| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/278) ve 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/277) ile Sayıştay tezkereleri a)Hazine ve Maliye Bakanlığı b)Gelir İdaresi Başkanlığı c)Türkiye İstatistik Kurumu ç)Özelleştirme İdaresi Başkanlığı d)Sermaye Piyasası Kurulu e)Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu f)Kamu İhale Kurumu g)Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu ğ)Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu h)Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası ı)Yatırımcı Tazmin Merkezi i)Bankalararası Kart Merkezi Anonim Şirketi |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 15 .11.2024 |
BURAK DALGIN (Balıkesir) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Sayın Bakan, kıymetli bürokratlar, değerli milletvekilleri; ben de hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Beş dakikam var, ben de 5 ana madde etrafında görüşlerimi ifade edeceğim.
Birincisi enflasyon. Şimdi, burada bir garabet var çünkü Sayın Bakan "Program çalışıyor." diyor, ilişkili kurum TÜİK bambaşka bir şey söylüyor. Sayın Bakan göreve geldiğinde enflasyon yüzde 40, şu anda enflasyon yüzde 49. İki ihtimal var ya Sayın Bakan göreve geldiğindeki TÜİK rakamları doğru değildi, bu durumda TÜİK'te çok ciddi bir yenilenmeye ihtiyaç var veyahut da program çalışmıyor, programda ciddi bir tadilata ihtiyaç var. Nitekim vatandaşlarımız da programın çalıştığına pek inanmıyorlar. Orta Vadeli Program yüzde 17,5; Merkez Bankası yüzde 21 enflasyon tahmin ediyor önümüzdeki bir sene için, piyasa yüzde 27,5; reel sektör yüzde 50, hane halkı yüzde 67 enflasyon bekliyor. Burayı ikna etmeden bu enflasyon katılığını aşmamız mümkün değil.
İkincisi reel sektör. Burada bir yangın var. Maalesef bu iş göz göre göre geldi. Bir senedir ikaz ediyorum, artık verilere de yansıdı. Yangın olmadığını düşünenleri organize sanayi bölgelerine, küçük sanayi sitelerine ve esnaf çarşılarına davet ediyorum. Şimdi, 2022 başından beri neredeyse üç senedir Türkiye'nin sanayi üretimi sabit, perakende satışlarda da artış yüzde 60 yani üreten Türkiye yerinde saymış, tüketen Türkiye alıp başını gitmiş. Üstüne üstlük hür teşebbüsümüz imdat çığlıkları atıyor; karşılıksız çek adedi bu yılın ilk on ayında geçen yılın 1,5 katı, karşılıksız çıkma oranı geçen yılın 2 katı neredeyse. Protestolu senetlerde durum aynı; Türkiye'de yılda 500 civarında konkordato başvurusu olurdu, dokuz ayda 1.200 tane başvuru var, icra dairelerinde 1.200 tane icra iflas dosyası var. Kurulan şirket sayısı yüzde 13 aşağıda, kapanan şirket sayısı yüzde 23 yukarıda. Hür teşebbüsümüz göz göre göre ölüyor. "Hasta öldü, ameliyat başarılı." diyemeyiz.
Üçüncüsü orta direk. Burada tam anlamıyla bir yıkım var. Çalışanların millî gelirden aldığı pay dünyada genelde yüzde 50 civarında, Türkiye'de üçte 1 meselesinde. "İç talebi kısacağız." diyorsunuz siz de, Merkez Bankası Başkanı da, sorum şu: Kimin talebini kısıyorsunuz? Türkiye'de bir Belçika var, Belçika nüfusu kadar insan Belçika refahında yaşıyor. Siz herkesin talebini indirirken sadece onların talebini indirmiyorsunuz, orta direği yok ediyorsunuz, dar gelirlileri perişan ediyorsunuz. 3 tane hususu dikkatinize getiriyorum Sayın Bakan; bir tanesi, bu vergi dilimlerini lütfen güncelleyin orta direğin cebinde birazcık para kalsın. Biliyorsunuz aydan aya bir yandan enflasyon bir yandan ilave vergi dilimlerine gelen toplam maaşlar sebebiyle ücretler iki taraftan kemiriliyor, buna bir son verelim. Diğeri "Hedeflenen enflasyona göre zam." diye bir laf var. Hedeflenen enflasyon asla tutmuyor. Merkez Bankası "2022'de yüzde 12 olacak." demiş, enflasyon yüzde 64. "2023'te yüzde 22 olacak." demiş, enflasyon yüzde 65. "Bu sene yüzde 36 olacak." demiş, enflasyon yüzde 44. Hedefi zaten tutmayan bir yerde hedeflenen enflasyon olamaz. Üstüne üstlük Hükûmet olarak alacağınız paraya yüzde 44 zam yapıyorsunuz ama vatandaşa bunu yapmıyorsunuz. Üçüncü noktamız da demek ki asgari ücrete en azından bir yüzde 44'lük artış yapıp 24.500 rakamını göstermeniz icap ediyor.
Dördüncüsü tasarruf. Burada hakikaten büyük bir fırsat var, dünya örnekleri verdiniz, OECD'den örnekler verdiniz; ben de Amerika'dan bir örnek vereyim: Elon Musk, biliyorsunuz "hükûmette verimlilik" diye bir birim kurdu. Bunu kurarken verdiği argüman şu: "Borcumuzun faizi savunma bütçemizden fazla. Bizim bir şeyler yapmamız lazım." Gelelim Türkiye'mize. Türkiye'de biliyorsunuz, savunma ve güvenliğe ayrılan para 1,6 trilyon lira. Bunun üzerine her gün 1 milyar lira para koymamız lazım ki faizimizi ödeyelim. Bakın, tüm savunma bütçesi ve güvenlik bütçesi, üstüne her Allah'ın günü 1 milyar lira para ancak faize yetiyor. Yani bizim de bunu yapmamız lazım. Yalnız, bunu yaparken lütfen yeni bürokrasiler yaratacak bir girişime de başlamayalım. Mesela Elon Musk'ınki bir buçuk senelik bir şey. Türkiye'mize baktığımızda bu tip şeyler kalıcı oluyor, yeni yeni bürokrasiler yapıyor. İşte, Özelleştirme İdaresi burada, otuz yıllık bir kurum, süreli bir şekilde bir şey yapmak için kuruldu, şimdi, her gün 1 milyon lira para harcamak için Meclisin karşısında. Yani bunu bırakırsak bu işin sonu yok.
Beşincisi Türkiye Varlık Fonu. Burada hakikaten büyük bir muamma var. Ben burada herkesin huzurunda size sorayım: Türkiye Varlık Fonu hisselerini satmak için uluslararası finansal kuruluşlarla yetkilendirme görüşmeleri yapıyor musunuz, yapmıyor musunuz?
Değerli arkadaşlar, hep sayılardan bahsediyoruz ama bütçenin özünde insan var. Vatandaşlarımız öz yurdunda parya olmuş durumda. İhtiyaçlar hiyerarşisinin en alt basamağına inmiş durumda. Kolay para vaadine kanmış, kara para için yasa dışı bahis ve kumara dadanmış ve kredi batağına saplanmış durumda. Gelin, bunu bütçeyle değiştirelim.
Saygılar sunuyorum.