Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
Konu | : | 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/278) ve 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/277) ile Sayıştay tezkereleri a) İçişleri Bakanlığı b) Emniyet Genel Müdürlüğü c) Jandarma Genel Komutanlığı ç) Sahil Güvenlik Komutanlığı d) Göç İdaresi Başkanlığı e) Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 3 |
Tarih | : | 20 .11.2024 |
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Bakanım, öncelikle, bu sabah yaşadığımız olaydan duymuş olduğumuz üzüntüyü belirtmekle başlıyorum yani şunu gördüm: Eğer, sabahleyin Grup Başkan Vekilimize, Ali Mahir Başarır'a bir "Günaydın." deseydiniz, "Amacınız ne?" diye... (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
"Günaydın." dediniz mi Sayın Bakanım?
EJDER AÇIKKAPI (Elâzığ) - Davet etti, gitmedi.
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Bir "Günaydın." deseydiniz, "Amacınız nedir?" diye sorsaydınız zaten biz amacımızı size anlatacaktık. Bakın, Sayın Bakan, dünyanın her yerinde siyasiler, politikacılar protesto edilirler; bu, demokratik bir haktır ve biz de bütün bütçe görüşmeleri boyunca ilgili bakanlıklarda, çeşitli bakanlıklarda bu hakkımızı kullandık ve genelde buradaki arkadaşlarımız da şahittir ki bir dakikayı geçmeyen eylemlerdir bunlar. Sabah yapmak istediğimiz şey de oydu yani en fazla bir dakikanızı alacaktık ancak ona müsamaha göstermediniz, sabredemediniz. Oysa, biz on gün boyunca, on gün boyunca Esenyurt Belediyesinde barikatlar, barikatların arkasında yüzlerce polis, önünde milletvekilleri, Grup Başkan Vekilleri bir kamu kurumu olan Esenyurt Belediyesine girmemiz sizin tarafınızdan engellendi yani siz bir dakika sabredemediniz, o müsamahayı gösteremediniz, orada on gün boyunca saatlerce milletvekilleri beklediler.
Şimdi, ben bu konuda.... Bir de şunu söylüyorsunuz: "Saldırı..." Allah aşkına kim saldırdı? Size herhangi fiziki bir saldırı oldu mu? Tam tersini söyleyeyim, siz bizim üzerimize geldiniz, arkanızda polislerle beraber siz bizim üzerimize geldiniz.
EJDER AÇIKKAPI (Elâzığ) - Vekiller vardı, vekiller. Vekil vardı.
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Ya, vekiller de var, siz de vardınız elbette. Arkada polis yok muydu Sayın Vekil?
EJDER AÇIKKAPI (Elâzığ) - Polis müdahale etmedi.
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Yapmayın, polisler ittirdi. Bakın, Bakanı da ittirdiler; biz de oradaydık, siz de oradaydınız.
EJDER AÇIKKAPI (Elâzığ) - Tutanaklara yanlış geçmeyin lütfen.
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Biz kimseye fiziki bir müdahalede bulunmadık, bulunmayız da. Ben sizden bir özür bekliyorum Sayın Bakan, hakikaten özür dilemeniz lazım. Özür dilemeniz lazım, sizden bir özür bekliyoruz.
Gelelim kayyum uygulamalarına. 2016 yılında olağanüstü hâl şartlarında, bir olağanüstü hâl kanun hükmünde kararnamesiyle Belediye Kanunu'nda bir değişiklik yapıldı ve kayyumlar uzunca bir aradan sonra tekrar hayatımıza girdi. Daha öncesinde de -bildiğim kadarıyla- 80 darbesi döneminde yapılan bir uygulamaydı bu ve buradaki amacın şu olduğu zannediliyordu: O zaman -biliyorsunuz- darbe olmuştu, darbeden sonra parsel parsel satan belediyeler vardı, belediye başkanları vardı, onlara yönelik olacağını biz tahmin ediyorduk ancak incelediğim zaman FETÖ'yle alakalı o dönemde sadece 4 belediye başkanında bu uygulama yapılmış; kayyum atanmadı mı, atanmadı mı onu tam olarak bilmiyorum. Yani her yere sızan, Emniyete sızan, okullara sızan, askeriyeye sızan, kışlaya sızan Fetullahçılar siyasete sızamamışlar. Ondan sonra bu, artık rutin bir uygulama hâline gelmeye başladı. Bu uygulama antidemokratik bir uygulamadır, demokrasilerde olmaması gereken bir uygulamadır, insanların seçme seçilme hakları gasbedilmektedir. Ya, burada kimse, kimsenin suç işleme hürriyeti olduğunu iddia etmiyor, böyle bir iddiamız yok, olmaması lazım yani bir belediye başkanı olması suç işlemesini gerektirmez. Ancak uygulamada, yasada sıkıntı var, kayyum uygulamasında sıkıntı var, itiraz ettiğimiz noktalardan bir tanesi bu. Bu işte biraz da keyfiyet var. Ya, bakın, Sayın Bakanım, Ahmet Özer'den terörist olmaz, çıkmaz. Ben dosyaya baktım, hukukçu değilim ama baktım yani oradaki suçlamalara baktığımız zaman, inanın, burada bulunan herkesi terörist ilan edebilirsiniz Sayın Bakanım, herkesi.
ÇİÇEK OTLU (İstanbul) - Ediyorlar zaten.
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Yani bakın, şöyle: Ben bugün mesela bir taziyede bulundum, bakın, bugün bir taziyede bulundum. Bir muhtar aradı, köyünde birisi vefat etmiş "Tanınan, bilinen bir insandır, arar mısınız?" dediler. Aradım, taziyede bulundum. Yani şimdi, ben o taziyede bulunduğum insanın -tanımıyorum bile- çoluğunun, çocuğunun, gelininin Fetullah örgütü üyesi olduğunu bilebilir miyim? Yani buna benzer telefon görüşmelerini, buradaki bütün siyasi partilerin grubundaki milletvekilleri her gün yapıyor. Buradan terörist çıkaramazsınız. Bakın, yani İmralı çözüm sürecinde İmralı'da Belediye Başkanımız Ahmet Özer akil insan olarak tavsiye edilmiş; o dönemde akil insan olarak görevlendirilen insanlar vardı, şimdi onlar da mı terörist? Yani, neresinden bakarsanız bakın, elinde kalıyor. 2016 yılında bir kitap yazılmış, bu kitaptan dolayı terörist ilan ediliyor. Ya, terörist ilan edilmenin bu kadar kolay olmaması lazım Sayın Bakan. Yani Türkiye'nin en büyük ilçesinin belediye başkanı sabahın saat beşinde, beş buçuğunda evine zorla girilerek, yatak odasına; eş zamanlı koçbaşıyla belediye binasına giriliyor.
ORHAN YEGİN (Ankara) - Görüntüleri yayınlandı, ne koçbaşısı? Anahtarla açıyorlar, anahtarla.
ÇİÇEK OTLU (İstanbul) - Hangi anahtarla açıyor ya! Koçbaşılı anahtar, koçbaşılı! Testereyle kesiyorlar, Allah Allah!
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Ya, bakın, Sayın Bakanım bu uygulamaları daha önce yaşadık, acı tecrübelerimiz var. Bu uygulamalar Fetullahçı terör örgütünün uygulamaları, lütfen.
Şimdi, size bir soru önergesi vermiştim, cevap alamadım. Sayın Bakanım, şimdi, 2018 seçimleri ile 2023 seçimleri arasındaki seçmen sayısına baktık, hesap ettik yani bu süre içerisinde yeni seçmen olan insan sayısı belli, ölen seçmenlerin sayısı belli, bir hesap ettik, 800 bine yakın fazla seçmen var. Ya, bu insanlar nasıl seçmen olabilirler? Ancak Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı verilirse seçmen olabilirler ve biz de bir soru sorduk "Bu bizim hesabımız, gerçek mi, değil mi?" diye sizlere bir soru önergesi verdik, buna göre "2018-2023 yılları arasında Türk Vatandaşlığı Kanunu'nun Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik'in 'Türk Vatandaşlığının İstisnai Olarak Kazanılması' başlıklı 20'nci maddesinin (a), (b), (c), (ç), (d), (e) ve (f) fıkraları gereğince vatandaşlığa alınanların sayısı her bir fıkra için ayrı ayrı olmak kaydıyla ne kadardır?" diye bir soru sorduk. Yani kaç kişi 400 bin dolar para verip de ev alma suretiyle Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı oldu veyahut da tahvil almak suretiyle? Maddede yazıyor, kanunda yazıyor; şartlar belli. Biz bunların hepsinin ayrı ayrı sizden cevabını istemiştik. Yani bizim hesabımız doğru mu, 800 bin kişi hesabı doğru mu onu öğrenmek istemiştik ancak bir türlü bu sorumuza yanıt vermedinîz. Eğer bu süreç içerisinde, bu akşam bu konuda aydınlatıcı bir bilgi verirseniz seviniriz. Yani herkes şey zannediyor yani Suriyelilerin çok aşırı şekilde vatandaş yapıldığından bahsediyor ama siz açıklamalarınızda 230 bin dolayında bir rakamdan bahsediyorsunuz yanlış hatırlamıyorsam, 2011 yılından bugüne kadar 230 bin. Ama bağdaşmayan bir şey var yani seçmen sayısıyla. Yani matematiğin içinden biz çıkamadık, mutlaka birilerine vatandaşlık verilmesi lazım. Bu rakam ne? Biz bunu öğrenmek istiyoruz.
Bir de ayrıca size soru sormadım gerçi de Millî Savunma Bakanına sormuştum, size de soracağım, burada hazır gelmişken onu da sorayım: Sayın Bakanım son günlerde, son yıllarda daha doğrusu Emniyet ve Silahlı Kuvvetlerimize ait araçlarda çok ciddi kazalar var. Neredeyse, hemen hemen her ay var ve ölümlü kazalar var, yaralanmalı kazalar var, maddi hasarlı kazalar zaten gazetelere, basına yansımıyor, onlar da büyük ihtimalle vardır ve artık bu, dikkat edici sayılara ulaştı. Yani burada personel eğitiminde mi bir sıkıntı var, araçlarda mı bir sıkıntı var? Yani siz bununla ilgili bir çalışma yaptınız mı? Benim gördüğüm kadarıyla bir artış var, yanılıyor olabilirim. Rakamları da verirseniz bize yani jandarmaya ait, polise ait araçlardaki kaza oranlarını, bu maddi hasarlar ne kadardır? Kaç ölümlü kaza vardır, kaç yaralı kaza vardır? Bunları bize aktarırsanız ve bu konuda aldığınız veyahut da almayı düşündüğünüz önlemleri aktarırsanız sevinirim.
Bütçenizin hayırlı olmasını diliyorum.