dövizle yapan iktidarı, iktidarın sebep olduğu ekonomik krizi, bahsettiğim bütün borçların korkunç bir hâle geldiğini unutmamamız gerekiyor. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.