YAŞAR TÜZÜN (Bilecik) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri, Sayın Bakan, Bakanlığımızın üst düzey bürokratları; ben de İçişleri Komisyonunun sözcüsü ve Bilecik Milletvekili olarak hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Malumunuz, bugün İçişleri Bakanlığımızın bütçesini burada görüşeceğiz. Bu görüşmelere başlamadan önce, sabahki yaşanan nahoş olayın bir daha yaşanmaması, başta İçişleri Bakanlığına bağlı kamu personelinin bu anlamda kötü niyetle kullanılmaması talebiyle sözlerime başlamak istiyorum.

Değerli arkadaşlar, bütçemizin genel durumunu incelediğimizde personel sayımız artıyor, araç sayımız artıyor ama İçişlerine bağlı 621 bin personelimizin özlük haklarına yönelik hiçbir iyileştirmenin yapılmadığını da gözlemlemiş bulunuyoruz.

Sayın Bakan, malumunuz olduğu üzere, Türkiye Büyük Millet Meclisinde bir kanun teklifimiz var, bu kanun teklifi İçişleri Bakanlığı Komisyonunda geçtiğimiz hafta görüşüldü.

Sayın Bakan, bütçe toplantısına katılıyorsunuz, Genel Kuruldaki bütçe görüşmelerine katılıyorsunuz, bunun dışında ne komisyon çalışmalarına ne Genel Kurula katılım sağlamıyorsunuz. Komisyonda teklif ettiğinizi -geçtiğimiz hafta salı günü- 85 milletvekilimizin teklif ettiğini -İçişleri Bakanlığı Komisyonunda- Komisyona bağlı personelin sözcüsünün -İçişleri personelinin, Bakanlığa bağlı değil- bize maili yoluyla öğrenmiş bulunuyoruz ve salı günü saat 15.00'te Komisyon Başkanı yazılı bir şekilde, imzalı bir şekilde teklifinizi bize sunmuş bulunuyor. Yani kırk sekiz saat süreyle biz 48 maddelik kanun teklifini inceleme şansını gerçekten bulamadık ve Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olarak İçişleri Komisyonu üyeleriyle acilen toplandık, bu kanun teklifinin içerisinde neler var, neler getiriyor, neler götürüyor şeklinde bir değerlendirme yaptık ve Komisyona hazırlandık, geldik. Evet, bugün Plan ve Bütçede Bakanlığımızın bütçesini görüşeceğiz ama başta Plan ve Bütçe üyelerimize ve Bakanlığın değerli bürokratlarına bu kanunla ilgili kısaca bir bilgilendirme yapmak istiyorum.

Teklif ettiğiniz kanun metni 48 madde; bir torba kanun. 17 tanesi kanun değişikliği getiriyor, farklı farklı bakanlıkların kanunu bu torbanın içine konulmuş, ayrıca 1 tane kanun hükmünde kararnameyle 18'e çıkarılmıştır. Birbiriyle ilgisi olmayan, alakası olmayan 18 konuyu bir araya getirip kanun teklif olarak Meclisin gündemine sundunuz. Evet, buraya kadar güzel olabilir ancak görüşmeler esnasında -özellikle bunun altını çizmek istiyorum Sayın Bakan- alelacele gönderdiğiniz kanun teklifinin metniyle gerekçe metninin uymadığı, birbiriyle bağlantısı olmadığı birçok maddeyi bizler Cumhuriyet Halk Partisi olarak gündeme getirdik ve Komisyonumuz en az 3-4 defa ara vermek zorunda kaldı; yeni bir düzenleme, yeni bir metin hazırlandı. Yani burada dikkat çekmek istediğim konu şudur arkadaşlar: Bir kanun teklifinin Gazi Meclise sunulduğunda gerekli hazırlığının, gerekli düzenlemesinin iyi bir şekilde incelenerek yapılmadığının en somut örneğini geçtiğimiz hafta Komisyonda yaşadık. Ayrıca, Sayın Bakan, siz bu toplantılara katılmadığınız gibi, Komisyonumuza, yasamaya, Gazi Meclise verdiğiniz önemin... Bir kez daha ifade etmek isterim ki sadece Bakan Yardımcılarımızdan Bülent Bey'in iyi niyetli girişimleri sayesinde sonuç alabildik ama Komisyonumuza özellikle üst düzey bürokratların gönderilmemesi ve aynı zamanda sormuş olduğumuz sorulara cevap verilememiş olmasını bir kez daha orada tespit etmiş bulunuyoruz.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; evet, böylesine bir kanun teklifini biz Genel Kurulda dün itibarıyla görüşmeye başladık. Özellikle, bu kanun teklifinde 13 tane madde, bizim geçmişteki uyarılarımızın tümü dikkate alınmadan kanunlaştırılıp, kabul edilip Resmî Gazete'de yayımlanmıştır ancak Anayasa Mahkemesi 13 maddesini -düşünebiliyor musunuz, 48 maddelik bir teklifin 13 maddesini- iade etmiş, geri göndermiş ve tekrar görüşülmesini istemiş. Kanun yapma tekniği açısından -özellikle Cumhuriyet Halk Partisi milletvekilleri olarak- iyi bir kanun teklifi hazırlanabilmesi noktasında, yapmış olduğumuz istişarelerde bu kanun teklifinden 4 maddenin geri çekilerek yeniden görüşülmesi kararı alınmıştır. İnşallah, bugün Genel Kurulda bu kanun teklifini bir kez daha gözden geçireceğiz.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bütçemizin geneline baktığımız zaman, elbette personel sayısı, araç sayısı ve diğer Bakanlığımızın hizmetleri noktasında azımsanmayacak işler yapılmıştır ancak Türkiye'mizin en önemli sorunlarından bir tanesi olan iç politika sorunu ve ekonomik sorun bir türlü çözülememiştir. Ekonomimizin elden gittiğini hepiniz çok iyi biliyorsunuz. 2013 yılında toplam 23 milyar dolarlık yatırım Türkiye'ye geldiğinde, bugün geldiğimiz noktada, bu 23 milyar dolarlık yatırımın yüzde 10'u dahi gözükmemektedir. Neden ve niçin olduğunu değerlendirecek olursak; çünkü Bakanlığın özellikle başta 250 bin dolara T.C. kimliği vermesinin, sonra 400 bin dolara T.C. kimlik numarası vermesinin, T.C. vatandaşı yapmasının, daha doğrusu Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı yapmasının olumsuzluklarını hep beraber görüyor ve yaşıyoruz. Özellikle, 400 bin dolar vererek Türkiye Cumhuriyeti kimliği alan vatandaşların resmî olarak böyle bir alışveriş yapmadığını, küçük bir hesapla, bir mevduatla bir alışveriş yaptığını; Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olduktan sonra da Türkiye'de her türlü yolsuzluğa, her türlü uyuşturucu işine ve her türlü mafya işine girdiğini sizler benden daha iyi biliyorsunuz.

Sayın Bakan söyledi, 3.777 organize suç örgütü tutuklandı. Sayın Bakanın ve bundan önceki bakanların yapmış olduğu operasyonlara baktığınızda gözaltına alınan belki de 15 bine, 20 bine yakın insan sayısı var. Peki, gözaltına alınan 20 bine yakın insan sayısı varken 3.777 kişi niye tutuklandı? Çünkü bu süreçte, bu tutuklamalardan önce emniyette ve savcılıktaki dosyaların boş olduğunu ve iddianamede bulunan iddiaların olmadığını, savcı ve hâkimlerin ceza veremediğini tespit etmiş bulunuyoruz.

Değerli arkadaşlarım, eğer Türkiye'de son on yılda yatırımcının, dış yatırımcıların Türkiye'ye güveni kalmadıysa... Türkiye'deki mafya ve çeteleşme noktasında güven duygusunun oluşmadığını tespit eden yatırımcı Türkiye'ye maalesef gelmemektedir. Aynı şekilde, can ve mal güvenliği olmayan bizim kendi yatırımcımız da yatırımını yurt dışında gerçekleştirmeye, yatırımını yurt dışına yapmaya başladı. Operasyonlar yapılıyor, evet, güzel ama bu operasyonlar sonrası tutuklama süreci ve dosyanın boş olmasından dolayı yatırımcı ülkemize güvenmiyor. Dolayısıyla, Türkiye'de bu çeteler, mal ve can güvenliği olmadığını düşünen bu çeteler de çökme operasyonu gerçekleştirmek istiyorlar. Türkiye'deki birçok iş adamımıza, Türkiye'deki birçok iş insanımıza otelcilikten Köfteci Yusuf'a varıncaya kadarki uygulanan siyasi politikaların ne olduğunu sizler benden daha da iyi biliyorsunuz.

Netice itibarıyla, değerli arkadaşlarım, bu bütçede personelimizin özlük haklarını iyileştirme olmadığı gibi, özellikle seçim kampanyası döneminde uzman çavuşlarımıza, Emniyet güçlerimize verilen sözlerin hiçbirinin de yerine gelmediğini gözlemlemiş bulunuyoruz. Uzman çavuşlarımızın kadroları yok, kıdemleri rütbelerden sayılmıyor, sağlık yönetmeliği yok, çalışma yönetmeliği yok, sicil yönetmeliği yok; sözleşme çilesi devam ediyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Tüzün, ilave bir dakikanızı ekliyorum.

Buyurun lütfen.

YAŞAR TÜZÜN (Bilecik) - Sayın Bakan, özellikle bir konuya dikkat çekerek sözlerimi tamamlamak istiyorum. Bildiğiniz üzere, 29375 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan, eğitim sonu günü uygulanan sözlü mülakattan bahsetmek istiyorum. Bu mülakatla Polis Meslek Yüksekokulu, Polis Meslek Eğitim Merkezi ve Polis Amirleri Eğitim Merkezinde okuyan ve bu eğitimi gördükten sonra son gün, son saatte sözlüye tabi tutulan 10 bine yakın mağdur insanımız söz konusu. Bunların mağduriyetlerinin giderilmesi için bu yönetmeliğin kalkmasını talep etmekteyiz.

Bütçemizin öncelikle, kazasız, cezasız, belasız ve terör yaşanmadan bir yıl geçirmesini temenni ediyor, Komisyonumuzu saygıyla selamlıyorum.