KOMİSYON KONUŞMASI

HAKKI SARUHAN OLUÇ (Antalya) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Bakan, Sayın Bakan Yardımcıları ve değerli bürokratlar; hoş geldiniz.

Ben bir Antalya Milletvekili olarak Antalya üzerine konuşmayacağım Sayın Bakan, rahat olun. Şimdi, burada, AK PARTİ'li vekilleri biraz evvel dinlerken aslında bir tablo ortaya çıktı, onun üzerine de konuşmak istiyordum; RTÜK konuşacağım. Şimdi, biz hep RTÜK'e kızıyoruz, RTÜK'ün Başkanına kızıyoruz, eleştiriyoruz, çok olmuştur benim eleştirilerim -kendisi de burada, şu anda içeride değil ama duyuyordur- fakat gördük ki burada aslında AK PARTİ'li vekiller RTÜK'ün daha fazla yasak koymasını, daha fazla ceza kesmesini istiyor, o konuşmaları sizler de dinlediniz. İçeriğini tartışmıyorum ama sonuç olarak baktığımızda siyasi irade RTÜK üzerinde bir baskı uyguluyor. Ben demiyorum ki RTÜK Başkanı ve RTÜK üyeleri sütten çıkmış ak kaşıktır ama belli ki bir siyasi irade baskısı var orada. Bunun bir örneğini şimdi gördük.

Şimdi, Sayın Bakan, RTÜK anayasal bir kurul biliyorsunuz. Anayasal bir kurul olarak RTÜK'ün tarafsız olması gerekiyor. Anayasa hepimizi bağlıyorsa ve öyle bir kurulsa da tarafsız davranması gerekiyor. Maalesef -sonunda söyleyeceğimi başında söylemiş olayım- RTÜK tarafsız davranmıyor, buradan bunu bir kez daha konuşmak istiyoruz. Yani, tarafsızlık vasfını yitirmiş vaziyette. Denetim organı aslında RTÜK fakat aslında tamamen bir ceza kesme kurumu hâline gelmiş. Şimdi, RTÜK benzeri kurumlar dünyanın başka yerlerinde de var, onlar da ceza kesiyorlar. Benim hani "Ceza kesmez RTÜK." diye bir fikrim yok ama RTÜK'ün sadece ceza kesmekle konuşulur ve tanınır bir kurul hâline gelmesi biraz tuhaf. Düzenleyici ve denetleyici bir kurul olması lazım anayasal bir kurul olarak. Bir, bu düzenleyici ve denetleyici olmanın anlamı yani medya alanında -görsel medya, sosyal medya, işte, dijital medya, bütün alanları kastediyorum- düzenleyici olmak demek aynı zamanda o alanın gelişmesine yol açacak kimi projelere kimi teşviklere sahip olması demek yani yol gösterici olması demek. Halbuki RTÜK bizde sadece "ceza kesici" olarak iş görüyor ve sorunların çözümünde yayıncılık politikasının ve anlayışının geliştirilmesi doğrultusunda bir şey yaptığını doğrusu çok fazla bilmiyoruz, duymuyoruz. Yani, düzenleyici olma rolünü kullanmıyor esas itibarıyla. Şimdi, birincisi bu.

İkincisi: Ceza kesiyor dedim; evet, ceza kesiyor gerçekten. Baktığımızda -rakamları söylememe gerek yok, vakit de kaybetmeyeyim çünkü RTÜK Başkanının elinde zaten bütün rakamlar var- şöyle bir durumla karşı karşıya kalınıyor: Yani, daha çok, muhalefet rolünü üstlenmeye çalışan kanallara ceza kesiliyor. Bu lafımı özellikle seçerek söyledim çünkü biz muhalefet partisiyiz diye, hani adına "muhalif kanal" denilen herkesin de muhalif kanal olduğunu düşünmüyorum doğrusu ya da şöyle söyleyeyim: Burada o kanalların temsilcileri de vardır, onlar da kayıtlarına alsınlar; muhalif kanalların bazıları aslında eleştirdikleri kanalların özelliklerine bürünmüş vaziyetteler; hepsini suçlamayayım hadi ama bazıları öyle. Yani medya etiği açısından bizim, iktidarın yanında yer alan kanallarda eleştirdiğimiz ne varsa "muhalif kanal" adlı kanallarda da aynı şeyleri görmeye başladık. Dolayısıyla, hani "Üzüm üzüme baka baka kararır." diye bir laf var, burada biraz öyle olmuş vaziyette. O yüzden, ben, hani muhalefet partisiyiz diye "Bütün muhalefet kanalları çok iyi, medya etiğine uygun yayınlar yapıyorlar." falan diye bir iddiaya sahip değilim, onları da eleştiriyoruz; kızabilirler ama olsun, biz yine de eleştirimizi dile getirmiş olalım ama buna rağmen, sadece kendisine böyle bir işlev yüklemiş olan kanallara ceza kesiliyor olması RTÜK'ün tarafsız olmadığını gösteren en önemli işaretlerinden bir tanesi. Yoksa, biz, RTÜK'ün tarafsız bir anayasal kurul olarak işlemesini elbette ki isteriz, elbette ki düzenleyici bir rolünün olmasını, medya alanını geliştirici bir rolünün de olmasını isteriz çünkü bütün dünyadaki gelişmelere bakacak olursak dijital medyadan görsel medyaya kadar alanlardaki gelişmeler çok hızlı seyrediyor, teknolojik gelişmeler çok hızlı seyrediyor ve bunların yaratacağı imkânları iyi kullanmak, sorunları da azaltmak açısından RTÜK'ün önemli bir görevi olabilir ama maalesef bunu RTÜK yerine getirmiyor ve esas sorun şuradan kaynaklanıyor: Tarafsızlık zedelenirken halkın haber alma hakkı engelleniyor ve ifade özgürlüğü engelleniyor yani evrensel haklar açısından sıkıntılı bir durum yaşanıyor, buna işaret etmek istiyorum.

Şimdi, geçen gün bir ceza kesilmiş yani bunu konuşmadan edemeyeceğim, o kadar sıcak bir konu ki bizim için. Biliyorsunuz, sizin yürütmeniz seçilmiş belediyelere kayyum atıyor. Geçtiğimiz günlerde bu kayyum atanmış belediyelerden bir tanesi Mardin Büyükşehir Belediyesi. Ahmet Türk'ün adını duymuşsunuzdur, biliyorsunuzdur. Ahmet Türk'ün kayyum atandıktan sonra televizyonda yaptığı bir konuşma var, bundan dolayı bir televizyona ceza kesilmiş. Şimdi, Ahmet Türk, 2015 yılında Mardin'de Belediye Başkanı seçilmiş, 2016 yılında kayyum atanmış. 2019 yılında Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı seçilmiş ve yine 2019 yılında, aradan beş ay geçince kayyum atanmış. Ahmet Türk, 2024'te bir daha Büyükşehir Belediye Eş Başkanı seçilmiş, yeniden kayyum atanmış. Şimdi, niye bunu söylüyorum? 3 kere halkın iradesiyle göreve gelmiş olan ve 3 kere siyasi darbe yoluyla halkın iradesinin gasbedildiği bir şekilde yerine kayyum atanıyor. Şimdi, Ahmet Türk tepkisini dile getirmiş, bundan dolayı ceza mı kesilir Allah aşkına? Böyle bir şey olabilir mi? 3 kere sandık iradesinin, seçim hukukunun yerle bir edildiği, ayaklar altına alındığı bir şeyden bahsediyoruz ve Ahmet Türk herhâlde Türkiye'deki en barışçıl, en mutedil insanlarımızdan birisidir, hepimizin ağabeyidir. Şimdi, niye bunu söylüyorum? Yani, RTÜK ceza keserken de bir ortama da bakmalı. Hepimiz öfkeleniyoruz bu tür durumlarda çünkü demokrasiye hançer vuruluyor, hançer, tabii ki tepki göstereceğiz demokrasiye hançer vurulduğu zaman.

Şimdi, son olarak değinmek istediğim, hani, RTÜK'ün tarafsızlığı konusundaki soru işaretleri hakkındaki fikrim başka nereden kaynaklanıyor? Şöyle bir şey olabilir mi Sayın Bakan: Birçok kanal var değil mi, hepsini sayamayacağım burada, birçok kanal var; ya, yine kibarca ifade edeyim, iktidara yakın olan kanallar da 7/24 yayın yapıyor, değil mi; ya, bunlar 7/24 yayın yaparken bir tane usulsüzlük yapmıyorlar mı, bir hataları olmuyor mu bunların hiçbir zaman ceza kesilmiyor onlara? Ya, bunlar insan değil mi yani her insan hata yapar, hiç hataları olmuyor bu kanalların, yıllardan beri olmuyor. Bu biraz tuhaf bir şey yani hiç kimse için inandırıcı bir şey olamaz bu durum. Dolayısıyla, bu konudaki tarafsızlığa halel getirildiğine dair fikrimiz buradan da kaynaklanıyor. Biz de çok maruz kaldık buna. RTÜK Başkanı Sayın Şahin de bilir bunu, ben HDP Grup Başkan Vekiliyken en az 13-14 tane, belki 15 tane başvuruda bulundum usulüne uygun bir şekilde "Hangi yayında, hangi hakaret yapıldı?" diye. Vallahi RTÜK hiçbir tanesini almadı gündemine. "Tamam yani almıyorsa yapacak bir şey yok, biz görevimizi yapalım." dedik fakat bir süre sonra ben başvuru yapmaktan da vazgeçtim çünkü baktım ki boşa enerji harcıyoruz. O zaman "Allah’a havale edelim bu işi." dedik, bıraktık bunu.

Dolayısıyla, RTÜK’ün gerçekten anayasal bir kurul ve tarafsız bir kurul olarak çalışması gerekiyor. Biz bunu istiyoruz ama bunun için herkesin biraz çaba sarf etmesi lazım. Özellikle AK PARTİ’li vekillerin, RTÜK’ten yeni yasaklar ve cezalar istemek yerine, RTÜK’ün daha demokratik davranmasını talep edip o yönde teşvik etmelerini sağlamaları çok faydalı olacaktır diye düşünüyorum.

Teşekkür ediyorum dinlediğiniz için.