| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/278) ve 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/277) ile Sayıştay tezkereleri a)Millî Eğitim Bakanlığı b)Yükseköğretim Kurulu c)Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanlığı ç)Yükseköğretim Kalite Kurulu d)Üniversiteler |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 14 .11.2024 |
TURAN TAŞKIN ÖZER (İstanbul) - Sayın Başkan, Sayın Bakan, Komisyon üyeleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
MESEM programları kapsamında iş yerlerinde adı "çırak, stajyer" diye geçen ama kölelik sisteminden farklı olmayan çalışma koşullarında işe mahkûm edilen çocuklar iş kazalarında ağır yaralar alıyor, iş cinayetlerinde hayatını kaybediyor. Sistem baştan aşağı denetimsiz, sistem baştan aşağı düzensiz. Bakanlığınızın MESEM'le ilgilenen hangi birimiyle konuştuysak bilgisizler, kendi görev alanlarıyla ilgili mevzuata hâkim değiller, çocukların ölümünden ise çıkan haberler kadar haberdarlar. Bakanlığınızın hukuk birimini aradık, ölen çocukların isimlerini söyledik, ne dosya var ne de bilgi, il millî eğitim müdürlüklerine yönlendirdiler. İlleri tek tek aralık, çocukların isimlerini verdik, sistem üzerinden arama yaptılar; "Dosya yok." "Müdahillik yok." "Bilgi yok." "Sistemde adı yok." Aldığımız cevaplar bunlar yani Bakanlık kendisine bağlı MESEM Programı kapsamında iş yerlerine gönderdiği ve o iş yerlerinde hayatını kaybeden çocukların davalarında taraf değil. Aileyle irtibata dahi geçmiyorsunuz, bırakın taraf olmayı, gözlemci avukat bile yollamıyorsunuz, Millî Eğitim Bakanlığı kendisini öyle bir mutlak sorumsuzluk içinde hissediyor ki MESEM Projesi Bakanlığın, öğrenciler Bakanlığın, iş yerleri Bakanlık onaylı ama ne zaman bir çocuk ölse ya da yaralansa Bakanlık bir anda yok oluyor. Oysaki Millî Eğitim Bakanlığının bırakın davaya taraf olmasını, kamu sorumluluğu kapsamında sorumluların yargılanması gerekir. Çocuklar akredite olmuş iş yerlerinde ölürken Millî Eğitim Bakanlığının sorumsuzluğu, sizin sorumsuzluğumuz kabul edilemez Sayın Bakan. Sadece bu da değil, Bakanlık öğrencilerin denetiminden de kendini muaf tutuyor. İş yerlerindeki öğrencilerin denetimlerini (2024/36) sayılı Genelge'yi çıkartarak öğretmenlere bıraktılar. Elimizde denetimin şablonu var, bazı sorular şöyle: "Öğrencinin devam durumu günlük olarak takip ediliyor mu? Öğrenciler için gelişim tablosu uygulanıyor mu? Mesleki eğitim çalışma saatlerinde yapılıyor mu? İş güvenliği konusunda öğrencilere yeterli bilgi veriliyor mu? İşletmenin meslek eğitimiyle görevli personelinin usta eğiticilik belgesi var mı?" Bunun gibi daha pek çok soru. Bu soruların hiçbiri iş kazalarının önüne geçemez Sayın Bakan, zaten öğretmenler iş güvenliği uzmanı da değil, bunlar eğitimci. Bunu öğretmenlerin sorumluluğuna bırakmak Bakanlığın -tırnak içinde söylüyorum- ikiyüzlülüğünden başka bir şey değildir ama bununla da bitmiyor, "MESEM Programı kapsamında sözde mesleki eğitim almaları sağlanan öğrencilerin kaçı eğitim aldıkları alanda kendi meslekleriyle ilgili SGK'li bir işe girmiştir?" diye soru sorduk, Sayın Bakan, sizin imzanızla "İstihdam durumunun tespitlerine yönelik çalışmalar devam ediyor." diye bir cevap geldi. Aynı soruyu Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanına yönelttik, "Bu konu Bakanlığın yetki ve sorumluluk alanına girmiyor, konu hakkında bilgimiz yok." diye yanıt geldi. Ya Millî Eğitim Bakanlığı böyle bir çalışma olmadığını itiraf edemediği için yalan söylüyor ya da Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının SGK'den haberi yok. Bu tam anlamıyla kepazeliktir, bununla ilgili derhâl doğru bir açıklama yapmalısınız. Kim denetim yetkisi olan Meclisi, milletvekillerini, dolayısıyla halkı yanıltıyorsa ortaya çıkmalı. Sayın Bakan, Millî Eğitim Bakanlığı MESEM Programı kapsamında yaralanan ya da hayatını kaybeden çocuklarla ilgili en ufak bir çalışma yapmıyor, hatta henüz kaç çocuğun hayatını kaybettiğini net olarak bilemiyoruz. Basına yansıyan ve haberlerden derlediğim kadarıyla 11 çocuk, burada resimlerini gördüğünüz ama size göre 5 çocuk hayatını kaybetti. Israrla çocukların hangi tarihte ve hangi iş kolunda staj yaptıklarını sorsak da yanıt alamıyoruz, ortada ciddi bir bilgi kirliliği var. Bakanlığın hayatını kaybeden çocukları tek tek açıklaması gerekmektedir, bunu sizden bekliyoruz. Sizden artık rica ediyoruz, bürokratlarınıza verin talimatı ve bu bütçe bitmeden bu konular hakkında net bilgiler alalım. Tüm bu saydığım durumlara baktığımızda MESEM sistemi çökmüştür. Stajyerlerin hangi işlerde, hangi koşullarda çalışabileceklerine dair kesin hükümleri içeren özel bir mevzuat yok. İş Kanunu'na göre işçi değiller, İş Kanunu'na tabi olmadıkları için bu kanuna dayanarak çıkartılan Çocuk ve Genç İşçilerin Çalıştırılma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun şartlarda ve işlerde çalıştırılmaları da beklenemez. Bizim kaybedecek bir çocuğumuz daha yok, o nedenle MESEM sistemi derhâl sonlandırılmalıdır. Eğer bir staj sistemine ihtiyaç var ise bununla ilgili bir araştırma komisyonu kurulması için öneri verdik, bu talep kapsamında komisyonun derhâl kurulması ve gerekli politikaların belirlenmesi gerekiyor. Önce gerekli yasal düzenlemelerin yapılması, Millî Eğitim Bakanlığının sorumluluğunun belirlenmesi, ondan sonra öğrencilerin staj sistemine dâhil edilmesi gerekmektedir. Bunun için hem Meclisi hem de Bakanlığı göreve davet ediyoruz.