KOMİSYON KONUŞMASI

EJDER AÇIKKAPI (Elâzığ) - Teşekkür ediyorum Başkanım.

Sayın Başkanım, Sayın Bakanım, Bakan Yardımcılarım, Komisyonumuzun değerli üyeleri, kıymetli bürokratlar; Millî Eğitim Bakanlığımızın 2025 yılı bütçesi üzerine AK PARTİ Grubumuz adına söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Eğitim, bir toplumun kalkınmasının, kültürel olarak zenginleşmesinin en temel anahtarıdır. AK PARTİ olarak 2002'den bu yana her evladımızın kaliteli eğitim imkânlarına ulaşabilmesi için büyük bir gayret gösterdik, göstermeye devam ediyoruz. Bugün, burada, milletin evlatlarını, ülkemizin geleceğini emanet ettiğimiz eğitim alanında atılan adımları, yapılan yatırımları ve bu yolda katedilen mesafeyi paylaşmak istiyorum. Mesele yalnızca rakamlar, bütçeler ya da projeler değil, mesele bu milletin öz evlatlarının akıl ve vicdan sahibi, vatansever, çalışkan bireyler olarak yetiştirilmesi meselesidir.

Bakınız, eğitim, bir milletin damarlarında akan kandır, ruhunda taşıdığı değerlerin can damarıdır. Osmanlı'dan cumhuriyete, Millî Mücadele döneminden bugüne hepimiz bir meşale gibi eğitimi taşıdık. Şimdi ise Türkiye Yüzyılı'nın eşiğindeyiz ve bu yolda eğitim sistemimizde büyük dönüşümler gerçekleştiriyoruz. Eğitimin her kademesinde yapılan yeniliklerle ülkemizin dört bir yanındaki çocuklarımızın eşit şartlarda eğitim almasını sağlamaya çalıştık. Okul öncesi eğitimden yükseköğretime kadar genişleyen bir vizyonla hareket ederek derslikler inşa ettik, öğretmen atamalarını artırdık, dijital dönüşüme öncülük ettik. Geleceğe emin adımlarla yürüyen, donanımlı bir nesil yetiştirmek için eğitimde devrim niteliğinde adımlar attık. Millî ve manevi değerlerine sahip çıkan, gelecek nesillere bunu aktarmamıza vesile olan bir Millî Eğitim politikası evlatlarımıza bırakabileceğimiz en büyük miras olacaktır çünkü Türkiye Cumhuriyeti devleti gerek tarihî gerek coğrafi konumu bakımından dünyanın göz bebeği, incisi bir konumdadır. Evlatlarımızı, kültürümüze, gelenek ve göreneklerimize uygun olmayan, millî ve manevi değerlerimizi hiçe sayan bir eğitim politikasına mahkûm edemeyiz. Örf ve âdetlerimizi, gelenek ve göreneklerimizi, vatan sevgimizi, bayrak sevgimizi, millet sevgimizi, devlet sevgimizi evlatlarımıza aktarmak bizim boynumuzun borcudur. Ben buna burada itiraz edecek kimsenin olmadığına inanıyorum. Bu, siyasetin üstünde bir mesele, hepimiz için bir vazifedir.

Sosyal medya platformlarında, dijital içerik platformlarında, video oyunlarında dünyaya zerk edilmek istenen bir cinsiyetsizlik zehri olduğunu görmeyenimiz yoktur. LGBT sapkınlığının geldiği nokta hepimizin malumudur. Evlatlarımızı en uç, en kirli noktalara taşıyıp millî ve manevi değerlerini unutturmak, tarihinden çekip alıp daha sonra onları köle hâline çevirmek isteyenlerin olduğunu görüyoruz. Ben buna da burada kimsenin itiraz etmeyeceğini düşünüyorum.

Sayın Bakanım, Bakan Yardımcılarım, sayın milletvekilleri, değerli misafirler; siyasi görüşümüz, bakış açılarımız farklı olabilir ama inanıyorum ki her birimiz evlatlarımıza huzur ve bereketle yoğrulmuş bir vatan emanet etme gayretindeyiz. Eleştiriler yapılırken sadece eleştirmek için değil, ifade ettiğim millî ve manevi değerlerin korunması hususunda hassasiyetle davranmak zorundayız.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tabii, AK PARTİ olarak özellikle son yıllarda eğitimin tüm kademelerinde okullaşma oranlarını artırmak için yoğun çaba harcıyoruz. 2002 yılında yüzde 11,7 olan okul öncesi okullaşma oranı 2023-2024 eğitim öğretim yılında yüzde 84,26'ya çıkmıştır. İlköğretimde ise okullaşma oranı yüzde 91'den yüzde 95,65'e, ortaöğretimde yüzde 50,57'den yüzde 87,97'ye yükselmiştir. Çocuklarımızın ve gençlerimizin eğitim alması yalnızca bireysel gelişimleri için değil, aynı zamanda güzel ülkemizin geleceği için de en büyük güvencemiz olacaktır. Eğitimin sadece akademik bilgiyle sınırlı kalmadığına, aynı zamanda sosyal, kültürel ve ahlaki değerlerin de bireylere kazandırılması gerektiğine inandığımızın altını çiziyorum. Bu anlayış doğrultusunda, Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli'yle eğitim sistemimizde köklü bir yenilik sürecine girdik. Bakanlığımızın Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli'yle çocuklarımızın çok yönlü gelişimini destekleyen değerler eğitimi, sosyal, duygusal öğrenme becerileri ve okuryazarlık temelli ders programları hazırlanmış durumda. Bu model çerçevesinde hazırlanan müfredatla, öğrencilerimize bilgiyi yalnızca ezberletmek değil, onların bilgiye dayalı analiz yapma, problem çözme ve kritik düşünme yeteneklerini geliştirme gayretindeyiz.

Sayın Başkanım, Sayın Bakanım, değerli milletvekilleri; teknoloji çağındayız, millî ve manevi değerlerimize sahip çıkacağımız gibi, teknolojiden geri kalmadan, teknoloji üreterek büyümeye, güçlenmeye devam edeceğiz. Bu kapsamda, okullarımızda dijitalleşme ve teknoloji entegrasyonu çalışmalarımız da tüm hızıyla devam etmektedir. Bugün ders kitaplarımızda karekodlar aracılığıyla etkinlikler, animasyonlar ve simülasyonlarla zenginleştirilmiş dijital içeriklere yer veriyoruz. Artırılmış gerçeklik ve yapay zekâ uygulamalarıyla desteklenen bu materyaller sayesinde öğrencilerimiz dijital çağın gereksinimlerine uygun bir eğitim alabiliyorlar.

Tabii, evlatlarımıza daha kaliteli eğitim sunmanın yolu öğretmenlerimizin niteliğini de artırmaktan geçmektedir. AK PARTİ hükûmetleri olarak eğitim kadromuzun mesleki gelişimine büyük önem veriyoruz. 2024 yılı itibarıyla Bakanlığımıza bağlı kurumlarda 1 milyonu aşkın öğretmen görev yapmaktadır. Son yirmi yılda 799 binden fazla öğretmen ataması gerçekleştirilmiştir ve bu öğretmenlerimiz, sürekli mesleki gelişim programlarıyla desteklenmektedirler. Tabii, bu rakamlar Cumhuriyet tarihinin en büyük öğretmen atama sayılarının yansımasıdır. Hatırlayalım, 80-90 kişilik sınıflarda bir arada 4 çocuk, 5 çocuk ders görme gayretindeydi; tabii, bu kötü zamanlar geride kaldı. Hiçbir milletvekilimiz o karanlık günlere, evlatlarımızın binbir zorlukla eğitim olduğu günlere dönmek istemeyecektir; bundan da eminim.

Sayın Başkan, Plan ve Bütçe Komisyonumuzun değerli milletvekilleri; mesleki ve teknik eğitimin gücünün farkındayız, bunları güçlendirmek ülkemizin ekonomik kalkınmasına doğrudan katkı sağlayacaktır. Millî Eğitim Bakanlığımız gençlerimizi nitelikli iş gücü olarak yetiştirmek için mesleki ve teknik eğitime özel bir önem vermektedir. Bu kapsamda, sanayi kuruluşları ve diğer sektörlerle iş birliği içinde çalışıyor, meslek liselerimiz modernize edilerek öğrencilerimizi mesleki eğitime teşvik eden projeler geliştiriyor ve ülkemizin dört bir yanında uygulamaya koymaya devam ediyoruz. Bu süreçte, mesleki eğitim merkezlerimizde eğitim alan öğrencilerimize sağlanan destekleri artırdık, artırmaya devam ediyoruz.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; eğitimde fırsat eşitliği sağlama konusundaki kararlılığımızı her bir öğrencimize ücretsiz ders kitabı dağıtımıyla da destekliyoruz. Tabii, o yılları hatırlayalım; 2003 yılından bu yana her eğitim yılı başında milyonlarca evladımıza ders kitapları ücretsiz olarak dağıtılmakta. 2024 yılı itibarıyla ilköğretim ve ortaöğretim öğrencilerimize toplamda 108 milyondan fazla ders kitabı dağıtılmıştır. Bizim amacımız, Millî Eğitimde ailelerin üzerindeki maddi yükü hafifletmek, evlatlarımızın eğitimine odaklanmaktır. Eğitim kalitesini artırmak adına okullarımıza spor salonları, laboratuvarlar ve kütüphaneler kazandırdık, kazandırmaya devam ediyoruz. 2002 yılında ülkemizde yalnızca 2.791 spor salonu varken bugün bu sayı 12.041’e ulaşmış durumdadır. Kütüphanelerimizin sayısını da her geçen gün artırıyor, okuma seferberlikleriyle okuma yazma bilmeyen yaşlı vatandaşlarımıza ulaşma gayretimizi de sürdürüyoruz. Kütüphane sayımız bugün 40 bine yaklaşmış durumdadır.

Sayın milletvekilleri, özetle, Millî Eğitim Bakanlığımızın 2025 yılı bütçesi çocuklarımızın ve gençlerimizin geleceğe güvenle bakabilmesi, aziz milletimizin refah seviyesinin daha da yükselmesi için büyük bir öneme sahiptir. AK PARTİ iktidarları boyunca bütçenin her daim en büyük kısımları eğitime harcanmıştır, ayrılmaya da devam edecektir, harcanmaya devam edecektir.

Aziz milletimizin vicdanı... Bir süredir ortalıkta koparılan fırtınayı, maskenin altındaki yüzleri hep birlikte görmemiz gerek. Mevzu okullarımızın temizliği ise doğrudur ama gözler başka, oyunlar, niyetler başka. Bakanlığımız evlatlarımızın temiz bir gelecekte, sağlıklı yuvalarda yetişmesi için görevini yerine getirmektedir.

CAVİT ARI (Antalya) - Mesela, neymiş oyun söylesin.

EJDER AÇIKKAPI (Elâzığ) - 60.487 okulumuzda 143.355 temiz yürekli insan geleceğimizin teminatı çocuklarımız için görevlerinin başındadır.

CAVİT ARI (Antalya) - Temizlikte nasıl bir oyun olabilir, söyleyin?

EJDER AÇIKKAPI (Elâzığ) - “13 okulda bir gün temizlik yapıp bütün okulları biz temizliyoruz." diyor, söyleyin Allah aşkına, hangi akıl bunu mantıklı bulur? Biz millet için didinirken, milletin evlatlarına umut ve gelecek sunarken bu siyasi gösterilerle o temiz geleceği göremeyiz. İşte, bütün bu samimiyetsizlikler içerisinde temizlik meselesi bahane edilip gerçekler çarpıtılıyor. Şunu iyi bilelim ki okullarımız siyaset meydanı değil irfan ocaklarıdır. fikri hür, vicdanı hür nesiller yetiştirmek için mukaddes bir görevimiz varken siyasetin kirli ellerini bu mukaddes yuvalardan çekmeye davet ediyoruz.

CAVİT ARI (Antalya) - Biraz temiz olsun istiyoruz. Okullar pislik içinde mi kalsın?

EJDER AÇIKKAPI (Elâzığ) - Bu mesele sadece temizlik meselesi değil hakikatin temiz kalması meselesidir. Biz milletin emanetine sahip çıkacağız. Bugün bu milletin çocuklarının başında duran bizler ve yarın onların tertemiz gözleriyle bakacağı geleceğe...

CAVİT ARI (Antalya) - Meseleyi söyleyin. Bu konunun açıklanmasını istiyoruz. Şu veciz konuşmayı çözmek için uğraşıyoruz!

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Arı, metni size verecek sonradan.

EJDER AÇIKKAPI (Elâzığ) - Herkes durumu görecek. Milletin okuluna, evladına siyaset bulaştırmaya çalışanlar bu milletin vakarının duvarına çarpacaktır.

Uluslararası raporlarda Türkiye'nin görünümü... Türkiye PISA araştırmasına 2003 yılından itibaren katılmaktadır. PISA 2022'ye yönelik bulgular şu şekildedir: Türkiye matematik alanında 453, okuma becerileri alanında 456 ve fen alanında ise 476 puan almıştır. PISA 2018 sonuçlarıyla kıyaslandığında matematik ve fen bilimleri alanlarında OECD ortalamalarında düşüş olmasına rağmen Türkiye'nin fen alanında puanı artmış, matematik alanında ise mevcut başarısını korumayı becermiştir. OECD raporunda ülkelerin uzun dönem performansları incelenmiştir. Uzun dönem performansına göre Türkiye, matematik ve fen alanlarında performansını istikrarlı bir şekilde artıran 4 ülkeden 1’i olmuştur. Bu performansıyla Türkiye istikrarlı bir şekilde pozitif grubunda yer almıştır. 2000 yılından itibaren PISA’ya katılan tüm ülkelerin ve OECD ülkelerinin ortalamasında düşüş gözlenirken Türkiye'nin puanlarındaki artış dikkat çekmektedir. Türkiye'de dezavantajlı grupta yer alan öğrencilerin yaklaşık yüzde 12’si matematik performansında en üst çeyrekte yer alabilmiştir. Bu öğrenciler sosyoekonomik yönden dezavantajlı grupta yer almasına rağmen kendi ülkelerindeki öğrencilerle kıyaslandığında eğitimde daha iyi sonuçlar elde ettikleri için akademik açıdan dirençli olarak değerlendirilebilirler. PISA’da eğitim materyali eksikliğinden dolayı öğretimin aksama düzeyi OECD ortalamasına göre daha iyi durumdadır. Eğitim Materyali Eksikliği İndeksi Türkiye için eksi 0,57 iken OECD için eksi 0,17 bulunmuştur. İndeks değerinin daha düşük olması eğitim materyali eksikliğinin öğretimi daha az engellediğini göstermektedir.

PISA'da incelenen bir diğer değişken ise dijital öğrenmedir. Bu bağlamda Dijital Öğrenmeye Hazırlık İndeksi hesaplanmış ve bu indeks değeri Türkiye için 0,37 ve OECD ülkeleri için ise 0,02'dir.

CAVİT ARI (Antalya) - Ya, bunları Sayın Bakan okudu zaten, Sayın Bakan okudu.

NİLGÜN ÖK (Denizli) - Anlamamışsınız, altını çiziyor.

SUAT ÖZÇAĞDAŞ (İstanbul) - Doğru değil.

CAVİT ARI (Antalya) - Bunların altı değil, üstü çizilir.

EJDER AÇIKKAPI (Elâzığ) - Bu durum Türkiye'nin OECD'ye kıyasla dijital öğrenme için daha hazır olduğu anlamına gelmektedir. 2018 ve 2022 yılları arasında okulların dijital öğrenmeye hazır olma durumlarında gözlemlenen en büyük iyileşmenin etkili bir çevrim içi öğrenme destek platformunun olması tespit edilmiştir.

Millî Eğitim Bakanlığının katılım sağladığı diğer uluslararası izleme araştırması Uluslararası Matematik ve Fen Eğilimleri Araştırması (TIMSS)'dır. Bu araştırma 4 ve 8'inci sınıf düzeylerinde öğrencilerin matematik ve fen bilimlerindeki başarılarını değerlendirmektedir. TIMSS araştırmasının en son döngüsü olan 2019 sonuçlarına göre Türkiye her iki sınıf düzeyinde de şimdiye kadar katıldığı uygulamalarda en yüksek puanı almıştır. 4'üncü sınıf matematik alanında 523, fen bilimleri alanında 526 ve 8'inci sınıf düzeyinde matematik alanında 496, fen bilimleri alanında ise 515 puan almıştır. Türkiye her iki sınıf düzeyinde de puanlarını artırmayı başararak 4'üncü sınıf düzeyindeki matematik ve fen bilimleri alanlarında, 8'inci sınıf düzeyinde ise fen bilimleri alanında TIMSS 33 ölçek ortalaması olan 500 puanı ilk defa geçmiştir. Bu sonuçlarla birlikte Türkiye TIMSS'deki ülke sıralamasında da iyileşme göstermeyi başarmıştır. 4'üncü sınıf düzeyinde TIMSS 2015 uygulamasına katılan ülke sayısı 49 iken 2019 uygulamasında 58 olmuştur. Ülke sayısı artmasına rağmen matematik alanında 36'ncı sıradan 23'üncü sıraya ve fen bilimleri alanında ise 35'inci sıradan 19'uncu sıraya yükselmeyi başarmıştır.

OECD tarafından 2024 yılında yayımlanan Bir Bakışta Eğitim Raporu'nda Türkiye'de 6-14 yaş aralığında okullaşma oranının yüzde 98,8'le OECD ortalamasının üzerinde olduğu görülmektedir. Bu göstergeler, ülkemizde eğitime yapılan yatırımların etkilerinin nasıl görülmeye başlandığının bir ispatıdır. OECD genelinde yükseköğretim mezunu kadınlar, erkek akranlarının gelirinin ortalama yüzde 83'ünü kazanırken Türkiye'de bu oran yüzde 84'tür. OECD genelinde ortaöğretim mezunu olan kadınlar, erkek akranlarının ücretlerinin ortalama yüzde 84'ünü kazanırken Türkiye'de bu oran yüzde 87'dir.

Son on yılda 2 OECD üyesi ve katılımcı ülke zorunlu eğitim süresini artırmıştır. Türkiye'de zorunlu eğitim, 6 ile 18 yaşları arasında toplam on iki yıldır ve bu süre on bir yıl olan OECD ortalamasının üzerindedir.

Eğitim, AR-GE de dâhil temel bir kamu harcama kalemidir ve OECD genelinde ortalama olarak kamu harcamalarının yüzde 10'unu oluşturmaktadır. Türkiye'de ise bu oran yüzde 10,7'yle OECD ortalamasının üzerindedir. Ülkemizde yükseköğretimde kamu harcamalarının payı yüzde 72'dir. Bu oran yüzde 68'lik OECD ortalamasının üzerindedir.

Mevcut veriler ışığında 21 ülkeden Türkiye, Kore ve Yunanistan dışındaki 18 ülkenin nitelikli öğretmen açığı olduğu görülmektedir. Öğretmenlerin mesleği bırakma oranı ülkeler arasında önemli ölçüde değişmektedir, veri sağlayan ülkeler arasında öğretmenlerin yüzde 2 ila yüzde 12'si her yıl istifa etmekle veya emekli olmaktadır. Türkiye'de ise bu oran yüzde 2'yle bu aralığın alt sınırındadır. Türkiye'de öğretmen başına düşen öğrenci sayısı ortaöğretimde 13'tür, OECD genelinde de öğretmen başına düşen öğrenci sayısı yine ortaöğretimde 13'tür.

Sayın Bakanım, konuşacak çok şey var ama ilimle ilgili de birkaç şeyi paylaşmak istiyorum. Özellikle Elâzığ ilimizde yaşanan depremlerden sonra Millî Eğitim Bakanlığımızın, İçişleri Bakanlığımızın, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımızın muazzam işleri oldu. 405 okulumuz yeniden tahkim edildi, 38 okul binasında güçlendirme ve büyük onarımlar yapıldı.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Açıkkapı, toparlayın lütfen.

Buyurun.

EJDER AÇIKKAPI (Elâzığ) - 252 okul binamızda küçük/büyük onarım iş ve işlemleri yapıldı. 59 okul binası, 988 derslik tamamlandı ve eğitim öğretime açıldı.

MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) - Sayın hemşehrim, bu kadar övdünüz; öğrencilerin, öğretmenlerin günahına giriyorsunuz.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Tanal, lütfen...

MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) - Git Şanlıurfa'ya, okulda öğretmen yok ya, okullarda tuvalet yok Sayın Başkanım ya ama herkesin günahına giriyor sayın hatip.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Tanal, Bakana söylersiniz.

MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) - Bakanının haberi var, Bakan biliyor.

EJDER AÇIKKAPI (Elâzığ) - 9 okul binası, 172 derslik yapımının ise Şubat 2025 döneminde bitimi planlanmaktadır.

Kıymetli Bakanım, ilimle ilgili özellikle 130 yataklı bir öğretmenevi ihtiyacımız vardır. Ayrıca, Türkiye'nin en üst sıralarında yer alan Fırat Üniversitemizin yetkin bir akademik kadrosu var. Türkiye'nin en iyi üniversitelerinden biridir. Biz Elâzığ olarak Millî Eğitim Akademisinin Elâzığ ilinde de değerlendirilmesi gibi bir talepte bulunuyoruz ve bir öğretmenevi ihtiyacımız olduğunu ifade etmiştik Sayın Bakanım. Konu Cumhurbaşkanlığı Strateji Başkanlığındadır, sizin imzanızla oraya gitmiştir; bu konuda desteklerinizi bekliyorum.

2025 yılı bütçemizin hayırlara vesile olmasını Yüce Allah'tan niyaz ediyor, milletimizin desteğiyle eğitim alanındaki tüm hedeflerimize ulaşacağımıza olan inancımı bir kez daha ifade ediyor, hazırunu saygıyla selamlıyorum.