KOMİSYON KONUŞMASI

AHMET ŞIK (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Bakan.

Herkese merhaba.

Sayın Bakan, göreve başladığınızda zor olan işinizi kolaylaştıran etken, kamuoyunun nefret öznesi hâline gelen selefinizin boşalttığı koltuğa oturmaktı. Soylu döneminde Türkiye, ulusal ve uluslararası mafyanın başıboş kaldığı bir ülkeye dönüşmüşken bu yapılarla mücadelenizle muhalefet de dâhil olmak üzere herkesten alkış aldınız. Ancak, bir zanlıya işkence yapılmasını savunan sosyal medya paylaşımınıza, Fetullahçılardan boşalan Emniyet kadrolarına başka bir dolu tarikat ve cemaatin yerleşmesine sessiz kalışınıza, kendi atadığınız polis müdürlerinin mafyadan rüşvet aldıklarının ortaya çıkmasına ve bu sabah yaşananlara bakarak Soylu nefreti üzerinden sahip olduğunuz kredinin tükendiğini söylemek mümkün. Canhıraş savunduğunuz kayyum uygulamasına geleceğim ama çok daha fazla sorum olmasına rağmen, süremin kısıtlı olması nedeniyle size birkaç soru yöneltmek istiyorum. Usulsüz çakarlı araç kullanımıyla da mücadele ettiğinizi söylediğiniz sabah, o hâlde soruyorum: Menzil tarikatının şeyhinin konvoyunda yer alan çakarlı araçlar mevzuata uygun mudur? Menzil tarikatının şeyhi hakkında koruma kararı var mıdır? Varsa, kaç kişide vardır? Çünkü sadece korunan kişinin aracında çakar kullanımı serbest olur ama konvoyda en az 3 tane çakarlı araç var. Yine, Menzil tarikatının şeyhi başta Adıyaman olmak üzere tüm havalimanlarında VIP hakkından faydalanıyor, kullanım hakkı var mı? Yoksa neden izin veriliyor?

Size daha önce de Meclis kürsüsünde yaptığım bir konuşmada soru olarak yöneltmiştim ancak AKP'yle iltisaklı bürokratların Fetullahçılarla ilişkilerine dair her konuda olduğu gibi bunu da sessizlikle geçiştirdiniz. Şimdi tekrar soruyorum: "Garson" diye kodlanan gizli tanıktan elde edilen verilerinden yola çıkarak MİT'in yaptığı tespitlerde istihbarattan da sorumlu olan Emniyet Genel Müdür Yardımcılarınızdan Selami Yıldız'ın "DA" yani "Düşman Aktif" koduyla yer aldığı bilgisi var. Hâl bu iken sizlerin "FETÖ" diye adlandırdığı çeteyle nasıl mücadele ediyorsunuz, gerçekten çok merak ediyorum.

SELAMİ ALTINOK (Erzurum) - O bilgin yanlış. Ahmet, o bilgin yanlış.

AHMET ŞIK (İstanbul) - Selefiniz Süleyman Soylu döneminde kaç kişi ve kimler istisnai vatandaşlık hakkından faydalandırılmıştır? Bu hakkın kullandırılmasıyla ilgili rüşvet alan ilgili kişiler hakkında herhangi bir soruşturma açılmış mıdır?

Halk iradesinin gasbı olan kayyum uygulamalarına dair ne dediğinizi biliyoruz; "Anayasa" diyorsunuz; kanunları, yönetmelikleri uyguladığınızdan bahsediyorsunuz. Bakın, hukuk devleti olmasından vazgeçtim, Türkiye eğer bir kanun devleti bile olsaydı sizin dediklerinize inanabilirdik ama keyfîlik rejiminin hüküm sürdüğü az gelişmiş demokrasilerde işlerin öyle yürümediğinin kanıtı bu mevcut iktidardır. Bir hukuk devleti olduğunu iddia ettiğiniz Türkiye'de kayyım atama kararları nasıl alınıyor size gerçek bir hikâyeyle anlatacağım.

2019 Yerel Seçimleri öncesinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Başkanlığında yerel seçimlerle ilgili yapılan bir toplantıda dönemin Kars Milletvekili kalkıp bir sunum yapıyor, "Biz orayı iktidar ortağımız MHP'ye bıraktık seçimlerde ancak bize oy veren muhafazakâr Kürt seçmenler AKP seçmeni olsa dahi MHP adayına oy vermezler ve dolayısıyla orayı HDP'ye kaptıracağız." diyor. Tabii ki her zaman olduğu gibi Cumhurbaşkanı çok öfkeleniyor kendi kararları sorgulandığı için ama Kars Vekiliniz nadir rastlanan bir cesaret örneği göstererek iddia ettiği savunmaya devam ediyor; bunun üzerine tartışma büyüyor, çıkan kavga sonunda Cumhurbaşkanı Erdoğan selefiniz Soylu'ya dönerek şöyle diyor: "Süleyman, sen hazırlığını yapmadın mı? Zaten kayyum atamayacak mıyız?" Soylu'nun yaptığı hazırlığın ne olduğunu, 31 Mart seçimlerinin hemen ertesinde, 1 Nisanda henüz yeni seçilen Belediye Başkanları mazbatalarını almadan Mardin, Batman ve Diyarbakır Valiliklerinin ve bizzat Valilerinin imzasıyla İçişleri Bakanlığına kayyım atamasını içeren talep yazılarından biz öğrendik. Yani söyleyeceğim o ki savunduğunuz kayyım uygulamalarının ne Anayasa'yla ne hukukla ne kanunla ne mevzuatla ne yönetmelikle ilgisi var ama parçası olduğunuz keyfîlik rejimiyle çok büyük ilgisi var.

Teşekkür ediyorum.