HİKMET YALIM HALICI (Isparta) - Sayın Başkan, Sayın Bakan, değerli milletvekilleri, değerli bürokratlar ve basın mensupları; Türkiye'nin en önemli bütçesini ve konusunu konuşuyoruz yani geleceğimizi belirleyecek olan Millî Eğitim Bakanlığı bütçesini. Cari harcamalardaki yüzde 12,5'luk artış 2025 Cumhurbaşkanlığı yıllık programında belirtilen 2025 yıl sonu enflasyon hedefi olan yüzde 17,5'un bile altında, tabii, bu yüzde 17,5'a inanırsanız. Mali disiplin sağlanabilmesi için bütçe planlamaları yüksek enflasyon göz önünde bulundurularak yapılmalıdır diyoruz, bunu Plan Bütçe Komisyonu üyelerimiz de biraz önce anlattılar.

Geçtiğimiz gün Millî Eğitim Bakanlığının önünde Türkiye Okul Yemeği Koalisyonunun okullarda her gün bir öğün yemek için yaptığı açıklamaya katıldık. Ardından Genel Kurulda okullarda yaşanan beslenme sorunu üzerinde araştırma önergemizi verdik ve bunu konuştuk. Genel Başkan Yardımcımız Sayın Suat Özçağdaş burada çocuklarımızın yaşadığı beslenme sorununu anlattı ama böyle bir önergeye dahi maalesef ret oyu verdiniz. Sayın Bakan, şu anda Komisyon Başkanımız olan Mahmut Özer Bakanken her gün bir öğün ücretsiz yemek uygulaması başlatmıştı, iyi de yapmıştı. Biz daha fazla öğrenciye bu yemeklerin ulaştırılmasını isterken siz gelip selefiniz Sayın Özer'in uygulamasını maalesef kaldırdınız. Hadi, bizim çok haklı ve insani olan önergemizi reddediyorsunuz, Sayın Özer'in uygulamasından ne istediniz? Çocuklara bakışınız bu mu Sayın Bakan? Türkiye'de her 5 öğrenciden 1'i her hafta aç kalıyor. Aç ve beslenemeyen bir çocuk nasıl öğrenecek, bunu da buradan sormak istiyorum. Yatağa aç giren çocuklar okula da aç gelmek durumunda kalıyorlar. Yemeklerini sağlayamadığınız gibi, bunların okullarında temizliği bile maalesef yaptıramadınız. Bakın, 2014-2018 yılları arası yüzde 12-13 seviyesinde olan Millî Eğitim Bakanlığı bütçesinin merkezî yönetim bütçesine oranı korunabilseydi Millî Eğitim Bakanlığı 2025 yılı bütçesi yaklaşık 316 milyar TL daha fazla olacaktı. Bu ne demek? Bu kaynakla resmî eğitim kurumlarına kayıtlı 15 milyon 849 bin çocuğumuza iki eğitim öğretim yılı boyunca ücretsiz ve sağlıklı öğle yemeği verebilmek demekti. Yıl 2024, dünya Mars'a yolculuğu, yapay zekâyı, 3D yazıcılarla organ üretimini konuşuyor ama maalesef bizim gündemimiz okula aç giden çocuklar ve pislik içindeki okul tuvaletleri. Hanginiz bunu Türkiye'ye yakıştırabiliyorsunuz?

Bir diğer konu da maalesef öğretmenlerimizin içinde bulunduğu durum. Açlık sınırı altında yaşayan, ek iş yapmak zorunda kalan öğretmenlerimiz nasıl sağlıklı eğitim verebilirler Sayın Bakan? Şimdi, ücretli öğretmenlik konusu var, gölge bakanımız Sayın Suat Özçağdaş ek süre verilmediği için konuyu dile getiremedi ama ben söyleyeceğim buradan. "Ücretli öğretmen" demek "ücretli köle" demek maalesef. 85 bin kişi var bu durumda olan ve bunlar en fazla 120 saat ders verebiliyorlar, yüzde 90'ı da bunu bile yapamıyor. 120 saat ders veren öğretmenler 19.272 lira para alıyorlar ve dokuz on ay çalışıyorlar. Hiçbir kriter olmadan da il müdürleri bunları maalesef atayabiliyor.

Bir başka konu daha, özel okul öğretmenleri meselesi. Taban maaş uygulaması vardı özel okul öğretmenlerine. Sizin Müsteşarlığınız döneminde bir gece yarısı operasyonuyla bunu kaldırdınız ve bu okullardaki öğretmenler maksimum asgari ücret almak zorunda kaldılar. Geçtiğimiz günlerde Öğretmenlik Meslek Kanunu tartışmalarında yoktunuz Sayın Bakan. Neden orada böyle bir madde koymadık ve bir taban maaş uygulaması özel okul öğretmenlerine getirmedik? Çok güzel bir şekilde bunu Komisyonda anlatmışlardı, ülkemizin de buna ihtiyacı vardı. Dayısıyla, Cumhuriyet Halk Partisinin ana konusu eğitimdir ve bunu da bundan sonra gündemde tutmaya devam edecektir.