KOMİSYON KONUŞMASI

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Bakan, diğer arkadaşlarımın da söylediği gibi, belki de en önemli bakanlıklardan bir tanesinin koltuğunda oturuyorsunuz. Daha önce de çok önemli koltuklarda oturdunuz, MİT Müsteşarlığınız var.

Ben, size, öncelikle bir teşekkür etmek, bir de eleştiride bulunmak istiyorum. Teşekkür ediyorum çünkü bütçeye bürokratlarınızla beraber geldiniz ve koridorlarımız bugün çok boş yani yüzlerce polisle, korumalarla beraber gelmediğiniz için teşekkür etmek istiyorum size.

Eleştirmek istediğim bir nokta var: Çok teşekkür ederiz, sağ olun, kesenize bereket diyelim; herhâlde siz bunları bize ikram ettiniz. Yani, sağ olasınız, teşekkür ederiz ama şimdi, bu kadar bir kutunun içinde ve pahalı bir kutunun içinde açınca 3 tane şey gördük. Yani tasarruf tedbirlerini size hatırlatmak isterim, daha iktisadi bir şekilde ikramlarınızı bize ulaştırabilirdiniz. Bu konuda da eleştirimizi sunmak istiyorum. Yani şöyle: Biz milletvekiliyiz, bu milletin milletvekiliyiz. Tabii ki itibar önemli, yurt dışındaki konsolosluklarımızda, büyükelçiliklerimizde gelen misafirlerimizi hak ettiği şekilde ağırlayın ama biz burada milletvekiliyiz yani bu plastik şeyde de gelseydi biz yerdik; bir sıkıntı olmazdı.

Şimdi, dediğimiz gibi, önemli bir koltukta oturuyorsunuz. Şimdi, bu dış ilişkiler hakikaten de uzmanlık gerektiren iş ve benim uzmanlık alanıma giren bir şey değil. Yani ben size burada uzun uzun Suriye politikasından, Irak politikasından bahsetmek istemiyorum; onu çok iyi yapan arkadaşlarımız var, sabahleyin zaten çok değerli Sayın Büyükelçimiz bu konuda görüşlerini iletti, benden sonra arkadaşlarımız da sizlere iletecek.

Ben bazı güncel olaylardan bahsetmek istiyorum, arkadaşlarım da bahsetti; işte, çok ciddi bir vize engel sorunu var yani bunu siz de biliyorsunuz, arkadaşlarımız da anlattı. Şöyle bir tarama yaptım yani gazetelerden bir tarama yaptım, hakikaten de gazetelerin manşetlerini de şenlendirmiş çok değişik olaylar var ve her şeyi de etkilemiş, ticaretten aile hayatına her şeyi etkilemiş. Mesela "Türk ihracatçılar vize engeline takıldı." diye bir manşet var, "Stant açıldı ama iş insanları yetişemedi, akrabaları geldi." Almanya'da bir tane fuar varmış, orada stant kiralamışlar, yüklü ücretler de vermişler, belki devlet desteği de vardır büyük ihtimalle burada fakat vize engeline takıldığı için bu ihracatçılarımız, oradaki gurbetçi akrabaları stantlarda durmak zorunda kalmışlar. Başka ne var? Mesela, Adana Demirspor kamp yapmak istemiş, İtalya'ya gitmek istemiş fakat vize engeliyle karşılaştıkları için İtalya'da kamp yapamamışlar. Devreye Millî Takım Antrenörü Vincenzo Montella girmiş, o bile bu işi halledememiş ve kamp Bolu'da devam etmek durumunda kalmış. Hayaller İtalya, gerçekler Bolu; böyle bir olayla karşı karşıyayız: Bir manşet: "Ödül aldı, vize alamadı." Bakın, Hollanda Kraliyetinden onur ödülüne layık görülen yönetmen ve çağdaş sanatçı Kutluğ Ataman ödül almak için vize engeline takılmış, Hollanda'ya gidememiş. Manşet güzel "Ödül aldı, vize alamadı." Volkan Konak, sanatçımız, vize alamayınca Almanya konserini iptal etmek durumunda kalmış. Bakın, bu çok enteresan, güzel bir haber: "Polis vize krizi nedeniyle kendi düğününe katılamayacak." Bir polis memurumuzun Almanya'da nişanlısı varmış, Alman vatandaşı; Almanya'da düğün yapacaklarmış, annesiyle beraber başvuruda bulunmuş ancak ona vize çıkmadığı için vize engeliyle karşı karşıya kalmış durumda. Başka, mesela, özellikle nakliyecilerimizde ciddi sıkıntılar olduğu söylenmekte.

Schengen vize başvuru ret oranında hakikaten de çok ciddi bir artış söz konusu. 2023 rakamlarına baktığımız zaman, yüzde 16,1. Evet, genel itibarıyla bakıldığı zaman, bütün ülkelere totalde baktığınız zaman, Schengen vizesinde başvuru ret oranında ciddi bir artış söz konusu ama mesela, 2017 yılında totalde yapılan başvuruların yüzde 8'i, 2015 yılında yüzde 6,21'i reddedilirken totalde, Türkiye'nin ret oranı yüzde 3,9'muş; bugün bu oran yüzde 16,1'e çıkmış, bu da büyük bir problem. Şimdi, vize ret problemi var, bir de ayrıyeten de randevularda çok ciddi sıkıntı var; bunu siz de biliyorsunuz, benden önceki arkadaşlarım da bunu dile getirdi. Bilhassa bazı ülkelerden randevu almak bile neredeyse imkânsız. Amerika Birleşik Devletleri'ne ilk defa başvuran insanların 2025'in Ekim ayına randevu aldığı söylenmekte, Polonya'da çok ciddi sıkıntı var ve tabii, bu sıkıntılar da bir şeylerin karaborsasına... Ortada bir şey yoksa olmayan bir malın da karaborsası oluyor; bu, karaborsanın da çıkmasına sebebiyet vermiş. Basından takip ettik, ciddi iddialar var. Buna göre, Schengen vizesine başvuran yurttaşların randevu alamadıklarından ve bu yüzden de randevuların karaborsaya düştüğünden bahsediliyor. Özellikle birkaç yıldır Polonya için vize başvurularında bu sorun ortaya çıkmış. Vize başvuru merkezlerinin randevu sistemlerini yakalayabilmek için bot yazılımlar üretildiği ve acentelerin uyarı sistemi kurarak randevuları öncesinden satın alıp randevu arayan vatandaşlara yüksek fiyatlarla sattığı iddialar arasında; bunu da önemli olarak buluyoruz.

Bir de şundan bahsetmek istiyorum: Biraz evvel "Bu konuyu kapatalım" dediniz yani biraz evvel Cevdet Milletvekilim şöyle bir şeyden bahsetmişti; biliyorsunuz, kanunla bir Dışişleri Teşkilatını Güçlendirme Vakfı kurmuştuk ve şunu sormuştu: "Bu vakıf kanununa göre vakıf üniversite kurabiliyor ve bunun için de herhangi bir yer tahsis ettiniz mi, yer verdiniz mi?" demişti, siz bunun imkânsız olduğunu söylemiştiniz biraz evvel; yanlış mı anladık biz? Sayın Bakanım, biraz evvel bir açıklama yapmıştınız bu vakıfla alakalı "Böyle bir şeyin olmasının imkânı yok." demiştiniz.

DIŞİŞLERİ BAKANI HAKAN FİDAN - Vermedik, verme niyetimiz de yok, veremeyiz de; onu söylüyorum. Yani bu tarz bir şeyi ona... Ben kendi imzamla bir şey veremem.

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Şöyle; "Veremeyiz." diyorsunuz ama biz kanuna baktık, kanunun 3'üncü maddesi neyi düzenliyor? Vakfın faaliyetlerini düzenliyor. Buna göre, 3'üncü maddenin (b) bendinde şöyle diyor: "Bakanlığa ait veya tahsisli olup, güncel olarak ihtiyaç duyulmayan taşınmazların ilgili mevzuat hükümlerine uyulmak suretiyle Bakanlık yararına değerlenmesine yönelik çalışmalar yapmak." Yani bu, vakfın kanununda var ve "Yükseköğretim kurumları kurmak." Yani bu yapılabilir; buna siz imza atmamış olabilirsiniz, böyle bir niyetiniz olmayabilir ancak sizden sonra o koltuğa oturacak olan bakan, bu kanunun 3'üncü maddesinin (b) ve (c) bentleriyle bunu yapabilir, bunun önünde bir engel olduğunu ben düşünmüyorum. Arkadaşımız da o maksatla bir soru sormuştu size.

Sayın Bakanım, bir de en önemli konulardan bir tanesi de bu kariyer dışı büyükelçi atamaları. Yani biraz evvel söyledim ben, Bakanlığın uzmanlık gerektirdiğini ve ben bile milletvekili olarak bu konuda uzman olmadığım için genellikle güncel olaylardan bahsedeceğimi söyledim ama bakıyorsunuz, hakikaten de bu kariyer dışı büyükelçi atamaları kamuoyunda çok ciddi şekilde tepkilere neden oluyor. Mesela, Yusuf Yerkel; ben bir Manisa Milletvekiliyim, Yusuf Yerkel adlı şahsın -ki bu şahıs 301 madencimizi kaybettiğimiz o faciadan sonra hafızalarımıza madenci tekmeleyen birisi olarak kazınmıştır- mesela, ben Frankfurt'ta ticaret ataşesi olmasını içime sindiremedim, sindiremem de. Herhâlde başarılı olmamış ki en son duyduğumuz kadarıyla "Sen bildiğin işi yap kardeşim, bırak ataşelikle falan uğraşmayı. Sen tekmelemeye devam et." demişler, Futbol Federasyonuna göndermişler "Futbol topunu tekmele." demişler. Mesela, kamuoyunun gündeminde olan Egemen Bağış, biliyorsunuz, arkadaşlarımız da anlatmışlardır, Çek Cumhuriyeti Prag Büyükelçisi olarak atandı. Bu "bakara makara"yla bilinen arkadaşımız, eski milletvekili; daha sonra herhâlde görevden alındı, onun yerine kim atandı diye bakıyorsunuz, onun yerine de eski Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu atandı yani gelen gideni aratır durumda. Kimler var? Mesela, Şaban Dişli, çok tartışmalı isimlerden birisi; suçun şahsiliği ilkesi var ama Şaban Dişli'nin kardeşi eski milletvekili, bu FETÖ darbesinde yargılanmış ve 141 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmış birisi. Lahey Büyükelçisi olarak atanıyor. Mesela, Merve Kavakcı, çok tartışılan isimlerden birisi; ailesindeki herkes bir yerlerde, Merve Kavakcı da açıkta kalmamış, o da nereye atanmış? Kuala Lumpur Büyükelçisi olarak atanmış. Başka kimler var? Murat Mercan mesela, eski milletvekili...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Lütfen, tamamlayalım.

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Liste çok uzunmuş, bitmiyor; vallahi bitmiyor, iki dakika daha verirseniz sevinirim, liste uzun çünkü.

OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Lütfen... Bir dakika, her zamanki gibi...

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Kısaltayım o zaman.

Ne varmış mesela? Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Başdanışmanı görevinde bulunan Abdulkadir Emin Önen Çin'e Pekin Büyükelçisi olarak atanmış. 24'üncü Dönem AKP Bursa Milletvekili Tülin Erkal Kara Üsküp Büyükelçisi; Adalet ve Kalkınma Partisi eski Milletvekili Zekeriya Akçam Cakarta, Erdoğan'ın eski danışmanı Lütfullah Göktaş Vatikan'a Büyükelçi atanmış. İşte, biraz evvel de bahsedildi, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan'ın ablası Ayşe Hilal Sayan Koytak da Kuveyt Büyükelçisi olarak atanmış. Daha çok uzuyor, bitireyim sonuna kadar, devam edeyim gidebildiğim yere kadar. Esenler Belediye Başkanı Mehmet Tevfik Göksu'nun kardeşi Mehmet Mustafa Göksu Doha Büyükelçisi olarak atandı. AKP eski Milletvekili Edibe Sözen'in Özel Kalem Müdürü Rahmi Göktaş'ın eşi Mahinur Özdemir de Cezayir Büyükelçisi olarak atanmış. Daha devam ediyor.

Teşekkür ederim.