MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - Sayın Başkan, Komisyonun çok değerli üyeleri, Sayın Bakan, Bakanlığımızın ve diğer kurumlarımızın değerli temsilcileri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Öncelikle, 2025 yılı bütçesinin Millî Eğitim Bakanlığımıza ve ülkemize hayırlı uğurlu olmasını diliyorum.

Cumhuriyetimizin 2’nci yüzyılı “Türkiye Yüzyılı” olarak ilan edildi ve bu, bir devlet politikası hâline getirildi. Bu yüzyıl Türk ve İslam tarihinin önemli dönüm noktalarını da içeriyor; örneğin, İstanbul’un fethinin 600’üncü yılını, Malazgirt Zaferi’yle Türklerin Anadolu’ya girişinin ve sarsılmaz kardeşlik ve beraberliğin 1.000’inci yılını, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine geçişin 100’üncü yılını ve cumhuriyetimizin 200’üncü yılını ihtiva ediyor. Bunların her biri Türkiye Yüzyılı hedeflerine ulaşmanın önemli istasyonlarından. Bölgesinde lider, küresel alanda önemli bir aktör hâline gelen Türkiye, tarihte birçok defa olduğu gibi başta mazlum milletler olmak üzere insanlığın huzuru için beklenen bir durum.

Sayın Cumhurbaşkanımız Kırgızistan’ın başkenti Bişkek’te “Türk Dünyasının Güçlendirilmesi” temasıyla düzenlenen Türk Devletleri Teşkilatı Devlet Başkanları Konseyinin 11’inci Zirvesi'nde “Ata yurdu Bişkek’te olmaktan dolayı gurur duyuyorum. Önümüzdeki dönemi Türk dünyası yüzyılı yapmak için tüm gücümüzle çalışacağız.” diyerek Türkiye Yüzyılı’na bölgesel ve küresel boyut kazandıran bir vizyonu ortaya koymuştur.

Türk Devletleri Teşkilatı kurulduğu günden bu yana, üye devletler arasında ekonomik, sosyal ve güvenlik konularında ortak hedefler belirlemiş ve bu anlamda stratejik düzeyde son derece önemli anlaşmalara imza atmış ve iş birliklerini başlatmıştır. Ortak alfabeye geçiş kararı, Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli’nin ifadeleriyle tarihî bir karardır; Türkiye, Azerbaycan ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin ortak alfabeye hazır olması Türk birliğinin müjdesidir. Hem “Türkiye Yüzyılı” hem de “Türk dünyası yüzyılı” vizyonu hedeflerine ulaşmada ve lider ülke Türkiye idealinin gerçekleşmesinde Türkiye Cumhuriyeti Millî Eğitim Bakanlığına önemli görev ve sorumluluklar düşmektedir.

Sayın Bakan, Millî Eğitim Bakanlığımızın değerli üst düzey yöneticileri; “Türkiye Yüzyılı” ve “Türk dünyası yüzyılı” vizyonunun ete kemiğe büründürülmesine destek verecek insan kaynağının çağdaş bir anlayış ve vizyon hedefleri doğrultusunda yetiştirilmesinin sorumluluğu ve vebali ağırlıklı olarak sizlerin omuzlarınızdadır; tarih size böyle bir sorumluluğu yüklemiştir. Bilgi, birikim ve geçmiş tecrübenizle bu sorumluluğun altından kalkacağınıza olan inancım tamdır Sayın Bakanım. Bu vesileyle, Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli üzerindeki çalışmalar dolayısıyla emeği geçen tüm eğitimcilerimize teşekkür ediyorum.

Komisyonumuzun değerli üyeleri, Sayın Bakanım; makro düzeyde bu tespitleri yaptıktan sonra bir iki konuyu da gündemlerinize getirmek, daha doğrusu hatırlatmak istiyorum.

Birincisi, öğretim üyeleriyle ilgili -benim de içinden geldiğim, sizin de içinde geldiğiniz- öğretim üyelerinin iki konuda talepleri var genellikle. Biri, emeklilik yaşlarıyla alakalı; 67 yaşından sonra emekliye ayrılıyorlar biliyorsunuz, bazı üniversitelerde bu 75’e kadar çıkarıldı, son uygulama da 2025’te son bulacak bildiğim kadarıyla. Bu konuyla ilgili genele şamil ya da en azından belli üniversitelerde bu uygulamanın devam ettirilmesi gerektiği yönünde talepleri var.

İkincisi, öğretmenlerimizle alakalı. Bu da öğretmen açığının giderilerek bu ücretli öğretmenlik uygulamasına son verilmesi, çakılı sözleşmeli öğretmenliğin bir şekilde sonlandırılarak zorunlu hizmet bölgeleri itibarıyla da tazminat ödenmesi yönündeki talep ve istekler.

Ben, bu vesileyle tekrar bu bütçe çalışmalarının hayırlara vesile olmasını diliyorum.

Teşekkür ediyorum.