HAKKI SARUHAN OLUÇ (Antalya) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Yine, bu tartışmaya geldik. Olsun, ben de kayıtlara geçmesi için birkaç cümle sarf etmek istiyorum. Evet, konuşmalarımızda -her seferinde söyledim- kullandığımız kavramlar Anayasa’nın 3'üncü maddesinin tartışmaya açılmasıyla ilgili bir durum değil, böyle bir tartışmamız yok. Hani bizim siyaset yapma tarzımızı biliyorsunuz, öyle bir şeyimiz olsa söyleriz açık açık ama yok, Anayasa’nın 3'üncü maddesini tartışmıyoruz. Biz tarihsel, kültürel ve coğrafi bir tanımlamadan yola çıkıyoruz. Geçen gün de tartışmıştık, Millî Eğitim Bakanlığı müfredatında bir değişiklik yapılmış "Orta Asya" değil artık "Türkistan" diyeceğiz diye belirleme yapılmış ve bu belirlemeyi anlatırken de "Türklerin yurdu anlamına gelen Türkistan" diyor Millî Eğitim Bakanlığı anlatırken bu meseleyi. Bu da Kürtlerin yurdu da kürdistan, kürdistan coğrafyasından bahsediyoruz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

HAKKI SARUHAN OLUÇ (Antalya) - Toparlıyorum efendim.

Üstelik bu tarihsel bir şey, sadece coğrafi ve sosyolojik değil, tarihsel. Geçen gün yine burada anlattım, Kâşgarlı Mahmut'tan başladım anlatmaya. Selçuklu Sultanı Sencer'e bakın; 12'nci yüzyıl, 13'üncü yüzyıl, 14'üncü yüzyıldaki metinlere, kitaplara bakın; Osmanlı dönemi kaynaklarına bakın; resmî devlet salnamelerine bakın; 17'nci yüzyılda Evliya Çelebi'nin yazdıklarına bakın; 19'uncu yüzyılda Sadrazam Mustafa Reşit tarafından ifade edilenlere bakın. Örnekleri vermeye devam edebilirim Osmanlı döneminden, cumhuriyetin ilk döneminden de örnekler vermeye devam edebilirim.

SIRRI SAKİK (Ağrı) - Mustafa Kemal'e bakın ya.

HAKKI SARUHAN OLUÇ (Antalya) - Anlattığımız şey, dediğim gibi, tarihsel, coğrafi bir tanımlamadır, kürdistan coğrafyası ya da Kürt coğrafyası derken bunu kastediyoruz, yoksa burada bir bölme, ayrılma gibi, ayırımcılık, ayrılıkçılık yapmak gibi bir niyet kesinlikle yoktur. Bunu bir kez daha belirtmiş olayım.