| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/278) ve 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/277) ile Sayıştay tezkereleri a)Millî Eğitim Bakanlığı b)Yükseköğretim Kurulu c)Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanlığı ç)Yükseköğretim Kalite Kurulu d)Üniversiteler |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 14 .11.2024 |
SEVDA KARACA DEMİR (Gaziantep) - Teşekkür ediyorum.
Bütçe görüşmelerin tamamında gördük, bu iktidar devletin her zerresinde istikrarlı bir sermaye programı uyguluyor. Tıpkı patronlardan talimat alınarak hazırlanan bütçeler gibi, biz eğitim sisteminin de patron örgütlerinin talimatıyla dizayn edildiğini görüyoruz. Ortada eğitim sistemi filan kalmadı, buradan ne iddia ederseniz edin. Büsbütün bir sömürü sistemi planı var ortada, bu planın maskesine de "mesleki eğitim" adını vermişsiniz. Bakın, 2025 bütçenizde liseler arasında aslan payı meslek liselerine ayrılmış. Öğrenci sayısı 1 milyon olan meslek liselerine 172 milyar lira ayrılırken 3,5 milyon öğrencisi olan genel liselere 161 milyar ayırmışsınız, 525 bin öğrencisi olan imam-hatiplere 65 milyar. 2022'de "Haftada dört gün iş, bir gün okul." "Hem diploma hem ustalık belgesi." "Asgari ücretin yarısı kadar ücret." diye süsleyerek bir MESEM icat ettiniz. Dünya kadar reklam bütçesi ayırarak yüz binlerce yoksul aile çocuğunu üç kuruşa işçi olmaya yönlendirdiniz. Her bahaneyle yağmalanan İşsizlik Fonu bu sefer de eğitim hortumuyla sermayeye akıyor, sermaye de çocukların kanını akıtıyor; siz de seyrediyorsunuz. Bakın, siz sayı açıklamıyorsunuz Sayın Bakan ama en az 11 çocuk öldü MESEM'lerde, sizse patronları yalnızca 2023'te yaklaşık 10 milyar lira fonladınız. Çocukların patronlara ürettiği değer bunun çok çok üstünde. Küçücük çocuklar haftada beş-altı gün, günde on-on iki saat iş güvenliğinden yoksun bir şekilde sermayedarların zenginliğine garanti ediliyor. TÜSİAD, TİSK, MESK kurguluyor; Koç, Arçelik, TÜPRAŞ vurguluyor; Millî Eğitim Bakanlığı da bu patron programına "eğitim" deyip uyguluyor.
Sayın Bakan, bakın, 2015 yılında bir makale yazmışsınız, FETÖ'cüleri kastederek şöyle şeyler söylemişsiniz: "Öğrencileri kendi toplumsal mühendislik çabaları ve gelecek planları için istemedikleri alanlara yönlendirdiler. 'Ben aslında mühendislik okumak istiyordum ama dershanedeki abilerim beni buraya yönlendirdi.' diye serzenişte bulunan çocukları gördükçe kahroluyorum." Sizin cümleleriniz. Biz de mühendis olabilecekken bu patron partisi AKP'nin gelecek planları uğruna berbat ettiği eğitim sisteminde düşünemez hâle getirilip sonra da "Senden bir şey olmaz, sen git MESEM'e de elin ekmek tutsun." diyerek işçileştirdiğiniz çocukları görünce kahroluyoruz. Yatakta olması gereken saatte atölyede çalışan, iş cinayeti haberleri gelen çocukları görünce kahroluyoruz. Laboratuvarda bilimsel eğitim görmesi gerekirken keyfekeder değiştirdiğiniz müfredatla "eğitim" diye sadece din dersi verdiğiniz çocukları görünce kahroluyoruz. Tarlada çalıştığı için okula geç başlayan, taşımalı eğitim sınırlandırıldığı için ailesinden koparılan, 4+4 saçmalığıyla evlendirilmekle yüz yüze bırakılan, eğitimden uzaklaştırılan 2 milyonu aşkın çocuğu görünce de lanet okuyoruz. İşsizliğe mahkûm edilip gelecek umudu elinden alınan, okulda açlıktan bayılan, pislikten hasta olan, konteyner okullarda ders görmek zorunda kalan çocukları görünce de kahrediyoruz.
Şimdi, bir yandan Çevre Bakanınız, öte yandan siz deprem bölgesinde inşa edilen yapıların sayısını ha bire veriyorsunuz. Ben size bir selam getirdim "Bir buçuk yıl geçti, hâlâ depremde zarar gören okullarımız inşa edilmedi." diyor deprem bölgesinden veliler ama siz bir parmak şıklatmasıyla 81 ilin tüm sanayi bölgelerinde MESEM'ler açtınız. Demek ki emir büyük yerden gelince bütçe de bulunuyor, olanak da bulunuyor. Ben o emirlere bir tane örnek vereceğim, Kasım 2022'de İTO Deri Meslek Komitesi demiş ki: "Ağaç yaşken eğilir, mesleki eğitim ortaokul seviyesinden başlamalı. Bakan bizden konuyla ilgili çalışma yapmamızı istedi." Patronun talebini şakkadak karşılamışsınız, mesleki eğitim ortaokula kadar düştü. Şimdi ama yüz binlerce ailenin okullarda bir öğün ücretsiz yemek talebine "Bütçe yok." diyorsunuz. Ben size geçen sene buraya, bu masaya 100 binlerce imza getirdim, koydum bir dosyayla. Ne yaptınız o dosyayı Sayın Bakan? Burada söyleyin "Yüz binlerce yurttaşı hiç dikkate almadım, dosyanıza da dönmeyin." deyin bana. Patronlardan 3 trilyon vergi almaktan vazgeçerken; tarikatlara, cemaatlere 100 milyar harcarken, özel okul patronlarına teşvikler yağdırırken bütçeniz var; okulların temizliğine, çocukların yemeğine yok. Sizin bu Mecliste yediğiniz öğle yemeğinin soğanlarını bile meslek lisesi öğrencileri doğruyor ama o çocuklar okullarda aç kalıyor.
Bakın, açıkça söyleyelim size, çocukları böyle bir cendereye mahkûm eden sizden hiç lafımızı esirgeyecek değiliz: Siz, sermayenin kayyımı olarak Millî Eğitim Bakanlığı koltuğunu işgal ediyorsunuz Sayın Bakan. Sermayenin millî eğitim kayyumusunuz, bu yüzden de sizinle özel bir meselemiz var.