| Komisyon Adı | : | MİLLİ SAVUNMA KOMİSYONU |
| Konu | : | TÜBİTAK Başkanı Profesör Doktor A. Arif Ergin'in, kurumun savunma ve havacılık sanayisiyle ilgili çalışmaları ve geleceğe yönelik stratejik kurumsal hedefleri hakkında hakkında sunumu |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 1 |
| Tarih | : | 24 .02.2016 |
METİN AKGÜN (Tekirdağ) - Çok değerli Başkanım, bir konuda bir bilgi almak istiyorum. 2 metre betonu delen çift başlıklı füzeden bahsettik az önce, orada kaçırdım kusura bakmayın. Şimdi, bu 2 metre betonu delen füzenin karşı taraftaki yapılan inşaatın betonundaki beton kalitesiyle herhangi bir ilgisi var mı, hafifleyebiliyor mu? Örnek veriyorum, işte, c8'den başlayan, c12'den başlayan bir beton... Ama, Türkiye'de, artık, beton sınıfı, dünyada da beton sınıfları c60'a kadar çıktı. Bu karşı kaliteyle eş değerlilik konusunda bir etki alanı daralıyor mu yoksa hangi beton sınıfı olursa olsun bu 2 metreyi delip geçebiliyor mu? Bu, bir.
Az önce 250 kilometrelik füzeden, güdümlü füzeden bahsettiniz. Bunlar normalde elektronik güdümlü füzeler. Bu füze 250 kilometre mesafeye gelene kadar radara yakalanmıyor, ancak karşı taraftaki hedefi vurması için düşman hattına geçmesi lazım füzenin yani düşman hattının hedefini vurması gerekiyor. O arada da bir hamle yapıyor, yukarı çıkıyor, tekrar tersine yine güdüm esnasında dik pike yaparak hedefi vuruyor. O esnada yukarı çıkma mesafesinde düşman tarafından onun radarına yakalanma şansı var mı?
Teşekkür ederim.
TÜBİTAK BAŞKANI PROF. DR. A. ARİF ERGİN - Ben kaba olarak cevabı vereyim bildiğim kadarıyla, eksik kaldığım noktalarda Enstitü Müdürümüz Erdal Bey'den destek isteyeceğim.
Nüfuz edici bombalarda 2 metre derken bunun belirli bir standardı var yani bu her türlü c1'den 60'a kadar her türlü betona 2 metredir diye bir şey yok. Tabii ki ne kadar güçlü olursa bu mesafede öyle bir farklılık olacak ama burada uluslararası lisanda bu konuşulurken belirli bir beton sınıfına özel olarak metre miktarı söyleniyor. Ben şu anda beton cinsini bilmiyorum. Özellikle, askerî tesislerdeki koruma altındaki binalarda kullanılan standarda odaklı olarak geliştirilmiş bir şey. O yüzden yani normal ev standardı vesaire olduğunu düşünmüyorum.
İkinci sorunuz, bu SOM için sorduğunuz, en sondaki dikey çıkıp son vuruş noktasındaki, oradaki mesafeler o kadar kısa ki algılanması yüksek ihtimal olan mesafeye kadar çıkmıyor. İkincisi: Algılansa bile birkaç saniye içerisinde zaten sonuca gitmiş oluyor. Yani, algılayana da ona karşı tedbir geliştirecek kadar bir zaman bırakılmıyor.
Bir sonraki slayda geçiyorum.
SOM B-1'in SOM'dan biraz farklı olarak parçacık etkili bir yapısı var. Bunun da seri üretimi başladı. Ana modifikasyonun ne olduğunu ben çok iyi bilmiyorum, ilave güdümünü daha iyi yapabilecek ilave tedbirleri var.
SOM füzesi tarihçe olarak F35'lerin içerideki mühimmat deposunda kullanılmak üzere tasarlanmıştı fakat F35'in iç yapısındaki değişiklerden dolayı bizim SOM serimizin şu anda oraya oturmada bir sıkıntısı var. O yüzden SOM-J dediğimiz, üçüncü bir projemiz de yürüyor. JSF'e, F35'e oturtulabilen ve uluslararası satışı da bu yüzden mümkün olabilecek olan bir üçüncü tipinin de tasarım aşamasını da yürütüyoruz şu an. Bunlar tamamlanmış olan projelerdi.
Devam eden projeler, demin bahsettiğim, SOM-J F35 için küçük iç istasyon yüklemesi yapılacak. Genellikle, bu gibi mühimmatlar uçaklara yüklendiğinde uçakların radarda görünürlükleri artıyor. O yüzden kapalı iç hazneye bomba yükleyerek ilk vuruşu gerçekleştirmede etkin bir çözüm oluyor. O yüzden küçük iç istasyonuna giren kısmının versiyonunun yapılması mümkün. Küçük olduğu için de gördüğünüz üzere menzilinde de bir kısalma var, 250 değil, 185 kilometre resmî olarak yayınlanmış "spec"lerimiz.
Kanatlı güdüm kiti geliştirme projemiz devam ediyor. Burada da eldeki MK-82, MK-83 harp başlıklarımızı 110 kilometreye kadar havadan yere F4 ve F16'lardan yönlendirme imkânımız ortaya çıkıyor. MK-82 için olan tamamlandı, 83 için olanının projesi için son aşamadayız.
Hassas Güdüm Kiti... Dediğim gibi yani biz mühimmatın tamamıyla değil, kritik bazı alt parçalarıyla da uğraşan, teknoloji geliştiren bir yapımız var. 25 kilometrelik menzilde görüş sağlayan hassas güdüm kitine ve bununla birlikte yarı aktif lazer arayıcının da geliştirme işlemlerini bünyemizde yürütüyoruz. Bu, ikinci versiyonu olacak.
Lazerlerle ve güdümlerle ilgilendiğimiz durum da optik mercekler, aynalar geliştirilmesi işi, karşımıza Türkiye'nin ana bir teknolojik kısıtı olarak ortaya çıkıyor. Bu, uzay gözlemlerinde kullanılacak olan, işlemleri yapacak olan kamera geliştirmede de bir problem. Lazerle ilgili ne iş yapıyorsak da karşımıza problem olarak çıkıyor. O yüzden, SAGE bünyesinde fakat UZAY işletmesiyle bir optik mükemmeliyet merkezi kurma işine kadar geldik. Oradaki niyetimiz, dünyada bu işin bir numarası Carl Zeiss, aşağı yukarı herkes en hassas merceklerini ve aynalarını oradan alıyor. Onlar seviyesinde biz de kendi merceklerimizi ve aynalarımızı geliştirmek için de en alttaki teknoloji kırılımında adımlar atmaya çalışıyoruz.
Hassas Güdüm Kiti 3 ve 4... Öncelikle size 1'i göstermiştim bitmiş projelerde. Burada işte ikili atılım kabiliyetleri gibi kabiliyetleri deniyoruz. Bitmiş olanı 2.000 libre için olandı, 500 ve 1.000 librelik harp başlıklarını da destekler hâlde çalışmalarımız devam ediyor.
Alt sistem projeleri, ısıl pil teknolojisinde demin bahsettiğim optik sistemler gibi çok alt tarafta olan fakat dış bağımlılığı yüzünden bizi çok zorlayabilecek bir teknoloji alanı. Isıl pilleri de akıllı mühimmat sistemlerinde; güdümde, seyir füzelerinde, akustik karıştırıcılarda, aldatıcılarda karşı tedbir olarak kullandığımız bir güç kaynağı.
Dolayısıyla, bunu kendi bünyemizde geliştirmediğimiz takdirde dış bağımlılığımız bizi sakat şekilde bırakıyor. Yanlış bilmiyorsam, bunların önemli özellikleri raf ömürlerinin çok uzun olması.