KOMİSYON KONUŞMASI

OKAN KONURALP (Ankara) - Çok teşekkür ederim; ev sahipliğiniz için de teşekkür ederim.

Yaklaşık üç yıl boyunca üyesi olduğum Radyo Televizyon Üst Kurulunun Değerli Başkanına ve gazetecilik mesleğinde de tatlı sert bir rekabet içerisinde olduğum, ardından da Radyo Televizyon Üst Kurulunda birlikte görev yaptığım Deniz Hanım'a da Sayın Gök'e de hoş geldiniz diyorum.

Radyo Televizyon Üst Kurulunun bugünkü hâlinin ne olduğuna ilişkin tartışmalara, iddialara ya da gerçeklere girecek değilim. Belki o konuya Sayın RTÜK Başkanı gelecek hafta Kültür Bakanlığı bütçesi kapsamında Plan Bütçeye geldiği sırada bunları daha detaylı, kendisiyle paylaşma veya tartışma imkânımız olacak. Dolayısıyla ben bu toplantının bir misafiri olarak daha çok bugünkü konuda, gündemde kalmak istiyorum.

RTÜK BAŞKANI EBUBEKİR ŞAHİN - Burada da sorabilirsiniz efendim.

OKAN KONURALP (Ankara) - Dediğim gibi, Radyo Televizyon Üst Kurulunun bugünkü tavrı, yaklaşımı kamuoyunda da tartışma yaratacak düzeyde bir tarafa doğru meyletmiş, bir tarafın da negatif pozisyonunda gelişen bir şey ama önemli değil yani bunu daha sonra da tartışırız.

Bugün neden bu konuda kalmak istiyorum. Ben de çok fazla sözü uzatmadan, Radyo Televizyon Üst Kurulunun bir toplantısında bir diziyle ilgili bir dosya kararı gelmişti, bir yaptırım ihtimali vardı. Orada bir şiddet görüntüsü var, kadına yönelik bir şiddet görüntüsü var. Yalnızca dizinin o sahnesine baktığımızda bir cezai yaptırımı gerektirebilecek bir şey fakat dizinin devamında hatta bölümün devamında kadına yönelik şiddeti olumsuzlayan ve oradan kadına yönelik şiddeti kadın lehine pozisyonlandıran bir senaryoya evriliyordu. Tam da bu noktada bir tartışma yarattık; ya, kadına yönelik şiddete yönelik eleştiren pozisyon, engelleyici, önleyici pozisyon nasıl bir dil ve üslupla ekrana getirilmeli ki örneğin bu bir cezai yaptırım konusu olmamalı. İşte o yaklaşık iki yıl, iki buçuk yıl önceki bir tartışmanın sonucunda, Sayın Üyemiz, Sevgili Deniz'in Başkanlığında geçen bir sürecin gelmiş olduğu noktanın bir ürünüdür bu. Ben bu noktada çok değerli buluyorum, bazı şeyler yavaş olabiliyor, ilerleyebiliyor ama gelinen nokta bence çok değerli. Bu, tabii ki zaman içerisinde daha da genişleyecek ve kökleştirilecektir. Nasıl ki "'Hanım' demeyin, 'bayan' demeyin, 'kadın' deyin." noktasından artık gerçekten "kadın" denilen bir noktaya geldik. "Kadınlarımız" kavramını, ifadesini kullananların da sayısı oldukça azaldı; umarım, yakın bir zamanda o da kalmaz; kadın kadındır. Bazen, zaman zaman muhalefet sıralarından sadece bu kavramların kullanılış şekli üzerinden bile birtakım tatlı sert atışmalarımız oluyor ama görüyorum ki Parlamentonun bile ağırlıklı çoğunluğu "kadın" kavramını artık kabullenmiş ve içselleştirmiş bir durumda, diline yansıtmış durumda; bu çok değerli. Bu noktada, dediğim gibi "kadınlarımız" kavramını da bir an önce dilimizden uzaklaştırmamız lazım.

Son sözüm şu olsun; bunun, nihayetinde bu 8 maddenin tüm yayıncı kuruluşlar tarafından bir mutabakatla uygulanabilir hâle getirilmesidir değerli olan, bu metinde kaldığı zaman ve bu yayıncı kuruluşlar tarafından bir ilke kararıyla bütün yayınlarına sirayet ettirilmediği zaman raflardaki yerini alma tehlikesiyle karşı karşıya. Umarım, bu noktada Radyo Televizyon Üst Kurulu bizzat altında imzası olan bu metne sahip çıkar, sahip çıkılması konusunda yaptırım olanaklarını kullanır. Dolayısıyla, hiçbir kanal bir nedenden dolayı Hükûmet yanında ya da karşısında almış olduğu pozisyon üzerinden değerlendirilmeksizin, bu ilkelere hangi yayıncı kuruluş uymuyorsa, uymama konusunda hangi yayıncı kuruluş kararlılık gösteriyorsa o yayıncı kuruluşa yönelik gerekli yaptırımlar uygulanır.

Hâliyle, ben, bir nedenden dolayı, başında kısmen parçası olduğum bu sürecin gelmiş olduğu noktadan duyduğu memnuniyeti ifade etmek istiyorum.

Son sözüm de şu olsun: Plan Bütçede görüşürüz.

Teşekkür ederim, sağ olun.