ALİYE COŞAR (Antalya) - Çok teşekkür ediyorum.

Sayın Bakan, geçtiğimiz yıl bu dönemlerde bütçe görüşmelerinde bütçenin halkın bütçesi olmadığını dile getirmiştik. Bir yıl göstermiştir ki yoksul, daha çok yoksullaştı; zengin, daha çok zenginleşti; ekonomik durumumuz geçtiğimiz yıldan daha kötü hâle geldi. Enflasyon verilerinde dünyada açık ara 1'inci sıradayız. Yirmi iki yıllık AKP iktidarında son dört yılda 5 Merkez Bankası Başkanı ve 4 Maliye Bakanı değişti. Siz hâlen 128 milyar doların hesabını veremediniz. Açıkladığınız ekonomik verilere rağmen, unutmayın ki yirmi iki yıldır bu ülkeyi siz yönetmektesiniz. AKP iktidarında geldiğimiz durumu özetlersek, kullanımda 125 milyon 925 bin kredi kartı var, vatandaşlarımız harcamalarını artık kredi kartıyla yapmaktadır, aldıkları maaşlarla ay sonunu getiremiyorlar. Bireysel kredi kartı borcundan dolayı yasal takibe düşen kişi sayısı 2024 yılı Ocak-Temmuz döneminde 784 bin kişidir. Ekonomideki beceriksizliğinizin faturasını ne yazık ki halk ödüyor. Bir tarafta vergi borcu silinen yandaş zenginler bir tarafta vergi yükü altında ezilen halk var.

AKP iktidarında vergide adaletsizlik de hız kesmeden devam ediyor. "Vergide adalet" diyorsunuz. Çok kazanandan çok, az kazanandan az vergi alınması yönünden ciddi bir adım görmüyoruz ve bu bütçede de gelir dağılımındaki adaletsizlik de devam ediyor. Kur korumalı mevduat hesabıyla servet aktarımı yaptınız, zenginken daha da zenginleştirdiğiniz kişilerden vergi almak yerine halkın temel tüketimine doğrudan etki eden, maliyetleri artıran her kalemden yüksek vergi almaktasınız. "Türkiye Yüzyılı" dediğiniz 2024 yılında AKP sayesinde vatandaşlarımız çöpten ve pazardan artık toplamaya başladı, insanlarımız ucuz gıda için kuyruklara girdi, birçok çocuk sağlıklı beslenmeden uzak kaldı. Çocuklarımıza öğlen yemeğini bile çok gördünüz. Emeklileri, emekçileri ve asgari ücretlileri açlığa mahkûm ettiniz. 4 kişilik bir ailenin açlık sınırı DİSK'e göre 20.478 lira, TÜRK-İŞ'e göre 19.830 lira; sizin vatandaşa reva gördüğünüz asgari ücret 17.002 lira. Gıda enflasyonunda Avrupa'da zirvedeyiz, dünyada 4'üncü sıradayız. Bu da AKP'nin yirmi iki yıllık eseridir.

Girdi maliyetlerini karşılamadığı için gerekli teşvikleri alamayan, mahsulünü yok pahasına satan çiftçilere millî gelirden düşen payı ödememekte ısrar ediyorsunuz. Bu ülkenin gençleri umutsuz, gelecek kaygısı yaşıyor. YÖKAK verilerine göre son üç yılda 878.909 öğrenci üniversite eğitimini yarıda bıraktı, ekonomik sebeplerle geleceklerini, hayallerini terk etmek zorunda kaldılar. Siz bu ülkenin geleceğine de zarar verdiniz.

Sayın Bakan, Hukukun Üstünlüğü Endeksi'nde Türkiye 120'nci sırada. Hukukun üstünlüğü sağlanmadan ekonominin iyileşmesi de hayal olur. Kamuda tasarruf tedbirleri çıkardınız ancak makam araçlarınız ve harcamalarınızla buna sizler uymuyorsunuz ama personel servislerine, yerel basına gelince "tasarruf tedbirleri" demekten kaçınmıyorsunuz. Bütçede maalesef adaletli bir dağıtımı da göremiyoruz.

Antalya genel bütçeye turizm, tarım ve ticaret gelirleriyle en yüksek katkıyı sağlayan illerin başında geliyor ama aynı oranda yatırım alamıyor. Antalya, merkezî bütçeden 2,5 milyon nüfusa göre pay alıyor ancak 25 milyonun üzerinde yerli ve yabancı turist ağırlıyor. Antalya'da hizmet veren turizmcilerin ödediği konaklama vergisi kente değil merkezî bütçeye gidiyor. Büyükşehir Belediyemiz ile ilçe belediyelerimiz nüfuslarının katbekat fazlasına kısıtlı imkânlarla hizmet götürüyor, alınan vergiden pay dahi alınmıyor. Konaklama vergisi merkezî bütçenin keyfî harcamalarına bırakılmayacak kadar önemlidir. Konaklama vergisinden elde edilen gelir Büyükşehir Belediyesi ve konaklama sayılarına göre ilçe belediyeleri arasında dağıtılmalıdır.

Sayın Bakan, biz hakça bölüşülen bütçe istiyoruz, maalesef bu bütçede de bunu görmüyoruz.

Saygılarımla.